Şamdan Gelen Mektup!
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2009, 13:25
Şamdan Gelen Mektup!
Şimdi şamdan yazıyorum bu mısraları
Elim kırık, ayağım zincirli, kalbim yaralı
Rugeyye’nin yorgun bedeni koynumda
Yığılarak bu gece, bir cenaze bıraktı ardında
Şam harabeleri Rugeyye’me mezar oldu
Yine bu gece Kerbela viran oldu
Kadınların hıçkırıkları titretti zalim sarayı
Askerlerin kırbaçı dindirmedi kanayan yarayı
Rugeyye’mi gömdüm sessiz, bu gece
Minik ellerini öptüm sensiz, bu gece
İnan, Açlıktan batan gözlerine değil,
morarmış bedenine ağladım bu gece.
Neydi suçumuz niçin zulmedildik?
Hangi günahın bedelini ödedik?
Kerbela’ya seninle geldim ben
Şimdi yanlız dönüyorum, neden?
Ne Ekber’im var yanımda ne Alemdar
Ne Asgar var beşikte ne Hüseyni serdar
Medine’den ceddimin kokusunu alıyorum
Gelemem ya Resulallah! Şam’da kalıyorum
Şâm, Şâm ey Kahrolası Şam-ı Bela!
Senden İntikamı belki Mehdimiz ala!
Mesajcıya, “mesajcı” olmak,
mesajcı olmak kadar onur verici…
Fatıma Onurşan
Şimdi şamdan yazıyorum bu mısraları
Elim kırık, ayağım zincirli, kalbim yaralı
Rugeyye’nin yorgun bedeni koynumda
Yığılarak bu gece, bir cenaze bıraktı ardında
Şam harabeleri Rugeyye’me mezar oldu
Yine bu gece Kerbela viran oldu
Kadınların hıçkırıkları titretti zalim sarayı
Askerlerin kırbaçı dindirmedi kanayan yarayı
Rugeyye’mi gömdüm sessiz, bu gece
Minik ellerini öptüm sensiz, bu gece
İnan, Açlıktan batan gözlerine değil,
morarmış bedenine ağladım bu gece.
Neydi suçumuz niçin zulmedildik?
Hangi günahın bedelini ödedik?
Kerbela’ya seninle geldim ben
Şimdi yanlız dönüyorum, neden?
Ne Ekber’im var yanımda ne Alemdar
Ne Asgar var beşikte ne Hüseyni serdar
Medine’den ceddimin kokusunu alıyorum
Gelemem ya Resulallah! Şam’da kalıyorum
Şâm, Şâm ey Kahrolası Şam-ı Bela!
Senden İntikamı belki Mehdimiz ala!
Mesajcıya, “mesajcı” olmak,
mesajcı olmak kadar onur verici…
Fatıma Onurşan