Bu Nasıl Barış?

Cevapla
helindem
Mesajlar: 331
Kayıt: 03 Ağu 2007, 15:06

Bu Nasıl Barış?

Mesaj gönderen helindem »

BU NASIL BARIŞ?
Bir taraftan “silahlar sussun” deyip diğer taraftan dağa bayıra mayın döşeyip gencecik fidanları yok etmek ne anlama geliyor? Ne vicdan ne insanlık denilen şey kalbinde bulunmayan PKK ne zaman Kürtlere hayırlı bir adım atılsa hemen ilk çelmeyi takıyor. Daha önce Kürt dilini öğreten kursları da PKK’nın kapattırdığı, Şeş TV’ye çıkanları hain ilan ettiği, Abdullah Öcalan zehirlendi yalanını uydurarak Kürtleri nasıl da provoke ettiği biliniyor. Özgürlük özgürlük diye bağırıyor, insan haklarının en geniş olduğu günümüzde dahi tehdit savurmaktan da geri kalmıyor.
Murat Karayılan, Kürt sorununun çözümü için gazetecilere olumlu beyanatlar veriyor, sonra da silah bırakmayacaklarını, böyle bir şeyin söz konusu bile olmadığını belirtiyor. Şimdi de eylemsizlik kararının 15 Temmuz’a kadar uzatıldığı, operasyonların kesilmesi halinde bu kararın 1 Eylül’e kadar bile uzayacağı açıklaması yapılıyor. Ahmet Altan’a göre PKK’nın barış stratejisi varsa, bu barış sürecini ordunun operasyonları durdurması şartına bağlamaması, PKK’nın kendisi barış için inisiyatif kullansaydı da, o mayınlı tuzakları kurmaması gerekiyor.
Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Orhan Bursalı, PKK’nın siyasi hedeflerine ulaşmış göründüğünü vurguluyor. DTP’nin, 29 Mart seçimlerinden dördüncü parti çıkarak PKK’nın siyasi kolu-temsilcisi gibi çalıştığını, Kürtlerin büyük kesiminin de “ayrılıktan” yana olmadığını açıklıyor. Bütün bunlar aslında PKK için yolun sonunun geldiğini gösteriyor. Peki süren terör ve cinayetler neyi ifade ediyor? Bir an önce anlaşmaya zorlamak için mi silahtan vazgeçmiyor? Silahları tamamen bırakmadığı sürece çözüm de uzaklaşıyor, hatta imkansızlaşıyor.
Geçtiğimiz aylarda Erbil’de düzenlenecek olan Kürt Konferansının da PKK’nın kendi kimliğiyle katılmakta ısrar etmesi ve silah bırakmaya yanaşmaması nedeniyle sürekli çıkmaza girdiği ve ertelendiği biliniyor. PKK aslında her alandaki tavırlarıyla çözümün önünü tıkıyor.
Öncelikle Kürtlerin PKK’nın gerçek yüzünü görmesi, dağların masum olmadığını bilmesi ve bunların büyük bir rant peşinde olduklarını anlaması gerekiyor. Tabi Kürt aydınlarının da Kürtlerin haklarının arkasında durarak PKK ve terörüne karşı koymaları bekleniyor.
Bu arada DTP’ye de çözüm konusunda çok iş düşüyor. DTP’nin siyasetin değil, şiddetin diliyle konuşması, PKK’nın şehir kanadı KCK’ya yönelik operasyonlarda bazı DTP’lilerin de gözaltına alınmasının ardından parti yöneticilerinin tehdide varan açıklamalar yapması, aydınların tepkisini çekerken, ortamdaki gül kokusunu çürütüyor. Bazen öyle sözler sarf ediliyor ki, DTP ile PKK’yı birbirinden ayırmak güçleşiyor. Nedense herhangi birine yönelik eylem diğerini rahatsız ediyor. DTP, bu ülkedeki her kesim gibi terörden rahatsız ise, PKK’yı neden kolluyor? Ya da PKK, eylemsizlik kararı aldıysa, neden bu kararını gerçekleştirmek için DTP’yi kullanıyor?
Ortada bir samimiyetsizlik havası estiği hissediliyor. Kürtlerin hakları diye tabir edilen her şeyin mevcut olduğu bir Türkiye’de, bu anlamsız şiddetin neden sürdüğü anlaşılamıyor. Üniversitelerde Kürt dili bölümleri açılıyor, Kürtçe kanal yayın yapıyor, Kürt dili her yerde özgürce konuşuluyor, Kürtçe yayınlar her geçen gün artarak yayılıyor vb ama PKK ve DTP bir türlü mutlu olamıyor.
25 yıldır Türkiye’nin başına bela olan terörün artık bitmesi gerekiyor. Ortam bu kadar olumluyken PKK’nın hala can almaya devam ettiğini gördükçe insanın “Bu nasıl barış?” diye sorası geliyor. Evlatlarını cepheye yollayan ana babaların, bir oğlu dağda diğeri askerde olan yüreklerin yanmaması için, yıllardır beraber yaşamış Kürtlerin ve Türklerin elele vererek çözüme koşması bekleniyor. Türkiye terör istemiyor, kan ve gözyaşı dolu günlere dönmek istemiyor.
Helin Demir
helindem@mynet.com
Cevapla

“DTP, PKK Yazıları...” sayfasına dön