Ayet Ve Hadislerde Mescid

Cevapla
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Ayet Ve Hadislerde Mescid

Mesaj gönderen f_altan »

MESCİDLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER(1)

Mescit Allah'ın Evidir

"Mescitler şüphesiz Allah'ındır, öyleyse oralarda Allah'la birlikte başkasını çağırmayın."(1)
"Hani Kabe'yi, insanlar için dönüş / toplanma ve güven yeri kılmıştık. İbrahim'in makamını namaz yeri edinin, dedik. Evimi tavaf edenler, ibadete kapananlar, rüku ve secde edenler için temiz tutun diye İbrahim ve İsmail'le ahitleştik."(2)
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Tevrat'ta şöyle yazılmıştır: "Şüphesiz yeryüzündeki evlerim, mescitlerdir. Evinde kendisini temizleyen, sonra beni görmeye, evime gelen kula ne mutlu! Bilin ki ziyaret edene ikram etmek ziyaret edilenin boynunadır ve yine bilin ki gece karanlıklarında mescitlere gidenleri kıyamet günü parlak bir nurla müjdele!"(3)
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mescitlere gidiniz, şüphesiz mescitler Allah'ın yeryüzündeki evleridir. Her kim tertemiz bir şekilde mescitlere giderse, Allah onu günahlardan temizler ve onu kendisini ziyaret edenlerden yazar. O halde mescitlerde çok namaz kılın ve dua edin."(4)

Mescit Yapmanın Sevabı

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kuş yuvası kadar da olsa mescit yaparsa Allah cennette kendisine bir ev yapar."(5)
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir mescit yaparsa Allah ona cennette bir ev yapar."(6)

Evde Mescit Edinmek

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ali'nin (a.s) içinde sadece bir sergi, bir kılıç ve bir Kur'an bulunan bir odası vardı. Orada namaz kılardı. (Veya şöyle buyurmuştur:) Orada öğlen vakti istirahat ederdi."(7)
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ali'nin (a.s) evinde bir odası vardı. Ne büyük ve ne de küçüktü. Orayı namazı için ayırmıştı."(8)
İmam Sadık (a.s), Misme' için yazdığı bir mektupta şöyle buyurmuştur: "Evinin odalarından birini mescit edinmeni, orada iki eski ve kaba elbise giyinmeni ve Allah'tan seni ateşinden kurtarıp cennete götürmesini dilemeni batıl ve günah olan hiç bir sözü söylememeni senin için severim."(9)
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ey Ebuzer! Bu mescidimde bir rekat namaz kılmak, diğer mescitlerde kılınan yüz bin rekat namaza eşittir. Mescid'ul-Haram müstesna Mescid'ul Haram'da kılınan bir rekat namaz kılınan yüz bin rekat namaza denktir. Bütün bunlardan daha üstünü ise insanın aziz ve celil olan Allah'tan başka hiç kimsenin görmediği ve sadece Allah-u Teala'nın rızasını taleb ettiği evinde kıldığı namazdır."(10)
_______________________
1- Cin suresi, 18. ayet
2- Bakara suresi, 125. ayet
3- Bihar, 83 / 373 / 37
4- Emali'es-Seduk, 293 / 8
5- Bihar, 77 / 121 / 20
6- el-Kafi, 3 / 368 / 1
7- Bihar, 76 / 161 / 1
8- a.g.e. h. 2
9- a.g.e. 84 / 244 / 32
10- Bihar, 83 / 369 / 30


MESCİDLERLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER(2)

Mescidi Bayındır Kılmak

"Allah'ın mescitlerini sadece, Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namaz kılan, zekât veren ve ancak Allah'tan korkan kimseler onarır. İşte onlar doğru yolda bulunanlardan olabilirler."(1)
Resulullah (s.a.a), kendisine, Mescidin nasıl bayındır kılınacağını soran Ebu Zer'e şöyle buyurmuştur: "Mescitlerde yüksek sesle konuşmamalı, batıl sözler konuşulmamalıdır. Onlar da alışveriş yapılmamalıdır. Mescitte olduğun müddetçe boş şeylerle uğraşmayı terk et. Eğer böyle yapmazsan kıyamet günü kendinden başkasını kınamamalısın."(2)
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Mescitlerinizi delilerinizden ve çocuklarınızdan uzak tutun. Allah-u Teala'nın zikri dışında sesinizi yükseltmeyin. Mescitlerde alışveriş etmekten ve silah taşımaktan sakının. Haftada bir gün mescitleri güzel kokularla doldurun. Kapılarının önüne temizlik araçlarını koyun." (3)

Mescitlere Gitmek

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim cemaat namazını kılmak için mescide giderse attığı her adıma karşılık yetmiş bin iyilik yazılır. Aynı miktarda derecesi yükselir. Eğer orada ölürse Allah kabrinde ziyaret etsinler, yalnızlığında menusu (arkadaşı) olsunlar ve dirilinceye kadar kendisine mağfiret dilesinler diye kendisine yetmiş bin melek tayin eder." (4)

Mescitlerde Oturmak

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ey Ebu Zer! Mescitte oturduğun müddetçe Allah-u Teala aldığın her nefes sayısınca sana cennette bir makam bağışlar. Melekler sana selam gönderir. Mescitte aldığın her nefese karşılık sana on iyilik yazılır. On günahın da silinir." (5)
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Mescitlerde namazı beklemek için oturmak bir "hades" ortaya çıkmadıkça ibadettir" Kendisine, "Ey Allah'ın Resulü! Hades nedir?" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Gıybet etmek!" (6)
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Üç oturma dışında mescitteki oturma boşunadır: Namaz kılan kimsenin kıraati, Allah'ın zikri veya ilim dileyen kimsenin oturması." (7)

Mescitlerin Şikayeti

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mescitler komşularından kendisine gelmeyenleri Allah-u Teala'ya şikayette bulunacaklar. Aziz ve celil olan Allah onlara şöyle vahyedecek: İzzetime ve celalime andolsun ki, onların hatta bir tek namazını bile kabul etmeyeceğim, halk arasında onların bir adaletini aşikar kılmayacağım, onları rahmetime erdirmeyeceğim ve onları cennette kendime komşu kılmayacağım." (8)
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Üç şey aziz ve celil olan Allah'a şikayette bulunacak: Ehlinin içinde namaz kılmadığı viran cami, cahiller arasında kalan alim ve üzerinde toz konup okunmayan asılı Kur'an." (9)

Cami Komşuluğu ve Camide Namaz Kılmak

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer mescidin komşusu olan kimse işsiz ve salim olduğu halde farz namazını kılmak için camide hazır bulunmazsa namazı kabul olmaz." (10)
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir özrü ve sebebi olmadığı taktirde mescide komşu olanın namazı sadece camide makbul olur." Kendisine, "Ey Müminlerin Emiri! Mescidin komşusu kimdir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Caminin (ezan) sesini duyan kimse!" (11)
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mescidin haremi (sınırı) kırk zir'a (dirsek boyu) ve komşusu ise dört taraftan kırk evdir." (12)

Boynunda Bir Kul Hakkı Olanın Camiye Gitmesi

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah bana şöyle vahyetti: "Ey Peygamberlerin kardeşi! Ey uyarıcıların kardeşi! Kavmini uyar ki boynunda kul hakkı olan birisi evlerimden (mescitlerimden) bir eve girmesin. Zira önümde namaza durdukça kul hakkını iade etmediği müddetçe ona lanet ederim. Hakkı ödediği taktirde ise onun duyan kulağı, gören gözü olurum. O benim dost ve seçtiğim kimselerden olur. Cennette peygamberler, doğrular ve şehitlerle birlikte benim komşum olur." (13)

Mescitlerin Adabı

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim bu kötü kokan taneyi (sarımsağı) yerse mescidimize yaklaşmasın. Her kim onu yer de mescide gelmezse sakıncası yoktur." (14)
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Mescitleri içinde iki rekat namaz kılmadıkça yol edinmeyin."(15)
__________________
1- Tevbe suresi, 18. ayet
2- Mekarim'ul-Ahlak, 2 / 374 / 2661
3- Bihar, 83 / 349 / 2
4- Bihar, 76 / 336 / 1
5- a.g.e. 77 / 85 / 3
6- Emali'es-Seduk, 342 / 11
7- Bihar, 77 / 86 / 3
8- a.g.e. 83 / 348 / 1
9- el-Hisal, 142 / 163
10- Bihar, 83 / 354 / 7
11- a.g.e. s. 379 / 47
12- el-Hisal, 544 / 20
13- Bihar, 84 / 257 / 55
14- a.g.e. s. 9 / 83
15- Emali'es-Seduk, 344 / 1


MESCİDLERLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER(3)

Murakabe Adabı

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Mescide ulaşınca temiz olanlardan başkasının mülküne ayak bile basamadığı ve doğrulardan başkasına oturma izninin verilmediği büyük bir hükümdarın evinin eşiğine vardığını bil. Öyle ki sen hükümdarın (Allah'ın) hizmetçiliğini yapmak için gelmişsin. O halde eğer hükümdarın heybet ve azametinden gafil kalırsan büyük bir tehlikeye düşmüş olursun. Bil ki sana isterse adalet ve isterse de fazlı-keremiyle istediği gibi davranır...
O'nun (Allah'ın) huzurunda aczini, kusurunu ve fakirliğini itiraf et. Zira sen şüphesiz O'na ibadet ve ünsiyet edinmek için yönelmişsin. Sırlarını O'na açıkla. Bil ki yaratıklarının sırları ve açıkları O'na gizli değildir. O'nun huzurunda en fakir kulu gibi ol. Kalbini seni Rabbinden alıkoyan her işten boş tut. Zira Allah sadece en temiz ve en halis olanları kabul eder.
Adının hangi divandan çıktığına bir bak. Eğer O'nunla münacatta bulunmanın tatlılığını ve konuşmanın lezzetini tattıysan, O'nun sana güzel yönelişi ve icabeti sebebiyle rahmet ve keramet kadehini içtiysen şüphesiz O'na hizmete layıksın demektir. Şimdi mescide gir ki güven ve esenlik içinde olursun. Aksi taktirde çare kapısı kapanan, ümitleri kısalan ve ölüm hükmü verilen çaresiz insan gibi biraz dur! Aziz ve celil olan Allah, kalbinin gerçekten kendisine sığındığını bilirse sana sevgi, yumuşaklık ve muhabbet gözüyle bakar. Sevdiği ve beğendiği işlerde sana başarı verir. Zira o bağışlayıcı ve kerimdir. Hoşnutluğunu elde etmek için kullarından kapısında yanan çaresizlere yücelik-büyüklük göstermeyi sever. Aziz ve celil olan Allah şöyle buyurmuştur: "...veya dua ettiğinde çaresiz kalana icabet eden mi?"(1)

Mescitlere Gidip Gelmenin Neticesi

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Her kim mescide gidip gelirse sekiz şeyden birine erişir: Allah yolunda faydalı bir din kardeş, yeni bir ilim, muhkem bir ayet, beklenilen bir rahmet, kendini helak olmaktan kurtaran bir söz, kendisini doğru yola hidayet eden bir cümle veya korku ve hayadan dolayı bir günahı terk etmek."(2)
İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim sürekli camiye giderse, sekiz şeye kavuşur: "Muhkem bir ayet, amel edilen bir farz, ikame edilen bir sünnet, yeni bir ilim, faydalanılan bir kardeş, kendisini doğru yola hidayet eden bir cümle, kendisini helak olmaktan kurtaran bir söz veya korku yada haya sebebiyle terk edeceği günah."(3)
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
"Mescide bağlı olan kimse en azından şu üç şeyden biriyle (evine) döner: Allah'ın dergahına bir dua eder ki Allah onu, o duası sebebiyle cennete götürür; Allah'ın dergahına bir dua eder ki Allah o duası sebebiyle kendisinden dünya belalarını def eder; aziz ve celil olan Allah yolunda kendisinden istifade edeceği bir kardeş edinir."(4)

Övülmüş Mescitler

İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Kufe mescidi Nuh'un evidir. Oraya her kim yüz defa girerse Allah onun yüz günahını bağışlar. Zira Nuh (a.s) orada şöyle dua etti: "Rabbim beni, anne ve babamı ve evime iman ile giren herkesi bağışla."(5)
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Kufe mescidinde yetmiş peygamber ve yetmiş vasi namaz kılmıştır ki onlardan (vasilerden) biri de benim."(6)
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Kufe'de Mescid-i Sehle denilen bir mescit vardır. Eğer amcam Zeyd oraya gidip namaz kılsaydı ve Allah'tan sığınma dileseydi Allah ona yirmi yıl sığınak verirdi."(7)
Kufe mescidinin fazileti hakkında birçok rivayet vardır. Bu rivayetlerden anlaşıldığı üzere orası İdris peygamberin eviydi. Orada terzilik yapıyor ve namaz kılıyordu. Daha sonra oradan Amalika kavmiyle savaşa giden İbrahim'in evi oldu. Aynı zamanda o binicinin yani Hızır'ın (a.s) ikamet ettiği yerdi. Davut oradan Calud'la savaşa gitti ve Allah'ın gönderdiği her Peygamber orada namaz kıldı. Bu mescitte olan kimse Allah Resulü'nün (s.a.a) çadırında olan kimse gibidir. Hz. Mehdi (a.s) ailesiyle kıyam edince oraya yerleşecektir. Allah bu mescide gelen her hüzünlü insanın hüznünü giderir. Orada zebercet (krizalit) taşı vardır ki her Peygamber ve vasinin resmi üzerine çizilmiştir. Sur'a orada üfürülür, yaratıklar orada mahşur olur, onun kenarından mahşer sahnesine gelen yetmiş bin kişi sorgusuz sualsiz cennete gider."(8)
_________________
1- Bihar, 83 / 373 / 40
2- Emali'es-Seduk, 318 / 16
3- Bihar, 84 / 3 / 73
4- Emali'et-Tusi, 47 / 57
5- a.g.e. s. 262 / 14
6- a.g.e. 11 / 58 / 59
7- el-Kafi, 3 / 495 / 3
8- Bihar, 100 / 434, 7. bölüm


MESCİDLERLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER(4)

Mescid-i Dırar

"Zarar vermek, küfretmek, müminlerin arasını ayırmak, Allah ve Peygamberine karşı savaşanlara daha önceden gözcülük yapmak üzere bir mescit kurup: "Biz sadece iyilik yapmak istedik" diye yemin edenlerin yalancı olduklarına şüphesiz ki Allah şahittir."(1)

Mecme'ul-Beyan'da Allah-u Teala'nın, "Allah ve Peygamberine karşı savaşanlara daha önceden gözcülük yapmak üzere" ayetinin tefsiri hakkında şöyle yazmıştır: "O mescidi Ebu Amir Rahib'in dönüşü için yapıp hazırlamışlardı. Ebu Amir daha önce Allah ve Resulüyle savaşan kimseydi. Onun hikayesi şöyledir: Ebu Amir cahiliye döneminde yünden elbise giyinmiş ve ruhbanlığı seçmişti. Ama Peygamber (s.a.a) Medine'ye gidince onu kıskandı ve grupları onun aleyhine seferber kıldı. Mekke fethinden sonra Taif'e kaçtı. Taif halkı Müslüman olunca oradan Şam'a ve oradan da Rum'a giderek Hıristiyan oldu. Ebu Amir meleklerin yıkadığı Hanzala'nın babasıdır…. Allah Resulü (s.a.a) onu "Fasık Ebu Amir" diye adlandırdı. O münafıklara kendilerini hazırlamalarını ve bir mescit yapmaları için haber göndermişti. Güya Kayser'in yanına gidip ordularıyla gelerek Hz. Peygamber'i Medine'den dışarı çıkaracaktı. Bu münafıklar Ebu Amir'in dönüşünü bekliyorlardı. Ama o, Rum padişahının yanına varmadan öldü…. Allah Teala, Peygamberini münafıkların kirli batınından ve aşağılık niyetinden haberdar kıldı…. Allah Resulü (s.a.a) Tebuk gazvesinden döndükten sonra Asım b. Avf el-Eclani ve Malik b. Dehşemi'yi göndererek şöyle buyurdu: "Taraftarları zalim olan bu mescide gidin ve onu yerle bir ederek yakın." Başka bir rivayete göre ise Hz. Peygamber, Ammar b. Yasir ve Vahşi'yi gönderdi ve onlar da bu mescidi yaktılar. Peygamber (s.a.a) oranın çöplük ve leşlerin atıldığı bir yer haline dönüştürülmesini emretti."(2)

Namaz Kılınması Müstehap Olan Yerler

M. 880- Namazı camide kılmak, mukaddes İslâm şeriatında çok tavsiye edilmiştir. Mescitlerin en faziletlisi Mescid-i Haram'dır [Kâbe ile çevresindeki sahadır]. Sonra Mescid-i Nebevî'dir. Daha sonra Kûfe Mescid'i, ondan sonra Beyt-ül Mukaddes, ondan sonra her şehrin merkez camii, sonra mahalle mescidi ve mahalle mescidinden sonra da pazar mescididir.
M. 883- Mescide çok gitmek ve cemaati olmayan mescide gitmek müstehaptır. Mescidin komşusunun, bir özrü olmadıkça cami dışında namaz kılması mekruhtur.
M. 884- Mescide gitmeyen kimse ile yemek yememek, işlerde onunla istişare etmemek, ona komşu olmamak ve ona kız verip almamak müstehaptır.(3)
___________________________
1 - Tevbe suresi, 107. ayet
2- Mecme'ul-Beyan, 5 / 110
3- İlmi Hal


MESCİTLERE AİT HÜKÜMLER

1- Mescidin yerini, tavanını, çatı ve duvarlarının iç kısmını necis etmek haramdır; bunların necis olduğunu anlayan herkesin derhal necaseti gidermesi gerekir. Müstehap ihtiyat gereği, duvarın dış kısmı da necis edilmemelidir ve necis olduğu takdirde, necasetin giderilmesi gerekmez. Fakat mescidin dış kısmının necis olması, mescidin hürmetini zedeler ve saygısızlık sayılırsa elbette haramdır ve hürmetsizlik kalkacak miktarda temizlemek gerekir.
2- Bir kimse mescidi temizleyemez veya yardıma ihtiyacı olur da bulamazsa, mescidi temizlemek ona farz olmaz. Ama bu, mescide hürmetsizlik olursa, farz ihtiyat gereği temizleme işini yapabileceğine ihtimal verdiği birine haber vermelidir.
3- Mescidin bir yeri, kazılmadan veya bozulmadan temizlenemeyecek şekilde necis olursa, cüzi bir şekilde ora kazılmalı veya bozulmalıdır. Eğer hürmetsizliği kaldırmak külli bir şekilde bu işi yapmaya bağlıysa yapılmalıdır. Aksi halde sakıncalıdır. Kazılan yeri doldurmak ve tahrip edilen yeri yapmak farz değildir. Mescidin örneğin bir tuğlası necis olmuşsa, mümkünse yıkandıktan sonra yerine konulmalıdır.
4- Mescidin hasırı veya kilimi necis olursa, farz ihtiyat gereği yıkanmalıdır. Necis yeri kesmek daha iyi olursa, kesilmesi gerekir. Bir miktarını kesmek veya yıkarken bozulmasına sebep olmak sakıncalıdır. Fakat hürmetsizlik sayılırsa hüküm değişir.
5- Hürmetsizlik sayıldığı takdirde necasetin veya necis olmuş bir şeyin mescide götürülmesi haramdır. Müstehap ihtiyata göre hürmetsizlik sayılmasa da necaseti mescide götürülmemelidir. Yaralı bedendeki kan gibi insana tabi olan necasetle mescide girmenin sakıncası yoktur.
6- Mescitte mersiye ve ağıt okumak için çadır kurulmasının, yaygı serilmesinin, siyah parçaların asılmasının ve çay malzemesinin getirilmesinin, mescide zarar vermediği ve namaz kılanlara engel olmadığı müddetçe sakıncası yoktur.
7- Farz ihtiyat gereği, mescit altınla süslenmemelidir ve yine mescide insan ve hayvan gibi ruhu olan şeylerin resimlerinin çizilmemesi ihtiyaten müstehaptır.
8- Mescit tahrip olsa da, satılmaz, mülk ve yola da katılmaz.
9- Mescidin kapı ve pencere gibi şeylerinin satılması haramdır. Eğer mescit tahrip olursa, bunlar yalnızca o mes-cidin tamirinde kullanılabilir. Eğer o mescitte bir işe yaramazsa, başka bir mescitte kullanılmalıdır. Başka mescitlerde de işe yaramazsa, satılabilir ve parası mümkün olduğu takdirde yalnızca o mescidin tamirinde kullanılır. O mescitte kullanılmazsa, diğer mescitlerin tamirinde kullanılır.
10- Mescit yapmak ve bozulmaya yüz tutmuş mescidi tamir etmek müstehaptır. Eğer mescit, tamir edilemeyecek şekilde tahrip olursa, yıkılıp yeniden yapılabilir. Hatta tahrip olmamış mescit, halkın ihtiyacı için yıkılıp daha da büyütülebilir.
11- Mescidi temizlemek ve lambasını yakmak müste-haptır. Mescide gitmek isteyen kimsenin güzel koku sürmesi, temiz ve kıymetli elbise giymesi, necaseti bulundurmaması için ayakkabılarının altını kontrol etmesi, mescide girerken önce sağ ayağı atması ve çıkarken de önce sol ayağı dışarı atması müstehaptır. Yine herkesten önce gelip herkesten sonra mescitten çıkmak da müstehaptır.
12- Mescide girildiğinde tahiyyet [mescit sahibini tazim] ve mescide saygı niyetiyle iki rekât namaz kılmak müs-tehaptır. Eğer farz namaz veya başka bir müstehap namaz da kılınırsa kâfidir. [Tahiyyet'ül-mescid namazı yerine geçer.]
13- Mecbur kalmadıkça mescitte yatmak ve dünya işleriyle ilgili konularda konuşmak, sanatla meşgul olmak, içeriği nasihat ve benzeri konular olmayan şiirleri okumak mekruhtur. Yine mescide tükürük, sümük ve balgam atmak mekruh, bazen de haramdır. Kaybolmuş bir şeyi talep etmek ve sesi yükseltmek mekruhtur. Ama ezan için sesi yükseltmenin sakıncası yoktur.
14- Delinin mescide girmesine müsaade etmek mekruhtur. Aynı şekilde namaz kılanlara zahmete sebep olacaksa veya mescidi necis etme ihtimali varsa çocukların mescide girmesi mekruhtur. Bu iki yerin dışında çocuğu mescide bırakmanın sakıncası yoktur, hatta bazen daha iyidir. Soğan, sarımsak ve benzeri şeyleri yiyip ağız kokusu halkı rahatsız eden kimsenin de mescide gitmesi mekruhtur.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Cevapla

“Araştırma ve Makaleler” sayfasına dön