Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

İnanlı nın bu sözlerine cevap olarak fazla bir şey söylemediler,ona sadece kendi haline bakmasını söylediler.Ondan sonra gördüm ki,aralarında fazla konuşma olmadan herkes kendi yoluna devam etti.Yalnız bu iki adam İnanlı ya dediler ki:

"Emirleri yerine getirme konusunda senden farksız bir şekilde başarılı olacağımızdan şüphemiz yoktur.Ancak çıplaklığının ayıbını örtmen için sanırız komşularından biri tarafından sana verilen şu üstündeki kaftandan başka bizden hiçbir farklı tarafın yoktur."

İnanlı : Kapıdan içeriye girmediğinize göre emirler vasıtasıyla kurtulamazsınız.(1)Üstümdeki kaftana gelince,bu bana gitmekte olduğum yerin Rabbi tarafından verilmiştir.Dediğiniz gibi ,çıplaklığımı örtmek içindir.Onu ben ,bana olan inayetinin belirtisi olarak kabul ediyorum.Zira daha önce üzerimde paçavralardan başka bir şeyim yoktu. Ayrıca yoluma devam ederken şöylece kendimi teselli etmekteyim:Düşünüyorum ki ,kentin kapısına geldiğimde oranın Rabbi şüphesiz benim hakkımda iyi düşünecektir. Çünkü Benim paçavralarımı üzerimden soyduğu zaman üstümdeki bu kaftanı kendisi bana karşılıksız vermişti. Hem de alnımda belki de farkına varmadığım bir işaret vardır.Yüküm omuzlarımdan düşdüğü gün onu Rabbimin en yakın dostlarından biri alnıma koydu.Bundan başka sana diyebilirim ki,yolda giderken teselli bulayım diye okumak için bana mühürlü bir tomar verildi. Ayrıca benim mutlaka içeri girebileceğime bir belirti olarak onu kapıda vermemi ve ondan sonra girmemi emretti. Korkarım ki ,bütün bu şeylerden siz yoksunsunuz; çünkü içeriye kapıdan girmediniz.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Onlar bu sözlerin hiçbirine cevap vermediler.Sadece birbirlerine baktılar ve güldüler.Ondan sonra hepsinin yola devam ettiklerini gördüm.Ancak onlarla konuşacak hiçbir şeyi kalmayan İnanlı biraz ileriden yürümekte,bazen içini çekmekte ,bazen de kendi kendini teselli etmekteydi.Ayrıca o nurlu kişilerden birinin kendisine verdiği tomarı sık sık okuyarak onun vasıtasıyla tazelenmekteydi.

Ondan sonra Zorluk Tepesinin eteklerine varıncaya kadar hepsinin yola devam ettiklerini gördüm.Tepenin eteklerinde bir su pınarı vardı. Ayrıca,kapıdan direkt olarak gelen yolun yanısıra orada bir yol daha vardı.Biri tepenin eteklerinden sola ,diğeri sağa kıvrılıyordu. Dar yol ise direkt lolarak tepenin yamaçlarından yukarıya doğru çıkıyordu.Yamaçtan çıkan bu yola Güçlük adı da verilir.İnanlı tazelenmek için su pınarına gitti(1),ondan içti.Ondan sonra şunları söyleyerek tepeye tırmanmaya başladı.

Tepe yüksek olsa da ,çıkmaya arzum çok,
Zorluk bunda bana engel olmayacaktır.
Zira farkediyorum ki hayat yolu buradadır!
Gel ,ürkme yüreğim ! Ne yılgınlığa düşelim ,ne de korkuya !
Zor olsa da ,doğru yoldan gitmek daha iyidir,
Kolay olup da sonu " Vay "ile biten yolda gitmekten !
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Bu arada diğer iki adam da tepenin eteğine gelmişlerdi.Ama tepenin çok sarp ve yüksek olduğunu ,gidilebilecek iki yol daha bulunduğunu görerek bu iki yolun da tepenin arka tarafında İnanlı nını gittiği yolla birleşeceğini zannederek o yollardan gitmeğe karar verdiler. Bu yollardan birinin adı Tehlike ,diğerinin ise Yıkım idi.Böylece biri Tehlike adındaki yola saptı ve nihayet büyük bir ormana saplandı.Diğeri de doğrudan Yıkım yoluna girdi ve karanlık dağlarla dolu geniş bir ovaya vardı. Orada ayağı kaydı,düştü ve bir daha da kalkamadı.

Yanlış başlayanların doğru sonuçları olur mu?
Kendi dostlarına hiç emniyet sağlarlar mı ?
Hayır ,hayır ! Dik kafalılıkla yola çıktılar ;
Şüphesiz ,sonda Dik kafalılıkla yıkılacaklar !


Ondan sonra İNanlı ya baktım ve yolun sarp oluşundan dolayı koşmaktan yürümeye,yürümekten de elleri ve ayaklarıyla tırmanmağa geçtiğini gördüm.Tepeye tırmanan yolun ortalarına doğru yorgun yolcuların dinlenmesi için o yerin Sahibi tarafından hazırlanmış hoş bir bahçeye vardı. Böylece İnanlı oraya vardı ve dinlenmek üzere oturdu. O zaman koynundan Tomarını çıkarıp teselli bulmak üzere okumaya başladı.Aynı zamanda,çarmıhın huzurunda durduğu zaman kendisine verilen kaftan veya elbisesini tekrar gözden geçirmeye başladı. Böylece kendi kendini bir müddet hoş tuttuktan sonra uyuklama durumuna düşüp derin bir uykuya daldı ki ,bu uyku onu orada akşama kadar tuttu.Uyuyakaldığında tomarı elinden düştü.O uyumakta iken biri ona yaklaştı,uyandırıp ona dedi :" Ey Tembel,karıncaya git; onun yollarına bak ve hikmetli ol "(2)Onun üzerine İnanlı kalkıp yoluna koyuldu ve tepeye varıncaya kadar ayağını çabuk tutarak hızla yürüdü.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

İnanlı tepeye varınca kendisini heyecanla karşılamak üzere iki kişi koşarak geliyordu. Birinin adı Korkak ,diğerinin de Şüpheci idi,İnanlı onlara dedi :

Ne oluyor efendiler ? Yanlış yöne doğru koşuyorsunuz !

Korkak :Sion Kentine gidiyorduk ve o zorluk yerinden geçip buraya kadar geldik.Ancak ilerledikçe karşılaştığımız tehlikeler de artmaktadır. Onun için döndük,geri gidiyoruz.

Şüpheci : Evet ,ilerde tam önümüzde yolun ortasında yatan iki aslan var ! Uyuyorlar mı ,uyanık mıdırlar bilemiyoruz; ancak yanlarına yaklaşacak olsaydık ,bizi hemen parça parça edeceklerinden başka bir şey düşünemedik.

İnanlı : Siz beni korkutuyorsunuz,ama emniyette olmak için nereye kaçayım ? Ülkeme geri dönsem ,orası ateş ve kükürtle yanmağa mahkum! şüphesiz ben de orada mahvolacağım.Eğer göksel kente varabilsem ,orada emniyette olacağım muhakkaktır.Onun için oraya gitmek üzere her şeyi göze almalıyım.Geri gitmek ölüme gitmekten başka bir şey değildir.İleri gitmekte ise ölüm korkusu var ,ama ötesinde Sonsuz hayat mevcuttur.Ne olursa olsun ileri gideceğim.Böylece Korkak ve Şüpheci tepeden aşağı geriye doğru koştular,İnanlı ise yoluna devam etti.O adamlardan işittiklerini hatırlayarak okuyup teselli bulmak üzere eliyle koynundaki tomarı aradı. Aradı ,fakat bulamadı. O zaman İnanlı büyük kederle doldu ve ne yapacağını bilemiyordu.Çünkü hem kendisini teselli eden Tomar ,hem de Göksel Kente girmesi için elindeki vesika yoktu.Böylece olduğu yerde durup büyük şaşkınlığa düştü ve ne yapacağını bilemiyordu.Nihayet tepenin yamacındaki bahcede uyuduğunu hatırına getirdi ve dizleri üzerine düşüp ettii o aptalca hareketi için Allah tan af diledi.Ondan sonra Tomarını aramak üzere geri döndü.Geri döndüğünde bütün yol boyunca İnanlı nın yüreğinde duyduğu elemi kim tarif edebilir ? Bazen ah ediyor ,bazen ağlıyordu.Sadece azıcık bir istirahat için hazırlanmış olan o yerde ,bu derece akılsızlık edip de uyuyakaldığı için kendi kendini sık sık azarlıyordu.Böylece yolculuğunda kendisine bu kadar teselli olan Tomarını belki tesadüfen bulur ümidiyle bir bu yana bir o yana dikkatle bakına bakına geri gitti.Oturup uyuduğu o bahçe görününceye kadar yürüdü.Fakat bahçe görününce uyumakla ettiği kötülük hatırına tekrar gelerek elemleri daha çok tazelendi(1)O kötü uykusu üzerine ağlayarak gidiyor ve şöyle diyordu :

Ne zavallı adamım ! Nasıl oldu da gündüzken uykuya kaldım ! Zorluklarımın ortasında nasıl uyumuş oldum ! Nasıl oldu da o istirahat yerini bedenimin keyfi için kullanacak derecede bedene yer vermiş oldum ! boş yere ne kadar yol yürümüş oldum ! Günahları yüzünden İsrail e de öyle olmuştu.Kızıl denizi yolundan tekrar gerisin geri gönderilmişlerdi.Ben de onlar gibi elem içinde geri gidiyorum. Oysa o kötü uykuya dalma günahım olmasaydı ,bu adımları sevinçle atmış olacaktım.Gitmekte olduğum yolda şimdi ne kadar çok ilerlemiş olacaktım !Bu yoldan bir defa geçip ilerlemem gerekirken şimdi bu yeri üç defa adımlamak zorunda kaldım. Hem karanlığa da kalacağıma benziyor,çünkü akşam olmak üzeredir.Ah ,keşke uyumasaydım !
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Bu arada yatmış olduğu bahçeye tekrar geldi,bir süre oturup ağladı.Nihayet ,bir İnanlı nın yapması gerektiği gibi hüzünle dolu olarak yattığı yere bakındı ve gözü Tomara ilişti. Onu titreme ve acele ile aldı,koynuna yerleştirdi.Böyle birisinin Tomarına kavuştuğu andaki sevincini kim tarif edebilir . Çünkü bu Tomar,hayatının teminatı ve arzu ettiği limana kabul edilme senediydi. Onun için onu iyice koynuna yerleştirdi ve gözlerini tomarın bulunduğu yere yönelttiği,onu kendisine gösterdiği için Allah a şükretti.Sevinç ve gözyaşlarıyla tekrar yolculuğuna devam etti.Şimdi tepeye kadar kalan yokuşu nasıl çabuk çabuk yürümekteydi! Bununla beraber tepeye varmadan güneş İnanlı nın üzerine batmıştı.Karanlığa kalmış olması,ona tekrar o uyku uyuyuşunun ne kadar boş ve zararlı olduğunu hatırlattı ve kendi kendine dövünüp şöyle demeye başladı:

Ey kötü ,günahlı uyuklama ! Nasıl oldu da senin uğruna yolculuğumda geceye kaldım! Işıksız yürümek zorunda kaldım.Adımlarımın önünü karanlık kaplamış olacak.Uyuklama günahımdan dolayı bu gece vaktinde vahşi hayvanların ürkütücü seslerini duyacağım.

Hem de o anda Korkak ve Şüpheci nin kendisine anlattıkları şeyleri,görmüş oldukları aslanlardan ne kadar korktuklarını hatırladı. O zaman İNanlı tekrar kendi kendine şöyle dedi:

Bu avlanmak için geceleri dolaşırlar.Eğer karanlıkta bana rastgelirlerse,onlardan nasıl kaçıp kurtulabilirim ? Onlar tarafından parçalanmaktan nasıl kurtulabilirim ?
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

İnanlı böylece düşünerek yoluna devam etti.Ama o böyle acıklı hatası için figan ederken gözlerini yukarıya kaldırdı.İşte karşısında kral sarayı gibi gayet görkemli bir saray bulunuyordu.Sarayın ismi Güzel Saray idi.Yolun tam kenarında bulunuyordu.

Böylece ,rüyamda gördüm ki İnanlı orada barınabilir ümidiyle acele edip saraya doğru ilerledi.Çok ilerlemeden hemen dar bir geçite girmiş oldu. Geçit kapıcı odasından sadece ikiyüz metre uzaklıktaydı.Yürürken önüne gayet dikkatli baktığında ,yolda iki aslanın bulunduğunu fark etti." Şimdi Korkak ile Şüpheci nin geri kaçışlarına neden olan tehlikenin ne olduğunu görüyorum " diye düşündü.(Aslanlar zincirle bağlıydılar,fakat o zincirleri göremiyordu.)O zaman korku ve kendisi de onların ardınca geri gitmeyi düşündü.Çünkü önünde ölümden başka bir şey kalmadığını düşünüyordu.Fakat adı Uyanık olan Saray Kapıcısı ,İNanlı nın geri dönecek şekilde durakladığını farkederek ona seslenip şöyle dedi :

Kuvvetin o derece az mı ?(1) Aslanlardan korkma ,zincirle bağlıdırlar! İmanın sınavı için oraya yerleştirilmişler! Kimin imanının gerçek olduğu açığa çıksın diye orada bulunmaktadırlar.Sen yolun tam ortasında yürümeye devam et ve sana hiçbir zarar olmayacak !

Zorluk geride ,korku ileride ,
Tepeye vardıysa da ,şimdi aslanlar gürlüyor.
İnanlı asla uzun süre rahat içinde olmaz ,
Bir savaş bitti mi ,bir diğeri onu yakalar!

Ondan sonra İnanlı nın ,aslanların korkusundan titreyerek ama kapıcının nasihatlarına iyice dikkat ederek ilerlediğini gördüm. Onların gümbürdediklerini işitti,ama ona bir zarar vermediler.Böylece ellerini çırptı ve kapıcının bulunduğu kapıya varıp odana dikilene kadar sebatla devam etti. O zaman İnanlı kapıcıya :

Bu ev nedir ,efendim ? Bu gece burada kalabilir miyim ?

Kapıcı :Bu eve tepenin Efendisi tarafından ,yolcuların istirahat ve güvenliği için bina edilmiştir.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Kapıcı aynı zamanda İnanlı ya nerden gelip nereye gideceğini sordu.

İnanlı : Yıkım kentinden gelip Sion Dağına gidiyorum.Fakat şimdi güneş batmış olduğundan ,eğer kalabilirsem bu geçe burada konaklamak istiyorum.

Kapıcı : Adın ne ?

İnanlı : Adım şimdi İnanlı dır.Ama daha önce İnayetsiz idi. Yafet sıptından geliyorum ve Allah beni Sam ın çadırlarında oturtacak (2)

Kapıcı :Ama nasıl oldu da bu kadar geç geldin ? Güneş battı !

İnanlı : Buraya daha erken gelmiş olacaktım ama ,ah ne zavallı adamım! Tepenin yamacındaki bahcede uyuyakaldım. Hatta ben yine daha erken gelebilirdim.Ama ben uyurken elimdeki Şehadetnamemi kaybettim ve onsuz ta tepeye kadar geldim. Ondan sonra onu koynumda arayıp bulamayınca ,yürek üzüntüsüyle yattığım yere dönmek zorunda kaldım.Orada tomarı buldum ve işte şimdi buraya geldim.

Kapıcı : İyi ,ben şimdi bu yerin kızlarından birini çağıracağım. Evin kaidelerine göre ,konuşmamızı beğenirse ,o kendisi seni buradaki ailenin arasına alacaktır.Böylece adı Uyanık olan o kapıcı zili çaldı. Evin kapısında çalınan zilin sesi üzerine Temyiz adında gayet ağırbaşlı ve latif ibr kız geldi ve ne için çağrıldığını sordu.

Kapıcı: Bu adam Yıkım Kentinden Sion Dağına yolculuk ediyor. Fakat yorgun olduğundan ve karanlığa kaldığından bu geceyi burada geçirip geçiremeyeceğini benden sordu.Ben de seni çağıracağımı ve sen onunla görüştükten sonra evin kurallarına göre uygun göreceğin gibi davranacağını ona söyledim.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

O zaman kız onun nereden gelip nereye gitmekte olduğunu sordu.O da ona anlattı. Bu yola nasıl girdiğini de ona sordu ;kıza bunu da anlattı. O zaman kız ona ,yolda neler gördüğünü ve nelerle karşılaştığını sorda ;ona bir bir anlattı.Sonunda isminin ne olduğunu ona sordu.

İnanlı : Benim ismim İnanlı dır.Bu gece burada konuk olmayı pek çok arzu etmekteyim. Çünkü farkettiğim kadarıyla bu yer ,yolcuların istirahatı ve esenliği için tepenin sahibi tarafından yapılmıştır.Böylece kız gülümsedi ve gözleri yaşla doldu.Bir ara durakladıktan sonra : " Aileden iki üç kişi daha çağırayım " dedi. Böylece kapıya koştu ve Hikmet' i ,Takva 'yı, ve Sevgi 'yi dışarı çağırdı.Onlar da İnanlı ile bir süre konuştuktan sonra onu içeriye ailenin arasına aldılar. Ailenin daha bir çok kişileri onu evin kapı eşiğinde karşılayarak :" İçeri buyur ,ey Rabbin Mübareki ! Bu ev senin gibi yolcuları konuk etmek için tepenin sahibi tarafından bina edilmiştir!"dediler. O zaman İnanlı başını eğip onların ardından eve girdi.İçeri girip oturunca ona içecek bir şey verdiler ve yemek hazırlanıncaya kadar vakti en iyi şekilde değerlendirmek için İnanlı ile bazılarının önemli özel konular hakkında konuşmalarını uygun gördüler.Bu konuşma için Takva 'yı ,Hikmet 'i ve Sevgi 'yi tayin ettiler ve aralarındaki konuşma şöylece başladı:

Takva: Gel değerli İnanlı,seni öylece sevip bu gece evimize kabul ettiğimize göre ,yolculuğunda başına gelen bütün olaylar hakkında konuşalım ,ta ki onlardan bir şeyler yararlanalım.

İnanlı : En iyi dileğimle ! Hem de öyle iyi huylu olduğuna çok sevindim.

Takva : Başlangıçta iman yolculuğuna seni sürükleyen ne idi ?

İnanlı : Kulağıma gelen korkunç bir ses tarafından ülkemi terketmeye zorlandım.Öyle ki ,eğer bulunduğum yerde kalsam mutlaka yıkım beni karşılayacak diyordu bu ses.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Takva : Ama nasıl oldu da ülkenden çıktığında bu yola girebildin ?

İnanlı : Bizzat Allah ın kendisi bunu yapmış olmalı ! Çünkü mahvolma korkusu altında nereye gideceğimi bilemiyordum. Ben titreyip ağlarken İncel Vaizi adında birisi bana ,evet doğruca bana geldi ve beni dar kapıya yöneltti.Aksi halde asla dar kapıyı ben kendi halimle bulamazdım.Beni doğruca bu eve götüren yola kendisi koymuş oldu.

Takva: Peki ,Yorumcu nun evinden hiç geçmedin mi ?

İnanlı : Geçtim,hem de orada hayatım boyunca asla unutamayacağım şeyler gördüm! Özellikle şu üç şeyi asla unutmayacağım:

1-Şeytanın tam işleyişine rağmen Mesih in insanın yüreğinde inayet işini devam ettirmesini

2-İnsanın Allah ın merhametinden ümidini kesecek derecede kendisini günaha kaptırmasını

3-Ayrıca yargı gününün geldiğini sanan adamın rüyasını

Takva : Rüyasını sana anlattı mı ?

İnanlı : Evet ,hem ne korkunç bir rüya ! o anlatırken yüreğimin sızladığını hissediyordum.Yine de dinlediğime memnunum.

Takva : Yorumcunun evinden gördüklerinin hepsi bu kadar mı ?

İnanlı : Hayır ,beni görkemli bir sarayı gösterdiği bir yere de götürdü.İçindeki insanlar nasıl altınla giyinmişti ! Cesur bir adamın kapının önünde duran ve içeri girmesine engel olmak isteyen zırhlı adamların arasından nasıl geçip kendisine yol açtığını ve içeriye sevinçle davet edildiğini ,sonsuz yüceliğe nasıl kavuştuğunu gösterdi. O şeyler yüreğimi coşturdu ! O iyi adımın evinde bir yıl kalmak isterdim ,ama ilerlemem gerektiğini biliyordum.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Takva : Yolda daha başka neler gördün ?

İnanlı : Neler mi gördüm ! Hemen biraz daha yol aldım ve ağaç üzerinde asılmış vücudundan kan akan birisini gördüm. Onu o şekilde asılmış görmem ,altında inlemekte olduğum yükümün sırtımdan düşmesine neden oldu.Bu bana acaip geldi,çünkü daha önce asla öyle bir şey görmemiştim. Orada durup bakarken ( çünkü bakmamak elimde değildi.)yanıma parlayan üç zat geldi.Onlardan biri günahlarımın bağışlandığına şehadet etti.Diğeri üzerimdeki paçavraları sıyırıp bana bu gördüğün işlemeli kaftanı verdi.Üçüncüsü de alnımda gördüğün işareti koydu ve bu mühürlü tomarı verdi. ( Bunun üzerine İnanlı tomarı koynundan çıkarıp gösterdi.)

Takva : Daha başka şeyler de görmüş olmalısın,değil mi ?

İnanlı : Size anlattığım şeyler gördüklerimin en güzelleriydi. Bununla beraber daha başka şeyler de gördüm. Şöyle ki Basit ,Tembel ve Küstah adında üç adamın ayakları zinzirlerle bağlı bir halde geldiğim yolun biraz yan tarafında uzanmış yatmakta olduğunu gördüm. Fakat onları uyandırabildim mi sanırsın ? Asla uyandıramadım !Ayrıca Resmiyet ve İkiyüzlü adındaki iki kişinin de Sion a gitmek için duvardan atlamakta olduklarını gördüm.Öylece Sion a gideceklerini zannediyorlardı .Fakat onları izak etmeme rağmen ,ortalıktan çabucak kayboldular. .Çünkü bir türlü sözlerime inanmadılar. Bununla beraber bu tepeye çıkmanın ve aslanların ağzından kurtulup geçmenin zor bir iş olduğunu gördüm. Gerçekten eğer kapıda duran o iyi adam yardımcı olmasaydı ,bilmem ama belki ben de geri dönmüş olurdum. Fakat şimdi Allah a şükrederim ki buradayım ve beni kabul ettiğiniz için çok teşekür ederim.

O zaman Hikmet ve İnanlı ya bir kaç soru sormayı ve onları cevaplandırmasını dilemiyi uygun gördü.

Hikmet : Çıkıp geldiğin diyarı bazen hatırına getirmez misin ?

İnanlı : Evet ,ama büyük utanç ve tiksinti ile hatırlarım. Gerçekten eğer çıkmış olduğum yeri hatırlamış olsaydım geri gönmeğe vaktim olurdu.Fakat şimdi daha iyisini göksel olanı arzu ediyorum (1)
Cevapla

“Kitaplar” sayfasına dön