Biralevi İle Seçim Sohbeti

Cevapla
Ali
Mesajlar: 636
Kayıt: 24 Ara 2006, 08:34

Biralevi İle Seçim Sohbeti

Mesaj gönderen Ali »

Gündemde seçimler var ve Alevi araştırmacı yazar Teoman Şahin ile sadece seçimler üzerine sohbet yapmak istedik; biz sorduk o cevapladı analizlerini yada görüşlerini okuyucularımızla paylaşıyoruz.

1-Bu seçimlerde oyunuz kimin olacak?

Hemen böyle dalınır mı? Atlı mı kovalıyor? Daha ilk soruda söylersem başka ne soracaksın? Cevap hoşuna gitmezse ve başkada bir şey sormadan çekip gidersen röportaj ne olacak?Bu soruyu en sona bırakmanı rica etsem…..(karşılıklı gülüyoruz)

2-Peki kabul ,o zaman seçim sistemini değerlendir misiniz ?

1950 den bu yana değişik seçim sistemleriyle günümüze geldik bugün ülke barajlı d’hondt uygulanıyor.Yani seçim sistemi konusunda istikrarı yakalayamadık.Bugünkü sistem gerçekçi değil,baştan aşağı yenilenmelidir.Aslında parlementonun ilk yapacağı iş yeni bir seçim sistemi üzerinde ülkece mutabık kalacağımızı bir sistemde uzlaşı arayışı olmalıdır.

3-Neleri eksik yada yanlış görüyorsunuz?

Bu başlı başına bir konudur kısaca ele alalım.Bir kere seçim çevreleri yeniden ele alınmalıdır çünkü iller arasında dengesizlik var.Göçler nedeniyle nüfus sayımı da yenilenmelidir.Barajlı sistem tartışılmalıdır,yada baraj düşürülmeli ve Türkiye milletvekilliği adıyla önceden sunulan ve anayasa mahkemesinin aykırı gördüğü sistem lehine değişiklikler yapılabilir.İkametgah esasına dayalı dar bölge türünden bir sistem halkın katılımını ve seçilenlerin ahlaki kalitesini artıracaktır.Çünkü bu sistemde o bölgede belli bir süre ikamet edenlerin seçilmesi söz konusudur ve halk seçeceği insanı yakından tanıma olanağına sahiptir.Yada tercihli sistemle halkın seçimlere müdahalesi artırılabilir.

Yine seçim yasakları da adaletsiz düzenlenmiştir,maddi gücü olanın etkinliğiyle olmayanın etkinliği aynı değildir.Medyası,ekonomik gücü,bürokratik desteği vs vs olan yani yarışa on metre önden başlayan insanla nasıl yarışabilirsiniz? Herkese eşit haklar yada şartlar vererek yada aradaki uçurumu asgari seviyede tutacak pozisyonlar düşünülmelidir.

İnsanların mutlaka sabit listeye yani tek bir parti listesine oy vermeye zorlanması da adil değildir,kaynaştırma türünden bir oylama sistemi olmalıdır,herkes istediği partide istediği vekile oy verebilmelidir.Bu durumda tüm partiler halka daha yakın daha kaliteli insanları listeye koymak zorunda kalır.Hatta eksik liste yöntemi yani doldurmalı tercihte düşünülebilir.Düne kadar bağımsızların birleşik oy pusulasında yer almayışını da eleştiriyordum bu düzeltildi,gerçi bunu başka maksatla yaptılar ama sonuçta bu sorun çözüldü umarım vazgeçmezler.Ayrıca senato mutlaka olmalıdır,yani çifte meclis birçok şey için güvencedir.Hatta bu noktada Anayasa mahkemesi kaldırılabilir yada yetkileri kısıtlanabilir,bu yönde değişiklikler yapılabilir zira altıya beşli tercihler bu mahkemenin siyasallaşma eğilimine girdiğini gösteriyor.

Konu çok uzun ve detaylı ama o kadarda önemlidir.Bu nedenle yeni bir seçim sistemine ihtiyaç vardır ve kişisel olarak ta bu sistemin nasıl olması gerektiğine yönelik çalışmalarım var.

4-İnşallah çalışmalarınızı biz duyururuz.Ama başlıklardan algıladığım kadarıyla genel başkanlar bu işe pek sıcak bakmaz.

Tabi çünkü insiyatif ellerinden çıkıyor.Sorsan hepsi totaliter rejimlere karşı çıkarlar ama yaptıkları totaliter tecellilerden başka bir şey değildir.Dertleri takva,kalite,verimlilik değil çünkü.

5-Peki o zaman sırasıyla partileri değerlendirelim,önce AKP ve genel başkanı hakkında ne düşünüyorsunuz?Oy verir misiniz?

Bir inanç grubu olarak çıktılar,çıkar yada menfaat grubuna dönüştüler.Genel başkanları bu gidişatı önleyemedi.Bu birazda toplumun mayasıyla ilgili tabi.1983 yıllarında ANAP ta gördüğümüz bireysel köşe dönme olgusu aynı şiddetiyle AKP yi de içine çekti.Tüm sistem kişisel kazanç sağlama varyasyonlarıyla çalışıyor.Kimi yakınına iş,kimi sermaye desteği,kimi kişisel pozisyonunu güçlendirme amaçlı siyaset yapıyor.Zaten ortak ülkü ve ideallerin tırpanlandığı bir ortam var ve AKP de bu ortamı sürekli besleyen bir mekanizmaya dönüştü.Gerçi bu durum sistemle ilgili geçmişin birikimleriyle ilgili ama bu noktada AKP yönetiminin bir şey yapmadıkları da açık.

6-Anlaşılan bu partiye uzaksınız ama vahdet noktasında yakın olmanız gerekmiyor mu?

Vahdeti bu kadar sıradanlaştıramazsınız,ucuzlatamazsanız.Yukarıda ima etmeye çalıştığım menfaat zihniyetinin varlığını ve güçlülüğünü bile bile bu ortamın destekçisi nasıl oluruz?.Ayrıca vahdet mutlaka İslami bakış söz konusu olduğunda gündeme gelecek bir olgudur.Ortada bu yönde bir saik yok ki? Ayrıca AKP nin ilk döneminden bugüne bakalım ülkedeki takva anlayışını gelişmiş görüyor musunuz?Yoksa çürüme daha da hızlanmış mı?Ya da gelişme varsa bunda AKP nin katkısı nedir? AKP iktidar oldu olalı ülke çapında öne çıkan bir değer yargısı yada ahlaki bir zirve unsuru görüyor musunuz?Kısır çekişmelerle yitirilen zamanın bir sorumlusu da bunlar değimlidir?

Ya da bunlar olmasaydı başka bir parti olsaydı ne değişecekti?Yani bunların farkı nedir?Ayrıca vahdet iki taraflı bir kavramdır.Karşıda “hep bana,hep bize”mantığıyla hareket eden bir zihniyete vahdeti yaklaşılamaz.Çünkü sorun bizimde pay alıp alamamamız sorunu değildir Onlar kendi özgür tercihlerini böyle yansıttılar ve biz Alevilerden vahdeti destek beklemeye hiçbir hakları yoktur.Beklemeleri yüzsüzlük olur.

7-Peki alevi aday koysalardı fikriniz değişir miydi?

Dikkat ettiyseniz eleştirimi takva,ahlak üzerine inanç üzerine,ortak idealler üzerine ilkesellik üzerine kuruyorum.Sorun birkaç alevi aday olup olmaması sorununu çoktan aşmıştır.Aslında AKP bu ipi baştan kaçırmıştı.Kuruluşta,tüzük hazırlarken,ülke çapında örgütlenirken,hedefler belirlenirken ve siyasetin dağıtılması noktasında yapılmayan paylaşmayı sadece oy verirken yapmak istemek ikiyüzlülük olur.

8-CHP yi ve Genel başkanını değerlendirir misiniz?

Halksız bir cumhuriyet düşünüyorlar.Halka giderek yabancılaşıyorlar.Sosyal değiller,demokrat değiller.Sadece bir iki sloganla işi götürmeye çalışıyorlar.68 in sol dalgasıyla yakaladıkları havayı kaybettiler ve kuruluş esprisine geri döndüler.Artık CHP askerin,bürokrasinin,burjuvazinin temsilciliğini yapan bir parti haline geldi.Bunun haksızlık olduğunu düşünüyorsanız da görüntünün bu olduğu söyleyebilirim.

Sadece aydından değil ezilen halktan da koptular.Aldıkları oy tepkisel ve refleks oyudur.Sosyal demokrasi ortamında bu iddiayla gelişecek en küçük bir hareket bile CHP yi marjinalleştirir.

Şu an CHP tabanı kerhen oy veriyor.Kötünün iyisi yada Ne yapalım ? mantığıyla oy veriyor.Klasiktir ölümü gösterip sıtmaya razı etmek mantığıyla CHP oy alıyor.Aleviler bilinçlendikçe aldıkları alevi oyu da azalacaktır.Bu sürece girilmiştir.Alevilerin CHP bakışıyla ‘Çantada keklik” olma durumları bitme eğilimine girmiştir.Bu seçim bunu daha açık göreceksiniz.Alevilere bakış anlamında AKP nin Tayyibiyle CHP nin Baykalı arasında ayrım bile yapamıyoruz,birbirlerine benziyorlar.Aslında sosyal demokratların ayağına,önüne Baykaldan ve hizbinden kurtulma fırsatı gelmiştir,değerlendirirlerse kazançlı çıkarlar,değerlendirmezlerse kendileri bilir.

9-Tahtıravallinin iki ucunu sorduk şimdi diğerlerini soralım.

Hiç sormayın,diğerleri olsaydı,tahtıravalli olur muydu? Ben alevi aydınıyım ve DP Genel başkanı Mehmet Ağarın susurluk sürecindeki ve diğer şaibeli süreçlerdeki rolünü unutamam.Bu zihniyetteki bir insanın ülke yönetiminde daha üst düzeylerde söz sahibi olması siyasal bakışıma terstir.Dahası Ağar bu süreçle ilgili hiçbir özeleştiride yapmamıştır.

Mumcu entelektüel bir genel başkandı ama kadro sorunu nedeniyle süreci iyi yönetemedi ve tarihin ona aynı fırsatı bir daha vereceğini sanmıyorum.İlginçtir Alevilik olayında en duyarlı Mumcu davrandı ama o kadar yeteneksiz ,basiretsiz kişilerle ve yanlış bir bakışla işe koyuldu ki minik bir adım dahi atamadı.

MHP nin klasik milliyetçi çizgisiyle bizim vatanseverlik dediğimiz çizginin seçim sandığında uyuşması niyetleri düşünürsek çok zordur.Bahçeli yönetimindeki MHP ile ancak; Allah(cc) korusun ülkemiz işgal edilirse yada benzer bir tehlike durumunda bir olabiliriz.Ama son birkaç yıllık süreçte sorumlu ve hassas davranarak gerilime set çektiğini de söyleyebilirim.Alevilikle ilgili olarak yurt dışından ülkemize sürülmeye çalışılan ateşe körükle yada benzinle yaklaşmadığı için Bahçeliye teşekkür borcumuz bile vardır ama oy borcumuz yok.

Ayrıca CHP ve MHP koalisyonu olursa buradan birçok sonuç çıkaracağız.DSP ise doğal liderinin vefatından sonra henüz yönünü bulamadı,CHP ye pazarlıklı teslimiyetini bu şekilde algılamalıyız.

GP ve Cem Uzana oy vermeyi düşünenlerin ahlak,basiret,sağduyu yada ciddi psikolojik, kişisel sorunları olduğunu düşünüyorum.

Erbakan ,AKP yi sürekli eleştireceğine AKP nin musallat olma sürecindeki katkısını,rolünü düşünmelidir.Perinçek’in yarın hangi kimlikle karşımıza çıkacağı konusunda endişelerim var.

10-Yani kısaca özetlerseniz…

AKP 2002 yılındaki oyunu alacak gibi görünüyor.CHP şişirildiği kadar yada beklentileri kadar oy alamaz.Zaten % 15 bile alsa Baykal bununla da övünür.

MHP barajı az farkla geçer gibi duruyor.Diğerlerinin baraj sorunlarını büyük görüyorum.Her ne kadar manipüle edilsede anketlerde üç partili bir parlementoya işaret ediyor.Muhtemelen 30 civarında bağımsız aday geliyor.Yine muhtemelen AKP tek başına hükümet kurabilecek gibi görünüyor.

Yan son virajda olağandışı bir şeyler gelişmezse fotoğrafı böyle görüyorum.

11-Oyunuzu halen alamadık.

Merak etme onlarda alamayacak.Bu kadar eleştirilerden sonra oy vermem mümkün mü? Ayrıca mahşerde neden oy vermediğimin hesabının,neden oy verdiğimin hesabından daha kolay olacağını düşünüyorum.

Biliyorsun biz Alevilerin siyasal alanda sabit bir ilkesi var.Ehli Beyt dostu bir parti yoksa,bir genel başkan yoksa,seçilecek sırada bir adayda yoksa OY DA YOK DEMEKTİR.

Zaten şu anda sandığa gitmeyen yada gidip te geçersiz oy verenlerin sayısı %25 gözüküyor.Bu oran bana gelecek açısından çok büyük umut veriyor.

12-Son sorum ,Alevilerin siyasal alandaki kaderi hep böyle mi gidecek ?

Tabi ki hayır.Siyasal süreç boşluk kabul etmez.Şu anda siyasal alanda Alevilikle ilgili bir boşluk var ve bu eninde sonunda kendisini partileşerek de gösterecektir.Önceki deneyimler pazarlıkla ilgili ciddiyetsiz deneyimlerdi ve bu yüzden tutmadılar.Hatta birden fazla parti kurulursa da şaşırmayın.Eninde sonunda alevi aydın hareketinin siyasal alandaki boşluğu dolduracağının müjdesini verebilirim.Birkaç sloganla bitirelim.

Gün ; o güne umutları taşıma günüdür.

Gün; o güne gitmemizi önleyen prangaları kırma günüdür.

Gün ;sahte kurtarıcılardan kurtulma günüdür.

Gün; Asıl kurtarıcının gelme sürecine oy vermeyerek katkıda bulunma sürecidir.

Sandığa gitmeyerek buna hizmet ettiğim düşüncesindeyim.Mutlaka sandığa gitme fantezisini taşıyanlara ise 12 imamlar aşkına kendilerine en yakın gördükleri 12 partiye de mühür basarak oy vermelerini tavsiye ediyorum.(karşılıklı gülüyoruz)



-Teşekkür ediyoruz,

-Asıl ben teşekkür ediyorum.
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Mesaj gönderen Musa Özateş »

Gönderilmiş iletidir:

Merhaba,
Zaten seçime gitmemekten dolayı para cezası yok. Bu sohbete katılıyorum.
Aynen Ehlibeyt sevgisi olmayanın yanında olmadığımız gibi onun bizim
yanımızda işi ne?
--
Fazıl Agiş
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Mesaj gönderen biralevi »

İLK VERİLERLE KATILIM ORANI

2007 genel seçimlerinde kesin olmayan sonuçlara göre katılım oranı %84 te kalmış ve 7 milyona yakın seçmen sandığa gitmemiştir.
AKP nin aldığı toplam oy 16 milyon civarında ,CHP nin toplam oyu 7 milyon civarındadır.
DYP,MHP,GP,DHP nin tümünün aldığı toplam oy 9 milyon civarındadır.

Yani sandığa gitmeyen yada gidip te geçersiz oy kullanan seçmenlerin toplamı AKP nin aldığı oyun neredeyse yarısı kadardır.

Sandığa AKP liler gitmiştir,yine MHP liler,DHP liler ,SP ve CHP lilerde sandığa gittiler.Yine ideolojik temeli bulunan sol partilerde sandığa gittiler.

Sandığa gitmeyenler tüm bu partilere inanmayan, güvenmeyen ve önlerine konulan ve kendilerinden beklenen noterlik hizmetini yapmayan kimselerdir.
Tabi bunların her birinin kendisine göre değişik gerekçesi de olabilir ama ortak payda partileri,liderlerini ve dayatılan tercihleri beğenmemiş olmalarıdır.

İşte bu durum siyasette boşluk olduğunun kanıtıdır.%84 katılım oranı bunca yaygaraya ,yönlendirmeye rağmen düşüktür.Seçimin bu denli önemli halde sunulmadığı katılımın sürekli manüpile edilmediği 1995 ve 1999 seçimlerinde bile katılım daha yüksekti.Katılımın düşük ilan edildiği 2002 seçimlerinde ise katılım %80 e yakındı.

Biz siyasal ortamın katılımı sağlayacak ahlaki olgunlukta olmadığı düşüncesiyle olaya bakmış ve düşüncemizi bu gerçek üzerine kurmuştuk ve bu anlamda sandığa tenezzül etmeme iradesinin daha sağlıklı olduğunu söylemiştik.Seçimlere katılım oranı bizim bu endişemizin hiçte küçümsenmeyecek sayıda seçmen tarafından benimsenmiş olduğunu göstermektedir.

Burada sağlıksız olan bu sayıyı aktif hale getirecek bir hareketin olmayışıdır.Ama siyaset boşluk kaldırmaz ve siyasal alandaki boşluk mutlaka dolar.
Bu sayıda alevi oranı ne kadardır şu an bilmiyoruz ama kesin sonuçlar açıklandığında bu noktayı da işleyebiliriz.
Cevapla

“İç Siyaset (Politika)” sayfasına dön