Tartışma ve Sohbette Uslup Nasıl Olmalıdır?

Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Tartışma ve Sohbette Uslup Nasıl Olmalıdır?

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar..

FORUM; Tartışmaların yapıldığı, farklı düşüncelerin olduğu, doğruya ulaşmak için Tez ve Anti tezin karşı karşıya geldiği ve tartışmanın sonunda herkesin üzerinde hem fikir olduğu senteze ulaşılan yerdir.

Forumu yönetenlerin görevi, kendi düşüncelerine çok aykırıda olsa, müdahale etmek ve yönlendirmek yerine, özgür tartışmanın devamını sağlamak, konuların kişiselleştirilmesini önlemek, hakaret ve ithamları engelemektir...

Forum siteleri, herkesin aynı düşündüğü, bilinen şeylerin tekrarını yapıldığı yerler değildir, Bambaşka işlevleri olan, karşılıkları tezlerin yer aldığı ortamlardır,

Monolok bir Web sitesi'lerinde ise, Bilgiler tek yönlüdür, alıcı (okuyucu) müdahale etmeden siteye girer, tek yönlü bilgileri okur ve gider..

Forum sitelerinde amaç, Tez ve Anti Tezleri karşı karşıya getirip, gerçeğe ve doğrulara ulaşmaktır. Bu bağlamda, düşüncelerin ve fikirlerin harp meydanıdır... fakat asla konular kişileştirilmez.. ve düşünceyi savunanın kişiliğine hakaret edilmez, Çünkü tarflar doğruya ulaşmak için bu meydandadır..

Saygı ve sevgilerimle
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Re: Tartışma ve Sohbette Uslup Nasıl Olmalıdır?

Mesaj gönderen Dede-baba »

Tartışma ve Sohbet ederken.. Amaç karşıdaki insandan birşeyler öğrenmek olmalı...Aksi taktirde tartışmayı kişiselleştirmek kimseye bir fayda vermeyeceği gibi.. sonuçta her iki taraf için kayıp olacaktır...

Böyle bir durumda yapılması geren...Karşı tarafın düşünce ve fikirlerine yoğunlaşıp.. yanlışını o kimseye sezdirmektir.. Buda olmuyor ise.. Karşı tarafın her türlü hakaret ve saldısına cevap vermemek ve onun seviyesine düşmemek temel amaç olmalıdır... Çünkü tartışmayı kaybettiğini sezen taraf konuyu kişiselleştirip saldırıya geçecektir...

Bu nedenle.. Amaç hiçbir zaman kişilerle tartışmak yada tartışmanın akışına (olaylara) kapılmamak olmalıdır..

Tartışma ve sohbetlerde Akl-ı selim olmak.. sadece düşünceler üzerinden karşıdaki insanı çürütme üzerine oturtulmalıdır..

Tartışma da küfür... ve kişiselleştirmeye ilk başvuran yenilmiş ve tartışmayı kaybetmiş kabul edilir... Bu safhadan sonra sohbeti sürdürmek yersizdir..

(MODETÖR'E BİLDİRMEK) Yapılacak en mantıklı davranış şekli olaktır..

Şimdi İmam Hasan efendimize Küfür ve terbizlikle yaklaşan birine o'nun nasıl karşılık verdiğini ve sonucunu okuyalım...


İMAM-I HASAN

"...Şam halkından olan bir adam, Muaviye’nin kötü propagandası etkisinde kalarak aldanıp Hz. Peygamber’in Ehl-i Beyt’ine düşman olmuştu.

Bir gün Medine’ye geldiğinde İmam Hasan (a.s)’ı gördü. İmamın yanına giderek O’na çirkin sözler söylemeye başladı; ağzına geleni O’na söylüyordu. İmam Hasan (a.s) ise şefkat ve merhametle adamın yüzüne bakıyordu. Adam çirkin sözlerini sarf ettikten sonra İmam (a.s) ona selam verdi ve gülümseyerek şöyle buyurdular:

“Ey şeyh (yaşlı adam)! Galiba sen bu şehirde garipsin, hakkımızda yanılmışsın, gerçeği sana yanlış anlatmışlar. Eğer senden razı olmamızı istersen, razı oluruz; eğer bizden bir şey talep edersen veririz; eğer bir yol gösterici istersen seni hidayete yöneltiriz; eğer yükünü taşımak için bizden yardım dilersen, yükünü taşırız; aç isen doyururuz; çıplak isen giyindiririz; ihtiyacın varsa ihtiyacını gideririz; evin yoksa yer veririz; bir isteğin varsa karşılarız; eğer bütün yolculuk eşyanla evimize gelirsen, gidene kadar konuğumuz olursun; biz de şevk ve muhabbetle seni ağırlarız; çünkü bizim geniş bir evimiz ve misafiri ağırlamak için yeterli vesilemiz vardır.”

Şamlı adam, İmam (a.s)’ın sevgi ve şefkatle dolu sözlerini duyunca şiddetle ağladı, söylediklerinden utanç duyarak şöyle dedi: “Senin Allah Teala’nın yeryüzündeki halifesi olduğuna şehadet ederim. Allah Teala, risaletini hangi ailede karar kılacağını daha iyi biliyor. Ey Hasan! Sen ve senin baban benim yanımda, Allah’ın en düşman kulları idiniz; şimdi ise sizler benim yanımda Allah’ın en sevimli kullarısınız.”

Daha sonra yaşlı adamcağız, İmam Hasan (a.s)’ın evine misafir oldu. Medine’de olduğu müddetçe bir misafir gibi ağırlandı ve Ehl-i Beyt ailesinin taraftarlarindan oldu..."

Allah EYVALLAH
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Tartışma Küfür Etme ve Nedenlerii Nedir?

Mesaj gönderen Dede-baba »

Küfür en basit izahla, acizlik belitisidir... söylüyecek sözü kalmayan.. tükenen bilgisi ve görgünün son noktasıdır.. Küfür cahalet nişanesidir..

Genelde küfür edenlere bakın sığ insanlardır, bilgisi ve kültürü çok azdır yada hiç yoktur.. bu anlamda küfür kendini ifade edememenin dile getirememnin acizliğin dışa vurumudur...

Bazen kavga yada şiddet olmadığı, tartışmanın bulunmadığı durumlarda, normalde zamanlarda da küfür edilir.. bu ise Edeb ve haya eksikliğinden, kültürsüzlükten kaynaklanır... Terbiye edilmemenin belirtisidir...

Yinede ne olursa olsun.. küfüre küfürle karşılık vermek yanlıştır.. seviyeye inmemek.. alçalmamak gerek...


Atalardan kalma sözdür... Dil, kalbin aynasıdır derler... Öyle kimseler vardırki konuştularında yazdıklarında zaman ve mekan durur adeta... sözdür kişiyi yücelten.. vezir yapan.. ve sözdür yine kişiyi yerin dibine batıran rezil eden...

Bir çok kimse haklı olduğu halde konuşmasını yazmasını beceremediği için haksız konuma düşer... Yine birçok kimsede haksızken Konuşmasını iyi becermesi nedeniyle haklı konuma gelir...

Hiç kuşkusuz.. insanı her konum rezil eden ise.. küfr alışkanlığıdır... hele bayanların büyüklerin olduğu ortamda...

Birçok kimse konuşmasıyla, ağzından çıkan sözle kendini ele verir...
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Tartışma ve Sohbet Adabı..

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar...

Esasında, tartışmayı ve sohbeti kimlerle yaptığımızda önemlidir... Karşımızdaki bireyin, konu hakkında bilgi sahibi olup olmadığı, Herşeyden önemlisi işinin ehli ve alimi olmasıda önemlidir...

Çoğu zaman gereksiz tartışmalar, cahil ve kendini ifade edemeyen, konu üzerine odaklanım birşeyler öğrenme niyetinde olmayan kimseler tarafındada yaratılmaktadır...

Bu kişiler, sadece kişisel ego tatmini için veya çevreye alim görünme edasında olan, cahil kimselerdir.. kişilik eksikliği bu kişleri dikkat çekmeye ve ilgi odağı olmaya sevkeder...

Böyle kişilerle tartıştığınızı anladığınızda tartışmayı sonlandırmak... en doğrusudur... niyemi :no:


Faydası olmayan bahardan yazdan
Yüce dağ başının kışı makbuldür
Cahilin yaptığı sohbetten sözden
Alimin hayali düşü makbuldür

Hüdai Konuşur bir ince dilden
Hal ehli olmayan bilir mi halden
Bilgisiz görgüsüz duygusuz kuldan
Ölülerin mezar taşı makbuldür.
Aşık Hüdai Baba


Saygı ve Sevgilerimle..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Tartışma Nedenleri

Mesaj gönderen Dede-baba »

Tartışma ve sohbet sırasında çatışma nedenleri aşağıdaki nedenlerden oluşur...

1-Amaç Farklılıkları:

Bazen karşıdaki kimsenin amacı sizinle bilgi alışverişine girmek değildir.. Bireyin buradaki en belirgin amacı propaganda yapmak... yandaş toplamaktır... Bu nedenle sizin düşünceleriniz o kimse için önemli değildir..

Sizi kendi düşüncesinin doğruluğuna inandırabilmesi bu mümkün değilse argo tabirle... Tribüne oynayarak sizi kendi düşüncesinin doğrultusunda köşeye sıkıştırma ve her ne şekilde olursa olsun alt etme temel amaçtır..

Psikolojik harp tekniklerinden biridir.. toplum mühendisliğinde ve toplumu manipule etmek amacı güden kişilerce ( çoğunlukla toplum tarafından etkin ve ağırlığı olan kişilere karsı yapılır.. Amaç bu kimsler hakkında kuşku ve şüphe yaratmak güven sarsmak) yapılabilmektedir... uygulanan bir tekniktir...

2-Güç Mücadeleleri:

Belki de çevremizde çatışmaya neden olan ve en sık gördüğümüz nedenlerden biridir.. Burada da kişi tartışılan konuyla esasında çok ilgili değildir... sadece kendini ispat ve tararftar toplama ön plandadır... özellikle kişilik eksiliğinde yada karakterin oturma dönemi olan bluğ çağındaki kişiler arası tartışmalarda kendini gösterir.

Lise yada üniversitede kız ayarlama veya kızları etkilemek için yapılan kendini akıllı ve bilgili gösterme çabaları buna örnektir...örneğin böyle bireylerin etrafında etkilemek istedi bir kız varsa ve tartışma sohbet yada tatışma bu esnada yapılıyorsa bu genç hatalı olsa bile yanlışını kabul etmeyecektir.. güç ve otorite kaybına uğrayacağı savı ile saldrıya geçecektir... Bu basit örnek belkide hepimizin tanık olduğu güç Mücadelelerine güncel hayattan bir örnek sayılabilir...

3- Algılama farklılıkları:

Bazende kişinin bilgisi.. yetiştiği ortam ve kültür düzeyi tartışmaya zemin hazırlar...bütn bireyler içersinde bulunduğu kültürel ortamın etkisiyle yorumlarını yapar bunların etkisinde kalır... Örneğin çok doğru şeyler söylese yada yapsada bazı toplumlarda sırf zenci olduğu için baştan kaybetmiştir...bütün söyledikleri yanlıştır.. yada çingene olduğu için...

Bunun en güncel örneği toplumuzda Komist damgası yiyen kişilere karşı gösterilen tepkide yerini bulur.. Çok doğru şeyler söylerselerde hep haklı olsalarda.. sırf farklı bir bakış açısına sahip oldukları için, toplumun bir kesimi tarafından... kominist damgası yiyip söyledikleri hiçbir şekilde kaile alınmayan kimselere karşı gösterilen haksız tepki. buna örnektir...

4-Bireysel farklılıklar

Bilimsel anlamda etnosentrist (ayrımcı) bakış açısına sahip insanlarda çatışmaya zemin hazırlar... Bu kişiler kendi düşüncelerini yada kendilerinin ait oldukları toplumu diğer insanlardan ve toplumlardan üstün görürler.... Bu kişiler kendilerinin ve toplumlarının hata yapabileceğine ve yanlış yapabileceğine inanmazlar.. karşıdaki her zaman hatalı ve yanlıştır... tek bir doğru vardır.. kendi inançları düşünceleridir....

Nedenci ve nasılcı bir yaklaşım hiçbir zaman sergileyemez.. kendi inanç ve düşüncelerini sorgulayamazlar... doğmatik kişilik yapısına sahip bu kimseler için karşıdaki kişinin düşüncesi ve fikri hep yanlıştır.. kendisi tarafından değiştirilmesi ve doğru yola getirilmesi gereklidir...

5- İletişim Eksiklikleri

Bazende... kişiler arası çatışma ve gerilim.. "EMPATİ" kendini karşıdaki insanın yerine koyamama, karşıdaki insanın gözüyle olaylara bakmama eksikliğinden kaynaklanır...

Yine bir başka etkende... karşıdaki insanın vermeye çalıştığı mesajı tam ve net biçimde almadan önyargı yoluyla hayali, doğru olmayan kanılara vararak kurgusal çıkarımlarda bulunmayla ilgilidir... Bu genellikte aşırı kuruntulu kişilerde görülür.. siz daha cümlenizi tamamlamadan bu tür kişiler sizi itham etmiş.. ve sizin hakkınızda kanıya varmıştır bile..

saygı ve sevgilerimle..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

sanal alemde sohbetlerde yapılan en büyük yanlışlık..

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar...

Sanal alemde yada yazınsal bir metni oluştururken.. yapılan en büyük yanlışlık ve belki de ayıp... bir başkasına ait olan yazıyı aynen alıp kendi düşüncesi ve fikri imiş gibi sunmaktır... Buda kişiler arası tartışma ve suçlamalara sıkça konu olur..

Literatürde buna "İntial" deniyor... Buna biz halk dilinde hırsızlık diyoruz... Bu hem hırsızlık yapılan kişinin emeğine.. hem de o kiiye karşı saygısızlıktır...

Yazılarımızı oluştururken... Herkesin bildiği... ve çok ünlü olan kişilre ait alıntılarda tırnak içerisinde yazları yazmak doğaldır... ancak kimsenin bilmediği ama hoşunuza giden bir yazıyı eğer aynen alıyor iseniz.. o kimseyi kaynak göstermeniz... ve bu düşüncenin o kişiye ait olduğunu belirmeniz gerecektir..

Eğer siz kendi düşüncenizi.. başka kişilerin yazılarından esinlenerek oluşturduysanız.. kendi kelimelerinizi kullanarak bunu yapın... Birebir alıntı yapmayın...

Saygı ve sevgilerimle
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Tartışma ve Sohbette Uslüp üzerine...

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar...

Tartışma ve Sohbette.. Amacımız ne olmalıdır... derseniz...

Her türlü... hırs, kin ve nefretten arınmış olarak, karşısındaki insanın kim olduğuna değil ne söylediğine odaklanarak onu dinlemeliyiz...

"Bildiğimizin âlimi, Bilmediğimizin talibi olmalıyız.."

Üstünde durulması gereken bir noktada hep iyinin, güzelin yanında olmaktadır...Doğru bildiğimizi yanlışa karşı güçlü bir şekilde ve sağlam delillerle ve örneklerle ortya koymalıyız.. verdiğimiz örnekler tartıştığımız kişinin düşünce sisteminin çarpıklıklarını en güzel biçimde dile getirmelidir...

Doğruyu söylediğinizde.. Bu doğru başkalarının doğrularıyla çeliştiğinde eleştirilmeniz çok doğaldır...Bu durumda sinirlenmemeli, kontrolü kaybetmemelisiniz...sabırla, örneklerle tartışmayı sürdürmelisiniz..

Karşıdaki kişinin doğru söyledini... ve sizin yanlış fikirde ve düşüncede olduğunuzu gördüğünüzde ise yanlışınızdan vaz geçmek.. Erdemlerin en büyüğüdür...

"...Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak....

Elin kanayacak,güneş seni terletecek,bu bahçede gül bitmez diyenler olacak,gül öyle yetiştirilmez böyle yetiştirilir diyenler olacak....

Sen kendine şunu soracaksın;ben burayı gülbahçesi yapmak istiyor muyum? Ben burada dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum? Eğer çok istiyorsan,ne eline batan dikene ne de söylenenler umrunda olacak,kim olursan ol tek isteğin şu kokuyu duymak olacak...."

Saygı ve Sevgilerimle..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Tartışma ve Sohbet Kimlerle Olmalı

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar...

Bazen, tartışmayı yaptığınız kişilerin ve içinde bulunduğunuz toplumun değer yargılarıda çok önemlidir... Eğer alın teri ile helal yolla kazanılan para enayilik olarak görülüyorsa... Ahlaklı ve erdemli olmanın hiçbir önemi yoksa.... Yaşadığınız toplum içinde siz istediğiniz kadar iyiden doğrudan bahsedin.. sizi kimse dinlemeyecektir...

Böylesi toplumsal çürümüşlüğü belkide en güzel ifade eden Neyzen TEYFİKTİR..

Asrin yeni bir umdesi var, hak kapanindir.
Söz haykiranin, mantik ise sarlatanandir.
Geçmez ele bir pâye,kavuk sallamayinca,
Liyakat görmesi,pezevenk, pust olanindir!

Kim demis bizde bir demokratik idare yoktur,
Ne demek,olmasa elbet disaridan aliriz.
Sır edip karne usulüyle o gümrük malini,
Karaborsaya veririz, alimallah biz bize benzer kaliriz.

(Neyzen TEYFİK)

saygı ve Sevgilerimle
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Sözün Gücü

Mesaj gönderen Dede-baba »

Tartıştığımız konularda bazen yüzde yüz haklıda olsak... kaybedebiliriz.. yerinde kullanılmayan söz.. sahibine zarar verir.. Bakınız Hz. Ali Efendimiz.. Sözün Gücü hakkında ne diyor..

Söylemediğin sözün hakimi, söylediğin sözün mahkumusun.

Söyleyene bakma, söylenene bak.

Söz ilaçtır, azı yaşatır, çoğu öldürür.

Söz; ok ve mızraktan daha tesirlidir.

Söz benim ağzımdayken söz benim esirim, söz ağzımdan çıkdıktan sonra ben sözümün esiri olurum.

Söz dilinin susutuğu ve amel dilinin söylediği nasihat hiçbir kulak tarafından kovulmaz ve onun faydası ile hiçbir fayda bir olmaz.

Söz sizin ağzınızda olduğu sürece, söz sizin esiriniz, söz ağzınızdan çıktıktan sonra siz sözünüzün esiri olursunuz.

Sözün gümüş olsa da, ey nefs sükut (suskunluk) altındır.

Saygı ve sevgilerimle
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Re: Tartışma ve Sohbette Uslup Nasıl Olmalıdır?

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar...

Tartışırken konuları lütfen kişiselleştirmeyin... Şunu Hiçbir zaman unutmayalımki... Küçük beyinler bireylerle, Normal beyinler olaylarla.. büyük beyinler sistemlerle düşüncelerle uğraşır...

Elbetteki herkesin düşüncesi farklı farklı olacak.. Böyle olacakki gerçeklere doğrulara erişelim bilimsel anlamda buna

Tez+ Antitez= Sentez diyoruz,, yani karşıt görüşler mutlaka olmalı,gerçeğe ulaşmanın sentezin olmazsa olmazıdır..

Bu nedenle karşıt fikirlerin varlığı herkes için önemlidir... Ve bu doğaldırda

Aşık Veysel'in dediği gibi:

"..Koyun Kurt ile Gezerdi Fikir başka başka olmasa..."

Saygı Ve Sevgilerimle
Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön