Bir Münafığın Cemevi Yorumu

[Musa Özateş]

Habertürkte Fatih altaylı ile diyanet arasındaki cemevi polemiğine eski solcu yeni Türk ırkçısı yazar rıza zelyutta katılmış ve yazdığı mektubu altaylı yazdı aşağıya aktarıyorum
Diyanet'e bir yanıt daha
DİYANET İşleri Başkanlığı ile yürüttüğüm tartışmaya Rıza Zelyut da katıldı. Dün bir mektup yollamış. Özetleyerek paylaşıyorum:
"Fatih Bey; yazınızda gerçekten çok mantıklı ve demokratça bir cevap verdiniz Diyanet İşleri Reisi'ne. İzninizle; size bu Sünni Diyanetçilerin inkâr ettiği cemevi gerçeğinden kısaca satırbaşları vermek istiyorum:
Ehl-i sünnet vel cemaat ekibinin inatla tanımladığı tek ibadet yeri camidir, formülü İslam tarihine ve Kuran gerçeğine de uymuyor.
Çünkü, Hz. Muhammed, Kuran'ı 610 yılında tebliğe başladı. Ona inananlar da Peygamber'in yaptığı tarzda ibadete başladılar. Bu ibadetler, sizin de bildiğiniz üzere evlerde gizli gizli yapılıyordu. Yani evde ibadet; Müslümanların en ilk ibadet şeklidir.
Bu iddiam Kuran ile de sabittir. Lütfen özetle aktardığım Nur Suresi 35. ve 36. ayetlerine bakınız: '35: Allah, göklerin ve yerin nurudur (...) 36: O nura; Allah'ın yükseltilmesine ve içlerinde kutlu isimlerin zikredilmesine izin verdiği EVLERDE kavuşulur.'
Burada; camiden değil evden söz ediliyor...
Yine; İslam'da ilk cami, İslam'ın tebliğinden hemen hemen 13 yıl sonra; hicret yılının sonlarına doğru Medine'de yapılmıştır. 13 yıl boyunca Müslümanlar ibadetlerini cemevi diyebileceğimiz yerlerde veya kendi evlerinde yürüttüler. Camide yapılmadı diye o ibadetleri bile bu Diyanet; dine aykırı sayabilir.
Siyasi ve ekonomik çatışmalar sonucunda İslam içinde ayrışma başlayınca; gruplar birbirlerinden uzaklaştılar. Böylece Şiilik oluştu. Şiiliğin kuralları ile kendi kültürel
değerlerini birleştiren Türk göçebeleri; bugün Anadolu Aleviliği dediğimiz yolu kurdular. Bunlar; kendilerini yüzlerce yıl hakiki Müslüman saydılar.
İbadetlerini de yüzlerce senedir cemevlerinde yapıyorlar.
Sünni Diyanet'in dar görüşlü uleması; tarih bilgisinden yoksun olduğu için bilmiyor. Ama 2. Bayezid tarafından yeniden yaptırılan Hacı Bektaş Veli Dergâhı'nın içinde de cemevi vardır.
Aynı biçimde Anadolu'daki ilk Müslüman dergâhlarından olan Seyit Gazi (Battal Gazi) Dergâhı'nda da cemevi vardır ve yüzlerce yıl kullanılmıştır. Bugün Antalya Elmalı'daki Abdal Musa Sultan Dergâhı'nda ve yine İstanbul'da Şahkulu Sultan Dergâhı'nda cemevleri vardır. Buralar yüz yıllar boyunca kullanılmıştır.
Sünni ulema o kadar tek yanlıdır ki bu dergâhlarda bulunan ve adı da 'Meydan Evi' olan kısmın; cemevi olduğunu bile bilmez.
Anadolu'daki Aleviler; Osmanlı Devleti zamanında bile; dergâhlarda resmi bir bölüm olarak yer alan meydan evinde cemlerini yürütmüşlerdir. Yani cemevi son 20 yılda ortaya çıkan uyduruk bir kuruluş değildir.
Diyanet İşleri'nin cemevlerini reddetmesi, dinen ve tarihen hiçbir doğru delile dayanmamaktadır

[Musa Özateş]

. Ona inananlar da Peygamber'in yaptığı tarzda ibadete başladılar. Bu ibadetler, sizin de bildiğiniz üzere evlerde gizli gizli yapılıyordu. Yani evde ibadet; Müslümanların en ilk ibadet şeklidir.

sorun cemevinin ismiymiş yada yermiş yada ibadetin yapıldığı mekanmış gibi olayı çarpıtıyor ,ama peygamberin yaptığı tarz olayını ele alamıyor işleyemiyor ,Peygamberimizde cem yapıp saz çalıp semah dönerdi diyemiyor
ama mekan konusunda peygamberin ibadet yaptığı yer konusunda peygambere işaret ediyor ibadet ettiği yeri söylüyor ama o yerde yapılan ibadet şeklinden bahsedemiyor neden acaba? yalanları ortaya çıkmasın diye olabilirmi bile bile hakkı giizleyenlere Allah ne diyor?

Bu iddiam Kuran ile de sabittir. Lütfen özetle aktardığım Nur Suresi 35. ve 36. ayetlerine bakınız: '35: Allah, göklerin ve yerin nurudur (...) 36: O nura; Allah'ın yükseltilmesine ve içlerinde kutlu isimlerin zikredilmesine izin verdiği EVLERDE kavuşulur.'
Burada; camiden değil evden söz ediliyor...


buradaki ev ve zikir batında Ehli Beyte işaret ederken zahirde sünnete uygun yapılan haramdan uzak işlere işaret ediyor ama bu münafık bu ayetleri hiç ilgisi olmadığı halde cemevlerine dayanak olarak sunuyor
oradaki zikir sadece dille söylenen değil haramdan uzak durma olayıdır evde mekan olarak harama uzak vahye sünnete yakın olmaya yöneliktir.Allahın ayetlerini nefsine göre çarpıtanlara ne deniyor araştırmanızı öneririmama bu alçaklardan her türlü çarpıtma beklenir tabi





Yine; İslam'da ilk cami, İslam'ın tebliğinden hemen hemen 13 yıl sonra; hicret yılının sonlarına doğru Medine'de yapılmıştır. 13 yıl boyunca Müslümanlar ibadetlerini cemevi diyebileceğimiz yerlerde veya kendi evlerinde yürüttüler. Camide yapılmadı diye o ibadetleri bile bu Diyanet; dine aykırı sayabilir.

çünkü müslümanlar ilk yıllarda cami yapmaya fırsat bulamadılar kafirler izin vermediler peygamberimiz medineye hicretinde ilk fırsatta cami yada mescid yaptı
sanki biz cemevinde yapılanlara yapıldığı yeri gözönüne alıyoruzda karşı çıkıyoruz diye bir hava yaratılmış biz bu yapılanların Kurana sünnete 12 imam yoluna uygun değil aykırı diye karşı çıkıyoruz bunu bile çarpıtıyor ama bu yalancıları ciddiye alanları helak ediyorlar vebale giriyorlar sesiz kalanlarda öyle

[biralevi]

Musa can
Yazdıklarının içinde bir husus çok önemli 'SESİZ KALIP KALMAMAK'
ALEVİ AYDINI yalan söyleyenlere çarpıtanlara karşı tavır koymalıdır aksi taktirde vebal aydının boynundadır
bu tip adamlara ! cesaret vereb budur onları birazda sessizlik cesaretlendiriyor
yazına katkı olarak yazıyorum:

1-Hacı bektaş döneminde kasabada bir dergah varmıydı yok muydu sorusuna net bir cevap vermek zor çünkü 'tarikat kurmadı' (aşıkpaşa) diyen erken tarih bilgileri var,
sonra bu dönem orada yapı yapıldığına ilşkin bilgilerde yok oysa sonraki dönem yapılarınnın hangi padişah yada vezir tarafından yapıldığını biliyoruz.
Yine burada cemevi vardı diye hiçbir kaynak yok cem yapıldıp semah döndüğüne ilşkin kaynakta yok zaten o dönemlerde cemevi diye bir kavramda yoktur,bu kavram son yüz yılın uydurmasıdır,hiçbir kaynakta son yüzyıla kadar cemevi diye bir kavram yok

2-Mescid varmıydı? Namaz kılınıyormuydu? yine net ve açık bilgiler yok ama erken tarih yazımı olan Hacı bektaş velayetnamesinde Hacı bektaşın gittiği her yerde Kuran okuyun Namaz kılın dediği yazılı,
yani orjinal hacı bektaş algısı onun Kuranla namazla haşır neşir olduğu yönündedir din adamlarıda ilk zamandan bu yana bu olguyu kabul ederler o halde yazılı kanıt bakımından hacı bektaş döneminde kasabada mescid vardı ve namaz kılınıyordu hacı bektaşta kılıyordu şeklindeki tespit diğerine göre ayakları daha çok yere basan bir durumdur. 1826 da yapılan da eski mescidi camiye dönüştürmek olmuştur çünkü buna hacı bektaşın yerli halkından kimse karşı çıkmamış ve halende burada hacı bektaş yerli halkı sünni hanefiye göre namaz kılmaktadır.



3-Cemevi stratejimiz konusundada açıkça yazdık binanın ismi değil içinde yapılanlar önemlidir içinde yapılanlar İslama KUrana 12 imamlara aykırı ise o halde cemevleri insanımızı helaka götürür yok eğer birgün cemevlerinde dönüşüm sağlanırda içinde yapılanlar İslama KUrana 12 imamların teori ve pratiğine uygun olursa bu yönde değişim olursa ismin cemevi olmasının önemi kalmaz biz bugün cemevlerine karşıyız halkımızın buralarda 12 imam yoluna ihanet edenm bir yapıya sokulmasına ve hatta bu yolla aleviliğin ve alevilerin devletleştirilmesine yol açılmasına karşıyız mücadelemizi yapıyoruz yapacağız ama kitlesel uyanış başlarda alevi halkımız gerçekleri öğrenirse tabiki tavrımız değişir.

4-yazarın saydığı yerlerdeki mekanların cemevi olduğuna ilşkin hiçbir tarihi belge yok olamazda çünkü cemevi diye bir kavram o döenmlerde yoktu.BUnlar tarikat yapılanması şeklinde tanınıyordu.Tarikatçılık ise sünni sufizm bünyesindeki örgütlenme biçimiydi 12 imam yolunda tarikatçılık türü sufizm türü anlayışlar yoktur.

5-Meydan evi nin cemevi olduğunu kimse bilmez diye sallıyor bilmez çünkü bunu yeni uydurdular
meydan evinde yapılanlarla bugün cemevinde yapılanların bazıları birbirine benziyor deseydi doğru bir tanımlama yapmış olurdu ama diyemiyor
eğer yazarın dediği gibi çarpıtıp yorumlarsak bir meydanda toplanıp kendi çapında ibadet eden her toplumun cemevi! vardı da diyebiliriz kızılderiler eskimolar şamanlar eski çağ arapları velhasıl yapılaşmanın olmadığı tüm eski çağ insanları cemevinde ibadet! etmiştir diyebiliriz çarpıtılırsa iş bu noktaya da gider

6-Osmanlı döneminde bektaşi derghahları 1826 yılında başlayan ve sonradan atatürk döneminde başlayan yasak dışında tıpkı diğer tarikatlar gibi işlemiş çalışmıştır osmanlı neden karşı çıksın ki bektaşilik zaten kendi kurduğu bir yapılanmaydı
Cumhuriyette bugün aynı yapılanmayı kurmak istiyor yapılan tüm cemevleri devletin ödenekleriyle yapılmıştır inceleyin bakın plan bütçeye bakın görürsünüz
çünkü 12 imam yoluna gitmemizi istemiyorlar
bu nedenle sürüleştirmek istiyorlar tıpkı osmanlı gibi içimizden çıkan ! zayıf unsurlara maddi yardım bağ yada manevi ünvanlarla yükseltip bunları alevilerin önderi yapmak istiyorlar
muaviye açılımları bunun kanıtıdır (bu adam tarihçiyken buna köşe yeri verdiler maaş bağladılar taltif ettiler,diğer birini vekil yaptılar bir başkasını sürekli tv ye çıkarıyorlar vs vs)
ilk oyunlarını bozduk aleviyim diyen ateistler bile artık bu münafıklara şüpheyle bakıyor birşeyler sezdiler oyuna geldiklerini anladılar ama süreç devam ediyor
devletin karanlık güçlerinin bu işe el atmasını önleyeceğiz sabote edeceğiz ediyoruz da
halkımzı bu münafıklara teslim etmeyeceğiz

[3nokta]

"ev" kavramından bahsetmiş. İslamın ilk tebliğ zamanında ibadetler evde yapılıyordu ama semah mı dönülüyor saz mı çalınıyordu? Bu kadarına da pes doğrusu. Batıl bir şeyi bu şekilde çapıtarak hak ilan etmek ancak muaviyeci bir zihniyetin becerisi olabilir. Kendisi söylüyor biz Şiiliği kendi kültürel değerlerimizle birleştirdik sözde anadolu aleviliğini oluşturduk. Aslında cümle şöyle olmalıydı bu toplum şiiydi biz kültürel unsurları din olarak gösterip onları şiilikten uzaklaştırdık.

[Ali]

biz eve karşı değiliz
bizde evde toplanılmaya karşı değiliz
biz o evde ne yapıldığına bakıyoruz ve bu yapılanların 12 imamların yoluna uygun olup olmadığına bakıyoruz
evde yapılan kültürede karşiı değiliz ama evde yapılan kültürü 12 imam yolu gibi sunmaya karşı çıkıyoruz
bunu bir anlamadılar gitti