Yığdıklarımız Nereye Gidiyor ?

[beyazgül12]

YIĞDIKLARIMIZ NEREYE GİDİYOR ?
"Amellerin Muhasebesi"


Namaz kılıyoruz ama zevk almıyoruz.Ağır geliyor ,hemencecik kılıp yükümlülüğü üzerimizden atmak istiyoruz.

Oruç tutuyoruz ama içeriğinden gafiliz. " Bir an önce iftar saati gelsin de türlü türlü yemekler yeyip ardından keyi çayı veya keyif sigarası içelim " diyoruz.


Neden eğlenceye gelince koşa koşa,mescide gidince üşene üşene gidiyoruz ?

Neden gençlerimize " Namaz kılın !" dediğimizde burun kıvırıyor,eğlenceye çağırdığımızda koşa koşa geliyorlar ?

Neden " para " veya "altın " denilince gözlerimiz sonuna kadar açılıyor da " kitap " veya " Kur an " dendiğinde dudak büküyoruz ?



Oysa ki " Kendinizi nasıl bilirsiniz ?"

diye sorduklarında " İmanlıyım " veya " dindarım " diye tanımlıyoruz .İyi de bu nasıl iman ki bir türlü tadına varamıyoruz ? Bütün ibadetlerden kaçıyoruz ama yine de kendimizi " dindar " olarak görüyoruz !


Neden böyleyiz ?

Çünkü hep kendimizi kandırıyoruz! Sonra da sanki kendimiz çok dindarmışız gibi ,üstüne üstlük bir de başkalarının Allah ile olan irtibatını beğenmiyoruz !

***

Peygamberimiz sallallahu Aleyhi ve Alihi bir gün ashabını toplayıp onlara bir konuşma yaptı. Öyle bir şey söyledi ki hayatımızda çok nadir düşüncesinde olduğumuz ,belki de hiç aklımıza getirmediğimiz bir noktaya değindi.Çok önemli ve hassas bir noktaya ....!!!!


" Hesaba çekilmeden ( sorgulanmadan ) önce siz kendinizi hesaba çekin ( sorgulayın )."

Yani Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Alihi buyuruyor ki :

" Kendinize bir sorun," Ben neyim,neye dönüşüyorum ve yarın ne olacağım ?" On yıl önce neredeydim,beş yıl önce ne oldum , bu gün ne haldeyim ve yarın akibetim ne olacak ?"


*****


Dinde ibadetin küçüğü büyüğü yoktur.Hiçbirini küçümsemeyin.Allah ,ahiretimize göndermeniz için o kadar kolay fırsatlar sunmuştur ki çoğu zaman onlara burun kıvırıyor,görmezden geliyoruz. Gerçekten de ne yaparsak biz kendimize yapıyoruz,Allah ın hiçbir şuçu yok.


Rivayetlerde şöyle geçtiğini hiç duymadınız mı ?

Bir tane salavat getirseniz melekler yüzlerce salavat hediye ederler ve bu amelinizle bizzat kendi makamınız yücelmiş olur ....


Bir geçe günahlarımızdan dolayı pişmanlık duyup ağlamak ,Allah ın bin bir rahmet kapısını aralar...


Namazları ilk vaktinde kılmak ,Allah ın size olan sevgisini kat kat artırır ; O nun sevgisi Muhabbet deryasına dönüşür..Madem öyle ,neden hiç ibadetlerimizden haz almıyoruz ? Neden çocuklarımız ibadete yanaşmıyor? Neden ediyoruz ve tembellik ediyorlar?

Çünkü biz ,Peygamberimizin Sallallahu Aleyhi ve Alihi az önce belirttiğim tavsiyesini dikkata almıyoruz. Kendimizi hesaba çekmiyoruz,SORGULAMIYORUZ .Nerede yanlış yaptığımızı araştırmıyor ,teşhis yoluna gitmiyoruz.YIĞDIKÇA YIĞDIĞIMIZI sanıyor ,onlarla ahirette zengin olacağımızı düşünüyoruz..Gönlümüzü ,bir an önce kılıp kaçmaya çalıştığımız namazlarla hoş tutuyoruz; sanki onlar yerinde kalacakmış gibi

[beyazgül12]

Adamın biri çiftçiydi...Çeşitli yerlerde tarlaları vardı.Hepsine de buğday ekmişti.Yazın ortasında ektiği buğdayları hasat edip depolara doldurdu.Bir tarlanın ürünü bir depoya ,diğer tarlanın ürünü de bir başka depoya ..Nihayetinde bütün depoları buğdayla dolmuştu. Bir süre sonra depoları gezmek ,mal sayımı yapmak istedi. Hangi depoyu açtıysa içinde bir şey göremedi. Hepsi bomboştu. Merakla komşu köylülere sordu ." Be adam !" dediler," Senin ürünün iyiydi ama depolarına bekçi dikmedin ki ..Bu kadar mal yığan biri nasıl olur da ona gözcülük edecek bir bekçi tutmayı düşünemez ? Belli ki hepsini hırsızlar götürmüş!"


Bir gün Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Alihi " Kim La ilahe İllallah ,derse ,Allah cennette ona bir ağaç verir " buyurdu. Derken ashabından biri gülerek araya girdi : " Desinize ya Resulallah ! Bizim şimdi Cennette ormanlarımız vardır,çünkü her gün defalarca La İlahe İllallah " diyoruz !...

Bunun üzerine Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Alihi ," Evet " dedi." Ormanlar oluşturacak kadar ağaç gönderebilirsiniz ; ama bunun bir de şartı vardır.Şu şartla ki beraberinizde ateş de göndermiş olmayasınız !!!"


Bunlar ,muhasebe etmemiz ve düşünmemiz gereken şeylerdir. Demek ki ahiret gününe ağaç gönderebileceğimiz gibi ateş de gönderebiliyoruz.Kendi depolarımızı kendimiz boşaltıyor veya ateşe veriyoruz ! Topladıklarımızın akibetini hiç düşünmüyoruz !!!!


Hiç düşünüyor muyuz : Geçen Cuma dan bu Cuma ya kadar dindarlığımızı ve imanımızı ne kada güçlendirdik ? Günanlardan ne kadar uzak durduk ? Namazlarımıza ne kadar önem verdik ? Hayır işlerimizi ne kadar koruyabildik ?


***

Mahşer günü ,ahiret veya kıyamet dediğimizde hep Allah tan ve Allah hın azabından korkuyoruz.Aslında korkmamız gereken Allah değil !!!Allah her şeyi sebep sonuç ilkesine göre yaratmıştır.Yaratılışın temel felsefesi budur.Yani Cenneti de Cehennemi de kendimiz oluşturuyoruz.Yiyi şeyler yaptıktan sonra onunla rehavete kapılıyor,gönderdiğimiz ateşleri göz ardı ediyoruz. Halbuki topladığımız onca hayrı korumayı da bilmeliyiz. Daima kendimizi hesaba çekmeliyiz. Çünkü ne konuşsak ve ne yapsak o gün karşılığını bulacağımızı bilmeliyiz. Eğer daima bu düşüncede olsak,gençlerimizi buna inandırsak hiç kuşkusuz çok yol alırız.


Ariflerden birine sormuşlar : Eğer sana deseler ki ömründen bir gün kalmış ne yaparsın ?

Demiş ki :Hiç ! Her gün ne yapıyorsam ,onu yaparım.

" Tövbe etmek,daha fazla ibadet etmek ,günahlarına ağlamak ve geçmişi telafi etmeye çalışmak istemez misin ?"Dediklerinde de şöyle cevap vermiş :

" Bu sizin söyledikleriniz ,kendisini hesaba çekmeyen insanlar için geçerlidir.Ben ,mükellef olduğum günden itibaren kendi kendime hep şunu söyledim: Ne yaparsan yap ne söylersen söyle ; Kıyamet gününde karşına sadece onlar çıkacak ! O halde her gününü bunları hesap ederek geçir !!!!!


Alıntı yazı ...