Gençlerbirliği / Neden Anadolu

Futbol, Basketbol, Olimpiyatlar vs...
Antis
Mesajlar: 23
Kayıt: 05 Tem 2008, 15:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Antis »

Ülkemiz’de çarpık yapının,çarpık anlayışın,çarpık ilişkilerin ürünü tetikçiler,eyyamcılar ve figüranlar sezon sonu yaklaşırken finalde yine kendini göstermeye başladı.

Düşünceleri futbolun felsefesine,ahlakına uygun doğruya olması gerekene değilde yanlışlarla,art niyetli mutlulukları çıkarları doğrultusundaki yanlış başarılara endeksli mutluluklarla kendini kandırıp kafalarını kuma sokanlar ülke futbolunu ve sistemini kural dışı oynayarak ne hale getirdiler kendi yöneticilerinin,futbolcularının,taraftarlarının yaptığı yanlışları görmezden gelinmesini medya aracılığıyla sağlıyarak bir de bu edepsizliğe fair play ödülü verilmesini sağlarlar kendi kendilerine. Büyüklük yanlışa sıkıca sarılmak olmamalı,yeniliklere ve değişimlere anlam veremezsin o zaman,kaybedeceğini anladığınızda futbolun sinsi yönlenlerinden faydalanmak olmamalı,medyanın paslarıyla,desteğiyle kendilerini aldatarak yanlışları düzeltmeden başarılı olacağınızı sanıyorsunuz.

Dünya’ya bir bakın göreceksiniz iyi futbolun nasıl oynandığını,yanlışın üzerinden ahlak dersi vererek,genel anlamda ortada ne bir zafer ne bir başarı var futbolumuzda var olan hezimettir yanlışlarınız her zaman medyaca topluma övünç,erdem,başarı ve bir devrim olarak olarak yansıtılmıştır.

Futbolun yasası herhangi birine farklı diğerine faklı uygulanmamalı,gücü olanın suç işleme özgürlüğü olmamalı,isimlere,renklere göre olmamalı adaletimiz.Acımasızlık kimseye bir şey kazandırmaz,başkalarının acısına bakıp adil olmayı beceremezseniz,art niyetlice hak etmeden alınan puandan,acımasızca ve haksızca yenilmişin hakkını gasp edip emeğini çalarak nasıl iyi biri ve büyük oluyorsunuz ki.

Süper lig de yarım asır geçmiş hala futbolumuzdan çok yanlış unsurları,yanlış yönlerini konuşmaktayız ahlaki değerleri hiçe sayarak benim takımım şampiyon olsunda nasıl olursa olsun mantığı,zihniyeti.Futbolla ilgili tüm kişi,kurumların ve kuruluşların eteğindeki taşlar dökülmedikçe hesabı sorulmadıkça daha çok konuşacağız.Gerçek sorunlar tartışılmıyor,yapılması gereken yöne gidilmesinden ziyade,galip gelirlerse,şampiyon olurlarsa,işleri yolunda giderse iyi,yok tersi olurda yenik duruma düştüklerinde işler ters gittiğinde dönüp dolaşıp hakemi etkilemeye,infazına takılıyorlar.Gerçekleri çıkarlarına ters geldiğinden görmezden geliyorlar,yeni bir sayfa açalım bunu milat sayalım sıfırdan başlıyalım dedikleri bir gün sürüyor,bir gün sonra açtıkları beyaz sayfa simsiyah oluyor,Türk futbolunun bıraktığı şaibe mirası,akıllarınca kendilerini aklamaya tarafsız göstermeye,korunmaya, kollanmaya alıştırılmış sistemin kurallarını kendi lehlerine çevirerek rakiplerinin umutsuz panik içinde çırpınışlarından faydalananlar her yönüyle futbolumuzla birlikte batağa saplanmış durumda kısa günün karı,günlük çıkarlarla kendilerini kazançlı sana dursunlar hep birlikte batıyoruz,halbuki sistem dışına çıkmasalar kural dışı oynamasalar Türk futbolu ivme kazanır ve kalkınır,Ülke futbolumuza bu şansı tanımıyorlar,sorunun hakemden ziyade nerede hangi lobilerde olduğu bellidir,kuralları işlerine geldiği gibi,kamuoyunu yanlış yöne yönlendirmeye çalışmaları, gerçeklerin,doğruların peşinde değil kendi çıkarları uğruna yanlışın peşinde olduklarından yarım asırdır Avrupa arenasındaki başarıları ortada,daha kaç avrupa hüsranı yaşamayı düşünüyorlarsa.

Yenilmiyecek takım yoktur,her takım her takımı yenebilir futbolda bu yüzden güzeldir yalnız tabiki buna izin verilirse engellenmezse,ülkenin her türlü kurumlarının desteğini alıyorsunuz, Başbakanın,Cumhurbaşkanın,Genelkurmaybaşkanının ,valinin,belediye başkanlarının kapılarını
aşındırıyorsunuz,oralara gidip de adil olmayan bu hak dağılımından rahatsızızmı diyorsunuz?,kulüp yönetimlerinin,kulüplerini iyi yönetememesi ve borç içinde yüzdürmesi futbol yasalarının,kriterlerinin eşit adilane uygulanmaması bu hale getirdi bazı kulüplerimiz teslim bayrağını çekmiş futbolu siyasete ipotek etmiştir,bir süre sonra yeni federasyon yönetimide bu çıkar savaşı yüzünden birbirine girer,MHK’den başlayarak ,Disiplin,gözlemciler,tahkim kurulları ve Milli takımlar yöneticiliği ve teknik heyetine kadar paylaşılamaz kaos da sürer.Eğer bu ülkede futbol şahıslardan,hükümetlerden,siyasi parti ve milletvekillerinden,kimi gruplardan bağımsız olamıyorsa,kendi karar alma organlarına bağlı olarak etkinliğini gösteremiyorsa birde yurt dışında Londra belediyesi veya Paris belediyesi diye bir takım duydunuzmu yani düşlediğimiz futbol siyasal odakların,şahısların,yöneticilerin çıkarı yönünde kullanılıp diz çöktürülüyorsa sistem çöküntü ve bataklık içinde demektir,ne sivrilerin ne de kuddusülerin de gitmesi bu bataklığı kurutmaz.

Pazarın ilk saatlerinde GS resmi sitesinin manşetiydi “beyaz sayfa”istenilen adeletti,çiceği burnunda Hasan Doğan federasyonundan,Fenerbahçenin özellikle Deivid’in penaltı düdüğüyle şekillenen üç puanından dolayı adalet istiyordu sarı kırmızılılar,bugün ne diyecekler acaba.?Dürüst oyundan bahsederiz bu şekilde aldığınız maçlardan sonra çıkıp bu şekilde alınan puanlara ihtiyacımız yok demeyi bile söyliyemiyecek kadar acizmisiniz,sorun sistem dışı oynamadan kaynaklanıyor,futbolun yapısını sağlamlaştırma yerine bozarak kural ve sistem dışı oynayanlar belli suçlu belli,mağdur belli,50 yıllardır suçluya mükafat mağdura ceza var futbolumuzda,hiç umuda heveslenmeyelim en iyisi.Federasyon değişti,MHK değişti yine önceki yıllarda olduğu gibi ezilen hakkı yenilen yine Anadolu,rüya kısa sürdü futbolsever yine aldatıldı aynı senaryo,yine aynı bizans oyunları,üçüzlerden birini 100’üncü yılında şampiyon yapan Ali Aydınlar,Mutlu Çelikler,Çetin Sarıgüller,Hamza Mısırlar ve İsmet Arzuman gibi vs hakemler gitti diye sevinirken yenileri türemeye başladı değişen bir şey yok.

Yıllardır adil ve vicdanlı yönetimlere aç futbolseverler,çifte standart ve eyyamın sonunun gelmesi gerektiği halde formanın rengine göre her stat da farklı çalınan düdüklere yeter diyoruz artık,sahada adaleti sağlıyacağınıza birilerini tutup diğerlerinden ayrıcalıklı konuma getirirseniz ,her şehre her kulübe eşit mesafede durmazsanız ortada futbol yerine,ortalık vurgunculardan,sahtekarlardan,yalakalardan geçilmez olur.

Yenilikten,hakkaniyetten yana bir reform heyacanını yaşamak istiyorsak bu yolda ciddiyet yenilikler içeren doğru bir yönde,sistemde olamamız gerekmezmi,bizim ülkenin gerçekleri biraz farklı ideallerimiz için değil kendimiz ve ünvanımız için uğraşıyoruz.Bir an önce Türk futbolunun siyasal yapılandırmaların koltuk çıkar ilişkilerinden ve şahsi menfaet etkisinden kurtarılıp tüm lig ve kulüplerin ortak çıkarları doğrultusunda yani temelinde güçlü bir yapı kazandırılmasına çalışılmalı.

Çözüm tepeden tırnağa temizlik daha öncede belirttiğimiz gibi bir çok kez; bataklığın kurutulması yani esas sivrisinekler,kuddusüler o zaman sorun olmaz.
Antis
Mesajlar: 23
Kayıt: 05 Tem 2008, 15:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Antis »

2007-2008 sezonunun ardından

Futbol oyununun gözardı edilemeyecek en önemli özelliği bir maç da bakarsınız hiç belli olmaz daha iyi daha kaliteli daha paralı olmanın daha tecrübeli olmanın da kazanmak için asla yetmiyeceğidir.Başarı gerçek takım ruhunun sporcu ruhunun dışa vurumudur tamamen anlayabilmek bununla bire bir mücadele edebilmek ve o seviyeye çıkabilmek için gerçek sporculardan kurulu bir birliktelik gerekir ki takımda arkadaşlık,birliktelik dayanışma ve buna bağlı sevgi,saygının üst seviyede olmasıdır,çoğu zaman ya da sadece en basitini oynamak,bir ekip karakteriyle senden üstün gibi duran veya görünenlere karşı bile.Örneğin bu sezon olduğu gibi Alex,Lincoln,Delgado ile şampiyon olamazsınız mesala Mehmet Yıldız veya Mehmet Topuz gibi yerli oyuncularınızla daha da başarılı olunabilirliği kanıtlandı.Büyük küçük takım yoktur bu sadece yaratılıp var edilmiştir kolay maçta yoktur maç bitmeden daha hiçbir şey belli olmaz,mücadele etmeyenin koşmayanın yetenek farkı ortaya çıkmaz,futbolu bonservis bedelleri ya da bütçeler değil sahadaki futbolcular belirler,burada sporun özüne doğasına uygun olan doğru olan nedir?Değerler,ilkeler,düzgünlük,dürüstlüktür ve hedefler şampiyonluklardan çok daha önemlidir.

29’uncu hafta birinizin Kayseri ile diğerinizin gençlerle oynadığı hafta sizlere ekstra 3 puan verilerek Sivasla aranızın açılmasına sebep olundu,çıkıp da böyle puanlara ihtiyacımız yok diyebildinizmi,diyemezsiniz çünkü her sezon ortası farklı sezon sonu farklı oynanan tekerrür eden oyun bu,naptınız sadece sesiniz kısıldı o ara.

Hayatlarını doğru yönde kazanan haklıdır,Amaca giden her yolu meşru gören çarpık zihniyetle hayatın hiçbir alanında işiniz olmamalı”haksızlık yapmak haksızlığa uğramaktan daha acıdır”Bu halinizle rezilliğin,utanmazlığın,pişkinliğin ve seviyesizliğin sınırının kalmadığı yönetimlere kapılanmak,ahkam kesmek,tribünlere oynamak,makbul adam olmak için için en makbul yol yaptığınız nedir? Sonuç olarak bonservis bedelleri,yıllık kazançları takım bütçeleri üzerinden sahte kahramanlar,yıldızlar üretmek,sahte destanlar,sahte sıfır başarılar üretmek sonuç olarak ise tam bir fiyasko,buna rağmen hala yanlış transferleri yapan,kontrol edilemeyen futbolcu keyfiyetini (milyonlarca dolar verdikleri)kurulamayan otoriteden sonra gereksiz bir şekilde suçluyu dışarda arayanlar takımınız zümrelerin,lobilerin,devletin,takımı olmasın,kazanmak için her yolu mübah görmesin,düzgün bir duruş ile mücadele ederek kazanacaksan bir anlamı var.kendini inkar ederek,ittifaklarla yalan dolanla kazanacaksan bir anlamı olmaz.

Dünyanın bir çok yerinde sistemi kontrölü elinde bulunduran pastanın tamamına yakını götüren,paylaşmayı sevmeyen sevilmez.Futbolumuzun gün geçtikçe sıkıntılı günler yaşadığı tribündeki kalitenin düştüğü ve sahada,tribünde ki seyircilerin her geçen hafta biraz daha azaldığı ligimizde rekabetin oluşabilmesi için heyacanın tükenmemesi için iyi bir lig çekişmesine ihtiyaç var o zaman futbolcular yıldızlaşacak,yetişecek kaybolmayacaklar hem de yeni gençlere güzel ve de iyi örnekler oluşacak.Bugün Avrupa ülkelerinde futbolun sistemi bu yönde,bu konuda toplumunun bilinçli olması sebebiyle insanlar daha çok kendi şehir ve yerel takımlarına sahip çıkmakta,buralarda başarının nedeni ise adilane rekabet ortamı kısacası.

Beyaz sayfalarla,ittifaklarla,federasyon,hakem,medya,dev let yardımıyla olan biten bütün haksızlıkları ne saçma sapan verilen,ne pas geçilen penaltılar,ne de ofsayttan atılan goller,verilmeyen kartlar,rakibin oyuncularına verilen sizlerle oynadığı maçta veya oynıyacağı maç öncesi haksız kartlarla diskalifiye olması,rakibin gol olacak pozisyonu ofsayt diye durdurulması,rakibin gol pozisyonunda hakem ilk yarı bitimi diye düdük çalıyorsa,çerçevedeki manzara aynı 50 yıldır değişen bir şey yok demektir yani bir de kalkıp verilmeyen kartlarla fair play ödüllerini alırken,centilmenlik ödülü aldırdığınız taraftarınıza da dönüp bana niye küfrediyorsun diye soruyorsunuz.

Ligimiz de başta sistem bozukluğu,sistemi kötüye kullanma dahil düzensizlik,yokluk,eksiklik ve tutarsızlıkların çoğunluk olduğu bir lig de birileri yaptıkları yanlışlara,art niyetliliklere,eleştiri odaklarına aldırmadan hala pervasızca bu işi götürmekte,bu şekilde gelen başarılarından,şampiyonluklarından sonra,bu sezona ait en önemli başarı öyküsü ise hiç kuşku yok ki Sivassporun,sezonun en başarılılarından biri olduğu gerçeğini kimse değiştiremez.Milyon dolarlar,eurolar harcanarak oluşturulmuş kadrolara karşı üstelik o kadrolardaki bir tek futbolcunun fiyatı kadar bile tutmayan bütçeleri ile,Alex,Lincoln,Delgado… maliyeti,popülaritesiyle karşılaştırıldıklarında,Mehmet Yıldız,Mehmet Topuz ve Gökhan Ünal’ın takımlarına katkısı daha anlamlıdır ama bu anlamlılık dahi onların Milli takıma seçilmesine yeterli olmamakta.

İşin içinde istenmeyen durumlarda olsa her şeye rağmen kendin den on katı fazla bütçesi olan üçüzlere karşı şampiyonun 6 puan gerisinde kalıp diğer ikisiyle puan puana tamamladıkları lig sonrası,Sivasspor dar bir kadro ile,maddi imkansızlıklarla kendi yağıyla kavrulan takdire şayan bir takım.

Yıllardır dönüp dolaşıp tekrar tekrar ettiğimiz konuştuklarımız hep aynı bir merdiven basamağı bile katedilen bir mesafe bir yol yok.Futbol basit bir takım oyunu,futbolu artık herkes oynuyor,futbolun temel doğrularını yapan kadrosunun kalitesine imkanlarına göre plan yapan çok koşan topu koşturan her takım fırsatları değerlendiriyorsa ve başarılı olunabiliyorsa siz yeterki kulüplerimize rekabet ortamını adaletlice sağlayın.

2008-2009 sezonu şimdiden hayırlı uğurlu olsun
Antis
Mesajlar: 23
Kayıt: 05 Tem 2008, 15:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Antis »

21 Yüzyıl medeni ve gelişmiş ülkeler sportif alanlarda kendilerini daha ileriye ilerlemenin çalışmalarını,yeni şekillenmelerini daha iyi olmanın ciddi çalışmalarını yaparken,bizim yöneticilerimiz’de çağın ve Ülkenin gerçeklerine denk düşen öngörü ve planlarla sorunları halletmelidir,görünen öylemi ki acep

Ligdeki rekabetin,heyacanın,çekişmenin üst seviyede olması için bedel ödemeyi göze alarak sabırlı bir şekilde direnç göstererek istikrarlı ve de bilinçli bir şekilde istenilen seviyeye ulaşmak için kolayı değil zoru seçmek gerekmekte yoksa hileye,hurdaya,çirkinliklere,düzensizliklere teslim olup takılıp kalırsınız,kendinizi kurtaramaz karanlığa bir çıkmaz yola girip teslim olursunuz çaresizliğe.

Dürüst oyundan bahsederiz,uygulamaya geldiğimizde kaçarız,çünkü seviyesiz ahlaksız bir yapı var,şu an ne kadar saldırıp iyi konuma geçerim diye düşünen ve art niyetli eylemleri devam ettikçe avantajlı duruma geçip kazandığını sananlar kendini kandırıyor.

Büyüğüz diyenlerin mesajlarına dikkat edildiğinde bakın nelerle uğraşıyorlar,Yapılan spor ama sportmenliğe,centilmenliğe aykırı davranışlar,sporun doğasına aykırı halbuki büyüksen buna ihtiyacın olmamalı,bu sözde büyükler kendi camiasını,medayasını,federasyonunu,mhk’sini,vs resmi kurumlarını,taraftarlarını yani her kesimi bu yönde kullanmaktadırlar.

Değer yargılarımız o kadar değiştiki Avrupada yasak olan hakem etkileme olayı bizde maçların belirlendiği günden itibaren hakemi zora sokup hata yaptırma,etkileme gibi davranışların ve de müsabakayı sporsal bir oyundan çıkarırarak bu futbol oyununu aldatmaca sonucu kazanmayı doğru görür oldu sayın büyüklerimiz

Futbol oyununu kurallarıyla sistem çerçevesinde adil uygulamadığınız zaman yapısını bozarsınız,Ligin bozukluğu,kalitesizliği büyüklerimizin sistem ve kural dışı oynamalarından kaynaklanmakta,bu durumdan tabikide en çok Anadolu takımları etkilenmekte,bizim sahte büyükler istedikleri kadar transferde yapsalar sistemi bozarak kural dışı oynama isteği,onlarında yapısının bozulmasına neden olduğundan dışarıda başarılı olamamaktadırlar çünkü rakibin yoksa rekabet’de yoktur.

Türk futbolunun bu ıslak zeminde kendi zeminlerini sağlamlaştıran büyüklerimiz Avrupa arenasında birde sabitlenmiş düzgün bir ortama gelince nasıl kaybettiklerinin farkına bile varamıyorlar,daha doğrusu işlerine öyle gelmekte.Kural dışı yan etkenlerden,aldatmaca oyunlardan fayda sağlamak istemeleri vizyonlarını daraltıp rekabet ortamını rakiplerine tanımamaları kendilerininde dışarıda başarısız olmalarını sağlıyor.

Bir an önce Türk futbolunun siyasal yapılandırmaların,koltuk,çıkar ilişkilerinden,şahsi menfaetlerin etkisinden kurtarılıp Amatöründen tutunda tüm lig ve kulüplerin ortak çıkarları doğrultusunda temelinde güçlü bir yapı kazandırılmasına çalışılması gereklidir.

Ortada bir gerçek var ülke futbolunun geride bıraktığı gerçekler bu sistem yapısıyla beklediğimiz başarıya ulaşmamız gerçekcimi,TRT VE Özel medyanın yancılığı ve amigo köşe yazarlarının taraflılığı dahil evet ilk şartı sistemimizin düzeltilmesi sonrada herkese eşit mesafede futbolun yasasını kimseye deldirmeden kriterlerini uygulamak,kişi kurumları küstürmeden,rekabet içinde kavga ettirmeden,camiaların sahada birinin diğerinden farkının olmadığını inandırarak o güveni vererek adalet eşit dağılırsa sistem düzene bir yola girmiş demektir.
Antis
Mesajlar: 23
Kayıt: 05 Tem 2008, 15:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Antis »

2008-2009 futbol sezonu maraton kombineleri satışa çıkmıştır.
17 lig maçında geçerli olcak maraton kombineleri bu yıl çok ucuz.
KDV li fiyatı 59 lira olan kombineleri kredi kartıyla da alabilirsiniz.
kombineler:beştepe Gençlerbirliği tesislerinde satılmaktadır.haydigencler.com
Antis
Mesajlar: 23
Kayıt: 05 Tem 2008, 15:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Antis »

Futbolumuzu gelişmiş ülkelerin futbolunun düzeyine getirilmesi ve de onlarla bu yarışı başa baş bir durumda ülkemize ödüller kazandırmanın yolunu düşünmemiz gerekiyor.
Herkesin tuttuğu takım kendinedir evet ne karışıyoruz ki…Evet kendinedir saygı duyuyoruz,herkes tuttuğu takımının şampiyon olup kupalar almasını ister de burada kupayla ölçülemeyecek başka değerlerimizde var güzellik görecelidir önemli olan gönül güzelliği doğrular değilmidir?
Bu ülkede artık “hukukun gücümü ,gücün hukukumu?ikilemine son vermeliyiz.gücü olanın suç işleme özgürlüğü yoktur.zengin fakir de,güçlü güçsüz de,büyük küçük de kanun önünde eşittir,yasalar herhangi birine farklı diğerine farklı kullanılamaz kişiye göre olmamalı adaletimiz.
Seçtikleri takıma,modele,kişiye öyle sıkı sarılıyorlar ki yeniliklere ve değişimlere anlam veremiyorlar,verdirtmiyorlar.Türkiye 3 putlara mahkum olmuş durumda tek tip,yaratıcılıktan uzak,kendini geliştirmeye yeni şeyler denemeye cesaret edemeyen,futbolu rekabet ortamından uzaklaştıran geri plana iten zihniyetler,sadece çıkarlarını düşünenlerin,hayal etmeyenlerin inanmadıkları şeyler üzerine,uğraşanları da anlaması zor tabi.
Büyük kulüp olduklarını söyleyen üçüzler reytingleri yüksek olduğu için fazla pay almak istiyorlar,parayı kazanan da Şampiyon olan da üçü,biri olamadan da diğer ikisinin yararlandığı haklardan yararlanıp,üçü taraftar kitlesini geliştiriyor,üçü ürün satışın da,tribün gelirin de reklam ve özel maç yayın anlaşmalarıyla rakiplerinden kat kat fazla para kazanıyorlar.Kulüp başkanları milyonlarca taraftarlarına rağmen gelir yaratmakta başarılı olamıyorsa ve onlar için hala önemli olan kalem havuz geliriyse ve ortak gelirden hala aslan payını almak istiyorlarsa durup niye seçildiklerini düşünmeleri lazım.Güçsüz rakipleri yenmek sonra da sevinmek büyük bir kandırmacadır.
Bir Anadolu takımı kendi şehrinde taraftarı üçüz taraftarı takımının taraftar sayısından az sa,o kulüplerin sürekli şampiyonluğa ulaşabilecek bir güç sahibi olması hayal edilebilirmi.?
Başka Ülkeler de UEFA kupasını,Süper kupa finallerinde çifter çifter oynayıp kupayı müzelerine taşımış iken,yerli tenekelerle yurdumuzun çocuklarını medya,kurum ve bazı kuruluşlar vs aracılığıyla kendinize taraftar yapıyorsunuz sonuçta da bütçesi kendinizden 10 kat düşük bir Anadolu takımı karşısında dahi başarılı olamadığınız zaman dahi yanlışlara başvurabiliyorsunuz.
Avrupa’da bugün futbolu gelişmiş ülkeler de(İngiltere,Fransa,Almanya,İspanya,İtalya )vs.hatta bırakın futbolu İspanya’da basketbol da bile iyi oluşumun nedeni ligin farklı takımları Ülke şehirlerine dağılması,taraftarın farklı şehirlerde yerel kendi şehirlerine sahip çıkması ligi kulüpler birliğinin yönetiyor olması,her maçı dolu tribünler önünde oynanması,televizyon,sponsor vs gelirlerinin çok fazla olması doğal olarakta küme düşme potasındakinin bile iyi bir kadro kurmasının sebebi olunca ülke başarısı da kaçınılmaz olunuyor.
Külüplerin gelişimi Türk futboluna yayılmalı,tüm kulüpler kurumsallaşmalı,federasyonun da bunun için gerekli ortamları hazırlamalı,kulüplerin gelirlerinin arttırılması ve güçlerini sadece camialarından alacakları yapıların oluşturulması sağlanmalıdır.Bugün çok sevindiğimiz başarıları alışılmış ve sıradan hale getirebilmektir.İşte o zaman Türk futbolu adını şimdilerde anılan Ülke futbollarının yanına belkide en üstüne yazacaktır.Bu sadece bir,ki,üç kulübümüzle yani üçüzlerin tek başına yapacağı bir şey olmadığı için bu kısır döngü bu kesme keş durum durup dönüp dolaşıp her yıl aynı filmi tekrar tekrar izlemekteyiz hiç mi sıkılmadınız,Bu yanlışı alkışlayan destekleyen Anadolu insanımıza eleştirimizin nedeni hem şehrine hem ülkesine zarar vermesidir.
Baş eğmeme,pes etmeme,diz çökmeme,yenilmeme sonuna kadar direnme başkaldırı insanın doğasında vardır.Edilgenlikte öyle hayat ikisi arasında gidip gelip gelen bir sarkaçtır aslında,Nasıl bir hayat yaşayacağımıza karar verdiğimiz anda ikisi arasında seçimimizi yapmış oluruz bu seçim kendi hayatımıza ve kendimize hükmedip hükmetmiyeceğimizle ilgilidir.Ya başkalarının bizim yaşamımızı istediği hayatı kabulleneceğiz.Ya da kendi geleceğimizi kendimiz tayin edeceğiz.Bir tarafta Onurlu ve anlamlı bir yaşam,diğer tarafta hiçlik.Lakin yaşamak budur,yaşamak direnmektir,esen kalın dostlar.
En son Antis tarafından 21 Tem 2008, 19:28 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Antis
Mesajlar: 23
Kayıt: 05 Tem 2008, 15:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Antis »

50 yıldır sırf kendi şampiyonlukları için geçiş dönem ve süreçlerini düzgünce yaşanmasına engel olup zemini bataklaştıran devamlı bir şekilde her sezon birbirini takip eden topluma mübah gösterilen yanlışlarla gelen yurt içi kısır döngü başarılar,dışarısı yarım asırdır fiyasko.
Doğruları bulmak için geçmişten ve günlük yaşananlardan ders çıkartarak,sorunları hiçe saymadan,yanlışlarımızla yüzleşerek tedbirimizi,önlemimizi alarak yaşamak zorundayız,aksi durumda sistemden art niyetlice yararlananlar zamanı menfi düşüncelerinden ötürü hoyratca harcarken,oyalanırken ortadaki en büyük gerçeği kaçırıyorlar,Ülke başarasını ve çıkarlarını elbirliğiyle kaybediyoruz.
Bugün alt liglerimize baktığımızda geçen sezon İl takımlarımız ne sıkıntılar yaşadı biliyormusunuz bir çoğu maddiyatsızlıkla boğuşmaktan,uğraşmaktan ilerlemeyi bırakın sahaya 9 kişi ile çıkıp maçlarını oynadılar kimin umrunda olduki mağaza vitrinin görüntüsü gibi herkesin gözü,kulağı üçüzlerde varsa yoksa üçüzler,futbolumuzun gün geçtikçe sıkıntılı günler yaşadığı REKABETİN oluşabilmesi için heyacanın tükenmemesi için iyi bir lig çekişmesine ihtiyaç var o zaman futbolcularımız yıldızlaşacak,yetişecek kaybolmayacaklar.
Yazılı,görsel basın,medya,bazı resmi ,sivil kurum ve kuruluşlar,federasyonun MHK ve diğer kurulları birde spor camialarında yönetici vasfında gözüken iş dünyası,suçları ise tek tip insanı hedefleyen otoriter,diktatöryal tarzlar da Türk futbolunu bir şehrin içine kilitleyerek insanların özgürce gelişimini,oynamasını,eğlenmesini,doğruyu öğrenmesini engelemeyle insanların kollektif zekasını,duyarlılığını,mizahını,eğlencesini şu kısacık ömrümüzde farklı olmanın yaratacılığını gösterme durumunu medya aracılığıyla engelemeyle tüm Ülke insanlarının genelini uyutarak bir şehirdeki üç takımın taraftarı yapmak,beyinleriyle değil duygusal bir biçimde hisleriyle duygusalca düşünen insanlarımızı üç tip kalıp içine sokmak kendi hak ve hukukunu savunamayan insanların özgürlüğünü kısıtlamak.
Gelelim şimdi buradaki eleştirdiğimiz insanlarımıza,Futbolun içindeki kurum ve kuruluşlarda vs bulunupta menfi ve maddi düşüncelerinden ötürü üçüzlere hizmetleri sebebiyle bu kişileri her zaman bu yönde eleştiriyoruz,sonuçta ortada menfaet var onlarda bu yönde kendi çıkarları doğrultusunda üçüzlere hizmet etmekte çalışmaktalar,Anadolu da yaşayıpta üçüzleri destekleyenler sizlerin bu yönde diğerleri gibi bir çıkarınız yokken kendi şehrinizin tanıtımını,reklamını yapma,şehrinin gelişmesine vesile olmak varken,maç günlerini kendi arkadaş gruplarıyla kendi şehrinde canlı olarak coşku içerisinde yaşayıp eğlenmek varken senle alakası olmayan hayatında gitmediğin,görmediğin bir şehir için çırpınanlar bu dünyada Ülkemize ve yaşadığımız şehirlere karşı da bir takım sorumluluklarımız olmasını bilmemiz gerekir kendi şehirlerimize kalıcı neler bırakmanın yolu bu bilince ve anlayışa sahip olmaktan geçiyor,İçinde bulunduğumuz Şehre,semte,çevreye,yaşadığımız ülkeye,dünya ya duygusuzlaşıyor yerel şehirlerimize karşı sosyal sorumluluk bilincinden uzaklaşıyoruz,bırakın faydayı zarar veriyoruz.
Antis
Mesajlar: 23
Kayıt: 05 Tem 2008, 15:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Antis »

Futbol'da gelişmiş ülkelerde olduğu gibi taraftarlığın ve futbolumuzun genele yayılıp rekabet ortamının oluşması ve bu sayede Ülke futbolunda gelişme sağlanması,bunun içinde futbolumuzun ve taraftarlığın üçüzlerin tekelinden kurtulması bizim davamız ve Anadolu sevdamızın özü bu iyice bilineki karışıklığa sebep olmasın.
Bizim ne İstanbul şehriyle ne orada yaşayan insanlarla ne de oradaki diğer takımlarımızla bir sorunumuz yok onlara sözümüz de yok,işimize gelmeyince vs başka taraflara çekip başka bahanelere falan çarpıtmayalım,geçtiğimiz sezon sonunda Sinan Engin ve yönetimi ligin son maçında kendi centilmen ödüllü taraftarından anneler gününde annelerine küfürü yediğinde biz bu takımı 100'üncü yılında nasıl şampiyon yapmıştık bize niye küfür ediyorsunuz demişti hatırlarsanız bu yıl da beyaz sayfa açtığı hafta GS'nin kuddüsünün katkısı ile nasıl şampiyon olduğunu tüm türkiye gördü her sezon tekerrür eden mükerrer oyun benim hırsızım iyidir,çalan benden olsun,benim takımım şampiyon olsunda nasıl olursa olsun zihniyeti,haksızlıklarla,adaletsizliklerle,eşitsizliklerle,dengesizlik olmasın diyoruz mesele bu kadar basit,Bu ülkede tüm resmi sivil kurum ve kuruluşlar, federasyonun tüm kurulları dahil yazılı görsel basının da katgısıyla bu yanlışa destek verilmekte isyanımız bu İstanbul da yaşayıpta takımlarını destekleyen insanlarımıza bir saygısızlığımız yok onlar doğru olanı yapıyor zaten bizlerin düşüncesi de herkes kendi memleketine yahut ata sözünden esinlenerek doğduğu yere veya doyduğu yerde yerel şehirlerine sahip çıksın anlatmak istediğimiz bu,sanırım anlatabildim. Buradaki bizans tabirimiz ise(hile,entrika) anlamında kullandığımız bir tabir bunun da o güzel şehrimizle de ilgisi yok,biraz daha açarsak İstanbulumuzu da orada yaşayıpta şehrini destekleyen taraftarlara da hatta üçüzlerin dışındaki takım ve taraftarı ile ilgili hiç sorunumuz yok,sorun orası ile alakası ilgisi olmayıpta orayı hayatında görmeyip te orayı destekleyenlerle.Adam gibi hileye yanlışa sapmasın düzgünce şampiyon olsunlar yine saygı duyalım sadece üçüzlerin 50 yıldır bu ülkede insanlarımızı medya ile yönlendirerek Anadolumuzun insanlarını yurt içinde aldıkları teneke kupalarla uyutarak kendilerine taraftar yapmaları yurt dışında ise yarım asırdır fiyasko olan bir durumu görün kü rekabetten doğacak olan Ülke başarısının önemi ön plana çıksın buralarda kelime oyunlarıyla ilgilenileceğine işin anlatılmak istenen yönüne bakarsanız konu netleşir.
Ayrıca TRT'de bir spor proğramını izlerken sanırım kendiside fenerli Ömer Üründül Türkiyede istanbul takımlarının ceza aldığında federasyonun maçları izmir gibi illerde oynattığında ceza değil mükafat oluyor demişti,hemen devamın da Avrupa dan örnekler verdiğinde ise italya,ingiltere,ispanya.almanya buralarda avrupanın devi konumu durumundaki takımlar kendi Ülkelerinde başka şehirlere oynamaya gittiklerinde orada buradaki gibi taraftarları yok demişti.Bizler de istanbuldaki insanlarımız gibi yaşadığımız şehrin takımıyla o coşkuyu kendi şehrimiz de yaşamak istiyoruz hakkımız değilmi,bize dokunan tarafı açıkçası bir istanbul takımının şampiyon olduğunda Ankara ve bir çok Anadolu ilimizde yaşadığı coşku değilmidir,kendileri şampiyon olduklarında birbirlerinin semtinde kutlama yapabiliyorlar mı.?
Burda rakibin yoksa rekabet de olmaz kurmuşlar işlerine geldiği gibi yerine göre dikta yerine göre alevere dalevere yerine göre düzenlerine serbest piyasa diyorlar yani işerine geldiği gibi,başkalarının yaşam hakkına,hukukuna olan saygıları da ortada iyi de o zaman benim takımımdan önce Ülke başarım gelir sizler takımınızın çıkarlarının Ülke çıkarlarından önde gelmesini istiyorsunuz sağlıyorsunuz da,bana göre benim takımım şampiyon olmasın yeter ki önemli olan her şey adeletlice rekabet içinde çekişmeli geçsin işte o zaman O gelişmiş ülkelerdeki gibi,benim ülkemde de her yıl UEFA'ya Şampiyonlar ligine 4'er 5'er takımla katılsın,icabın da finalinde ülkemden iki takım oynasın,Arkanızdaki bu lobilelerle ve bu medyayla Fener vs diğeriniz tek başına bu ülkenin en büyük takımı oldu diyelim öylesiniz de,bir gün herkes de sizlerin taraftarı da olursa o zaman kendinize
bir sorun derim e noldu bir iki takım büyüdü bütün ülkede o bir iki büyüğü tutarsa zaten öyle de tek tip yönetim şekli,tek bir şehir tek bir taraftar gerisi hikaye o şekilde karşısında bir güç olmayan sadece piyonlardan şu anki ki gibi mevcut bir lig formalite her yıl şampiyonu belli bu şekilde bir takımın bu ülkenin en büyüğü olması da sizce çözüm mü yani süper ligimizde bir şehir ve üç takımı iyi,15 şehir,diğer iller ve takımı HİÇ,düşünsenize ülkemizde İzmirimizden,Adanamızdan vs büyük illerimizden takım yok allahtan bu yıl üç İlimizden taraftarı olan takımlarımız çıktı inşallah kalıcı olurlar ama işlerinin diğer Anadolu takımları gibi ne kadar zor olduğunu kendileride çok iyi bilmekteler bu sebeple gereksiz yere süper lig de bulunan hacettepe ve belediye takımları gibi durumlara da karşıyım,aynı zamanda bunların var olmasını sağlayan siyasetsiz bir sezon dileğiyle,değişen bir şey yok velhasıl 2008-2009 sezonu kazasız belasız hayırlı olsun demekten başka çaremiz yok,esen kalın
Antis
Mesajlar: 23
Kayıt: 05 Tem 2008, 15:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Antis »

stadyum@trt.net.tr

telelig@trt.net.tr


TRT kime hitap ediyor?

Yazılı,görsel basın ve de spor yazarları kamu görevi yaparlar. Eğitici ve öğretici vasıtadır,araçtır kitleleri aydınlatmaktır görevleri.Bunu yaparkende taraflı olamazlar ahlak yasasına hukukuna aykırı hareket etmeleri suç teşkil etmektedir.Spor basını,yazarları,yorumcuları, kulüplerin Amigo yazarlığını değil kamunun elamanı olup tarafsız bir şekilde görevlerini yapmaları gerekmekte.

Balık baştan kokar diye boşa söylenmemiş devletin resmi kanalı TRT’nin üç sezon öncesi Levent Özçelik tarafından Pazar akşamları yapılan spor proğramında puan sıralamasına göre yukardan aşağıya ne takımlara ne renklerine ne de başka bir yönlerine bakılmaksızın eşit yorum ve pozisyon değerlendirmesi için özen gösteriliyordu.Daha sonra ne hikmetse bizde adettir iyi giden bir şeyi bozmak Levent Özçelik’ten sonra onun yerine,ben buna kasıtlı olarak diyeceğim getirilen Erdoğan Arıkan’ın ilk işi proğrama 4 takımın rengini temsil eden futbol topu koyarak art niyetli düşüncesiyle süper ligin Akşam haberinden sonra başlayan spor proğramında gece 12’ye kadar bu dört takımı değerlendikleri yetmiyormuş gibi birde gece 12 den sonra bu takımların tekrar özet görüntülerini vermeleri,kendi takımlarının yorumsuz,pozisyonsuz 2 dakikalık maç özetini seyretmek için uyumamaya çalışan insanları uyuttuktan sonra gece 1’de Anadolu takımlarının lehine olanı değil aleyhine olan pozisyon değerlendirmeleriyle kendilerince saolsunlar keyifli ve adaletli bir proğram yaptıklarını sananlara ne diyelim.

Haksızca aleyhimize verilen,lehimize verilmeyen penaltılarıımızı,sahada bile 11-11 oynatılmayışımız ile adaletsiz haksızca yönetilen maçlarla ilgili taraflı değerlendirmelerden o kadar çok örnek var ki,bu adamlar her hafta hakem hatalarından maç kaybettik diye de sızlanırlar bide kazandıkları maçları nasıl kazandıklarını hiç söylemezler ama,kaybettiğimiz Maç içerisinde yapılan hataları hakemin etkide kalma maç stresine ve korkusuna bağlamaya alıştırıldık tamam kabul.Akşam devletin kanalında spor proğramını izlerken en azından bir adaletli bir yayın beklemek hakkımız değilmi.

Hata yapmak insanlık gereği herkesin hakkı ne varki Adalet beklemek başka,Adalet sağlamak ve bunu eşit dağıtmakla yükümlü olanların sebeb olduğu yanlışlar diğer şehirlerimizin,yerel takımlarımızın ve de taraftarlığının zarar görmesini sağlıyarak zayıflamasını sağlamakta birde bu TRT kanalıyla süper ligi iki proğram şeklinde ayırarak,bölerek kitlelerin beyinlerine bu şekilde haksızca pompalanıyorsa düşündürücü,özel medyayı konuşmaya gerek bile yok
Antis
Mesajlar: 23
Kayıt: 05 Tem 2008, 15:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Antis »

Üstteki konunun biraz daha açılımlısı

stadyum@trt.net.tr

telelig@trt.net.tr

TRT’de Levent Özçelik döneminde daha adilane bip spor proğramının yapıldığını,tek proğram olarak takımların puan sıralamasına göre yukardan başlıyarak sırayla ismine bakılmaksızın aşağıya doğru yapılmaya çalışıldığını eksik veya hata tabiki olabilir önemli olan niyet olduğundan o yıllarda bu dediğim yönde olunması çok olumlu bir şeydi tabiki kafadaki takımlara biraz daha fazla zaman ayırabilinir öylede oluyordu zaten önemli olan nedir sistem.

Gelelim Erdoğan Arıkan’a görevi devralır almaz ne yaptı oraya önce proğramın daha başında üçüzlerin renklerinde ki topları önüne koyarak başladı tepki alıncada onları çoğalttı dedik ya niyet önemli,tek proğramı ikiye bölerek yok stadyum yok telelig,ne diye ayrım yapılıyorsa aynı lig değilmi kardeşim daha olayın başında bölücülük haksızlık yapılmıyormu sanki biri ingiltere ligi diğeri pakistan ligi bu kadar çok hakir görüyorlarsa oynamasınlar o zaman Anadolu takımları ile,kendi aralarında ayrı bir lig kursunlar,bunu devletin kanalı TRT yapmamalı.

Akşam haberlerden sonra spor başlasın gece 12’ye kadar üç saat devam etsin biz bu takımları zoraki izleyelim,12’den 1’e kadar da Anadolu takımlarının görüntüleri hala bize ulaşmadı şu bizim üçüzlerin özetlerini öz evlatlarımızı bir kez daha gece saat 1’e kadar gösterelim dersen eee ben orada koparım kardeşim ondan sonrada aynen söylüyorum bu proğramda ben GENÇLERBİRLİĞİ—ESKİŞEHİRSPOR maçının özetini gece tam 1.15 de sadece 2 dakika sadece goller başka hiçbir şey yok sabah kalk 7 de işe okula git sanki ayrı liglerde oynuyor bu takımlarımız ama diğer bölümde mubarek sanki veli efendi hipodromunda koşan atın sülasini insanlara öğretir gibi magazinsel yönünden tutda yok hafta başından itibaren ne yaşanmış da yok maç öncesi yok maç sonrası yok devre arası yok yöneticisi malzemecesi top toplayıcısına kadar sohbetlendiriliyor doğrusu bu mu.

Tamam lanet olsun o özel kanallara zaten onlar ellerinde davul tokmak maşallah amigolar ve o takımların taraftarları gibiler bizlerin zaten o proğramlarla işi olmadığı gibi izlediğimiz de yok,adamlar kendi çıkarları peşinde,onlar için ne ülkenin geleceği ne de Ülkenin çıkarları önemlidir ,işte bu yüzden devletin kanalı TRT’nin en azından Levent Özçelik dönemi gibi özel kanallardan biraz daha farklı,o yönde olmasını istemekte hakkımız olduğu düşüncesi suçmudur,TRT'nin kaç tane kanalı var biz buralarda yakın zamana kadar 3'üncü lig ve 2'lig dosyası maçlarını izlerdik ama şu an diğerlerinden hiçbir farkı kalmadı maalesef.

Ortada ülke futbolunun geride bıraktığı gerçekler bu sistem yapısıyla beklediğimiz başarıya ulaşmamız gerçekçimi, genel anlamda baktığınızda ilk şartı sistemimizin düzeltilmesi sonrada sadece TRT tarafından değil aynı zamanda siyasi iktidardan tutunda federasyonun tüm kurullarına kadar futbolumuza etkisi ve yönlendirici olan kurumların medyası dahil tümünün herkese eşit mesafede olunması Futbolun yasası herhangi birine farklı diğerine farklı uygulanmamalı,gücü olanın suç işleme özgürlüğü olmamalı,düdükler şehre,stada veya renklere bakılarak çalınmamalı bunun içinde bir maçın bir hafta öncesi veya bir hafta sonrası hakemleri etkide bırakacak gündemler yasaklanmalı,isimlere,renklere göre olmamalı adaletimiz,kriterlerini kimseye deldirmeden uygulanmalı,kişi kurumları küstürmeden,rekabet içinde kavga ettirmeden,camiaların sahada birinin diğerinden farkının olmadığını inandırarak o güveni vererek adalet eşit dağılırsa sistem düzene bir yola girmiş demektir,PEKİ sizlere soruyorum ÜLKEMİZDE BU İŞ BÖYLEMİ YAPILMAKTA'DIR? Bu iş neye benziyor biliyormusunuz bir baba iki evladı arasında ayrım yapıyorsa doğacak sorunlara da olaylara da katlanacak demektir.

Maalesef hafta boyunca tek sorunumuz Kaleci Volkan faul mü penaltı mı değilmi,İst.Belediye ve Denizli’nin haksız yere atılan futbolcularını(birer tanesi) ve de 9 kişiyle mücadele etmelerini neden bu kadar gündem yapmazlar,yenerlerse iyi mağlup olurlarsa hakem infazı vs bahane,sonuçta burada nasıl ŞAMPİYON oldukları yatmakta.

Sonuç olarak önemli olan iyi veya kötü bir sisteminiz olmalı sonuçta bakın size bunlada ilgili de bir örnek daha vereyim Amerika ve Çin ne kadar zıt ülkeler ama her ikisinde de demek ki iyi veya kötü bir sistem var ki adamlar olimpiyatlarda 200’er madalya aldı ne yaptıklarını biliyorlar demekki sonuçta bir sistem var bizim sorunumuz sistemsizlik,sistemi ve gücü eline geçirip yasalarla işine geldiği gibi mefaatin yönünde oynamayacaksın genele hitap edip zırt pırt değiştirmiyeceksin bizde ise biri gelir yapar biri gelir bozar,bizimkisi neye benziyor biliyormusunuz,rahmetli Barış mançonun bir parçası var aynen öyle Ali yazar Veli bozar keskin sirke küpüne zarar,bizde diyoruzki hep birlikte dersler çıkaralım bu işlerden hem takımımız için hem ülkemiz için,içerde de dışarda da daha başarılı olunsun,birilerinin bu ülkede tek başına büyük olması karşısında rakip olmadan çözüm değil diyoruz,paylaşmayı seveceğiz ve bu işin hem taraftar hem futbol olarak genele yayılması gerekmekte başka yolu yok,Kurbanı kestiğinizde nasıl paylaşıyorsunuz gönül rızası olmadan terazi gözünün bir tanesi diğer tarafa fazla yattımı hakmıdır teşekkürler,saygılarımla esen kalın.
Antis
Mesajlar: 23
Kayıt: 05 Tem 2008, 15:00
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Antis »

Ank.belediyesi-Ankaragücü ile birleşecekmiş Ank.belediyesinin hakları da düzenlenecek bir yasayla çok sevdiklerinden İzmire yasal değil ama hiç önemi yok neden yasada bir ilin takımı başka bir ile taşınamıyor diye yazıyorlardı benim okuduğum da eee ne yapılacak bizim yasalar lastik gibi ama yine de yeterli olmuyor,baktın yasa başkasına uydu sana uymadı o zaman o yasayı iki şekilde bir karşıya birde kendine göre değiştireceksin kendilerine ayrı çalışanlara ayrı yasa çıkardıkları gibi,ayrıca bir yere çok düşük maaşla da olsa işe başlasanız çok sıkı bir güvenlik araştırması ile karşılaşırsınız,ama kendileri için hiç önemli değil,burdaki gariplik acaba hangi taraf daha çok önem teşkil etmekte ülkemizin geleceği için,dürüstlüğün vede doğruluğun karşıtını söylememize gerek yok biliniyor.

İnsanın aklı balık aklı gibi diyorlar ya doğru geçmişte olanları not alıp bir aklınızın bir köşesinde tutmayıp tedbiri elden bıraktığınızdan toplumun üzerinden geçinen uyanıklar bu durumdan faydalanırlar her zaman,şöyle biraz geriye gidersek Askere hakemlik ve belediye başkanlarına da kulüp başkanlıkları yasaklanmıştı şimdi sizlere sorsam Ank.belediyesporun gerçek kulüp başkanı kim diye acaba kaç kişi bilir bende bilmiyorum,o zaman asker hakemlerin de giderken dünya nimetlerinden kopmamaları için yerlerine kukla durumunda birilerini bırakmaları gerekirdi emsal olarak,her kim olursan ol bizim hakkaniyetimiz ve adeletimiz bu işte,bu yanlış durum hacettepe olayında da mevcut.

İktidarın elinde olmayan belediyeleri ele geçirme planı belediyenin birinide sen almasan da diğerini de başkası alsa ne olur karşındaki sanki bu ülkeden değil,durum demokrasinin gereği değilmidir,insanlar tornadan çıkma tek tip insan oluncamı demokrasi oluyor,durum iç açıcı gözükmemekte ülkede sendikalardan spora kadar her şeyi ele geçir medyasına kadar sistemi alternatifsiz bırakıp tek tip diktotaryal bir sistem sorsanız demokrasi derler örneği derseniz bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinde Asyada,Afrikada ve güney Amerikada çok.

ABD'de siyasi vs bir başkanın veya bir belediye başkanının görev süresi 2 dönemdir,Newyorklular belediye başkanları çok başarılı olduğu için bir dönem daha kalması için ne yapsak diye düşünüyorlar maelesef bir çözüm yok yasalar belli zaten adamcağız da çıkıp şunu sölüyor ben benden sonrakinin hakkına hukukuna etki ve geçiş yapmadan bırakmam lazım kesinlikle olmaz diyor.

Bide bize bakın seçimle her gelen Siyasiler,belediye başkanları,sendika başkanları,kulüp başkanları,şöför ve bakkal başkanlarına kadar adamlar 50 yılı aşkın Allah gecinden versin sağlıklarına bir şey olmasın da koltuğu bırakmıyorlar benim yaşım 51 çocukluğumdan bu yana seçimle gelinen bir çok yerde hala aynı kişiler oturuyor 50 yıldır,bir emeklinin çalışma ömrü dahi 25 yıl bu ülkede 60 yıl olmuş seçimle gelmiş hala makam işgal eden insanlar var yahu bu demokrasi mi şimdi,genç nüfusuz diye övünüyorlar o zaman gençlerimizin önü açın bari, milyonlarca gencimiz üniversitelisi dahil işsiz.

Gelişmiş ülkelerde seçimle gelinen yerlere bildiğimiz meslek gözüyle bakılmıyor oralara çok lüzum içeren bir bölge olması itibari balığın baştan sağlıklı olması düşüncesinden yola çıkılarak hareket edilmekte,onun içindir ki demokrasinin en adeletli yeri olması gerekliliği sebebiyle kuyumcu terazisi gibi kefelerinin daralarının eşit olması gerektiğinden bu ülkelerde 2 dönem bilemediniz 3 dönem görürsünüz seçilenleri ve de o ülkeler de uygun kişileri hemde çok uzun bir elemelerden geçerek o noktaya gelirler tabiki bu kısa görev süreleri boyunca da alınlarının akıylada bırakırlar yoksa ilerisi için kendileri çok zararlı çıkacaklarını çok iyi bilmekteler.

Bizim ülkemizde ise 2-3 dönemden fazla kaldıkları için nasıl olsa bu uzun dönemde kendi istemleri yönünde işleri yoluna koyduktan sonra sistemi alt üst edip bıraktıklarında da ak kaşıktan çıkan süt gibi giderler,maelesef geri kalmışlığımız burdan belli bırakın iki dönem seçilip adeletlice görev yapıp gitmeyi buralar da indiragandi yapmak bir meslek olmuş,ABD’de hadi sıkıysa bir vergi kaçır veya yolsuzluk yap demokrasi acaba oradaki mi bizdeki mi.

Tek eksik spor üzerinden istismarcılıktı oda tamam Mehmet ali şahin Antalya için, Unakıtan es es için uğraşırken,kürşat tüzmen makamında mersin için futbolcuya imza attırıyor maşşallah vs daha bilmediklerimiz cabası,Ankara'da 4-5 yıl öncesini hatırlayanlar bilir Ank.belediyesinin 1000'e yakın değişik branşlarda yurt dışında madalyalar alan 1000 civarında amatör sporcuları vardı ne hikmetse gerçi nedeni de belli o yıllarda o amatör branşları kapatıp 1000'e yakın sporcuyu dağıtıp neden futbol'a geçildiği bu yüzden de olimpiyatlarda başarısızlıklarımızın nedeni de ortada,Amatör sporcu üzerinden bir yol olmuyor napsınlar,geçen bir yerde okudum Özaldan bu yana bu değişen belediye sistemlerimiz sayesinde belediyelerimiz iş adamı üretim çiftliği haline gelmiş diğer yönü ise bir taşla iki kuş vurma derler ya işte o belediye takımları,belediye takımlarının delegeleriyle hem federasyonu elde tutuyorsun hemde belediyeliklerin tamamını sonra ne var kardeşim yurt dışında da var sanki LONDRA belediyesi,Paris belediyesi diye takım orda yokmu varmıki acaba.

Mağazanın vitrininde ise var sa yoksa üçüzler beyaz sayfalarla bu kulüplere ülkenin tüm imkanlarını kaynaklarını akıtın her yıl üçünden birini şampiyon yapın oh ne iyi ne güzel,Aurellonun ispanya ya gidişinden pişman olması bu yanlışı haksız vergisiz algısız kazancı bal gibi göstermekte,kulübüne 15 milyon euro futbolcuya 3,5 milyon euro verip yurt içi başarılarıyla yurdumuzun insanlarını medya aracılığla aldıkları teneke kupalarıyla kandırsınlar yurt dışı fiyasko,neymiş çeğrek finale kalmış 50 yılda hepsi bu,yahu adamlar her yıl finalinde iki takımıyla oynuyor senin o kendini başarılı gördüğün yerde,Aha bu yılda takımın biri sezona fiyasko ile diğerleride her hafta biri 9 kişilik rakiplerle oynuyor bu nasıl büyüklükse çünkü geçen sezon 29 hafta beyaz sayfa açtıkları hafta müdahele edilmişti sivas başlarda tehlike arz etmiyordu çünkü,bu yıl müdahale erken başladı Trabzonun dişini erken göstermesi vesilesiyle işi sağlama alıyorlar galiba,baksanıza rakipleri iki haftadır iki kişi eksik durumda rakipleriyle oynamaya başladı,yaa birincisinde hakem haklıda ikincisinde haksız ya siz hiç ingiliz ligleri izlemiyorsunuz ya da işte,Alt liglerimiz ise futbolcularının bonservis bedellerini federasyona yatıramadığından maça çıkamaz bu nasıl bir adaletse.
Cevapla

“Spor” sayfasına dön