Re: biralevi abi sana çok kızıyorlar !
Gönderilme zamanı: 14 Şub 2009, 23:30
BEKTAŞİLİĞİ YOK SAYMAK VE ALEVİLİĞİ ŞİİLİK KEFESİNE KOYMAK İSTEYEN KÖTÜ NİYETLİLER VAR:
Anadolu Aleviliği var olmanın özünü yansıtır. Hacı Bektaş Veliyi inkâr etmek, Türklüğü kaybetmekle eş anlamlıdır. Dahası hem Aleviliği inkâr etmiş sayılırsın, hem kimliğini. Demem şu ki, Alevilik Türkmen kimliğidir.
Bazı sapma Aleviler sapmalarına bahane yalanlar ararlar ve bunların başında saçma sapan şeyler öne sürerek Anadolu Aleviliğini sinsice Şiileştirmek isteyen Çorumlu Avukat Teoman Şahin: Alevilik-Bektaşilik zıt ve farklı şeylerdir ve biz Aleviyiz. Bu nedenle Aleviliği yüz yıllardır ekonomik ve fikri yönden sömüren dedelik kurumu artık yok olmalıdır. Bektaşilik ve dedelik sömürü düzenidir der.
Teoman Şahin Aleviliğin mecrasını değiştirerek İran çöl mecralarında Şiileştirip ne idiği belli olmayan alanlara çekmek istemektedir. Dedelik sömürü sistemi derken kendileri Sünnilerden ilham alarak Çoruma Şii cami yaptırmıştır halktan paralar toplayarak ve dahi İran Kum kentinde Şiilik dersleri aldığı da söylenilmektedir.
Dedelik sistemine sömürü diyenle şunu bilmeliler ki Anadolu Alevisini Alevi yapan unsur Hacı Bektaş Velidir. İran Şiiliğinden ayıran temel unsur Türk dili ve töresinin içinde oluşudur. Bu derin izler bırakan Anadolu Aleviliği içinde Şamanizmin canlı izleri vardır. İran Şiiliğinin içinde ise eski İran kültürünün (Zerdüşt) izleri vardır.
Bahane Sünnileşmek isteyenlerde çoktur. Onların dediği dedeler cahil, dedelik ise bir tür sömürü kurumudur derler ya, hiçbir zaman camilerde ardında namaz kıldıkları onca hocaların dedelerden daha kültürsüz dahi laik devlete birer düşman unsurlar olduklarını hiç mi bilmezler?
Cahil, bilgisiz dedikleri Dedeler-Babalar, Aleviliği günümüze kadar taşıyanlardır. Aleviliği batıranlarda dedelere cahil, bilgisiz kişilerdir diyenlerdir diye biline.
Okumuş ama bilgisiz biriyle, bilgi birikimi yüklü olan okul okumamışları karıştırmamak lazım. Okumamış fakat çok bilgi birikimi nice dedeler gördük, konuştukları nelere şahit olduk!
Örneğin, Cahil dedeler dediklerinde birer cevher çıktığını duymamışlar her halde...
Secde konusunda bir dede söyle der: Allaha secde Âdeme secde etmekle sağlanır. Âdemde Velakat Keremna vardır. Bu da Hakkın bizzat kendisinde gizlemiş olması anlamına gelir. Âdem ümmül Kur-andır. Âdemde olan varlık, yeryüzünde hiçbir kimse de yoktur. Bu nedenle Hakkı kendinde gizlediği için secde Âdemedir. Taş parçasına (Mekke de ki kara taş (Haçerülesvat) hiç secde olur mu? Der Güvenç Abdal Ocağına bağlı Ali çakmak dede.
Hacı Bektaşı silip atmak, Anadoluyu köreltmektir. Alevilik Hacı Bektaş Velinin bir tür
uyarmasından teşekküldür. Bazı Kaynaklara göre Eline, diline, beline sahip ol anlamı
Eline derken (Türk iline) diline derken (Türk diline) beline ile ise (zürriyetine) sahip ol manasına geldiğini söylerler. Hacı Bektaş Veli, İbadeti Türkçe yapılmasındaki isteğinde
ki gerçek bu sözlerle doğrulanır haldedir.
Alevilikte dedeleri-babaları reddetmek ve cem evlerini camileştirmek Alevi adabına ve erkânına ters işlerdir. Teoman Şahin gibiler işi gerzek halinde savsaklamaktan başka bir şey değildir.
Alevi-Bektaşilikte Babalık geleneği hakkında: Peygamber, Ben ilmin kalesiyim, Ali onun kapısıdır demiştir. Özellikle Bektaşilikte karşılaştığımız baba bildiğimiz ata değildir. Babadan farklı bir mana taşır. Baba kelimesi Baben den alınmıştır. Çünkü Ali bab (kapı) dır. Dolayısıyla kapıdan başka yerde Medine şehre girilmez. O halde babalar bab-ı Alinin rehberleridirler. Diye geçer, Burhan Saitten kitabına aktardığı Burhan Oğuzun yapıtı Türk Halk Düşünce ve Hareketlerinin İdeoloji Kökenleri 2. Cilt S. 305
Selman Zebil 28 Aralık 2008
ALEVİ-BEKTAŞİ ANLAYIŞINDA ABDEST (VUDU)
Dilimize Farsçadan giren abdest her nedense Kur-andaki özgün adı olan vudu olduğu pek bilinmiyor. Farsçada ab-su, dest-el anlamına gelen ab-dest el suyu dur.
Her nedense kendilerini Arapçı Müslümanlar olarak iddia eden siyasi İslamcılar, dillerine
giren abdest, oruç, namaz gibi terimler Farsçadır. Kur-andaki özgün adları, salât-namaz, savum-oruç gibi temel kavramlar Kur-an yoluyla değil Farsların dilinden girmiştir dilimize.
Abdest;
İç güzelliğin alana yansıtılması içindir. Her yellenmeyle abdest almak dışın temizlenmesi ile olmuyor. Abdesti tutabilmektir esas olan. Her defasında niyetin kötüye meyli ile kişide bozulup duran abdest, dışa gösterişten öte bir şey değildir. Yılda bir kere abdest esastır Alevi-Bektaşilerde. Bu abdestin değeri namuslu ve güzel ahlaklı olmaktır. Her yıl kişi bu abdestin yaşadığı toplumun önünde, toplumdan rızalık alarak tazeler; manevi enerji yükler kendine.
Arınmışlık; Alevi-Bektaşilerde abdest (vudu) alıp durmak değildir...
Alevi-Bektaşilerin orucu da Ramazan orucuna benzemez. Alevi-Bektaşilerde oruç süresizdir. Her kişi kendi bencilliğini yıkar ve sınar. Eline, beline, diline sahip olmakla da üç yüz altmış beş gün oruç olmanın erdemliliğini yaşar her daim. Namuslu ve güzel ahlaklı olmak için görgü cemi Alevi-Bektaşi cem törenlerinin en belirleyici özelliği görgüdür. Görgüden geçmek, kişilerin yola girmişliğinin bir işaretidir. Yılda bir kez yapılır.
Görgü. Türkçe görmek eyleminin kökünden gelen görgü Dedenin müritlerini yılda bir hal ve hareketlerini görüp sorgulamasıdır. Hz. Muhammed: Ölmeden önce ölün, mahşer olmadan hesabınızı görün hadisine dayanılarak yapılmaktadır.
Alevi-Bektaşilerce, görgü bir tür sorgulama günüdür. Bu sorgulama ak bir kefen üzerinde yapılır. Orada ak kefen ölümü, sonra mahşer günü dirilmeyi simgeler. İslamın başka yankılanmalarından olan Ehli Sünnet camia da Tanrı-kul ilişkilerinde ulema devrede olup aracılık yapar. Alevi-Bektaşilikte Tanrı-kul ilişkilerine din önderleri karışmaz. Tanrı-kul ilişkilerini Tanrıya havale ederken, kulun kula olan hak ilişkilerinde bir birlerlinden rızalık ve helalleşmek ister ibadetten önce.
Katı kuralcı Şeriatçılık, bireylerin Tanrıya karşı yapacağı özgür ibadet istediği gibi değildir; bireye önceden belirtilmiş, değişmez şekilli ibadet biçimidir. Dualar da hep önceden belirtilmiş dualar ve şekillendirilmiş namaz vardır.
Şeriatçının katı kurallarına bir bakarsak insan yoktur içinde; insanı kul, köle yapan bir yapısı var. Beden düşmanlığı; cinsiyet ayrımcılığı, kadını erkeği bir birinden katı bir biçimde ayrıştıran, birini toplum önünde tutarken, ötekini kapalı kapılar arkasında kimliksizleştiren hali, mirasta erkek kardeşe göre kız kardeşin aldığı ikide bir pay ve ifadesinde; iki kadına karşı bir erkeğin denk tutulması ile kadınların alçaltılması. Doğaya düşmanlık, duyguya ve sanata saygısızlık insanlığı zorlayan şeyler vardır.
Anadolu Alevi-Bektaşiliği, Sünni Şeriatçılıktan; Şeriatçı Şiilikten tamamen farklı. Öteki Yahudilik ve Hıristiyanlıktan da değişik, taban tabana zıtlıklar olan bir kendine özgü din anlayışıdır. Şiilikle ortak yönü On İki İmamcılığı ve Ehl-i Beyit sevgisi der
Antoni Josef Dierl, Anadolu Aleviliği adlı yapıtı Sayfa 42- 43
İşte; Alevi-Bektaşilik, göçebe toplumların bile (beraber) ilişkileri eşitlikçi, dayanışmacı; kadın erkek ayrımcılığının olmadığı bir kültür oluşu, bazı İslamcıların İslam içi sapma olarak algılar Alevi-Bektaşiliği.
Selman Zebil 29 Aralık 2008
Anadolu Aleviliği var olmanın özünü yansıtır. Hacı Bektaş Veliyi inkâr etmek, Türklüğü kaybetmekle eş anlamlıdır. Dahası hem Aleviliği inkâr etmiş sayılırsın, hem kimliğini. Demem şu ki, Alevilik Türkmen kimliğidir.
Bazı sapma Aleviler sapmalarına bahane yalanlar ararlar ve bunların başında saçma sapan şeyler öne sürerek Anadolu Aleviliğini sinsice Şiileştirmek isteyen Çorumlu Avukat Teoman Şahin: Alevilik-Bektaşilik zıt ve farklı şeylerdir ve biz Aleviyiz. Bu nedenle Aleviliği yüz yıllardır ekonomik ve fikri yönden sömüren dedelik kurumu artık yok olmalıdır. Bektaşilik ve dedelik sömürü düzenidir der.
Teoman Şahin Aleviliğin mecrasını değiştirerek İran çöl mecralarında Şiileştirip ne idiği belli olmayan alanlara çekmek istemektedir. Dedelik sömürü sistemi derken kendileri Sünnilerden ilham alarak Çoruma Şii cami yaptırmıştır halktan paralar toplayarak ve dahi İran Kum kentinde Şiilik dersleri aldığı da söylenilmektedir.
Dedelik sistemine sömürü diyenle şunu bilmeliler ki Anadolu Alevisini Alevi yapan unsur Hacı Bektaş Velidir. İran Şiiliğinden ayıran temel unsur Türk dili ve töresinin içinde oluşudur. Bu derin izler bırakan Anadolu Aleviliği içinde Şamanizmin canlı izleri vardır. İran Şiiliğinin içinde ise eski İran kültürünün (Zerdüşt) izleri vardır.
Bahane Sünnileşmek isteyenlerde çoktur. Onların dediği dedeler cahil, dedelik ise bir tür sömürü kurumudur derler ya, hiçbir zaman camilerde ardında namaz kıldıkları onca hocaların dedelerden daha kültürsüz dahi laik devlete birer düşman unsurlar olduklarını hiç mi bilmezler?
Cahil, bilgisiz dedikleri Dedeler-Babalar, Aleviliği günümüze kadar taşıyanlardır. Aleviliği batıranlarda dedelere cahil, bilgisiz kişilerdir diyenlerdir diye biline.
Okumuş ama bilgisiz biriyle, bilgi birikimi yüklü olan okul okumamışları karıştırmamak lazım. Okumamış fakat çok bilgi birikimi nice dedeler gördük, konuştukları nelere şahit olduk!
Örneğin, Cahil dedeler dediklerinde birer cevher çıktığını duymamışlar her halde...
Secde konusunda bir dede söyle der: Allaha secde Âdeme secde etmekle sağlanır. Âdemde Velakat Keremna vardır. Bu da Hakkın bizzat kendisinde gizlemiş olması anlamına gelir. Âdem ümmül Kur-andır. Âdemde olan varlık, yeryüzünde hiçbir kimse de yoktur. Bu nedenle Hakkı kendinde gizlediği için secde Âdemedir. Taş parçasına (Mekke de ki kara taş (Haçerülesvat) hiç secde olur mu? Der Güvenç Abdal Ocağına bağlı Ali çakmak dede.
Hacı Bektaşı silip atmak, Anadoluyu köreltmektir. Alevilik Hacı Bektaş Velinin bir tür
uyarmasından teşekküldür. Bazı Kaynaklara göre Eline, diline, beline sahip ol anlamı
Eline derken (Türk iline) diline derken (Türk diline) beline ile ise (zürriyetine) sahip ol manasına geldiğini söylerler. Hacı Bektaş Veli, İbadeti Türkçe yapılmasındaki isteğinde
ki gerçek bu sözlerle doğrulanır haldedir.
Alevilikte dedeleri-babaları reddetmek ve cem evlerini camileştirmek Alevi adabına ve erkânına ters işlerdir. Teoman Şahin gibiler işi gerzek halinde savsaklamaktan başka bir şey değildir.
Alevi-Bektaşilikte Babalık geleneği hakkında: Peygamber, Ben ilmin kalesiyim, Ali onun kapısıdır demiştir. Özellikle Bektaşilikte karşılaştığımız baba bildiğimiz ata değildir. Babadan farklı bir mana taşır. Baba kelimesi Baben den alınmıştır. Çünkü Ali bab (kapı) dır. Dolayısıyla kapıdan başka yerde Medine şehre girilmez. O halde babalar bab-ı Alinin rehberleridirler. Diye geçer, Burhan Saitten kitabına aktardığı Burhan Oğuzun yapıtı Türk Halk Düşünce ve Hareketlerinin İdeoloji Kökenleri 2. Cilt S. 305
Selman Zebil 28 Aralık 2008
ALEVİ-BEKTAŞİ ANLAYIŞINDA ABDEST (VUDU)
Dilimize Farsçadan giren abdest her nedense Kur-andaki özgün adı olan vudu olduğu pek bilinmiyor. Farsçada ab-su, dest-el anlamına gelen ab-dest el suyu dur.
Her nedense kendilerini Arapçı Müslümanlar olarak iddia eden siyasi İslamcılar, dillerine
giren abdest, oruç, namaz gibi terimler Farsçadır. Kur-andaki özgün adları, salât-namaz, savum-oruç gibi temel kavramlar Kur-an yoluyla değil Farsların dilinden girmiştir dilimize.
Abdest;
İç güzelliğin alana yansıtılması içindir. Her yellenmeyle abdest almak dışın temizlenmesi ile olmuyor. Abdesti tutabilmektir esas olan. Her defasında niyetin kötüye meyli ile kişide bozulup duran abdest, dışa gösterişten öte bir şey değildir. Yılda bir kere abdest esastır Alevi-Bektaşilerde. Bu abdestin değeri namuslu ve güzel ahlaklı olmaktır. Her yıl kişi bu abdestin yaşadığı toplumun önünde, toplumdan rızalık alarak tazeler; manevi enerji yükler kendine.
Arınmışlık; Alevi-Bektaşilerde abdest (vudu) alıp durmak değildir...
Alevi-Bektaşilerin orucu da Ramazan orucuna benzemez. Alevi-Bektaşilerde oruç süresizdir. Her kişi kendi bencilliğini yıkar ve sınar. Eline, beline, diline sahip olmakla da üç yüz altmış beş gün oruç olmanın erdemliliğini yaşar her daim. Namuslu ve güzel ahlaklı olmak için görgü cemi Alevi-Bektaşi cem törenlerinin en belirleyici özelliği görgüdür. Görgüden geçmek, kişilerin yola girmişliğinin bir işaretidir. Yılda bir kez yapılır.
Görgü. Türkçe görmek eyleminin kökünden gelen görgü Dedenin müritlerini yılda bir hal ve hareketlerini görüp sorgulamasıdır. Hz. Muhammed: Ölmeden önce ölün, mahşer olmadan hesabınızı görün hadisine dayanılarak yapılmaktadır.
Alevi-Bektaşilerce, görgü bir tür sorgulama günüdür. Bu sorgulama ak bir kefen üzerinde yapılır. Orada ak kefen ölümü, sonra mahşer günü dirilmeyi simgeler. İslamın başka yankılanmalarından olan Ehli Sünnet camia da Tanrı-kul ilişkilerinde ulema devrede olup aracılık yapar. Alevi-Bektaşilikte Tanrı-kul ilişkilerine din önderleri karışmaz. Tanrı-kul ilişkilerini Tanrıya havale ederken, kulun kula olan hak ilişkilerinde bir birlerlinden rızalık ve helalleşmek ister ibadetten önce.
Katı kuralcı Şeriatçılık, bireylerin Tanrıya karşı yapacağı özgür ibadet istediği gibi değildir; bireye önceden belirtilmiş, değişmez şekilli ibadet biçimidir. Dualar da hep önceden belirtilmiş dualar ve şekillendirilmiş namaz vardır.
Şeriatçının katı kurallarına bir bakarsak insan yoktur içinde; insanı kul, köle yapan bir yapısı var. Beden düşmanlığı; cinsiyet ayrımcılığı, kadını erkeği bir birinden katı bir biçimde ayrıştıran, birini toplum önünde tutarken, ötekini kapalı kapılar arkasında kimliksizleştiren hali, mirasta erkek kardeşe göre kız kardeşin aldığı ikide bir pay ve ifadesinde; iki kadına karşı bir erkeğin denk tutulması ile kadınların alçaltılması. Doğaya düşmanlık, duyguya ve sanata saygısızlık insanlığı zorlayan şeyler vardır.
Anadolu Alevi-Bektaşiliği, Sünni Şeriatçılıktan; Şeriatçı Şiilikten tamamen farklı. Öteki Yahudilik ve Hıristiyanlıktan da değişik, taban tabana zıtlıklar olan bir kendine özgü din anlayışıdır. Şiilikle ortak yönü On İki İmamcılığı ve Ehl-i Beyit sevgisi der
Antoni Josef Dierl, Anadolu Aleviliği adlı yapıtı Sayfa 42- 43
İşte; Alevi-Bektaşilik, göçebe toplumların bile (beraber) ilişkileri eşitlikçi, dayanışmacı; kadın erkek ayrımcılığının olmadığı bir kültür oluşu, bazı İslamcıların İslam içi sapma olarak algılar Alevi-Bektaşiliği.
Selman Zebil 29 Aralık 2008