Besmele ve Alevilik & Sırr-ı Bismişah

Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Besmele ve Alevilik & Sırr-ı Bismişah

Mesaj gönderen Dede-baba »

Şeriat Makamında Besmele




Dört Kapı Kırk Makam Alevi-bektaşi öğretisin de Şeriat makamı besmelesi.. Bismillahirrahmanirrahim’dir..

İslam Dini kelime olarak barış esenlik anlamına gelir.. Söylenebilir ki Bu anlamda, İslam demek sevgi demektir… Merhamet demektir…. aşk demektir.. işte dine ilk giriş bu sevgi ile olur.. kalpten, kini… nefreti.. düşmanlığı adaveti atmak ile olur….

Besmele ile işe başlamanın sırrı esrarı budur… Bu bağlamda ; Bismillahirrahmanirrahim “Sevgi ve Merhameti Sonsuz Allah’ın adı ile…” Türkçeye çevrilebilir…

Kişi Şeriat makamında kendini bilir.. kendini bilen nefsini bilir.. nefsini bilen Hakkı özünde bulur.. Şeriat tasvvufi anlamda tamda bu demektir.. karşılığı budur…. Yoksa sünni yada şii anlatımıyla bir takım şekilsel ritueller değildir…

Bu nedenle, şeriat kelimesinin özünde korkutmadan, Tiksindirmeden çok.. bu sevgi ve aşkı gönüllere sokmak anlaşılmalıdır…


“Besmele” Arapça b- ismi-llah (Allah’ın ismi ile) demek“Bismillahirrahmanirrahim” yani “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile” Türkçeye çevrilebilir..

Peki “Rahmân ve Rahîm” ne demek?


Rahmet sözlükte “sevgi, merhamet, şefkat, saygı, bağışlama, saf iyilik, güzellik saçıcılık” manasına gelmektedir…

Rahmet kelimesi. Zannedildiği gibi Arapça dışında, Asurca, Aramice, Keldanice, İbranice, Arapça gibi tüm Sami kökenli Ortadoğu dillerinde de vardır.. Ve “RHM” kökünden gelir… hemen hemen bütün bu dillerdeki karşılığı da yine sevgi ve merhametle ilgilidir…


Sevginin ve merhametin babası anlamına gelen Eb-Raham'ın bütün Sami dillerinde ve hatta Hindçe’de bile kullanıldığını görmekteyiz. Buralardan evirilerek Arapça’ya İbrahim olarak geldiği anlaşılıyor.

Bunların hepsi Arapça’daki rahmet, rahman, rahîm kelimeleri ile aynı anlam iklimindendirler. Terim olarak Allah'ın öz varlığında mündemiç (içkin) bulunana Rahmân (çok seven, sevgi ile dopdolu), bunun mahlûkat üzerindeki tezahürüne de Rahîm (sevgisi taşıp yayılan, varlık üzerinde merhamete dönüşen) deniyor.


Rahmet kökü Türkçe’de içinde sevgi, saygı, şefkat ve merhamet kelimelerinin yattığı “yârlığamak” kelimesiyle özdeştir... “Rabbim rahmeti ile yârlığasın”, “Rahmetinle yârlığa ya Rabbi”, “Rahmetinle yârlığa kıl ya gâni” deyişlerinde geçtiği gibi yârlamak veya yârlayıcı esasında yâr muamelesi yapmak demektir ki sevgi ve merhametin neticesidir. “Allah yâr ve yardımcımız olsun” derken de bu kastedilir Esasında..

Kur’an-ı Kerim ise, Rahmân’ı “Vedud” (Çok seven) olarak tefsir eder.:

“Şüphesiz benim Rabbim Vedud ve Rahîm’dir. (Hud; 11/90).

Besmeledeki Rahmân yerine burada “Vedud” kullanıldığına dikkat ediniz…

Bunun böyle olduğunu şu ayetlerden de anlıyoruz:



1- “Sor: “Göklerde ve yerde ne varsa kimindir?” Cevap ver: “Sevgi ve merhameti (rahmet) kendine farz kılmış olan Allah'ındır.” (En'am; 6/12).

2- “Rabbin isteseydi bütün insanlığı bir tek ümmet yapardı. Bu yüzden birbirlerine karşı çıkıp duracaklardır. Ancak Rabbinin sevgi ve merhameti (rahmet) ile bağışladığı kimse hariç; zaten onları da bunun (rahmet) için yarattı..” (Hud; 11/119).

3- “Biz seni tüm insanlığa (alemlere) yalnızca sevgi ve merhamet (rahmet) için gönderdik.” (Enbiya; 21/107).

Bu ayetlerin birincisi Yaratanın neyi temel amaç edindiğini, ikincisi insanoğlunun ne amaçla yaratıldığını, üçüncüsü de peygamberlerin ne amaçla gönderildiğini açıklıyor…

Bu bağlamda Alevi-bektaşi İslam anlayışının sevgi teorisi üzerine kurulu din anlayışının ne kadar Kur’ansal olduğu netlik kazanmaktadır.. Kur’an hemen hemen her ayette hatta rahmet kelimesi kök olarak Kur’an’da 341 kez kullanılır.


Allah insanı işte bu taşan tutkulu sevgiden, ilgiden, alakadan yarattığını söylüyor. Öyle ya bütün tutkulu sevgilerden yeni bir yaratılış çıkmıyor mu? Erkeğin dişiye; dişinin erkeğe tutkusu, toprağın tohuma; tohumun toprağa tutkusu, meyvenin ağaca; ağacın meyveye tutkusu/ilgisi/alakası…

Demek ki her yeni oluş ve yaratılış yeni bir ilgi ve alakanın eseri…


“…Sevgidir Bizim Dinimiz başka dine İnanmayız…”

Saygı ve Sevgilerimle
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Bism-i Şah Sırrı Alevi Besmelesi

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar..

"Şah" Kelimesi Farisi yani acem topluluklarında Padişah… Kral kelimelerine karşılık gelir… Şah bu manada hüküm veren, Yöneten, karar veren demektir..


Dikkat edilirse.. " Bism-i Şah" Kelimesinden hemen sonra Allah Allah denir.. buradaki hikmet şudur.. Karar veren hüküm veren, Tek ve mutlak hükümran Allah’ın adıyla…. Çünkü bu fani alemde Allah’tan gayrı ve O’nun dışında başka bir şey yoktur…

Yine İfade etmek gerekir ki “Bism-i Şah” ifadesinde deki “Şah” Hz. Ali’yi de temsil eder.. çünkü Hz. Ali İnsan-ı kamil olan, Hakikat makamına Olan, Hakk ile bir olandır.. Alevi-bektaşi İnancı, Hz. Ali - Hz. Muhammed ve Hakk'ı birbirinden ayırmaz… İnsan Tanrı'dan ayrı olmayıp, Tanrı’nın bir tecellisi, yani yansıması, görüntüsüdür.

Şeriat makamında yada Sünni doktrininde ki, ßismillahirahmanirahim= esirgeyen ve bağışlayan Allalh’ın adıyla, başalayan besmele Tanrı-Kul ayrımını, ikiliği ön plana çıkardığı için…. ŞERİAT MAKAMINDA Kabul olur amma.. tarikat- marifet ve hakikat kapısında Küfürdür…

Hakk’ı insanda Görmeyen.. Cümle Kainatı Hakk’ın Tecellisi yansıması olduğunun farkına varmayanın besmelesidir bu…Oysaki Alevi-bektaşi Yaratan-yaradılan ikiliğini Küfür kabul eder…. Tanrı ikilikten münezzehtir.. Tanrı'dan gayrısında bir şey yoktur

Bizlerin yaradılan olarak algıladıkları aslında Tanrı'nın mana aleminden maddi aleme Tezahürü ve tecellisinden ibarettir…Yani hiçlik aleminden varlık alemine kendini görünür kılmasından başka bir şey değildir…

Allah Eyvallah, Gerçeklerin demine Hû Diyelim


Saygı ve sevgilerimle
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Besmele Sırr-ı

Mesaj gönderen Dede-baba »

Hz. Muhammed'den Rivayet edilir ki...

Yüce Allah şöyle buyurdu;


".....
--Ben Kur'anı Yasin Suresinde Sırr Ettim ,


-- Yasin suresini - Fatihada Sırr Ettim..

-- Fatihayı Besmelede Sırr Ettimm..

-- Besmeleyi "B" de Sır Ettim..

-- B'yi altındaki noktada sırr ettim..



Hz. ALi efendimiz Buyurdu ki.. :

"....Ben B'nin Altında ki Noktayım diyor.."


Nasıl beyan edem ol safi yari
Bir isminin manası cihana sığmaz
Hudud-u veçhinde bir "BA"i
Söylesem amma, lakin Lisana sığmaz.

İnsan katip olsa derya mürekkep
Ne yazar vasfını ne eder hesap
Bir harfi şerh olmaz yazsan bin kitap
Bir BA' BİSMİLMİLLAH Kur'an'a sığmaz.

Deruni NOKTA'YI BA aldı ismi
Mimarı münkinat, cismi ve resmi
İlim bir ELİF'tir NOKTA'DA bir MİM
Bu rumuzu gaib nihana sığmaz.

(Deruni)


Allah Eyvallah Şeyen İlallah...
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Bism-i Şah Sırrı Alevi Besmelesi

Mesaj gönderen Dede-baba »

Fatiha'ın özü besmele....

Cemal'in özü de gönüldür. Gönülde ne varsa cemale yansır. Ba'nın altında ki nokta da gönüldeki cevherdir. Buda, "insanın kalbinde olanı gözleri açıkça belli eder.

Gözler kötü bir şeyi asla gizleyemezler. İnsanın içinde doğruluk varsa gözleri de aydınlıktır. Eğer doğruluk yoksa gözler de donuktur. Birisi seninle konuşurken gözlerine bak" der.


Fatiha Okuduk Yedi Manalı,
Cahil Anlamadı Gerçeği Gitti,
Bir Besmele Çektik,Noktası ALi,
Cahil Anlamadı Gerçeği gitti,

Yazan: Fukara-i Abdal



Be'yi Bismillah bilemeyen Faki
Fatiha okusa imam olamaz
Elhamdi Muhammed lillahi Ali
İkisin bir bilmeyen Allah'ı bulamaz

(Şah Hatayi)

Gerçeğin demine Hû Diyelim..


Sırrın Sırrına Aşk olsun
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Alevi-Bektaşi Erkanında Selamlama

Mesaj gönderen Dede-baba »

Erkan-ı Cafer-i Sadık... Selam alıp verme...Selam-ı Bektaşiyan...


Ey Zahid.... Ulu Yolun Yolcusu...

Selâm-ın Aleyküm demek....... Şeriat Ehline geldi..

Aşk olsun demek........... Tarikat Ehline geldi....

Kuvvet olsun demek.......... Marifet Ehline geldi...

Hû demek..... Hakikat Ehline geldi

Allah Eyvallah, Gerçeklerin Demine Hû diyelim..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Şerh-i Besmele

Mesaj gönderen Dede-baba »

Yüce Tanrı elçisine şöyle der:


""- Ya Muhammed! Eğer inananlar beni evlerine koyarlarsa,ağırlarlarsa ben de onları ağırlarım. Onlar (bana gönül aynalarını gösterirlerse ben de aradan perdeyi kaldırırım. Yüzümü gösteririm...."

Tanrı elçisi şöyle dedi:

""- Allah'ım sen yemekten, içmekten arınmış ve uzaksın. Kulların seni nasıl ağaırlasın? ...."

Yüce Tanrı buyurdu:


" - Benim sevgili peygamberim, söyle inananlara; gönül evlerini alçak gönüllülük,
aşıklık süpürgesiyle süpürsünler. Hırsı, şüphe ve gümanı , münafıklığı(ikiyüzlülük), hainliği çekemezliği ve dedikoduyu süpürüp atsınlar. Yaptıkları kötü işlere pişmanlık duysunlar ve pişmanlık suyuyla yıkansınlar. Gizli işlerden vazgeçsinler.

Sevgi sofralarını döşesinler. Aşk başlarına vursun.


Allah'ın yazgısına razılık, teslim, O'ndan çekinme içinde olsunlar. Reca manzaraları; tevekkül, iç bilgi denizi ve sabır bahçesinden yana açsın.

Bismillahirrahmanirrahim'i ve La ilahe illallah'ı gönül bohçasına ve benim katıma
sunsunlar. Ben de bu daveti kabul edeyim. Bu bir günlük sunuşların karşılığını
üç yüz altmış beş katıyla vereyim.


Onun gönlüne gireyim. Beni konuk edişini, kabul edeyim. Ben de karşılık olarak Firdevs cennetini onlara saray yeri olarak vereyim. Yetmiş bin kat döşek döşüyeyim.""
Kaynak:

Her yönü ile Hacı Bektaş'i Veli- Şerh-i Besmele (Rüştü Şerdağ)

Türkiye iş bankası kültür yayınları(1985)
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Amin mi* Allah Allah mı?

Mesaj gönderen Dede-baba »

Yolumuz gönül yoludur.." aşk ve cezve" yoludur.. bu yolda "amin" değil Allah Allah vardır..

Kur'an da "Allah" adı 2698 yerde geçer,

AMİN: öyle olsun kabul ettik anlamında geçer,


Allah. hakkın zatını, sıfatlarını, fiillerini hep birlikte ifade eder. Bütün bu kemal sıfatları onda toplanmıştır.

Örneğin, önden "A" harfini kaldıralım ki, "lillah" olur. Buda Allahın "esmaül Hüsnasıdır.." hangi harfi kaldırarsanız kaldırın, Allah'ın esmaül hünasını taşır..


Allah kelimesi bir zikirdir. Bu zikir, her insanın haline uygun en ideal zikirdir.

çünkü Allah lafzı ilahi isim ve sıfatların tek kelimöeyle izahı ve özeti olup, onunla zikreden, muhtaç olduğu tecelli neyse ona ulaşır. Kula düşen, hakkın bütün isimlerini bünyesinde toplayan "Allah" lafzına sığınmaktır..

Aleviler bu yüzden Amin değil, "Allah Allah" şeklinde dua ve yakarışta bulunurlar
..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

"B" Harfi Sırr-ı

Mesaj gönderen Dede-baba »

Hz. İmam Ali Buyurdu ki..

"….Kur'an da ne varsa Fatiha da, Fatiha'da ne varsa Besmele'de, Besmele de ne varsa başında ki B harfindedir..."


Hz.İmam Ali, buna ilave olarak;

"...B harfinde ne varsa altındaki noktadadır. Ben B altındaki noktayım." Diye buyurdu..

Tasavvufçular ve batiniler de B’nin Muhammed, altındaki noktanında Ali olduğunun sırrına vakıf olmuşlardır.


Hz. İmam Ali:

"İlim bir noktadır, cahiller onu çoğaltmıştır," demesi o kutsiyetin önemidir."

Peygamber Efendimizde ahitnamelere "Bismikellahümme"(Ya Allah senin adınla) ile başlardı.

Neden Bütün Seyitler, Evliyalar, Pirler..Allah'ın adıyla değil de, "B" harfini esas alan bir kelime ile başlanmışlardır söze?


Hakk aşkına yanan âşıklar Besmelenin sırrına varmamış, anlayamamış idrak edememiş olabilir mi? Acaba bu nedenle Avam dışında besmele çekmişlerdir?,

Aynı Durum Mevlanın Mesnevisindede karşımıza çıkıyor Mevlana Mesnevisine 'bismillahirrahmanirrahim ile değil.. "Bişnev" (İşit) sözüyle başlar.. Buradaki sır, "Bişnev" yani, işit sözü B harfi ile başlamasındandır, bu besmelenin yerini tutabilir.


Çünkü, velilerin sözü aynı Kur'an ayetlerinde olduğu gibi Batıni sembollerledir. İlimde derinleşmiş olanlar o velilerin sırlarına vakıf olabilirler. Cahilin o sırrı anlaması veya ermesi mümkün değildir, zaten onların işi cahillerle değil kendini bulmuş olanlarladır. B İslam'ın mukaddes harflerindedir.

Kuşkusuz bu sırra vakıf olmanın da bir bedeli tarih boyunca olmuş, Bu sırrı beyana gelenler, bunu canlarıyla ödemişlerdir. Çünkü, cahil onları anlayamamış, şeriaten katli vaciptir deyip söyleyenleri ve bilenleri linç etmişlerdir. Şu bir gerçekki Hakk’ın Tecellisi olan Nokta her şeyin başı ve sonudur. Çizgiler noktaların birleşiminden meydana gelmiştir. Yüce kitabımız Kur'an da "Evvel odur, âhir odur, zâhir odur, batın odur" diye buyurmasının sırrını düşünmek lazımdır.

Bismişah dedim başladım işime
Hem şahımsın, hem dergâhımsın ya Ali.

Şah Hatayi
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

HÛ 'nun manası Nedir?

Mesaj gönderen Dede-baba »

Gel!! Ey anlam denizine dalanmaya gelen kişi... söylenenleri anlaki... özüne eresin...O Yüceler Yücesinin Ululuğunu büyüklüğünü kavrayabilesin....

Tanrı'nın gizlerine istekli olan kişi işit!... Herşeyi olduğu gibi öğren!...Bilki O Ulular Ulusunun.. Yüceler Yücesinin.. Sırrının.. Yüceliğinin sonu yoktur.. Kimse O'nu hakkıyla bilemez... Niteliklerine vakıf olamaz... O'nun nitelikleri bilinen hiçbir şeye benzemez...Varlığının temelini bindebir kişi bilemez.... Yedi kat yer.. Yedi kat gökler...Arş-ı Ala... ve dahi 18 bin âlem O'na bağlıdır... O'nun buyruğundadır
...

HÛ dedikte girdik meydana, perdeler aralandı, nice sırlar verildi ehline...

ol vakit senden Sual olunsaki Hû nedir?

Ey zahid deki:


---Ol Yüceler Yücesinin Biri Gizli biri Aşikar iki ismi vardır.. Aşikâre adı ERRAHMANİRRAHİM ' esirgeyen ve bağışlayandır... Gizli adı Hû 'dur... Aşikare adı şeriat ehline geldi.. Gizli adı Tarikat ehline aşıklar zikrene farz oldu...

Ey zahid, nimet dahi iki türlüdür... Biri gizli biri aşikaredir. Aşikar olan nimet, mal nimeti, mülk nimeti, oğul ve kız nimetidir ki görünendir..

Amma Gizli Nimet o'dur ki... şevk ile zevki terk eyleyip, varını Hakk-Muhammed-Ali yoluna vermektir.. birinci nimet burda kalır.. ikinci nimet canla gelendir ve ölümsüzdür.. İman gibi marifet gibi.. hakikat gibi...


Ol Hakk'ın kimseler bilmez... binbir adı vardır.. her dilde, her millette dualar O'nadır.. ve Ol Hakk nice Sıfatlarıyla kainata hükmeder ki, Kimi zaman ademi bir damla sudan halk eder, Ayı güneşi ateşi aşkına semaha döndürür...

Ol Yüceler yücesi Hakk, Lamekandadır... bilinenlerin dışındadır amma Ademin gönlüne mesken eyleyendir... Ol sebebten Cümle kainat Ademe secde eyledi... Ol sebebten gönülden sıdk ile yapılan zikir ve dua Hakk'a ulaştı...

Ve dahi..

Muhammed Mustafa Efendimizden Rivayettir ki...

"... Mü'minin olanın zikri kabul ve kalbi Beyt-ül Şeriftir..."

Hakk'ı zikretmek ise yedi Türlüdür...

Birincisi... Evlad-ı Resul Seyidin Ve dahi Ehl-i Beyt'e asi olmamak, hizmetini bilip işletmektir.

İkincisi, Hakk-Muhammed-Ali ikrarında olan bir kimse ile Musahip olmak

Üçüncüsü, Hakk-Muhammed-Ali yolunu Erkanını.. şeriatını bilmektir..

Dördüncüsü, Tarikat makamına ermek, ve sürmektir...

Beşincisi, Maarifet makamına ermek ve sürmektir..

Altıncısı, İlim öğrenmek, öğretmektir,

Yedincisi, Edeb haya sahibi olmak vevdahi sürmektir..

Allah Eyvallah, Gerçekler demine Hû diyelim..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Re: Besmele ve Alevilik & Sırr-ı Bismişah

Mesaj gönderen Dede-baba »

Sözümüz Ehlinedir.. Na-ehle değil... Sırrı seçemez herkimse, aşikar değil... İlm-i Ledundandır bahsimiz, zahiri haldan değil...

Okuruz bir kitaptan, binbir kez hafs etsen mushafta bulunmaz, hakikattantır kelamlar, şerriyatın evliyası anamaz..


Ey şeriat ehli elindeki sözlükle bu sır çözülmez.. bunca fıkıh kelam, icma at yanan ateşler içerisine bu yolda menzil aldırmaz..

Sözü derinden söyleme Ey Seyid, Elif- Ba'yı bilmeyene, Kur'an bahs-i sırrını gösterme...

Bu hal Halac-ı Mansur'un halidir.. Derisi yüzülen nesminin Sırrıdır... Musa'nın aklı ermediği Hızır Nebi'nin ilmidir..


Yedi derya sohbetini,behru umman anlamaz.
İlmi ledün manasıdır,ahmak olan anlamaz.
Küntü kenzden ders okursun,cahil andan ne anlar.
Gözü kör,kulağı sağır,bibeserler anlamaz.

Menaref ilmine eren,aşıkı suzan olur.
Hevt nefsini katl eyleyen,meydanda merdan olur.
Hırs ile şehvete uyan,nefsine kurban olur.
Yedi tamu şiddetidir,kemrah olan anlamaz.

Dücihanın röhnüması,Haydarı Kerrar olan
Çıkıp miraç kapusunda,haykurup aslan olan.
Sitretül müntehada,Mustafa'ya yar olan.
Naciyani yaz mekamı,binde bir can anlamaz.

İlmi ledün okuyanlar,aynen yoldaş olur.
Ehedi Ahmed,fatihada baş olur.
Pa ile ça,ja ile ka,anlayana sırdaş olır.
İlmi ledün manasıdır,ehli inkar anlamaz.

Menaref ilmine ermeyen,şum ağmakı fıkih
Pir dergahına niyaz et,yakın bulasın hakkı
Ey VİRANİ dört kitaptan,Ali'nin methin oku.
Ehlibeyt Hanedanı,Şimri Mervan anlamaz

Virani
Cevapla

“Araştırma ve Makaleler” sayfasına dön