İki Haber

Cevapla
ali muhsin
Mesajlar: 3121
Kayıt: 24 Nis 2007, 18:41

İki Haber

Mesaj gönderen ali muhsin »

Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin DOĞAN Avrupa destekli ABF ve yan kuruluşlarının düzenlediği sözde Alevi mitingini desteklemediğini açıkladı. Haklı nedenleri var aslında. Ancak kendisi de en az bu kızdıkları insanlar kadar hatalı.
Bu işi yürütenlerin Alevi olmadıklarını ve bu yüzden bu mitinge destek vermediklerini söyleyen DOĞAN'a soruyoruz: Peki, siz bir dede -!- olarak, atalarınız olduğunu iddia ettiğiniz 12 İmamlar'a ne derece bağlısınız? Neden 12 İmamların bize öğrettiklerini halka anlatmıyorsunuz da Bektaşiliğin öğretilerini aşılamaya çalışıyorsunuz? Yoksa bu haklı gerekçelerinize rağmen ortaya koyduğnuz tavır sadece basit bir çıkar kavgasından doğan kaygı mı?


CEM İLE DİĞERLERİ YİNE ZITLAŞTI!
ÇIKAR KAVGASI SÜRÜYOR...
Haber Şöyle:

Prof. Dr. İzzettin Doğan Ankara'da yapılacak Alevi mitingini desteklemediğini söyledi.
Cem Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr.İzzettin Doğan Cem Tv'de Gülgün Feyman'la 'İşin Aslı'na konuk oldu.
Prof. Dr Doğan, AB ilerleme raporlarında Alevilerle ilgili eksiklerin belirtilmesine rağmen hükümetin bu konuda bir çalışmasının olmadığını söyledi. Ayrıca AB ilerleme raporunda Aleviliğe yeterince yer ayrılmadığını belirtti.
Prof. Dr. Doğan Pazar günü Ankara'da yapılacak Alevi mitingine karşı olduğunu söyleyerek 'neden desteğim yok çünkü bu mitingin liderliğine soyunanların Avrupa'dan kaynaklı tipler olduğunu ve Alevilikle ilgisinin olmadıklarını biliyorum ' dedi.
Türkiye'nin zorlu bir süreçten geçtiğini belirten Doğan Alevilerin bu süreçte sokağa çekilmeye çalışıldığını belirtti.
Avrupa Birliği İlerleme Raporunda Aleviliğe verilen sözler neden tutulmadı diye uyarılar var. Bu uyarılardan yaptırım çıkar mı ? Bu uyarıların yaptırım gücü yoktur. Bunun yaptırımı nedir? Siz bir devlet olarak ekonomik birliğe şimdi siyasi birliğe dönüşen bir uluslararası kuruma diyorsunuz ki 'Bende bu birliğe girmek istiyorum. Beni de içinize alın diyorsunuz.' Onlarda diyor ki 'tamam ama bizim kulübün bir amacı var, belli koşulları, belli kuraları var bunlara uyacaksınız' Sizde diyorsunuz ki bu kurallara uyacağım şartları yerine getireceğim. Sonra ilgili anlaşmalar yapılıyor. Kendi sosyal ekonomik ve kültürel yaşantınınızı o birliğin kurallarına uyduracağınıza taahhüt ediyorsunuz. Bunların içinde en önemli olan devletin içinde bulunduğu temel unsurlardır.
Avrupa Birliği değerlerinin üzerine oturduğu temelin geçmişi Roma’ya kadar dayanan bir takım kurallardan oluşmakta. Bir kültür birikiminin bugüne ulaşmış olan hukukileşmiş ve kurallar haline dönüşmüş bu kuralları size sunuluyor. Nedir bunların başında gelen. Tüm birliği oluşturan devletlerin bir anayasal düzenleri üzerine bina ettikleri önemli bir değer var. Bu değerlerin başında temel insan hakları ve özgürlüklerine dayalı din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıldığı serbest pazar ekonomisine dayalı bir sosyal devlet modelini sunuyorlar. Eğer sizde bende bu değerleri kabul ediyorum diyorsanız başta anayasanız olmak üzere bütün yasalarınızı onların yasalarıyla uyumlu hale getirmek zorundasınız Türkiye de bütün bu şartları kabul ediyor.
Bunun sürecinde Türkiye'nin tam üye olma başvurusu kabul edildi. AB bu başvurunun ardından istedikleri şartları da her sene bir raporla Türkiye'nin önüne koyuyor. Türkiye'nin bu öne sürülen şartları kabul etmesi yetmiyor Aynı zamanda uygulaması gerekiyor. Bunlardan bir tanesi 2000 yılında ortaya kurulan Alevi yurttaşlara uygulanan ayrımcı muameleydi. 2000 yılından itibaren her yıl ilerleme raporunda bu eksiklikler Türk hükümetine sunuluyor. Birinci raporda bir takım eksiklikler ortaya konmuş. Alevi yurttaşların ibadet yerlerinin tescil edilmesi Alevi yurttaşların ders kitaplarında kendi inançlarını okuyamamaları din dersine madem mecburiyet koymuşsunuz siz bu mecburiyeti herkese uygulayamazsınız herkesin kendi inancını kendi istediği gibi yaşar diye belirtiliyor. Avrupa Birliği bu isteklerini takip ediyor. Avrupa Birliği daha sonra izleme raporunda gördü ki Alevilerin durumunda her yıl söylemelerine rağmen hiçbir değişiklik yok aynı sorunlar devam ediyor
-'AB, ALEVİLER KONUSUNDA BİLEREK BİR ÇABA SARFETMİYOR'-
Siz Ankara'da Oli Rehn'le görüştünüz. Alevi sorunları üzerine ne konuştunuz? Avrupa birliği sadece Alevilerle ilgili sorunları eline verilen bilgiler kadar mı biliyor yoksa gerçekten Alevilerin bütün sorunlarını biliyor mu ?
Hayır hakim değiller hükümet ne söylüyorsa o yönde fikir imal ediyorlar. Yani doğruyu söylemiyor hükümet üyeleri. Ama kendileri de bu konuda bilerek bir çaba sarfetmiyor. Çünkü zamanı geldiğinde Aleviliği kullanacaklar. Oli Rehn'in kendisine 'siz Avrupa'dan Türkiye'ye baktığınız da 50-60 bin kişilik azınlıkların bir takım sorunları var diyorsunuz bakıyoruz 7-8 sayfa yer ayırmışsınız, Kürt sorunu diyorsunuz 12 sayfa yer ayırıyorsunuz Alevilerle ilgili bir sayfa bile yer ayırmıyorsunuz. Türkiye de 25-30 milyon insanın temel hak ve özgürlüklerinden yasalar yönünde eşit muameleye tabi tutulmak gibi yurttaş olmanın çok temel bir hakkından mahrum bırakılmış insanlara 5 kelimelik bir tek cümle koyuyorsunuz. Alevilerin durumunda bir değişiklik yoktur. Yani bu mu' dedim sizin amacınız ? Hangi amacı güdüyorsunuz 25-30 milyon insanın temel sorunları ortadayken başka 50-60 bin kişilik küçük grupların sorunlarına 7-8 sayfa yer ayrılırken Aleviler söz konusu olunca 4-5 kelimelik bir cümleyle geçiştiriyorsunuz. Bunu bana izah etmek zorundasınız. Eğer etmezseniz burada çok art niyetli olduğunuzu ve Aleviliği Türkiye'ye karşı zamanı gelince kullanmak istediği ithamıyla karşı karşıya kalacağını söyledim. Tabi benim bu sözlerim karşısında Oli Rehn çok irkildi. 'Ben bu konuya bakacağım. Eksiklerimizi kabul ediyorum' dedi. Şimdi galiba bir buçuk sayfa yer ayırmışlar. Bu bizim istediğimiz düzeyde değil.
'Atatürk'ün Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yönettiği bir Türkiye haline dönüştü'
Avrupalıların şunu görmesi gerekiyor. 25-30 milyonluk bir kitle hala temel hak ve özgürlüklerden mahrumsa ve daha dün bütçeden geçti Alevilere bütçede tek kuruş ayrılmadı. Aleviler Sünniler Şafiler Caferiler, Museviler'den topladığınız bütün vergilerle Sünni İslam'ı beslemek için pay ayırıyorsunuz. Bu rezalettir kabul edilemez. Tükiye yi yönetenler açısından bu bir utanç vesilesidir. Alevilere yapılan bu ayrımcılık giderilmezse Güney Afrika'da ki siyah beyaz ayrımına dönüşecek bir sürece doğru gideceğiz. Bütün bunlara rağmen bu güne kadar Alevi yurttaşların soğukkanlı kalmalarını bu devletin bizim devletimiz olduğunu bütün kusurlarına ve noksanlarına rağmen onu savunmak gerektiğini ve güçlendirmek gerektiğini onun zafını unutacak bizim zararımıza da olsa, zorumuza da gitse kaçınmamız gerektiğini hep yurttaşlarımıza ifade ederek bu güne geldik. Bu güne kadar da bu sözlerimize itibar edildi. Geldik ama 6 yıldır karşımızda bir iktidar var kılını kıpırdatmıyor. Tam tersine Atatürk'ün Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yönettiği bir Türkiye haline dönüştü.
Bütçesi bile cumhurbaşkanlığı bütçesini katladı.
Alevi yurttaşlara başbakanın söylediği sözleri aynısını tekrar edeyim 'Sabır sabır da nereya kada sabır' Siz insanları farklı muameleye tabi tutacaksınız sen bu ülkede yoksun diyeceksiniz, Müslümansan caimiye gel diyeceksin, laik bir cumhiriyetin kuruluşunda herkesten cok daha fazla gayret edeceksin Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında yer alacaksınız bir tek kuruş dahi verdiğin vergilerden inançların için pay alamayacaksın İnsanların islamı nasıl algılıyorlarsa o şekilde uygulamaya geçebilmeleri için bir destek vermeyeceksin niye çoğunluk sende iktidar sende diye bunu sürekli istismar edeceksin sonra Aleviler siz durun diyeceksiniz. Aleviler yine duruyor mesala Pazar günki toplantıda benim şahsen desteğim yok, bir Alevi yurttaş olarak desteğim yok.
Neden Pazar günü yapılacak yürüyüşe desteğiniz yok?
Neden desteğim yok çünkü bu mitingin liderliğine soyunanların Avrupa'dan kaynaklı tipler olduğunu ve Alevilikle ilgisinin olmadıklarını biliyorum da onun için . Yani ismi Alevi ama cismen ne Cemevlerine giderler, ne Alevi ritüellerine katılırlar, ne peygamberi tanırlar ne Kuran'ı tanırlar ne de Muhammet’i. Alevi mitingi yapanların Alevilikle ilgisi yok O zaman burada ne yapılmak isteniyor? Gayet basit cevabı. Bugün Türkiyede bir Kürt hareketi var. Şimdi Alevileri de harekete geçirmeye çalışarak burada bir destek arayışının Alevi bayrağı altında yapılması sağlanmak isteniyor. Ve hiç şüpheniz olmasın, ve oraya Alevi yurttaşların itibar edeceğini katılacağını zannetmiyorum. 25 -30 milyın insanadan kaç kişinin katılacağını göreceğiz. Bu katılacak olanlarda genelde Kürt olayını savunanların oluşturacağını sanıyorum. Çünkü Alevileri harekte geçirmek öyle üçyüz beşyüz kişiyle olmaz.
-------

Alevileri yıllarca birileri hep kullanma gayretinde oldu. Bu günümüzde de böyle. CHP, DSP vb. gibi solcu partiler, Kominist-Sosyalist oluşumların ardından DTP'de bölücü faaliyetlerini yaygınlaştırmak için Alevilere el attı. Ama bu desteği nereden aldılar, hangi cesaretle böyle bir adım attılar?
Alevileri Ankara'da mitinge davet eden satılmış Bektaşî dernekleri Alevilik adını kullanarak Alevilerin 12 İmam çizgisinden uzaklaşması için yürüttüğü oyunlara devam ediyor.
İşte bu oyunlara bölücü terör örgütü PKK'nin yandaşı DTP'den de destek geldi. Bektaşî-DTP,PKK ilişiği kendini aşikar etmeye başladı. Onlar Alevileri PKK gibi bir karanlığın peşine sürüklemek istiyorlar.
İşte gerçekler!
Bu seferde Bektaşî-PKK İşbirliği
Haber şöyle:


DTP'den Alevi yürüyüşüne destek
Demokratik Toplum Partisinin, 9 Kasım Pazar günü Ankara'da yapılacak Alevi Bektaşi Federasyonunun mitingini desteklediği bildirildi.

DTP Genel Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, Alevilik inanç ve kültürünün halen yasal zeminde kabul görmediği iddia edilerek, cemevlerinin bir inanç merkezi olarak kabul edilmediği, zorunlu din derslerinin sürdüğü ifade edildi.

Hükümet'in "Alevi açılımı" söylemine Alevilerin itibar etmediği öne sürülen açıklamada, "Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen Alevi buluşmasını desteklediğimizi ve yanlarında olduğumuzu vurguluyoruz" denildi.
Cevapla

“İç Siyaset (Politika)” sayfasına dön