Bir Soru.

Cevapla
HakYolunda
Mesajlar: 56
Kayıt: 19 Eki 2010, 17:42

Bir Soru.

Mesaj gönderen HakYolunda »

Selamun Aleykum Canlar
Bir Sorum Olucakti..

Albuldulbaki GÖLPINARLI"nin Türkce Melai Kurani Kerimi"ni Okuyorum.
Sorum $udur.HUD SuRESI CÜZ 12 SURE 11
73-ONLAR ALLAHIN ISINEMI SASIYORSUN DEDILER.EY EHLIBEYT ALLAHIN RAHMETI VE BEREKETLERI SIZE;SUPHE YOK KI O,OVULMEYE LAYIK,KULLARA MÜSTAHAK OLMADAN IHSANDA BULUNAN BIR TANRIDIR.
BURDA EHLIBEYT KELIMESI GECIYOR.FAKAT BURDA HZ.MUSANIN KAVMINDEN BAHSEDILIYOR.
ANLIYAMADIM ARKADA$LAR.
SIMDIDEN TSKLER.
Hz.Ali(s.a)İnsanların kalbi vahşi ve başıboştur; kim onlarla ilgilenirse onlara doğru cezbolur.
_________________________________________________[highlight=#00BF40][font=Goudy Stout][/font][/highlight]
Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed.
Özgür Arapoğlu
Mesajlar: 40
Kayıt: 24 Eyl 2010, 22:04

Re: Bir Soru.

Mesaj gönderen Özgür Arapoğlu »

HakYolunda yazdı:Selamun Aleykum Canlar
Bir Sorum Olucakti..

AlBURDA EHLIBEYT KELIMESI GECIYOR.FAKAT BURDA HZ.MUSANIN KAVMINDEN BAHSEDILIYOR.
ANLIYAMADIM ARKADA$LAR.
SIMDIDEN TSKLER.
Sayın hak yolunda öncelikle belirtilen ayetler Hz. İbrahim ve eşi sara hakkındadır Hz. Musa değil bilginiz olsun. İkinci olarak da Ehli eyt arapçada ev halkı anlamına geldiğinden dolayı bu terimin Hz. İbrahimin eşi için kullanılmasının bir sakıncası yoktur ve mezkur ayet Peyagmberimizin Ehli beytiyle bir bağlantılı değildir.
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Re: Bir Soru.

Mesaj gönderen Musa Özateş »

Özgür hocam

Ahzap 33 deki Ehli beyt kavramının Peygamberimizin eşlerini kapsamadığını nasıl kanıtlıyorsunuz?
Özgür Arapoğlu
Mesajlar: 40
Kayıt: 24 Eyl 2010, 22:04

Re: Bir Soru.

Mesaj gönderen Özgür Arapoğlu »

Musa Özateş yazdı:Özgür hocam

Ahzap 33 deki Ehli beyt kavramının Peygamberimizin eşlerini kapsamadığını nasıl kanıtlıyorsunuz?

TATHİR AYETİNE KISA BİR BAKIŞ

Tathir ayeti hakındaki görüşler; bu konuda üç farklı görüş bulunmaktadır.
1-Ayet yalnızca Peygamberin hanımlarını kastediyor ve ayetin muhatabı yalnız peygamberin hanımlarıdır.
Bu görüşü tarih boyunca yalnız bir kişi savunmuştur ve oda ibni abbasın kölesi olan Ekreme ki Ehli sünnette bazı kesim tarafından kuranın müfessirlerinden kabul edilmektedir.
2- Ayet hem Peygamberin hanımlarını ve hem de Peygamberin kızı Fatıma , Hz Ali , Hz. Hasan ve Hz. Hüseyini kapsamına almaktadır. Elbette bazıları genelleme yaparak Peygamberi n tüm akrabalarını bu ayetin kapsamına almışlardır. Bu görüşte Ehli Sünnetin genelinin görüşüdür.
3-Tathir ayeti yalnızca Peygamberi, Hz Ali, Hz. Fatıma , Hz Hasan ve Hz. Hüseyin’i kapsamına almaktadır ve bu mübarek zatların dışında kalanlar özellikle de Peygamberin hanımları ayetin dışındadırlar.Bu görüş Hz. Ali’nin yolundan giden ehl-i beyt mektebinin takipçilerinin görüşüdür.
Ahzap suresinin 28. ayetinden 34. ayetine kadar Kuran Peygamberin hanımlarını muhatap almakta ki bu yedi ayetin arasın tathir ayeti farklı bir içerik ve değişik bir dille nazil olmuştur.Bu farklılıklardan bazıları şunlardır.
-Diğer ayetlerin aksine tathir ayetinde bulunan zamirler müzekkerdir. Arap edebiyatı gereğince eğer ayetten peygamberin hanımları kastedilmiş olsaydı. Müennes (dişil) zamir getirmesi gerekirdi. Ki kum zamiri kunne olarak gelmesi lazımdı.
- Ayet önceki ayetlerin aksine Ehli beyt tabiri kullanmakta oysaki kuranın hiçbir yerinde Peygamberin hanımları için bu tabir kullanılmamıştır. Kuran genellikle Peygamberin hanımları için Ey nebinin hanımları – Ya nisa-en nebi- tabirini kullanmaktadır.
-Önceki ayetler yerme, ihtar ve uyarı niteliğini taşımakta oysa tathir ayeti övgü ve methetme niteliğindedir.
-Tathir ayeti Allah’u Tealanın onayıyla ehl-i Beytin zihiri ve batini temizliğine işaret etmektedir ki bu başlı başına Ehl-i beyt için bir fazilettir. Buda Ehl-i Beyt’ten olanların her türlü hata ve günahtan arı olduklarını göstergesidir. Oysa Peygamberin bazı hanımları tahrim suresi uyarınca Peygambere eziyet etmişlerdir. Diğer taraftan Peygamberin hanımlarından bazıları tathir ayeti indikten sonra bile hataya düşerek zamanın halifesine karşı gelip Müslümanlar arasında ihtilaf çıkmasına sebep olarak 17 bin Müslüman’ın ölümünün sorumlusu olmuştur.
-Ayetin başında gelen –innema-(gerçektende,doğrusu,kesinlikle anlamında) kelimesi arap edebiyatı kurallarına göre kendisinden sonra gelen cümlenin anlamını kısıtlamakta ve umumiyeti kaldırmaktadır. Bundan da şu anlaşılıyor ki ayetin içeriği özel bir gurubu kapsamına almakta dır.
-Ayette Allah’ın iradesinden bahsedilmektedir. İlahi irade iki kısımdır.
1-Teşrii irade; Yani ilahi emir ve düsturlar kastedilmektedir.Diğer bir tabirle vacipler ve haramlardır.Bakara suresinin 185. ayetinde geçen irade de teşrii iradeyi kastetmektedir.Söz konusu ayette ramazan ayının orucunun farz oluşu beyan edildikten sonra bu hükümden istisna olan kişileri (yolcu ve hasta gibi) açıklamakta ve devamında şöyle buyurmaktadır; Allah sizin için kolaylık irade eder zorluk irade etmez.
2- Tekvini irade; Yaratılış ve hilkat anlamındadır.Allah’ın tekvini iradesi kişi ve kişilerin yaratılışı anlamındadır ve kesin vuku bulur.Yasin suresinin 82. ayetinde beyan edilen irade de bu anlamdadır.Kuran buyuruyor; Bir şey yapmayı irade ettiği zaman Onun yaptığı ol demekten ibarettir ve hemen oluverir.
Tathir ayetindeki irade de tekvini iradedir. Zira eğer teşrii irade kastedilmiş olsaydı ayet tüm müslümanları kapsamına alırdı çünkü ilahi hükümler bir kesime kısıtlı değildir. Diğer taraftan takvaya ve batini temizliğe davet tüm Müslümanlar için geçerlidir ve kuranın bir çok ayetinde bu konuya değinilmiştir.Daha öncede vurgulandığı gibi ayetin başında gelen innema (kısıtlama edatı) kelimesi ayetten belirli bir kesimin kastedildiğini vurgulamaktadır ve sadece Ehl-i Beyti kapsamına almaktadır.Buda şu neticeyi doğurur ki Allah tekvini iradesiyle Ehl-i Beyte özel bir lutufta bulunarak onların zahiri ve batını her türlü hata ve günahtan arındırmıştır.Zira ayette geçen rics kelimesi kuranı kerimde hem zahiri kirlilik ve hem de batini kirlilik için kullanılmıştır.(Enam suresinin 145. ayeti ve Maide suresinin 90. ayeti ve Tövbe suresinin 125. ayetine bakınız)
Konun başında da belirttiğimiz gibi tathir ayeti hakkında genel üç görüş bulunmaktadır.
-Birinci ve ikinci görüşlerin tutarsızlığı yapılan açıklamalardan ortaya çıkmaktadır. Neticede Ehl-i Beyt Peygamberimiz, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den ibaret olan beş kişidir.
Diğer taraftan üçüncü görüşü teyit eden onlarca rivayet farklı kaynaklardan nakledilmiştir ki tevatür niteliğini (en güvenilir hadis) taşımaktadır. Diğer taraftan biraz tarih bilgisi olanlar için Ehl-i Beyt-in Hz. Ali. Hz. Fatıma. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in fazileti ve üstünlükleri gizli değildir. İnsan suresi bu mübarek zatlar için nazil olmuştur, mübahele ayeti onların Allah katındaki yüce mertebelerine işaret etmektedir vs..
Tathir ayetinden maksadın sadece ve sadece Peygamberimiz, Hz Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den oluşan beş kişi olduğunu vurgulayan hadis kaynakları şundan ibarettir.
-Ehl-i Sünnet kaynakları;
1-Sahihi Müslim c.4 s.1883 2424. hadis,
2-El müstedrek ale’s-Sahiyheyn c.2 s.416
3-Müsned’i Ahmed b. Hanbel, c.1 s. 330 ve c.4 s.292,
4-Süneni Beyhaki, c. 2 s.149,
5-Ed- durul Mensur., Suyuti, c.5 s. 198,
6-Şevad-ut tenzil, Hakim Haskani,c.2 s. 10 dan 92.ye kadar.
7-Süneni Tirmizi, c.5 s. 361,
8-Müsnedi Ebu Ya’li,c.12 s. 343 ve 456,
9-Kenzul ummal, c. 13 s. 645,
10-Yenabiul Mevedde c.2 s. 221-222 ve 430,
11-Mucem-ul Kebir c.3 s.53,
12- Tercumet-ul Hasan ,İbni esakir , s. 66,67
13-Tercumet-ul Hüseyin ,İbni esakir, s. 93,94,97 ve 101
14 – Teberi Tefsiri, Muhammed b. Cerir Teberi (Ahzap 33. Ayetin tefsirinde konuyla yedi tane hadis nakletmiştir.)
-Şia/Alevi kaynakları
1-Bihar-ul Envar c. 25 s. 213,2124 ve 242,-c, 35 s,208 ,
2- Menakıb-ı Emirel Müminin,c. 1s. 132,
3.Emali-i Saduk s. 559,
4-Hısal Saduk, s. 403,
5-Emali-i Tusi s.263,
6-İ’lamul Vera c. 1 s. 293,
7-Taraif s.125,
8-Keşful Kumme c.1 s. 46 Zahair-ul Ukba s.21
9-Şerh-ul İhbar,c.3 s. 13
10-El –erbain s.371
… ve daha onlarca diğer Şii/Alevi kaynağı!...
Burada şöyle bir soru akla gelebilir: Eğer ayette geçen iradeden maksat tekvini irade ise ve Ehl-i Beyt her türlü hata ve günahtan beri ise neden ayette Allah sizleri tathir etmek istiyor şeklinde buyurmuştur. Bu onları daha önce hata yaptıklarına işaret etmez mi?
Cevap: Tathir kelimesi Arapçada iki anlamda kullanılmaktadır. Birincisi kirli ve pis olan bir şeyin temizlenmesi hususunda ve ikincisi de eğer bir şey hiçbir kirliliğe bulaşmaz ise onun temizliğini ve paklığını ifade etmek ve temizliğini tekit etmek için bu kelime kullanılmaktadır ki konu edilen ayetteki teharette ikinci kısım teharettir zira tekvini iradenin gereğide budur.
Şöyle bir soru daha sorulacak olursa; Eğer ayette geçen irade tekvini irade ise ve Ehl-i Beyt yaratılış itibari ile temiz ve pak olarak yaratılmış iseler neden ayet Allah sizden her türlü pisliği giderip sizleri tertemiz kılmak istiyor şeklindedir eğer iddia edildiği gibi olsaydı Allah sizden her türlü pisliği gidermiştir şeklinde beyan edilmesi gerekmez miydi?
Cevap: Bu sorunun cevabı da çok açıktır zira ayette zamirlerin muzaree –şimdiki zaman- şeklinde getirilmesi ayetin manasının her hangi bir zamana kısıtlı olmayıp tüm zamanları kapsamaktadır ki Arapçada istimrar tabiri olarak kullanılıyor. Bu da Ehl-i Beyt’in hayatlarının her alanında, yaratılıştan hayatlarını sonlarına kadar pak ve temiz kılındıklarını gösteriyor.
Cevapla

“Araştırma ve Makaleler” sayfasına dön