Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

[beyazgül12]

O zaman İncil Vaizi söze başlayıp şöyle dedi :

Biraz sakin ol ki sana Allah ın sözünü bildireyim.
Böylece İnanlı titreyerek yerinde dikildi.
Böylece İncil Vaizi okumaya başladı :

"Sakının söyleyeni reddetmeyin.Çünkü eğer yer yüzünde ihtar edeni (konuşanı )reddettikleri zaman kurtulmadılarsa ,biz göklerden söyleyenden yüz çevirirsek daha çok kurtulamayız (1).ve "Benim salihim imanla yaşayacaktır ;ve eğer geri çekilirse canım ondan razı olmayacaktır"(2)

Okuduklarını ona şöyle açıkladı :

Bu sefalete düşen o adam sensin.Yüce olanın öğüdünü reddetmeye ve ayaklarını esenlik yolundan çekip ,kendi helakını gerektirecek derecede hayatını tehlikeye atmaya başladın.

O zaman İnanlı ,İncil Vaizinin ayakları dibine ölü gibi düşüp:

" Vay bana mahvoldum "diye feryat etti.

Bu acıklı durumu karşısında İncil Vaizi onun sağ elinden tutup kaldırdı ve şunları okudu :" Her günah ve küfür insanlara bağışlanacaktır "(1) ve " imansız olma ,ancak iman et "(2)

O zaman İnanlı biraz dirilip tekrar İncil Vaizi nin huzurunda titreyerek ayakta dikildi.

Böylece İncil Vaizi sözüne devam edip dedi :

Sana söyleyeceklerime daha fazla ciddiyetle dikkat et. Sana şimdi ,seni aldatanın kim olduğunu ve seni kime gönderdiğini göstereceğim.Sana rastgelen Dünya Bilgini adında birisidir.Haklı olarak ona bu isim verilmiştir. Bir yönden sadece bu dünyanın öğretisinden (3) zevk aldığı için ona bu isim verilmiştir.Böylece her zaman Ahlak kasabasındaki kiliseye gider,bir yönden de o talim onu en iyi bir tarzda çarmıhtan kurtarır .Bedensel tabiattan olduğu için doğru oldukları halde yollarını saptırmaya çalışır. böylece bu adamda tamamen nefret edeceğin üç şey vardır :

1-Seni yoldan saptırması
2-Çarmıhı sana iğrenç göstermesi
3-Ayaklarını ölüm hizmetine götüren yola kaydırması

[beyazgül12]

Birincisi ,seni yolundan saptırdığından ve senin ona rıza göstermenden tiksinmelisin.Çünkü bu ,Dünya bilgininin nasihatı uğruna Allah ın öğütlerini reddetmektir.Rab şöyle dedi :" Dar kapıdan içeri girmeye uğraşın (4) " İşte o kapı sana tarif ettiğim kapıdır ""Çünkü hayata götüren kapı dar ve yol sıkışıktır ve onu bulanlar azdır ."(5) Böylece bu kötü adam seni bu kapıdan ve bu kapıya giden yoldan çevirerek hemen hemen helakına sebep olacaktı.Bundan dolayı seni yoldan çevirdiğini nefretle karşıla. Onun sözlerine kulak verdiğin için de kendini hor gör.

İkincisi Çarmıhı sana iğrenç göstermeye harcadığı çabayı nefretle karşılamalısın .Çünkü ken " Çarmıhı Mısır ın hazinelerinden daha büyük zenginlik "saymalısın. (6) Hem de yücelik kralı dedi ki :" kim canını kurtarmak isterse onu yitirecektir (7),ve ," Eğer bir kims e bana gelir ve kendi babasından ,anasından ,karısından ,çocuklarından ,kardeşlerinden ,kızkardeşlerinden evet hatta kendi canından nefret etmezse benim öğrencim olamaz ."(8)

Onun için sana derim ki ,GERÇEĞİN " seni sonsuz hayata götürecek " dediği yolu sana ,helaka götüren bir yol gibi göstermeye uğraşan adamın öğretisinden nefret etmelisin.

Üçüncüsü ,ayağını ölüme götüren yola yöneltmesini nefretle karşılamalısın.

İnanlı artık ölümden başka bir şey beklemiyordu ve dünya bilginine rastladığı ana da lanet ederek figan ile ağlamaya başladı. Onun öğüdünü dinlediği için kendisine dünyanın en akılsız adamı demeye başladı.Hem de sadece bedenden kaynaklanan bu adamın konuşmaları ,doğru yolu terkedecek derecede üzerine nasıl etki ettiğini düşünerek çok utandı.Bundan sonra şu söz ve duygularla içini tekrar İncil Vaizi ne döktü:

İnanlı : Ne dersin efendim ,acaba benim için daha ümit var mı ? Şimdi tekrar geri dönüp acaba o küçük kapıya gidemez miyim ? Bu hatamdan dolayı büsbütün terkedilecek miyim ,o kapıdan utanç içinde geri çevrilecek miyim? O adamın nasihatına kandığıma çok pişmanım .Acaba günahım bağışlanabilir mi ?

[beyazgül12]

İncil Vaizi : Günahın gayet büyüktür. Çünkü bunda iki kötülük etmişsin.Hem doğru yolu terkettin ,hem de yasak olan yollarda yürüdün.Bununla beraber kapıdaki adam seni yine kabul edecek,çünkü onun isteği insanlara iyilik etmektir .Ancak dikkat et ki ,tekrar yoldan sapmayasın. " Hiddet etmesin ki ,sen de yolda helak olmayasın ,çünkü birazdan hiddeti alevlenir "(1)


İKİNCİ AŞAMA



O zaman mümin geri dönmeğe koyuldu.İncil Vaizi de onu öptükten sonra gülümseyerek onun için Allah ın bereketlerini diledi. Böylece yoluna acele ile devam edip ne yolda rastladıkları kimselerle konuştu ne de kendisinden birşeyler soranlara cevap verdi. Sanki yasak yerden geçer gibi devamlı dikkatli yürüdü.Dünya bilgininin öğüdünü dinleyip yolunu terkettiği yere gelinceye kadar kendini hiçbir şekilde güvenlikte hissetmiyordu. Böylece bir süre sonra İnanlı kapıya vardı.Kapının üzerinde şunlar yazılıydı :

"Kapıyı çalın, size açılacaktır" (2)

İçeri girecek olan kişi ,
Önce kapıda durup çalsın,
Çalarken şüphe etmesin ,
Ancak içeri girmeğe baksın.
Çünkü Allah onu sever,
Hem günahını ona bağışlar.

Böylece İnanlı bir iki defa kapıyı çalıp şunları dedi :

Şimdi buraya girebilir miyim ?
Layık olmayan bir isyankar iken ,
Suçlarımı affetmesi için bana ,
İcerdeki zat açar mı kapıyı !
En yücelerde hamtlarını terennüm etmek
O zaman ağzımdan eksik olmaz.

[beyazgül12]

Nihayet İyilik Seven adında gayet ciddi bir şahsiyet kapıya geldi.Onun kim olduğunu ,nereden geldiğini ve ne istediğini sordu.

İnanlı :Günahla yüklü zavallı bir adamım .Yıkım kentinden geliyorum ve gelecek gazaptan kurtulmak için Sion Dağı na gidiyorum .Oraya giden yolun bu kapıdan geçtiğini öğrendim. Onun için efendim ,acaba girmeme izin verir misin ?

İyilik Seven : Bütün yüreğimle izin veriyorum .

Böylece ona kapıyı açtı. İnanlı içeri girerken İyi İstek onu tutup çekti .

İnanlı : Bu ne demek oluyor ,efendim ?

O zaman İyilik Seven ona anlattı :

Bu kapıdan biraz ötede güçlü bir kale vardır.Kumandanı Beelzebul dur .Kendisi ve beraberindekiler ,bu kapıya gelenleri içeri girmeden önce belki öldürürüz diye oradan onlara ok atarlar.

Bunun üzerine İnanlı ," Seviniyorum ama ,aynı zamanda titriyorum " dedi.

İceri girdiğinde kapıdaki adam ,oraya gelmesi içinkimin ona yol gösterdiğini sordu .

İnanlı : İncil Vaizi buraya gelmemi ,ettiğim gibi kapıyı çalmamı ve bundan sonra ne yapacağımı sizin bana söyleyeceğinizi bildirdi.

İyilik Seven: Önünde açık bir kapı var ve onu kimse kapayamaz...

[beyazgül12]

İnanlı :İşte şimdi geçirdiğim tehlikelerin karşılığını görmeğe başlıyorum .

İyilik Seven :Ama nasıl oldu da sadece sen yalnız geldin ?

İnanlı : Çünkü komşularımdan hiçbirisi benim gördüğüm gibi gelecek gazabı göremedi.

İyilik Seven : Senin buraya gelişinden hiçbirisinin haberi yok muydu ?

İnanlı : Vardı ,önce karımla çocuklarım kaçışımı gördüler ve geri döneyim diye arkamdan çağırdılar. Komşularımdan bazıları da geri dönmem için arkamdan bağırıp çağırdılar. Fakat ben kulaklarımı tıkadım ve yoluma devam ettim.

İyilik Seven :Peki geri dönmen için seni ikna etmek üzere hiçbiri peşine düşmedi mi ?

İnanlı :Evet,İnatçı ile Uysal peşime düştüler.Fakat beni ikna edemeyeceklerini görünce İnatçı küfrederek geri döndü,Uysal ise benimle biraz geldi.

İyilik Seven :Ama neden buraya kadar gelmedi ?

İnanlı :Ümitsizlik Bataklığına kadar geldik.Orada her ikimiz de birdenbire bataklığa düştük. O zaman komşum Uysalın cesareti kırıldı ve daha ileri gitmekten korktu. Bunun üzerine sırtını çevirip evinin yönünü tuttu ve bana ,"O cesaret diyarını tek başına elde et " diyerek o kendi yoluna gitti ,ben de kendi yoluma .Böylece o İnatçıya yetişti ,ben de bu kapıya.

İyilik Seven :Yazık ,zavallı adam ! Göksel yüceliğe ne kadar da az değer veriyormuş ki ,ona kavuşmak için birkaç zorluğa katlanmaya değmez sandı.

[beyazgül12]

İnanlı :Gerçekten Uysal hakkında gerçeği söyledim.Eğer kendim hakkında da bütün gerçeği söyleyecek olursam ,ikimiz arasında hiçbir fark görünmeyecektir.Gerçi o kendi evine geri gitti,ama ben de Dünya Bilgini isminde birisinin sadece bedensel öğütlerine kanarak yolumdan sapıp ölüm yoluna girdim.Ben orada hüzün içinde ne yapacağımı düşünürken Allah ın inayetiyle eğer tekrar İncil Vaizi beni karşılamamış olsaydı kim bilir orda bana ne olacaktı !Fakat Allah ın merhametindendir ki beni o buldu. Yoksa buraya da asla gelemeyecektim.Çünkü şimdi burada ben ,siz efendimin huzurunda durup sizinle konuşmayı değil ,fakat o dağın altında kalıp ölmeyi hak etmiştim. Ah !şimdi ise bana buradan içeri girmeye müsaade etmeniz benim için ne büyük bir lütuf !

İyilik Seven :Buraya gelmeden önce yaptıkları bütün kötülüklere rağmen,gelenlerin hiçbirisine karşı herhangi bir itirazda bulunmayız. Onlar asla dışarı atılmazlar !(1)Onun için ey sevgili İnanlı ,benimle biraz gel de gideceğin yol hakkında sana öğreteyim.Önüne bak,bu dar yolu görüyor musun ?İşte gideceğin yol budur.Bu yol mukaddes atalar ,Peygamberler ,Mesih ve Onun Resulleri tarafından çizilmiştir. Ve bir cetvelle çizilmiş gibi düzdür. Gideceğin yol budur !

İnanlı : Bir yabancının yolu şaşırabileceği dönemeç ve dolanbaç tarafları yok mu hiç ?

İyilik Seven :Bu yola çıkan daha başka bir çok yollar var,onlar eğri ve geniştir.Fakat doğruyu yanlıştan fark edebilmen için sadece bu doğru yol düz ve dardır.(2)

Ondan sonra rüyamda gördüm ki mümin ona ,sırtındaki yükünden kurtulması için kendisine yardım edebilip edemeyeceğini sordu. Çünkü yardım olmaksızın hiçbir suretle kurtulamayacağı o yükten henüz azat olmamıştı.

[beyazgül12]

İyilik seven şöyle cevap verdi :Yüküne gelince ,kurtuluş yerine varıncaya kadar onu taşımaya razı ol. Çünkü orada kendiliğinden sırtından düşecektir.

O zaman İnanlı belini kuşatmağa ve yolculuğuna başlamağa hazırlandı.

İyilik Seven :Bu kapıdan biraz ileri gidince Yorumcunun evine varacaksın. Onun kapısını çalmalısın. O sana çok yüce şeyler gösterecektir.

Böylece İnanlı ,dostuna veda etti.Dostuda onu kutsayıp yolladı.

İnanlı :Ben bir yolcuyum efendim.Bu evin iyi sahibinin tanıdıklarından birisi,iyiliğim için buraya gelmemi söyledi.Bundan dolayı evin sahibi ile konuşmak isterim.Böylece kapıcı evin efendisini çağırmaya gitti. Biraz sonra ev sahibi gelip inanlıya ne istediğini sordu .

İnanlı : Efendim ,ben Yıkım Kentinden gelen ve Sion Dağına gitmekte olan bir adamım. Bu yolun başındaki kapıda duran adam ,buraya uğrarsam yolculuğumda faydası dokunacak çok yüce şeyler göstereceğinizi söylemişti.

O zaman Yorumcu :"İçeri buyur,sana faydalı olan şeyleri göstereceğim"dedi.Adamına mumu yakmasını emrettikten sonra İnanlı ya kendisini izlemesini söyledi. İnanlı yı özel bir odaya götürdü ve adamına belirli bir kapıyı açmasını emretti.Kapı açıldığında İnanlı ,gayet ciddi bir şahsın duvarda asılı resmini gördü.Resim şu biçimde idi :Şahsın gözleri göğe doğru dikilmiş idi. Elinde de kitapların en en mükemmeli vardı.Dudakları üzerinde gerçek olan yazılı idi ve dünya onun arkasında bulunuyordu.Sanki insanlara yalvarır gibi duruyordu ve başı üstünde altından bir taç vardı.

[beyazgül12]

İnanlı : Bunun anlamı nedir ?

Yorumcu : Bu resimde gördüğün kişi binde bir rastlanabilen bir kişidir.Ruhani evlatlar doğurabilir.(1)onlar için doğurma ağrısı çekebilir.(2) ve Ruhtan doğduklarında onalır besleyebilir.Gözlerinin göğe dikilmiş halde olması elinde en mükemmel kitabın bulunması ve dudakları üzerinde gerçeğin yazılı bulunması ,onun görevinin günahkarların karanlık şeylerini bilmek ve açığa çıkarmak olduğunu gösterir.Nasıl ki onu ,sanki insanlara yalvarır gibi durmakta olduğunu görmektesin.dünyayı arkasına atmış olduğunu ve başı üstünde altından bir tacın bulunması ,efendisinin hizmetinde olan aşkı uğruna şimdiki şeyleri hor gördüğünü ve gelecek dünyada armağan olarak yüceliğe kavuşacağından emin olduğunu göstermektedir.İşte sana önce bu resmi gösterdim.Çünküü resimde gördüğün bu kişi yolda karşılaşabileceğin güçlüklerin hepsinde sana rehber olmak üzere ,gitmekte olduğun yerin Rabbi tarafından yetkili kılınmış yegane kişidir. Bunun için sana gösterdiklerime iyici dikkat et. Olmaya ki yolculuğunda seni doğru yolda yöneltiyor gibi davranan bazılarına rastlayasın ;oysa onların yolları aşağıya ölüme gider.

Ondan sonra Yorumcu İnanlıyı elinden tutarak hiç süpürülmediği için tozlar içinde kalmış gayet büyük bir salona götürdü.Orayı o haliyle bir süre inceledikten sonra Yorumcu salonu süpürmek için bir adam çağırdı.Adam salonu süpürmeye başlarken o kadar çok toz kalktı ki İnanlı az daha boğulacaktı.O zaman Yorumcu yanında duran bir kıza : " Suyu getir ve odaya serp "dedi.Kız suyu serptikten sonra salon rahatça süpürülüp temizlendi.

[beyazgül12]

İnanlı : Bunun anlamı nedir ?

Yorumcu : Bu salon ,İncil in hoş inayetiyle kutsal kılınmamış bir adamın kalbidir. Toz, insanı tümüyle kirleten onun kalıtımsal günahı ve içindeki fesatlarıdır.Suyu getirip serpen kız İncildir.Gördüğün gibi birincisi süpürmeye başlar başlamaz tozlar ortalığı kapladı. Böylece salon onun vasıtasıyla temizlenemez.Aksine tozun çokluğundan neredeyse boğulacaktın.

Yine kızın odaya su serpip onu sevinçle süpürdüğünü gördün.Bu sana göstermiş oluyor ki ,İncil tatlı ve değerli etkisiyle yüreğe geldiğinde kızın su serpip tozları bastırdığı gibi o da insanın yüreğindeki günahı ve fesadı bastırır ve ona olan imanla yürek temizlenerek Kralım içinde oturmasına layık duruma gelmiş olur (4)

Yine rüyamda gördüm ki ,Yorumcu İnanlı yı elinden tutarak onu küçük bir odaya götürdü. Orada her biri kendi iskemlesine oturmuş iki çocuk vardı. Büyüğünün adı İhtiras ,diğerinin ki Sabır idi.İhtiras son derece hoşnutsuz görünüyordu.Sabır ise gayet sakindi.

İnanlı : İhtiras ın hoşnutsuzluğunun nedeni nedir ?

Yorumcu :Bu çocukların velisi en yüce şeylere sahip olmaları için gelecek senenin başını beklemelerini onlara öğütledi. Oysa ,İhtiras herşeyi hemen almak ister ,Sabır ise beklemeye razıdır.

[beyazgül12]

Ondan sonra İhtiras ın yanına birinin geldiğini ve bir torba dolusu değerli şeyler getirip hepsini onun ayakları dibine döktüğünü gördüm. İhtiras bunlara son derece sevinerek Sabır a alay ederek güldü. Ama gördüm ki ,az bir zaman içinde İhtiras onların hepsini israf etti ve elinde paçavralardan başka bir şeyi kalmadı.

O zaman İnanlı ,Yorumcunun bu durumu kendisen daha etraflı bir şekilde açıklamasını istedi.

Yorumcu: Bu iki çocuk birer örnektirler. İhtiras ,bu dünyanın insanlarını ,Sabır ise gelecek dünyanın insanlarını temsil eder.Çünkü gördüğün gibi ,ihtiras her şeye şimdi ,bu yıl ,yani bu dünyada sahip olmak ister. Dünya insanları işte böyledir .Bütün iyi şeylerini şimdi almak isterler. İyi hisseyi almak için gelecek sene başına ,yani öbür dünyayı bekleyemezler."Eldeki bir kuş çalıdaki iki kuşa bedeldir." meseli onlar için ,gelecek dünyanını iyi şeyleri hakkında söylenen bütün Tanrısal tanıdıklarından daha etkilidir. Ama İhtiras ın her şeyi nasıl çabucak israf ettiğini ve kendisine paçavralardan başka bir şeyin kalmadığını işte gördün.Bunun gibi olanların hepsine dünya sonunda öyle olacaktır.

İnanlı : Şimdi farkediyorum ki ,Sabır en yüce hikmete sahiptir ve bunun bir çok nedenleri vardır.Birincisi ,en yüce şeyleri beklemektedir.İkincisi ,İhtiras ın paçavralardan başka bir şeyi kalmadığı öbür dünyada Sabır kendi yüceliğine kavuşmuş olacaktır.