İmam Aliden (a.s) Hutbetu-l Beyan
Gönderilme zamanı: 05 May 2008, 12:19
İMAM ALİ (a.s) DEN HUTBETU-L BEYAN
Hakikat ehlince sahih nakledilen ve keşfi sarih ile tespit olmuştur ki, Ali aleyhisselam Kufe'de mimbere çıktı ve Hutbet-ül Beyan ismiyle bilinen şu hutbeyi beyan etti :
Gökleri ve yeri yaratan, yeryüzünü yayıp döşeyip semayı ona tavan yapan, dağları yüceltip arza direk yapan, pınarları var edip fışkırtan rüzgarları estiren, felaketleri emreden ve istediği zaman kaldıran, gökleri yıldızlarla süsleyen felekleri tedbir ve teşhir eden onları paylaştırıp menziller takdir eden, bulutları yaratıp yerden yere sevk eden, yıldızlara ışık veren cisimleri ölçüsü ile evsafiyle halkeden, dehri dürüp dertop edip bulandıran, hadiseleri getiren ve götüren rızıkları tekeffül eden ve tedbir eden ve ölüleri dirilten Allaha hamd ederim.
Nimetlerine ve nimetlerinin bolluğuna ve o nimetlerin devamlılığına hamd ederim Ortağı olmayan Allahın birliğine tanıklık ederim öyle bir tanıklık ki, tanıklık edeni selamete götürür ve azabtan emin kılar.
Ve yine tanıklık ederim ki Muhammed (s.a.a) O'nun resulü ve resullerin sonuncusu, keremlisi en faziletlisi ve kainatın efendisidir. Hak olan davetinin fatihi ve yayıcısıdır.
Allah (cc) o yüce zatı öyle bir ümmete gönderdi ki, onların şairleri putlara övgü yazarlardı, İşte o ümmete öyle nasihat etti ve hidayet kapılarını açtı ki, sancakları yükseldi ve mimberleri aydınlandı. Kuran mucizesi ile Şeytanı ve saltanatını perişan etti. Arabın en azgınlarının ve kafirlerinin burnunu yere sürttü. Onun davası ilk ziyaretçisi ile hak oldu. Onun temiz şeriatı ile şereflenen ebediyen şereflenir. Allahın salat ve selamı Resulüne ve onun mübarek ağacına (soyuna) olsun .
Ey insanlar olan oldu ve olacak olan olmaktadır. Önümüzde öyle bir zaman var ki, iş başına namertler geçecek, idareyi kadınlar ele alacak, arzu ve istekler artacak, reyler çoğalacak, müşküller büyüyecek, şikayetler artacak, davaların ve sorunların ardı ve arkası kesilmeyecek, yer depremlerle sarsılacak, farzlar yerine getirilmeyecek, emanet gizlenecek, hiyanet ortaya çıkacak,
iddialar çoğalacak, eşkıya galip gelecek, sefihler öne çıkacak salihler geride kalacak, Kuran sınırlanmaya ve saptırılmaya çalışılacak, Ay'ın menzilleri kızaracak, fetret zirveye çıkacak Hicret altılanınca çökük burunlular ortaya çıkacak, önüne geleni yakıp yıkacaklar silip süpürecekler. Keysana gelecekler, Horasanı tahrik edecekler, kaleleri yıkacaklar, kan dökerek Irakı fethedecekler. Âhh.. âhh...tekrar âhh.. âh.. onlara, o her bulduğunu yiyip bitiren geniş ağızlara...
İmam Ali (a.s) bundan sonra bir sağına ve bir soluna baktı ve derin bir nefes aldı. Hayır! hiç çare yok bunlar mutlaka olacak buyurdu ve bir müddet huşu ve sakinlik içinde kaldı..
Bu esnada Süveyd bin Nevfel el Hilali yanına gitti ve Ey Emir-ül Müminin sen bunlar olurken orada mıydın ? gözünle mi gördün ? nereden biliyorsun ? deyince Emir-ül Müminin ona döndü baktı ve gazapla şunları söyledi : Keşki anan seni doğurmamış olsaydı!! ey korkak!! ey habis!! ve ey yalancı!! Kahrolası ve yok olası!! seni dedi.. ve tekrar söze başladı :
ben sırların sırrıyım, ben nurların ağacıyım,
ben göklerin deliliyim, ben tesbih edenlerin enisiyim,
ben Cebrailin dostuyum, ben Mikailin arkadaşıyım,
ben meliklerin kumandanıyım, ben feleklerin semendeliyim,
ben safilerin kabıyım, ben elvahın muhafızıyım.
ben karanlığın kutbuyum, ben Beyt-i Mamurum
ben bulutların yağmuruyum, ben Gaypların nuruyum,
ben hüccetlerin feleğiyim, ben hüccetlerin hüccetiyim,
ben yaratılmışların doğru yola sevk edicisiyim,
ben hakikatların muhakkıkıyım, ben tevilin açıklayanıyım,
ben İncil'in müfessiriyim ben Â-li Abâ'nın beşincisiyim,
ben yol göstericilerin rehberiyim,
ben koruyucuların koruyucusuyum,
ben Araf'ın ricaliyim, ben İbrahimin sırrıyım,
ben Musanın yılanıyım (asasıyım) ben evliyaların velisiyim,
ben peygamberlerin varisiyim, ben Gafurun hicabıyım,
ben celilin en seçkiniyim, ben İncil'in ilyas'ıyım
BEN HAMD BAYRAĞININ TAŞIYICISIYIM.
ben Mahşerin imamıyım, ben Kevserin sakisiyim,
ben Cennetlerin taksim edicisiyim, ben ateşten uzaklaştıranım,
ben dinin arıbeyiyim, ben çekinenlerin imamıyım,
ben seçilmiş Muhammed' in (s.a.a) varisiyim,
ben yardımcıların yardımcısıyım,
ben kafirlerin yok edicisiyim, ben imamların babasıyım,
ben (hayber) kapıyı sökenim, ben Ahzabı dağıtanım,
ben kıymetli cevherim, ben ilim kentinin kapısıyım,
ben beyyinat'ın müfessiriyim ben müşküllerin halledicisiyim,
ben Nun vel kalemim, ben karanlıkların kandiliyim,
ben Hel Eta süresinde övülenim,
ben en nebe-il azim (büyük olan) Haberim.
ben Sırat-ıl Müstakim (doğru olan yol) im.
ben sedeflerin incisiyim, ben Kaf dağıyım,
ben harflerin sırrıyım, ben zamanı kısaltanım,
ben sarsılmayan dağım, ben ilmin zirvesiyim,
ben Gaypların anahtarıyım, ben kalplerin kandiliyim,
ben ruhların nuruyum, ben eşbahın nuruyum,
ben önüne geçilmeyen süvariyim, ben kınından sıyrılan kılıcım,
ben katledilen şehidim, ben Kur'anı toplayanım,
ben Beyanın binasıyım, ben Resülüllahın (s.a.a) kardeşiyim,
ben Betül Fatıma'nın kocasıyım, ben İslamın direğiyim,
ben putları kıranım, ben en iyi işiten kulak sahibiyim,
ben Cinnin katiliyim, ben müminlerin salihiyim
ben felaha erenlerin imamıyım,
ben kerem ve seha sahiplerinin imamıyım,
ben nübüvvet esrarının hazinesiyim,
ben öncekilerin haberlerini bilenim,
ben sonrakilerin haberlerini verenim,
ben kutupların kutbuyum, ben sevgililerin sevgilisiyim,
ben zamanın beşiğiyim, ben zamanın İsa'sıyım vallahi
vallahi ben Allahın arslanıyım
ben arapların seyyidiyim, ben hüzünleri giderenim,
ben hakkında Le feta illa Ali denilenim, Resülullahın (s.a.a) senin benim yanımdaki misalin, Musa' nın Harun'u gibidir dediği kimse benim, ben Allahın galip aslanıyım, ben Ebu Talibin oğlu Aliyim.
İmam Ali devamla şöyle buyurdu:
Rüzgarları yaratan ümmetleri tasarruf eden Allah'a hamd eder, İsm-i Azam ve Nur-u Akdem olan Muhammed ve âline salatu selam ederimdedi. Sonra şöyle buyurdu :
Bana göklerin yollarını sorunuz, ben onları yeryüzü yollarından daha iyi bilirim. Beni kaybetmeden önce sorunuz. Göğsüm ilahi ilimle denizler gibi coşup taştı, bana istediğinizi sorunuz.
İlimde derinleşenler, hakimler, evliyalar ve asfiya, yanına yaklaştılar.. bastığı yerleri öptüler.. ve İsm-i Azam bahşı için söze devam etmesini istediler..
İmam Ali (a.s) sözüne şöyle devam etti :
Sancak-ı Muhammed'inin ve Devlet-i Ahmed'inin kılıcı ile ve hali ile Mehdi kaim zuhur edecek, yeryüzünü yaşanacak hale getirecek, farzı ve sünneti diriltecek..
dedikten sonra şöyle devam etti :
Ey şanımdan mahcup ve halimden gafil olan!! Acaibat havatırımın asarıdır, garaib zamairimin esrarıdır, Zira ben hicabı yırttım, acaibatı izhar ettim. Kapıyı getirdim, doğruyu söyledim.
Gaypların hazinelerini açtım, kalplerin esrarını çözdüm, maarifin letaifini derledim. Söylediğim bu sözlerin kulpuna yapışanlara ne mutlu!Zuhurunu haber verdiğim o İmamın (Mehdi a.s) arkasında namaz kılanlara müjdeler olsun.. Çünkü o Kitabı Masturun manalarına vakıftır, Beyt-i Mamura ve Bahr-i Mescura girer çıkar.
dedikten sonra şu şiiri okudu :
İşte ben öncekilerin ilmine haiz oldum
Ve ben sonrakilerin ilmini gizledim
Bütün Gayp sırlarının kaşifiyim
Geçmiş ve gelecek hepsi bende
Ben her küçük ve büyüğün emiriyim
Sonra buyurdu ki : " ŞAYET İSTESEYDİM FATİHANIN TEFSİRİNDEN 70 DEVE YÜKÜ KİTAP YAZARDIM" .
Hutbetül Beyan Li Emiril Müminin Ali Bin Ebi Talib
el-Kunduzi el Hanefi Yenabi-ül Mevedde. Sayfa, 404- 405- 406 İstanbul bas. Yunus Ramazan Buğyet-üt Talib Tefsir-i Fatihat-ül Kitab. S, 39-57 (Geniş olarak) Mısır el Ezher bas.
Hakikat ehlince sahih nakledilen ve keşfi sarih ile tespit olmuştur ki, Ali aleyhisselam Kufe'de mimbere çıktı ve Hutbet-ül Beyan ismiyle bilinen şu hutbeyi beyan etti :
Gökleri ve yeri yaratan, yeryüzünü yayıp döşeyip semayı ona tavan yapan, dağları yüceltip arza direk yapan, pınarları var edip fışkırtan rüzgarları estiren, felaketleri emreden ve istediği zaman kaldıran, gökleri yıldızlarla süsleyen felekleri tedbir ve teşhir eden onları paylaştırıp menziller takdir eden, bulutları yaratıp yerden yere sevk eden, yıldızlara ışık veren cisimleri ölçüsü ile evsafiyle halkeden, dehri dürüp dertop edip bulandıran, hadiseleri getiren ve götüren rızıkları tekeffül eden ve tedbir eden ve ölüleri dirilten Allaha hamd ederim.
Nimetlerine ve nimetlerinin bolluğuna ve o nimetlerin devamlılığına hamd ederim Ortağı olmayan Allahın birliğine tanıklık ederim öyle bir tanıklık ki, tanıklık edeni selamete götürür ve azabtan emin kılar.
Ve yine tanıklık ederim ki Muhammed (s.a.a) O'nun resulü ve resullerin sonuncusu, keremlisi en faziletlisi ve kainatın efendisidir. Hak olan davetinin fatihi ve yayıcısıdır.
Allah (cc) o yüce zatı öyle bir ümmete gönderdi ki, onların şairleri putlara övgü yazarlardı, İşte o ümmete öyle nasihat etti ve hidayet kapılarını açtı ki, sancakları yükseldi ve mimberleri aydınlandı. Kuran mucizesi ile Şeytanı ve saltanatını perişan etti. Arabın en azgınlarının ve kafirlerinin burnunu yere sürttü. Onun davası ilk ziyaretçisi ile hak oldu. Onun temiz şeriatı ile şereflenen ebediyen şereflenir. Allahın salat ve selamı Resulüne ve onun mübarek ağacına (soyuna) olsun .
Ey insanlar olan oldu ve olacak olan olmaktadır. Önümüzde öyle bir zaman var ki, iş başına namertler geçecek, idareyi kadınlar ele alacak, arzu ve istekler artacak, reyler çoğalacak, müşküller büyüyecek, şikayetler artacak, davaların ve sorunların ardı ve arkası kesilmeyecek, yer depremlerle sarsılacak, farzlar yerine getirilmeyecek, emanet gizlenecek, hiyanet ortaya çıkacak,
iddialar çoğalacak, eşkıya galip gelecek, sefihler öne çıkacak salihler geride kalacak, Kuran sınırlanmaya ve saptırılmaya çalışılacak, Ay'ın menzilleri kızaracak, fetret zirveye çıkacak Hicret altılanınca çökük burunlular ortaya çıkacak, önüne geleni yakıp yıkacaklar silip süpürecekler. Keysana gelecekler, Horasanı tahrik edecekler, kaleleri yıkacaklar, kan dökerek Irakı fethedecekler. Âhh.. âhh...tekrar âhh.. âh.. onlara, o her bulduğunu yiyip bitiren geniş ağızlara...
İmam Ali (a.s) bundan sonra bir sağına ve bir soluna baktı ve derin bir nefes aldı. Hayır! hiç çare yok bunlar mutlaka olacak buyurdu ve bir müddet huşu ve sakinlik içinde kaldı..
Bu esnada Süveyd bin Nevfel el Hilali yanına gitti ve Ey Emir-ül Müminin sen bunlar olurken orada mıydın ? gözünle mi gördün ? nereden biliyorsun ? deyince Emir-ül Müminin ona döndü baktı ve gazapla şunları söyledi : Keşki anan seni doğurmamış olsaydı!! ey korkak!! ey habis!! ve ey yalancı!! Kahrolası ve yok olası!! seni dedi.. ve tekrar söze başladı :
ben sırların sırrıyım, ben nurların ağacıyım,
ben göklerin deliliyim, ben tesbih edenlerin enisiyim,
ben Cebrailin dostuyum, ben Mikailin arkadaşıyım,
ben meliklerin kumandanıyım, ben feleklerin semendeliyim,
ben safilerin kabıyım, ben elvahın muhafızıyım.
ben karanlığın kutbuyum, ben Beyt-i Mamurum
ben bulutların yağmuruyum, ben Gaypların nuruyum,
ben hüccetlerin feleğiyim, ben hüccetlerin hüccetiyim,
ben yaratılmışların doğru yola sevk edicisiyim,
ben hakikatların muhakkıkıyım, ben tevilin açıklayanıyım,
ben İncil'in müfessiriyim ben Â-li Abâ'nın beşincisiyim,
ben yol göstericilerin rehberiyim,
ben koruyucuların koruyucusuyum,
ben Araf'ın ricaliyim, ben İbrahimin sırrıyım,
ben Musanın yılanıyım (asasıyım) ben evliyaların velisiyim,
ben peygamberlerin varisiyim, ben Gafurun hicabıyım,
ben celilin en seçkiniyim, ben İncil'in ilyas'ıyım
BEN HAMD BAYRAĞININ TAŞIYICISIYIM.
ben Mahşerin imamıyım, ben Kevserin sakisiyim,
ben Cennetlerin taksim edicisiyim, ben ateşten uzaklaştıranım,
ben dinin arıbeyiyim, ben çekinenlerin imamıyım,
ben seçilmiş Muhammed' in (s.a.a) varisiyim,
ben yardımcıların yardımcısıyım,
ben kafirlerin yok edicisiyim, ben imamların babasıyım,
ben (hayber) kapıyı sökenim, ben Ahzabı dağıtanım,
ben kıymetli cevherim, ben ilim kentinin kapısıyım,
ben beyyinat'ın müfessiriyim ben müşküllerin halledicisiyim,
ben Nun vel kalemim, ben karanlıkların kandiliyim,
ben Hel Eta süresinde övülenim,
ben en nebe-il azim (büyük olan) Haberim.
ben Sırat-ıl Müstakim (doğru olan yol) im.
ben sedeflerin incisiyim, ben Kaf dağıyım,
ben harflerin sırrıyım, ben zamanı kısaltanım,
ben sarsılmayan dağım, ben ilmin zirvesiyim,
ben Gaypların anahtarıyım, ben kalplerin kandiliyim,
ben ruhların nuruyum, ben eşbahın nuruyum,
ben önüne geçilmeyen süvariyim, ben kınından sıyrılan kılıcım,
ben katledilen şehidim, ben Kur'anı toplayanım,
ben Beyanın binasıyım, ben Resülüllahın (s.a.a) kardeşiyim,
ben Betül Fatıma'nın kocasıyım, ben İslamın direğiyim,
ben putları kıranım, ben en iyi işiten kulak sahibiyim,
ben Cinnin katiliyim, ben müminlerin salihiyim
ben felaha erenlerin imamıyım,
ben kerem ve seha sahiplerinin imamıyım,
ben nübüvvet esrarının hazinesiyim,
ben öncekilerin haberlerini bilenim,
ben sonrakilerin haberlerini verenim,
ben kutupların kutbuyum, ben sevgililerin sevgilisiyim,
ben zamanın beşiğiyim, ben zamanın İsa'sıyım vallahi
vallahi ben Allahın arslanıyım
ben arapların seyyidiyim, ben hüzünleri giderenim,
ben hakkında Le feta illa Ali denilenim, Resülullahın (s.a.a) senin benim yanımdaki misalin, Musa' nın Harun'u gibidir dediği kimse benim, ben Allahın galip aslanıyım, ben Ebu Talibin oğlu Aliyim.
İmam Ali devamla şöyle buyurdu:
Rüzgarları yaratan ümmetleri tasarruf eden Allah'a hamd eder, İsm-i Azam ve Nur-u Akdem olan Muhammed ve âline salatu selam ederimdedi. Sonra şöyle buyurdu :
Bana göklerin yollarını sorunuz, ben onları yeryüzü yollarından daha iyi bilirim. Beni kaybetmeden önce sorunuz. Göğsüm ilahi ilimle denizler gibi coşup taştı, bana istediğinizi sorunuz.
İlimde derinleşenler, hakimler, evliyalar ve asfiya, yanına yaklaştılar.. bastığı yerleri öptüler.. ve İsm-i Azam bahşı için söze devam etmesini istediler..
İmam Ali (a.s) sözüne şöyle devam etti :
Sancak-ı Muhammed'inin ve Devlet-i Ahmed'inin kılıcı ile ve hali ile Mehdi kaim zuhur edecek, yeryüzünü yaşanacak hale getirecek, farzı ve sünneti diriltecek..
dedikten sonra şöyle devam etti :
Ey şanımdan mahcup ve halimden gafil olan!! Acaibat havatırımın asarıdır, garaib zamairimin esrarıdır, Zira ben hicabı yırttım, acaibatı izhar ettim. Kapıyı getirdim, doğruyu söyledim.
Gaypların hazinelerini açtım, kalplerin esrarını çözdüm, maarifin letaifini derledim. Söylediğim bu sözlerin kulpuna yapışanlara ne mutlu!Zuhurunu haber verdiğim o İmamın (Mehdi a.s) arkasında namaz kılanlara müjdeler olsun.. Çünkü o Kitabı Masturun manalarına vakıftır, Beyt-i Mamura ve Bahr-i Mescura girer çıkar.
dedikten sonra şu şiiri okudu :
İşte ben öncekilerin ilmine haiz oldum
Ve ben sonrakilerin ilmini gizledim
Bütün Gayp sırlarının kaşifiyim
Geçmiş ve gelecek hepsi bende
Ben her küçük ve büyüğün emiriyim
Sonra buyurdu ki : " ŞAYET İSTESEYDİM FATİHANIN TEFSİRİNDEN 70 DEVE YÜKÜ KİTAP YAZARDIM" .
Hutbetül Beyan Li Emiril Müminin Ali Bin Ebi Talib
el-Kunduzi el Hanefi Yenabi-ül Mevedde. Sayfa, 404- 405- 406 İstanbul bas. Yunus Ramazan Buğyet-üt Talib Tefsir-i Fatihat-ül Kitab. S, 39-57 (Geniş olarak) Mısır el Ezher bas.