1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Bektaşilik-Hıristiyanlık

Gönderilme zamanı: 13 Haz 2010, 12:45
gönderen 3nokta
Alevi çalıştaylarının ortaya çıkardığı tartışmalı sonuçlar; bütün tarihleri boyunca, “Sünni İslam“la bağdaşmamayı başarmış bir dizi, heterodoks inanış, fırka (secte) ve cemaati İslam içinde eritmeye-tek tipleştirmeye yönelik kaygının ifadeleridir.

Çalıştay raporlarında, “Çerçevelendirm e Sorunları” alt başlığında, Alevilik şöyle tanımlanıyor;
“Aleviliğin İslam üst başlığı altında ‘Hak-Muhammed-Ali’ kavramları etrafında oluşan bir inanç ve erkan yolu olduğu konusunda tam bir uzlaşma sağlanmıştır.”
Rapora göre, Alevilik, kendi şahsına özel farklı bir inanış/felsefe veya din olarak tanımlanmadığı gibi bir mezhep olarak da adlandırılmıyor . Aleviliğin kendini çerçevelendirme , İslam içinde ‘makulleşme’ gibi sorunlar yaşadığını düşünmüyoruz. Alevilik gibi bir inanışı ve ona yakın kurum, fırka(secte) ve tarikatları ‘İslam içi’ tanımlamak, bu inanışı ve ona yakın bütün oluşumların sahiplerinin yüzyıllarca gördüğü zulm ve inkarın bir daha ikrarıdır.

Anadolu’daki kadim inanışlar (Hıristiyanlık öncesi), Doğu Hıristiyanlığın ın heretic tezahürleri ile Horasani ve Türki (Asyatik) dini ritüeller zaman içinde harmanlanmış, Anadolu Aleviliği, İslam’la buluşmadan çok evvel bu günkü form ve ritüellerini kazanmıştı. Nitekim, Anadolu’ya İslam’ın gelişi ile beraber, heretic Hıristiyanlık ve antik dinlerin mensuplarının zaman zaman İslami bir cila altında eski din ve kimliklerini koruduklarını biliyoruz. A.Yasar Ocak’ın da belirtmiş olduğu gibi; Anadolu’da Hıristiyanlığın Heterodoks inanışları, İslam’ın kabulünden sonra da İslam’ın Heterodoks kanadını oluşturdular.
Selçuklu ve Osmanlı Devletleri, resmi Sünni din (Şeriat ve Sünnet) hususunda tavizkar görünüme sahip değilken, Alevilik ve Bektaşiyyenin de aralarında bulunduğu heterodoks inanç ve tarikatlar, kadim inanç bakiyelerine yakınlık duymaktan asla çekinmemişlerdi r. Hatta, Anadolu Aleviliği ve Bektaşiliği oldukça verimli bir bağdaştırmacılı k (Syncretisme) ile Şeriat ve resmi dinin (Sünniliğin) tamamen reddi ile kendilerini koruyabilmiş, kurum ve inançlardır.(.. .)
Özellikle Bektaşilik, İslamiyet’ten daha çok kendisini Hıristiyanlığın kardeşi olarak addetmektedir.

Hıristiyanlık ve Bektaşilik İlişkileri:
Herhangi bir Bektaşi hareketi, Müslüman ve Gayri Müslüman’a karşı bir fark gözetmez. Gayri İslam dinlere mensup olanlar da Bektaşiyye’ye kabul edilirler. Bu yasanın Bektaşilikte nasıl işlediğine dair bir örnek verecek olursak; 19. yüzyılda, Antonaki Varsamis isminde bir Rum, Bursa vilayetinde mahalli bir Bektaşi locasının reisi olmuştur. Antonaki Varsamis, önemli ve ciddi nüfuza malik bir Bektaşi’ye ait büyükçe bir araziyi satın alınca, hem tekkenin reisi olmuş hem de‚ Al Nabi Dostu, Muhib (Dost)’ gibi unvanlarla anılmıştır.
Diğer bir örnek ise; Arnavutluk’taki birçok Bektaşi tekkesinde, Hıristiyanlar bulunmaktadır. Onlara tarikatın sırları ifşa edilirken, bunun karşılığında dinlerini feda etmeleri istenmemiştir. Hem Hıristiyanlık ibadetlerini hem de Bektaşi ritüellerini birlikte yaparlar.
Şeyh Bedreddin İsyanından kalma rivayet-vesikalarda, Hıristiyanlar arasında da propaganda yapıldığı anlatılıyor. Bu isyanın, kısmen dini kısmen de içtimai bir hareket olduğunu biliyoruz. Şeyh Bedreddin taraftarları, isyan sırasında dini anlamda Bektaşi, Hurufi ve bir takim heterodoks Hıristiyan fırkalardan en büyük desteği almışlardı. Rivayet odur ki, Hıristiyanları bu isyana davet eden bizzat Şeyh Bedreddin ve Bektaşiyye tarikatıdır.
Bektaşiler, her zaman Hıristiyanlarla çok iyi diyalog kurmuşlar, Hıristiyan müritleri sevk ve vecd ile karşılamışlardı r. Hıristiyan dinin, hakk din olduğunu söylemeyen-inkar eden Müslümanların asil kendilerinin dinsiz olduğunu savunmuşlardır.

Bektaşilikteki Hıristiyan Unsurlar:
Bektaşiyye tarikatındaki Hıristiyan unsurlar, kısmen Bektaşilerin Anadolu’daki Hıristiyan selefleri, kısmen de tarikata kabul edilmiş Hıristiyan gruplardır.
Bektaşiyye tarikatına yeni bir talibin kabulü sırasında ‘şarap-ekmek ve peynir’ dağıtılırdı. Bu ritüel, Hıristiyan kutsal komünyonunun bekasıdır. Ayrıca müritler, Bektaşi Babalarının önünde suç-günah itirafında bulunurlar, Babalar ise onları affederler. Tıpkı kiliselerdeki günah çıkarma ritüeli gibi.
Bektaşiler, İslami amel, ibadet ve ritüellere ilgisiz kalmakla birlikte, seri kaidelere asla uymazlar. (…)
Anadolu’da, Hayderiler, Kalenderiler ve Abdallar gibi çeşitli heterodoks tarikatlarla birlikte, Bektaşiyye her ne kadar takdis etmemişse de, Yeniçeri ocağında resmi bir kült mahiyetini almıştır. Bunda Yeniçerilerin, Hıristiyanlık kökenlerinin dahli vardır.
Birçok ünlü Bektaşi ozanın Ermeni olduğunu ve bu kişilerin din değiştirmeksizi n tekkelerde kabul gördüğünü takdis edildiğini de biliyoruz. (Başlıcaları; Aşık Vartan, Harabi, Hayrani, Nikabi, Civanaga, Coşkuni, Zeki…)

Bektaşi Tekkeleri, Hıristiyanlığın Kutsal Mekanlarıdır:
Bulgaristan, Bosna, Arnavutluk gibi Paulician, Tondrakli ve Bogomil merkezleri zaman içinde Bektaşi merkezlerine dönüştüler ve günümüze kadar da böyle kaldılar.
Nevşehir yakınlarındaki Bektaşi Tarikatının merkezi Hacı Bektaş Tekkesi, Hıristiyanlar tarafından da yoğun bir şekilde ziyaret edilir. Hıristiyanlar, vaktiyle burada Ayios Haralambos isminde bir Hıristiyan manastırı olduğunu iddia ederler.
Babaeski’deki, Bektaşi evliyası Saltık Baba Türbesi de Hıristiyanlar tarafından yoğun şekilde ziyaret edilir. Hıristiyanlar, Türbedeki mezarın, Hıristiyan bir azize ait olduğunu, türbenin ise eski Aya Nikola kilisesi olduğunu söylemektedirle r.

Bektaşilik ve Hieros Gamos:
Bektaşi talibi, son olarak “marifet kapısı“ ndan geçer, ikrarı; ‘atam gök anam yerdir’. Bu ibare, eski Yunandaki ana tanrıçanın göke çıkarılıp, evlendirilmesid ir (Hieros Gamos).
Bu antik öykü, Türklerde, Gök Tengri Ülken ile, Toprak tanrıça Umay’ın birleşmesine dönüşmüştür.
‘Marifet Kapısından’ gecen talip, su dizeleri okuyacaktır;

‘Ey tecella-i Cemal (görünen yüz)
Ey vech-i Süphan i resid (Tanrının olgun yüzü)
Lütuf ve kahrın bana bir, hepsi de siyan (Eşit görünür)
Zulmet ve nurun ile alıştı ruhum,
Tavr-ı aşktır görünen, didede (gözde) Yezdan’ (Zerdüşt dininde ilah-i Hayr/ Hayr ilahi)
Bu dizeler, Zerdüşti Maniheist Karanlık-Aydınlık düalizminin Bektaşilikteki tezahürleridir. (…)
Yukarıda ayrıntılarıyla değindiğimiz gibi Bektaşilik, özel bir Syncretismedir. En kuvvetli öğesi Hıristiyanlık olmakla birlikte, çok değişik kökenli öğelerin harmanlandığı bir gnose tur (Bilinç birikimi).
Bin yılı aşan renkliliklerin korunduğu bu zenginliği, 21. yüzyılda ‘Demokratlık’ adına, tümüyle uzağında durduğu İslam’la tanımlamak, ‘İslam içi’ görmek, ne kadar doğru ve hakkaniyetli bir tavırdır, sormak isteriz.
Bu açıklamaları, Alevi Bektaşi nefeslerinin en önemli figürlerinden biri, kutsi bir yere sahip Şah İsmail Hatayi’nin dizeleriyle bitirmek isterim.
‘Hakikat gizli bir şiirdir
Açabilirsen gel beri
İşte İncil İşte Kur’an
Seçebilirsen gel beri’

Lena Umay
Odatv.com


Kaynakça:
- Franz Babinger, Anadolu’da İslamiyet
- İsmet Zeki Eyüboğlu, Bütün Yönleriyle Bektaşilik
- Irene Melikoff, Uyuridik Uyardılar, Alevilik Bektaşilik Araştırmaları
- F.W Husluck, Christianity and Islam under the Sultans
- Karin Vorhoff, Zwischen Glaube, Nation und Neuer Gemeinschaft. Alevitische Identität in der Türkei der Gegenwart.

Re: Bektaşilik-Hıristiyanlık

Gönderilme zamanı: 13 Haz 2010, 17:18
gönderen biralevi
Bektaşilik bugünkü haliyle İslam dışıdır
Bektaşilik tarikatında İslam sadece görüntüdedir içi boştur
hatta islam düşmanı bir çizgiye yerleşmek üzeredir
buna avrupa birliği üyesi ülkelerde çok çalışıyorlar zira başarırlarsa kendi lehlerine birçok avantaj elde edeceklerdir
Alevilere yönelik en büyük oyun budur
o yüzden sürekli bektaşilik cemevleri bektaşiliğin ilkeleri halkımızın üstüne boca edlip duruyor
o yüzden bunları savunanlar sahnenin en önüne çıkarılıp duruluyor
o yüzden bu güçler ve işbirlikçileri en çok bizlerden ürküyor
tabi çabaları faydasız
su er geç yolunu bulacak
onları ne bektaşları ne kemalleri kurtaramayacak
12 imam yolu fikirleri yayıldıkça halk gerçekleri öğrenecek ve gerçek apaçık ortaya çıkacak
bu süreç başladı su yolunda gidiyor

Re: Bektaşilik-Hıristiyanlık

Gönderilme zamanı: 15 Haz 2010, 17:54
gönderen kizilbas
merhaba birlalevi arkadas,

sizce aleviler daha dogru kizilbaslar bundan 500 sene önce Erdebil Ocagina bagliyken
Namaz kiliyorlarmiydi? Oruc tutiyorlarmiydi? Türk/Kürt Kizilbas Aleviligin kökeni Iran/Irak Siilik ile aynimi?


saygilarimla

Re: Bektaşilik-Hıristiyanlık

Gönderilme zamanı: 15 Haz 2010, 21:26
gönderen biralevi
kizilbas yazdı:merhaba birlalevi arkadas,

sizce aleviler daha dogru kizilbaslar bundan 500 sene önce Erdebil Ocagina bagliyken
Namaz kiliyorlarmiydi? Oruc tutiyorlarmiydi? Türk/Kürt Kizilbas Aleviligin kökeni Iran/Irak Siilik ile aynimi?


saygilarimla
merhaba
Önce daha iyi anlamak için şunu ortyaya koyalım
Kızılbaş kavramı bir mezhep yada islami bir görüş değildir çıkış kökeniyle ilgili bazı rivayetler olsada ANADOLU TOPRAKLARI İÇİN
kızılbaş kavramı bir pozisyondur
bir yöndür
bir duruştur
Osmanlıya karşı safeviye yakın duruşun ismidir anadoluda böyle anlaşılmıştır ve osmanlı bu kavramı düşman olarak kabul etmiş karşı safta olanları ifade etmek için kullanmıştır.
Erdebil ocağına bağlılıkta safeviden yana tavır almakta bunu ifade eder etmiştir
Erdebil ocağı dediğin ekolde nihayetinde bir uzun yol dur bir süreçtir aynı bektaşilik gibi erdebilde mutasyonik dalgalardan geçerek değişerek dönüşerek tarih içinde ilerlemiştir
Erdebil yada safevi çevresindeki insanların içinde namaz kılıp oruç tutanı olduğu gibi batıni gruplarda vardı
erdebilin temelinde şiiliği kullanınca şia din alimleride bu kapsam içine girmiş şia bilgiler burada kök bulmuş zemin bulmuş meşhet kum havzalarına kadar dönüşerek evrilerek iş gelmiştir
erdebile bağlı olanların tümü namaz kılıyordu diyemeyeceğimiz gibi tümü kılmıyordu dememizde mümkün yada bilimsel olmaz 12 imamların gerçeğini bulanlar kılıyor bulmayıp teğet geçen batıni sufist yorumlayanlarda kılmıyordu tıpkı bugünkü gibi
erdebil süreci irana kadar gelmiş söz gelimi Humeyniyle ciddi bir kırılma yaşamış olmasına karşın bugün iranda namaz kılıp 12 imam yoluna gittiğini savunanlarda kılmayıp batıni çizgiyi koruyanlarda vardır.
Biz kökeni 12 imamların bilgilerine ulaştıran çizginin adına alevilik şiilik kızılbaşlık caferilik diyoruz
temeli, bu bilgiye ulaşmayan çi,zgiye başka isim bulmaları gerekiyort

Re: Bektaşilik-Hıristiyanlık

Gönderilme zamanı: 16 Haz 2010, 02:20
gönderen mürteza
bir hristiyan cem evine girse çok kolay uyum sağlar. ama bir bektaşi ile bir hristiyan camiye girsem uyum sağlayamaz.

Re: Bektaşilik-Hıristiyanlık

Gönderilme zamanı: 16 Haz 2010, 11:30
gönderen alone_man
mürteza yazdı:bir hristiyan cem evine girse çok kolay uyum sağlar. ama bir bektaşi ile bir hristiyan camiye girsem uyum sağlayamaz.
evet sebebide fıkıhtır şekildir şeriattir erkandır bunların hepsi aynı anlama gelir
bektaşide hiristiyanda cemevinde ve kilisede izleyici durumundadır
oturup izlerler ve belki bir kaç toplu seslenişe katılırlar
ama camide böyle değil bizzat şekli ibadete katıulmak zorundadırlar
bizzat namaz kılacak tır eee namazada inanmıyorsa
zorlanmaları doğaldır o yüzden en iyisi namazı reddetmek içimiz temiz deyip başka şekillere uymaktır
içleri temizse neden cem töreni yapma gereği duyuyorlar
yaşlı başlı insanlara semah neden döndürüyorlar
ibadette şekle gerek yoksa semaha sakkacıya cemdeki binbir şekle ne gerek var?
ağacan anlattı asıl sorun şekil İslami olursa çıkıyor
şekil islami değil uydurmaysa o zaman şekle karşı çıkmıyorlar

Re: Bektaşilik-Hıristiyanlık

Gönderilme zamanı: 16 Haz 2010, 11:44
gönderen ali muhsin
Bektasiler Avrupada Hiristiyanlarla gizli kapakli isbirligi yaptiklarini ve hatta Bazi Alman Siyasetcileri sözde " Alevi Sempozyomlarinda " konusturduklarini ve Bu Siyasi Partilerinin adlarinin "Yesiler Partisi , Hiristiyan Demokrat Partilileri ve Soysal Demokrat Parti " Yetkililerini Sempozyomlarda Aleviligi Carpitarak Söz Sahibi ettiklerini ve Protestand kiliselerinden ve Cesitli kuruluslardan Maddi ve Manevi yardim alarak Bektasilerin ,Alevileri Cemevlerinde Sinsi bir sekilde Asimile ettiklerini daha evel aciklamistik ...Bektasiler her ne kadar Namazi inkar edip Sekil yoktur deseler dahi Balkanlardaki Bektasilerin Namaz kildiklarini Video görüntülerinde kendi agizlari ile itiraf ettiklerinide görmüstük, hatta Namaz kilsalar dahi bunu Hanefi istihadina göre kildiklarini Resimlerle Bu Forumumuzda yayinlamistik ..Suan bile Bektasiler Alevilerin uyanmamasi icin Türlü Senoryolarada bas vurduklarini görebiliyoruz ...kendileri bu Forumumuzda hic bir kanit Delill getiremedikleri gibi Hakaretle kacmis ,simdide Garip ve Tuhaf kisileri üzerimize yolladiklarini görebiliyoruz !