Hüseyni yazdı:bektaşilik sünnilik ise
1_bektaşi tarikatını,saray kurdu ve destekledi,hal buysa,sarayla iyi geçinemeyen ve sünnileşmeyen kitlenin zamanla bektaşi olması ve semahı,ibrigi,süpürgeyi kutsaması tezat degilmi?
..
Hüseyni can bir kez daha kutluyorum,ilim böyle gelişir sorarsın cevap alır yenidenm sorarsın sunulan tezi soru yağmuruna tutup çelişki ararsın eğer tez sağlamsa korkma yıkılmaz çürümez,
Sağlıklı müzakere böyle olur günümüz insanı çoğunlukla atadan kalma inancına dokunulduğunda sorularla yargılandığında cevap vermek cevap aramak müzakere yapmak yerine soran kişiye küfrediyor,hain ilan ediyor,bizi asimile ediyor diye kaçıyor oysa doğruyu arayan insan kendisine aykırı gelen bilgininde üzerine cesaretle gidebilmelidir,
Bektaş sünnidir bektaşilik tarikattır sufist sünni bir tarikattır dedğimde onlarca yıldır yaptıkları bu
Oysa kanıtları dinleyip sorgulamalı ve tezi çürütmeliydiler,çürütselerdi vazgeçerdim,
Soru cevaplarına gelince forumdaki bektaşilik ve hacı bektaş bölümlerindeki yazışmalarda cevaplar var ama burada bir kez daha toparlamış olmakta fayda görüyorum.
buradaki sorunda önce bir tesbit yapıyor sonra soruya geçiyorsun, tespit ile soru direk ilgili değil çünkü tespit doğrudur yani bugün herkes bektaşiliği osmanlı padişahı 2.bayezidin kurduğunu ,balım sultanıda bu konuda görevlendirdiğini biliyor,yine 1826 ya kadar tüm padişahların bu tarikatı maddi ve manevi olarak destekledikleri postnişin atadıklarını ona yetkiler verdikleri destekledikleri apaçık biliniyor.
Bu tespite bağlı olarak sorduğun soru bektaşiliğin sünniliği dışında cevaplanması yada araştırılması gereken ayrı bir konudur ,
Kültürlerin inanç içine girdiklerini ve zamanla inancın ayrılmaz parçası olduklarını her din ve dini anlayış fırka için söz konusu olduğunu biliyoruz,
Semah,ibriğ süpürge tipi sembollerin bektaşiliğin içine tam olarak hangi tarihte girdiğini bilmiyoruz,
Hacı bektaşın semah dönüp dönmediğinide bilmiyoruz,belki bugünkü bektaşi önderleri gibi sadece seyrediyor kendisi dönmüyordu ,belki kendiside dönüyordu bunu tespit edemiyoruz ama zamanla semahın bektaşiliğin ayrılmaz bir parçası olduğunu biliyoruz,
Yine islam öncesi eski türk inançlarının bazılarında şamanlar ve semah ,kopuz ilşkisi olduğunuda biliyoruz,
O halde semahın ve sazın oradan bektaşiliğin içine taşındığını söyleyebiliriz, muhtemelen bektaşiliğin içine giren türk kitleler bunları taşıdığını söyleyebiliriz,bektaşilik bünyesi bunları reddetmedi çünkü benzer uygulamaların sünni tasavvufi tüm tarikatlarda olduğunu biliyoruz,hatta mevlevi seması ile bektaşi semahını birbirinden çokta ayıramayız, hatta iddia ediyorum semah dönenler aynı mevleviler gibi namaz oruç hac vs gibi ibadetleri inkar etmeselerdi semahı alternatif bir ibadet gibi sunmasalardı anadoluda egemenlerce semazenlere gösterilen hoşgörü semahçılarada gösterilecekti,
Kültürlerin dine nüfuz etmesi olağandır ve her dinde olmuştur,sünni tasavvufi tarikartlardada benzer ritüeller vardır yani bunların olması tarikatın sünniliğiyle aleviliğiyle ilgili değil o inanca dışarıdan motif taşımayla ilgili bir durumdur.