Sivil Toplum Örgütleri Pkk'yı Yüksek Sesle Uyarıyor:

Cevapla
nailamudi
Mesajlar: 45
Kayıt: 19 Tem 2007, 17:12

Sivil Toplum Örgütleri Pkk'yı Yüksek Sesle Uyarıyor:

Mesaj gönderen nailamudi »

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ PKK’YI YÜKSEK SESLE UYARIYOR:
“Silah Bırak!.. Türkiye’yi Terk Et!.. Demokratik Sürecin Önünü Aç!..”


Diyarbakır, hafta sonu çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. 43 ilin baro başkanı, biraraya gelerek PKK’nın silah bırakmasını ve demokratik açılımı tartıştı.



Önemli tespitlerin yer aldığı toplantının sonuç bildirgesinde, Kürt sorununun demokratik çözümü için öncelikli olarak PKK’nın şiddet eylemlerine son vermesi, koşulsuz silah bırakması ve silahlı kadrolarını sınır dışına çekme çağrısı yapıldı.


Basında hak ettiği ilgiyi yeterince bulamadığını düşündüğüm bu toplantı, sivil inisiyatiflerin açılım ve silahların susması sürecinde önemli bir rol üstlenebileceğini gösterdi. Bugüne kadarki benzer toplantı ve girişimler, bölgesel bir çerçeveyi aşamadı. Yerel katılımlı toplantılardan da Türkiye’nin genelini yansıtacak sonuçlar çıkmadı.


Evet, bugün bölgenin önde gelen sivil toplum örgütleri ve saygın isimleri, “Kardeşlik ve Huzur Projesi” olarak nitelendirilen çözüm sürecinin, Kürtlerin yararına olduğuna inanıyor ve PKK’nın baskısına rağmen örgüt yöneticilerine ve siyasi uzantılarına yüksek sesle haykırıyor; “Koşulsuz silah bırak, kadrolarını yurt dışına çıkar ve biran önce demokratik sürecin önünü aç!..”


Türkiye’nin doğusundan batısına 43 ilin baro başkanını buluşturan Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, toplantının sonuç bildirisinde şu noktalara dikkat çekti;
“Güneydoğu Anadolu’da son çeyrek yüzyılda yaşanan çatışmanın binlerce insan öldü. Şiddet eylemleri büyük ekonomik kaynakların heba edilmesine yol açtı.
PKK yönetimi, silahlı çatışma riskini ve provokatif eylemleri ortadan kaldıracak tedbirleri biran önce almalıdır. Demokratikleşme ve barış sürecinin, dolayısıyla silahsızlanma şartlarının oluşturulabilmesi için de öncelikle PKK koşulsuz silah bırakmalı ve silahlı örgüt üyeleri Türkiye sınırları dışına çekilmelidir. Ancak bundan sonra oluşacak barış ortamında sağduyu ve demokrasi içerisinde sorunlar çözülebilecektir.
Demokratik açılımın Diyarbakır'da tartışılmasının, görüşlerin ortaklaştırılması çabasının barış ve uzlaşı bakımından öneminin bilinci ile Türkiye baroları olarak toplumumuzun temel meselelerini, Türkiye'nin farklı illerinde tartışmaya, çözüm yolunda ortak zeminde buluşma çabamız devam edecektir. Türkiye'deki diğer meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının da bu çabalarımıza katkı ve destek vermelerini bekliyoruz.”


Öte yandan, Diyarbakır’da toplanan 42 baronun “Barış ve demokratik sürecin önünün açılabilmesi için öncelikli olarak PKK’nın silah bırakması ve silahlı kadrolarını Türkiye sınırları dışına çekmesi” yönündeki ortak çağrısına bölgenin önde gelen şahıslarından da destek geldi.


İşte bunlardan bazıları…


Diyarbakır'da emekli müftü Mehmet Salih Ocak: "Bu memleket çok zorluk çekti. Bu sıkıntılar artık bitsin istiyoruz. Bin yıldır birlikte yaşadığımızı unutmamamız lazım. Ortak paydalarımızı dile getirirsek kardeşlik güçlenir."


Mardin'de Kikan Aşireti Reisi Mehmet Timurağaoğlu: “Baro başkanlarının ortak açıklamasını destekliyoruz. Bu açıklama, uzun yıllardır süren şiddete nokta koyabilecek niteliktedir.”


Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odası Birliği Başkanı Ahmet Ebedinoğlu; “Silahların susması ve meselenin demokratik çözümü konusunda devletin kararlılığından memnuniyet duyuyoruz. Baroların açıklamasını destekliyor ve herkesi sürece önyargısız yaklaşmaya davet ediyoruz. Bu ülkede Türk-Kürt çatışması yaratmaya yönelik her türlü provokasyona karşı dikkatli olunmalıdır.”


CHP Hakkâri eski Milletvekili Esat Canan: “Tüm kesimlere önemli görevler düşüyor. Sorunun çözümüne yönelik bu açıklamayı destekliyorum. Başta BDP olmak üzere bu ülkede yaşayan herkes süreci sabote edecek her türlü yaklaşımdan uzak durmalı ve PKK’yı silah bırakmaya ikna etmelidir.”


Batman Eski Milletvekili Mehmet Nezir Nasıroğlu (Batman): “Barışın bir an önce sağlanması için herkesin üzerine önemli görevler düşüyor. Devlet önemli bir adım attı. Sıra PKK’da… Halkın içerisindeyiz, bölge insanı bu çalışmaları destekliyor. Dağda silahlı adamlar dolaştıkça meselenin çözümü mümkün değil. Kandil ve Abdullah Öcalan, bu konuda üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeli ve PKK silah bırakmalı.”


Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Galip Ensarioğlu: “Birlikteliği pekiştirecek ve toplumda olumlu etki yaratacak açıklamalara ihtiyacımız var. Herkes bu sürece katkı sağlamalıdır. Milleti çatıştıran, kızıştıran bu çatışmadan medet ummak, kan üzerinden siyaset vatanperverlik değildir. PKK silah bırakmalı ve demokratik sürecin önünü açmalıdır.”
Van Merkez Camii İmamı İbrahim Sarımurat (Van): “Türk ve Kürtler yıllarca kardeşçe yaşadı. Terör bu kardeşliği bozmaya çalıştı. Ancak başaramadı. Fitnenin ortadan kaldırılması, barış ve huzurun yeniden tesis edilmesi, karşılıklı güvenin kurulması gerekir. Ama önce silahların susması gerekir. Kardeş kanının akmasını önlemek için cami imamlarına önemli sorumluluk düşüyor.”





Evet, açılım tartışmaları bölgesel olmaktan çıktığında ancak toplumun ortak beklentilerini yansıtabilecek sivil irade inisiyatif alabilir, üçüncü bir ses olarak rol oynayabilir. Şimdi sesi yükseltmenin tam zamanı.



Küçük bir ilave… İsyan, başkaldırı, şiddet, terör bir yöntem olarak gündemden düşsün. İnsanlar açlık, yokluk, yoksulluk, çaresizlik, geri kalmışlık ıstırabından kurtulsun. Demokrasi, her türlü sorunun çözüm alanı, her türlü krizin çözüm yöntemi olsun. Evrensel-çağdaş hukuk kuralları geçerli olsun, herkes hukuka ve yasalara uygun hareket etsin. Sevgi, hoşgörü, kardeşlik, birlik-bütünlük, dayanışma geçerli olsun. Anadolu’yu vatan bilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bunları istiyor. Kimse kendi formülünü, toplumun talebi gibi dayatmamalıdır. Kürt kökenli vatandaşları talep, beklenti ve ihtiyaçlarıyla İmralı, Kandil ve siyasi uzantılarının siyasi proje ve fantezilerinin örtüştüğünü düşünmek de bir yanılgıdır. İdeolojik ve etnik saplantıların tatminiyle, demokratik hak ve özgürlüklerin karşılık bulmasını birbirine karıştırmamak durumundayız. Özü kaçırıp, şekilde boğulanlar çözümsüzlüğün tarafı olmak bir yana topluma hesap vermekten kurtulamazlar…



Nail Amudi
Cevapla

“İç Siyaset (Politika)” sayfasına dön