Hacı bektaşın doğum karkaşalığı gerçek doğumu belirsiz

Cevapla
Alevi
Mesajlar: 200
Kayıt: 15 Tem 2007, 21:20

Hacı bektaşın doğum karkaşalığı gerçek doğumu belirsiz

Mesaj gönderen Alevi »

Hacı Bektaş-ı Veli (1281 - 1338)

Hacı Bektaş-ı Veli (1209 - 1271), Horasan Nişabur doğumlu, Anadolu Aleviliğinin oluşumunda büyük çabalar harcayan, daha sonraki yıllarda “Horasan Erenleri” diye anılanlar arasında Hacı Bektaş Veli önemli bir yer tutar.
Gerçek ismi, Seyyid Muhammed bin İbrahim Ata’dır. Lokman Parende’den ilk eğitimi almış ve Ahmet Yesevi (1103-1165)’nin öğretlerini takip etmişti. Ondan dolayı Yesevi’nin ‘halife’si olarak kabul edilmektedir.
Resim
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Re: Hacı bektaşın doğum karkaşalığı gerçek doğumu belirsiz

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar Bugün Hünkar hacı bektaş-ı veli hakkındaki tarihi belgelerden bahsetmek istiyorum..

Öncelikle hünkar'ın doğum ve ölümüyle ilgili belgeleri sunalım:


Hacı Bektaş ile ilgili yapılan araştırmalar Hünkar'ın


Horasan’ın Nişabur şehrinde doğduğunu göstermektedir., Hünkar, Ömer Hayyam ve Mantık-ut-Tayr sahibi ünlü şair Ferid-ud-din Attär’ ın hemşerisi idi.

Hünkar, Attar ile Lokmän Perende“den näsip almıştır...


Baha Said Bey, Hz. Pir için Anadolu Türk sazını te’yid etmiş ve Türk dilini dine sokmuş bir velidir’’ diyor.

Aynı makaleye göre , Hakk’a yürüme tarihi ,ebced hesabıyle (Bektaş= 723) (1323 M.) veya (Bektaşiyye=738) (1337 M.) hicri yılıdır...


Hacı Bektäşi Veli Kütüp hanesinde bulunan bir hal tercemesi (özgeçmiş) kağıdına Nişäbur Hicri 640 (M.1242) de doğup, Hacc yaptıktan sonra, 670 H. (1272) yılı Muharrem ayında Suluca Karahöyük’e geldikleri ve 738 H.( 1337M. De bila veled ( çocuğu olmaksızın ) Hakk’a yürüdükleri yazılıdır..

Ammet Efläki’nin, Menakıp-ül-Arifin adlı eserin de ise, Hz. Mevlänä“nin 672 H. (M. 1273) de vefätı, Hacı Bektasi Veli“nin 670 H. (1271 M.) de Anadoluya geldigi ve Celäleddin Rumi ile görüştüğü yazılıdır. Doç.Dr. Bedri Noyan Baba c.1.sa.3.


Aşık Paşazade Tarihi’ınden başka diğer kaynaklar , Hz.Hünkar’ın , Orhan Gazi ile görüştüğünü kabul eder. Orhan Gazi (726 .1235 M.) da Bey olduğuna göre ,( 738. 1337 .M. )de vefat eden Hz.Pir’le görüşmüş olabilir....


ABD Michiga Taylor Bektaşi Dergahı’nın yayın organı olan Bektaşilik Sesi adlı dergide bir yazıya göre , 1236 (623-24 H.) da Nişaburda doğmuş olan Hz.Pir Hacı Bektaşi, Bektaşiliği 1256 (654 H.) tarihinde kurmuştur. Annesi Ahmet Efendi Kızı Hätem veya Hateme hatundur. Babası orada väli ve idareci (ruler and guvernor) idi.


Hasan Basri Erk, Hz. Pir’in doğum tarihinin 1249 M.(646 H.) olduğunu Tevärih-i Mevleviyye’de yine 640 H. Olarak gösterildiğini kayderer. Aynı kaynak Hz. Pir’in Anadoluya 24 yaşında gelmiş olduğunu dile getirir, sonrada şu yollardan geçerek (Nişabur,Mekke,Medine,Kudüs,Şam,Halep) Anadolu’ya bu güzergahlardan hareket edip, sonrada Kırşehir’e yerleşmiştir. Doç.Dr. Bedri Noyan Alevi Bektaşi yayınları.c.1.saf.4

Abdülbaki Gölpınarlı’da, Ankara Kütüphanesinde Hacıbektaş’tan gelen kitaplar arasında 132. A.I. No.da kayıtlı Kaygusuz Abdal’ın hurufe ait küçük bir risalede Abdal Musa’nın ‘’Pend’’ ve ‘’Nasihat Name’’ adını taşıyan kısacık bir risaleni ihtiva eden ve ilk risalenin sonunda kayda göre 1291 Ramazan’ın on iki’sinde (1874) , ‘’Sivas’’da istinsah edilen mecmuanın baştarafında , ‘’Hazine-i celileden şerefvürüd eden tümär-ı kebirden muharer olduğu üzere tärıh-i vilädet-i şerifleri 606 (1271) vefat-ı muharrer olduğunu işbu mahalle tahrir olundı’’ Bu kayda göre Hz.Hünkar’ın Hakka yürüdüğünü belirtmiş bulunuyor. (29.A) Yani Hz.Hünkar, Mevlana’dan aşağı yukarı üç yıl önce ölmüştür.

yazın hazırlanırken, http://www.pirsultanabdal.biz/index....d=13&Itemid=60 Sitesindeki tamamen tarihi bilgi ve belgelere dayalı makalelerden faydanıldı..

Hünkar hacı bektaş-ı veli ile ilgili tarihi belgeleri sunmaya devam ededim:


Ankara Kütüphanesinde O.1251 No. Da kayıtlı ve 1179 ‘’Recebin’’de yirmi ikinci günü (4.1.1765) meşhur ‘’Uyun-al-Hüdäya” müellifli Giritli Derviş Ali (Resmi Ali Baba) tarafından istinsah edilir ‘’Vilayet-Name’’nin ilk yaprağı üstünde şu satırlar yazılıdır.


‘’Vilayet-i şerifleri : 606 ( hicri



Müddet-i ömrleri : 63


Rıhlet-i nakiller : 669 ( Hicri)





Silsile-Name’de muharrer olduğu’’ Veläyetnäme Menäkıp-ı Hünkär Haci Bektäşı Veli .Abdülbaki Gölpınarlı. Sa.ıı.xxıv.


Genel tüm tarihlere baktığımızda , Hz.Pir’in Rüm’a gelişi , üçüncü Gıyaseddin Keyhüsrev zamanındadır.. şeklinde bir sonuca ulaşabiliriz..

Hz.Hünkar, Lokman Perende’ye bağlanıp, dergähında üç yıl hizmet ettikten sonra Şeyh Hacı Bektäşi Veli “de belirten gerçeğe ulaşma nurunu farketmiştir. Yol erbäbinca meşhur olan bir deyim vardır.

’’Evvel giren değil, evvel gören .’’


Lokman Perende Hz. Hünkär’ın yıllar önce dergähına bağlanan ve kendisinden daha yaşlı olanlardan önce bu aşamaya erişini ötekilere onaylatmak ister. Bir gün birlikte kıra çıkılır. Bir gün harman yerinde yığılmış olan darıları müridlerine gösteren Lokman Perende, darıları dağıtmadan , bunun üzerine iki rek’ät namaz kılmalarını buyurur.

Hepsi yana çekilip dururlar, Hz.Hünkär buyruğu yerine getirir.

Bu bakımdan diğer dergah mensuplarıda bu olayı onaylarlar.


Dergaha döndüğünde mürşidi, şeyhinden kalmış olan emanetleri (täc hırka ,sofra, çeräğ, alem, seccäde...) kendisine teslim olunur. Icäzet ve hiläfetnäme vererek halifelik katina ulaştırır.

Aynı yılın Zilhicce ayınınn sonlarına doğru , doksan yaşında Hakka göçen ‘’Lokman Perende’’enin yerinde Hünkar post-nişin olarak , beş veya altı yıl aydınlatıcılıkta kaldığı dile getirilir.

Bazı araştırmacılar , Hacı Bektäşı Veli’nin Babailerden Baba İlyas ve onun halifesi Baba Resulullah diye anılan Baba İshak ile ilgisini kabul etmezler.


‘’Baba Resul Halife-i Häss’’ı sözünü ,onlara göre , Kırşehir’de hizmet ve intisabından ve ondan ikinci defa hiläfet almasindan kaynaklandiğını kabul ederler.

(Doç.Dr.Bedri Noyan.Alevi Bektäşi’lik.c.1.saf.21.)


Tevfik Oytan ise, Hünkar'ın Ahmet Yesevi dergähından çıktıktan yirmi beş ay sonra ve otuz yaşlarındayken Suluca Karahöyük’e geldiğini yazar.

Tarihi bir el yazmasında ise, Hünkar ve İmam cafer-i sadık ilişkisinden bahseder:

"...İmam Ca’fer-üs-Sadık’ın kendi hıtkasını Beyazıd Bistämiye’ye bıakıp ehli meydana çıkıncaya kadar onda emanet durmasını söylediği,

ondan hırkanın Şeyh Lokman Perende’ye geçtiği, onun da tebberrüken hırkayı bir defa giyup güzelce sakladığı,

vakta ki Hacı Bektäş Veli ortaya çıkınca bu hırkayı , Cafer Sadık hazretlerinden beri gelen emre uyarak , Horasan Erleri huzurunda Hz.Pir’e tevhid ve tezkir ve tekbir ile giydirip teslim ettiği’’

yazılıdır..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Re: Hacı bektaşın doğum karkaşalığı gerçek doğumu belirsiz

Mesaj gönderen Dede-baba »

Bezmi Nusret Kaygusuz , Hz.Pir’’in ‘’Hacı’’ läkabını alışınışını su şekilde yorumluyor.

"... Hocası Lokman Perende ,Horasan’dan hacca gittiğinde, Arafat’ta belirli bir zaman geçtiği zaman, arkadaşlarına ,bugün arife, bizim evde şimdi ‘’pişi’’ pişirirler, demiş.

Bu häl Haci Bektaşi Veli’ye malum olmuş. Lokman Perende evinde pişirilen pişiden bir tepsiye koyarak , bir dakika içinde Arafat’a ulaştırmış. Orada bunu yemişler. Hacc dönüşü ‘’Nişabur’’ halkı kendisini karşıladığı ve tebrik ettiği zaman , Lokman,

‘’Asıl hacı olan Bektaş’tır, hepimiz onu kutlayalım’’ diyerek onun kerametini topluma duyurmuştur.

Bu kısımdan sonra yazar’ımız şu yorumuda eklemiştir.


‘’....Hacı Bektäş Veli’nin hacca gitmeyi değil, Ravza-i Nebevi ile hacc töreninin yurda nakledilmesini düşünmüş olması daha doğrudur.


O pek a’la biliyordu ki, hacctan maksad, häl ve vakti müsaid olan Müslimanların yılda bir defa bir arada toplanıp birbiriyle tanışması, siyäsi ve içtimäi dertlerini ihtiyaclarini, milli arzularını bir diğerine anlatmasıdır.

Halbuki o esas hiçbir zaman tahakuk etmemiştir. Bu iş yalnız aç gözlü Arap’ın menfaatine yaradı. Müslimanların her sene Araplar tarafından soyulmasına yol açtı...."

hac meselesi gerçekten önemli bir meseledir.

"... hersene binlerce insanlarımız hacc’a gidip, milyonlarca dolar akmaktadır. Halbuki Türkiyede, doğu Anadolu’da ,okula gidemeyen vede evinde ekmek bulamayan yoksul insanlarımız vardır. Kimsenin ibadet’ine karşı taraf değilim, fakat bir senede fedakarlık yapmaları ,binlerce hacca’ bedeldir...."


Hacı Bektäşi Veli o makaamät-ı mubareke’yi , okuduğumuz kaynaklara göre Pir’imiz (Kutsal Orunu ) Kabe'yi Türk illerine mal etmek emelinde idi.

‘’Suluca Karahöyük’te bir tepeye Arafat Dağı adını vermesi, orada çıkardığı , bugün hälä kutsal sayilan suya “”Zemzem Pınari” demesi, uzaktakini buraya getirmiş ve ‘’Kıbleyi’’ mübarek Anadolu’nun ortasına kondurmuş olması bunu gösterir.

Uluğ Kızılkeçili’nin Hz. Pir hakkındaki şu şiirini okuyalım, belkide bunu ifade eder.


Murtazä sırrına ermiş ersin
Camiye sığmayacak minbersin.
Sana dönmüş hacı olmuş Ka’be,
Kitäbın yok amma Peygambersin.



Taşköprülü Zäde“nin Arapça kaleme aldığı Mecdi Efendi’nin Türkçe’ye çevirdiği 1580’de (1269 Hicri) Tabhänei ämire”de basılan ve ilk adı ‘’Şekäik”in Şekääk-i Nu’mäniyye“ye dönüştürüldüğü eserin 44. sayfasında, Hz.Hünkär için yazılan giriş cümleleri dikkat çekicidir.

‘’...Ashäb-ı kerämet ve erbäb-i välayet-in ortasinda vüfur-i keramet ile meşhur ve mezkür olup havarik-i ädätı na mahsur ve gayret-i maksurdur.’’keramet gösterenler ve veliler arasında , kerametlerin çokluğu ile ünlüdür. Böyle tanınan ve anılır. Olağanüstü halleri ve kerametlerine sınır ve ölçü yoktur. .."

Ahmet Refik’de şu şekilde açıklık getiriyor.


‘’...Yeniçerilerin tesmiyesi (adlandırılması) Hacı Bektäşı Veli tarafından icra edilmiştir.

Bir gün Orhan Gazi, Amasya civarında ikamet eden Hacı Bektişi Veli’ye müracat ederek yeni teşkil eylediği askere bir isim koymasını rica etmişti.

Hz.Pir ,ordu efradından birini çağırıp kolunu neferin başı üzerime koymuş, yen’leri neferin arka tarafından ensesine doğru sarkmıştı.

İşte, yen’in bu vaziyette sarkasına hatıräsı olmak üzere ‘’Börk’’ denilen külah icad olunmuştu.

Ba’dehü, Hz.Bektäş :

"...Bu yeni askerin ismi Yeniçeri olsun. Cenab-ı Hakk yüzlerini ak bäzularini kavi kilinclarini keskin ,oklarını mühlik (teklikeli) ,kendilerini galip yursun! Diye dua etmiştir..’’.

Tarih-i Umumi s.423. Ahmet Refik.


Fakat Aşık Paşazade’nin verdiği şu bilgiler tanık olarak görülür.


Sual: Bu Bektaşiler derlerki yeniçerilerin başlarındaki taç Hacı Bektaş tarafındandur, dirler.

Cevap:

---Yalandır. Bu börk Bilecik’te Urhan zamanında zehir oldu. Ve illä Bektaşiler giymeye sebep , Abdal Musa , Urhan zamanında gazaya geldi. Bir yeniçeriden eski bir börk, diledi. Yeniçeri virdi.

Abdal Musa bununla viläyetine geldi. Vallahi asli budur...”

Demektedir...

Türk Ansilopedisi’nde:


‘’...691 H. (1291-1292 M.) yılında düzenlenmiş bir vakfiyede Hz.Hünkär El´Merhum bahsedilmesi nahazet 697 H. (1297´1298 M-) tarihli diğer bir vakfiyyede

Karahöyüğe Hacıbektäş nahiyesi denmesi ve Hz.Hünkar Veli hazretleri hakkında ‘’Kuddise sırruhü sırrı kutlu olsun’’ kaydının bulunması ,Hz.Hünkär hazretlerinin bu tarihlerden önce Hakka yürüdğünü kesin olarak gösterir’’mealinde bir kayıt vardır...


Hz.Hünkär ,Talik yazılı B.yazması Vilayetnäme”de s-364”de şöyle bir bölüm var. Hz.Pir son sözlerini dile getirir.


Didi kim İsmail’im dinle sözüm,
Has Halifemsin benim kendi özüm.
Rüz Pençsenbih bugün (olup) dürür ,
Gidersem ben tutma as düğün dürür.



Yukardaki dörtlükte geçen ‘’Rüz Pençsenbih’’ sözlerinden Hz.Pir’in bir Perşembe günü Hakk’a yürüdüğü anlamını vermektedir. Tabiki buna benzer çok belgeler bulmak mümkündür. Perşembe günü hakka yürüyeceğini bildiğinden ,Sarı İsmail’den , gürüldü ağıt istemediğini sessiz davranmasını , osırada gelecek bozatlı bir atlı ile son hazırlıkları yapmasını söyler ve sözlerine şunlları ekler.

‘’...Dünyanın gidişi budur. Gelen gider, Sende hizmet eyle, sofra yay Himmet dilersen cömertlik et. Hak, Murtezädä“dan (H.Ali“den) erlik göstermesini keramet işlemesini istediklerinde Kanber’e Sofra’yı yay’’ buyurmuştur. Benden kısve giyen mürid konuk istesin , konuğa hizmet itsün, şeytan gibi kendisini görmesün , kimsenin yatan itini kaldırmasın, kimseye ululanmasın, hased itmesin

Bundan sonra ‘’yedinci’’ ve ‘’kırkıncı’’ günleri helva döktürmesini de vasiyet etmiştir.


Bazı kaynaklar gelen bozatlı yüzü yeşil peçe ile örtülüdür. Bazı yazmalar , bunu Hz.Hızır ,diye lanse eder. Bazılarıda Sarı İsmail Sultan derler

Tüm hizmetler bittikten sonra Bozatlı zatın gidişinden önce yanına yaklaşarak :

‘’Yıkadığınız zät Hakk’ıyyçün, kimsin’’ diye sorar O da yüzündeki peçeyi kaldırır.

İsmail Sarı , bir anda şaşırır.

Hz.Hükar’ın ta kendisidir. ‘’Beni bağışla Hünkärım otuz üç yıldır hizmetindeyim, seni bilememişim’’ der.
sn dede-baba

Lütfen mesajlarınızı bir mesaj içinde yazınız. Gereksiz yere peşpeşe cevapla şeklinde yazılar yazmayınız!
Yönetim.
yozgatli yigit
Mesajlar: 57
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:22
Konum: Berlin / Almanya

Re: Hacı bektaşın doğum karkaşalığı gerçek doğumu belirsiz

Mesaj gönderen yozgatli yigit »

Arkadaşım bizi ne ilgilendir hacı bektaşın cenazesini kim kaldırdı peçesi yeşilmiydi sarımiydı mavimiydı bize ne faydası var? Biz Alevileri ancak hak yol İslam ve Ehlibet'in pak soyu Oniki imamlar ilgilendirir ancak. Bu hacı bektaş uçmuş tamam uçmuştur bana ne faydası var? Etrafına bir bak, kime ufacık bir faydası olmuş bana ne bundan??

Sen bizim yolumzu böyle masallarla karartabileceğinimi sanıyorsun? Bu anlattıklarına bin bir masal eklesen bizi hak yol Ali-Muhammedin(sa) yolundanmı soğutacaksın? Buna ne senin nede seni gönderen karanlık odakların karanlık güçlerin gücü asla yetmeeeeeeeeez. Sen git bu masalları çoçuk sitelerinde yayımla onları uyut.

Biz hacı bektaşın cenazesini hiç merak etmedik etmiyoruzda. Cenazeyi hagi renkteki peçeli birisi götürdüğü hiçde umurumda değildi. Osmanlının Hünkar dediği onu batın padışahı ilan ettiği kişiyi bendemi akılsızca Osmanlıların siyasetini uygulayım, bunu Osmanlı hayranları uygulasın bana ne bundan? Ne faydası var bu anlattıklarının, şimdiye kadar kime bir faydası olmuş adam uçmuş filan söyle örnek getir bakalım getirmezsen sahtekar ve hilebaz oldunu herkes öğrenecektir tamammı????

Sen cehaletinde diretiyorsun illede Osmanlı illede Bektaşi demektesin, al git senin olsun, hediyemiz olsun güle güle kullan, birde sende uç bakalım uçmak sana iyi gelir belki hava alırsın yükseklerin havası iyi gelir belkide hacı bektaşı görürsen bizdende selam söyle fazla uçmasın biryerini üşütür sonra!!!
Resim
Cevapla

“Bektaşilik Nedir?” sayfasına dön