1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

UMUDU DÜŞ-mek-TEYDİ

Gönderilme zamanı: 07 Eki 2012, 00:46
gönderen 3nokta
http://www.3-nokta.com/umudu-dus-mek-teydi

UMUDU DÜŞ-mek-TEYDİ!

Uzun zaman olmuştu; gecenin tılsımını yitirdiği, dünyanın günahlarıyla yüzleştiği zamana kadar ayakta kalmayalı! Ayakta ve yarı uykulu gözlerle, insanı, hiç bitmeyecekmiş gibi bir hissiyata mahkûm eden karanlıklar içinde saadet aramak düşüncesi bunaltıyordu zihnini. Üstat bildiğinin ayrılığın en acı hâlini hissettiği mekânın adı geldi diline birden ve utandı. Bu utanç günahkâr bir ömrün getirdiği pişmanlık kadar acı veriyordu. Akşam olmamış hiçbir gün yoktu. Umutla beklenen haftalar geçtikçe akşamların kıymetini güneş tepeye vardığında anlıyordu. Çirkindi dünya, çirkindi ruhlar, çirkindi bedenler… Niyetler…
“Ben” vardı dünyanın ekseninde, biz olamadık ki hiçbir vakit! Bu hakikatin bilinci içinde olmak ve hâlâ nefes alıyor olmak bir şansı daha olduğu fikrine sahip olmasını sağlıyordu, belki de böyle bir fikre sahip olmasına neden oluyordu! Her seferinde “keşke” ile başlayan ve “ama” ile bağlanan cümlelerle gelen yakarışlar… Artık bunları da yitirmişti, geçen zamanı yitirdiği gibi. Tümceler tersten okunuyordu. İfadede zorlanıyor, tüm cesaretini günden güne kaybediyordu yaşama dair. “Umut etmek” sözünü sözlüğe yazmayı mı unutmuşlardı? “Lügatler” sözlük olalı kelimelerin manasını gören olmamıştı. En derin, en manidar sözler bile “ben”leşmişti. Becermişlerdi aslında “biz”i Batılılaştırmayı, “ben”leştirmeyi ucuz ucuz satılan “kişisel” ilerlemeyi hedef alan kitaplarla!

Gözlerimizin rengi farklı olsa da gözyaşlarımızın rengi aynı mıydı gerçekten? Böyle derin anlamlı sözlerle insanının yüreğine ve aynı anda aklına hitap edebilecek yücelikte birileri var mıydı gerçekten? “Kimilerinin teni, kimilerinin kalbi karadır!” dedi ve kurtuldu zihnini kurcalayan saçma sorulardan. Ehemmiyet manadaydı, sözdeydi, söylenendeydi! Yine de “ben” için dökülen gözyaşlarının renginin farklı olduğunu biliyordu. Sevmek de “ben” içinmiş sevilmek de. Belki de bu yüzden manasını kaybetmiş kelimeler vardı, sözlüklerde aranıp da bulunamayan!

Malik sanırdı kendini bir zamanlar. Bu ne biçim bir aldanış! En azından “ben”im ruhum diyebiliyordu. Yüreğine bir kor düşünce onu da yitirmişti. Çok sonraları anladı her şeyin “ben” için olduğunu. Öyleydi ama öyle mi olmalıydı? Üstelik insanoğlu “daha fazlasına malik olmak için” çalışırken bahane bu ya “çocuklarım için” diyordu! Oh, ne güzel kandırmaca! Hayat, yaşam, ömür, can ne dersen de koca bir sıfır! Her şeye malikti ama aslında kendinin bile sahibi olamamıştı!

Efkârlıydı, derin derin düşünmeye devam ediyordu. Kendince beliren soruları yanıtlamaya çalışıyor ama bazen çok ciddi çıkmazlara giriyordu. Biri gelip de düşlerinde, çekip çıkarmasa bataklılardan… Doğru ya bunun için uyumak gerekiyordu. Ya da sadece uyku ortasında uyananlar öyle sanıyordu! Âdemoğlunun “doğu” dediği taraftan, şarktan, bir parıltı göz kırpıyordu umut verici bir edayla. Yüreği ferahladı, oturdu. Az zaman geçmemişti ki göz kapakları yavaş yavaş kapanmıştı. Onu girdiği çıkmazdan çıkaracak olanı görmek arzusu yüreğindeydi ya bir ihtimal dalmıştı düşlere işte, uyumuştu işte! Umudu düşteydi, belki de düşmekteydi!

Özcan CANPOLAT

Re: UMUDU DÜŞ-mek-TEYDİ

Gönderilme zamanı: 07 Eki 2012, 22:10
gönderen derya
Anlatım ağır mı geldi benim mi kafam dolmuş bilemiyorum, 3 kez okudum ancak anlayabildim, teşekkürler :)

Re: UMUDU DÜŞ-mek-TEYDİ

Gönderilme zamanı: 07 Eki 2012, 23:14
gönderen 3nokta
Okuduğunuz için teşekkür ederim.