Başköylü hasan efendi
-
- Mesajlar: 22
- Kayıt: 06 Mar 2008, 21:15
Başköylü hasan efendi
Mürşidim Başköylü Hasan efendi,kendi deyimiyle Hasani Sani Miladi 1896 yılında Çayırlının Başköyünde dünyaya gelmiştir. Annesi İsmet Ana Babası ise Kureyşan Ocağından Kamber dede (Ağa) dir. 51. göbekten Hz Ali Keremullahı vecheye dayanan şecerenamesini sitemizde diğer bölümlerde bulabilirsiniz.
Devrinin Rüştiye yani ortaokulundan mezun olan Hasan Efendim eğitmenlik yapmıştır.
Dersimin Ovacık ilçesinde Şah Ahmet ocağından el aldığı bilinmektedir. Gençlik yıllarından itibaren kendini tasavvufi alanda yetiştiren Efendim zahir ve batin ilimleri alanında devrinin önemli seyitleri arasında yer almıştır. Halil Öztoprak ve Aşık Veysel gibi saygın Alevi simalarıyla sohbetler düzenlemiş ve Noksani babanin nefeslerine nazireler yazmıştır.
Bir nefesinde 21 yaşında evlendiğini söylemektedir Hasan Efendi . Eşi Kavaklı mezrasından Yusuf ağanın kızı olan Elif anadan 6sı erkek 5i kız 11 çocuğu dünyaya gelmiştir. Bütün yavrularını çocuk yaşta kaybeden Hasan Efendim bu durumu bir nefesinde şöyle dile getirmektedir.
Millet kulağınıza koyun sözümü
Size bağlamışım doğru özümü
Kurban verdim oğlum ile kızımı
Yazıyı yazın mezarım kaybolmasın.
Bu durumda Allaha sitem eden Efendim derki ‘ Ey Allahım sen bana verdin bu yavruları bende sana geri verdim artık seninle bir alıp vereceğimiz kalmadı.’ Bütün evlatlarını kaybeden Hasan Efendim Kardeşinin oğlu Kamber dedeyi daha küçük yaşından itibaren kendisine evlat edinerek kendisinden sonra Kamber (Ağa) dedeye el vermiştir. Daha 24 yaşından itibaren bu fena mülkünün zevki sefasından el etek çekerek kendini Hakka adamıştır. Hakkı kendine yar etmiş gönüllere sultan olup Dersim,Erzincan,Elazığ,Erzurum ve Sivas illerinde Namu Nişan bırakmıştır. Binlerce gönüllere taht kurmuş gittiği her yerde Evliyaullah olarak saygı görmüş kendisine gönül verenler önünde tazim ile eğilmişlerdir.
Düzgün Baba,Büyük Çeşme ve Ağır (AYGIR) gölü ziyaretlerinde aylarca yaz kış demeden hizmet etmiş nefsini kendine kul etmiştir. İkrarına sadık bir gönül dostu olarak Ehli Beytin davasını güder olmuştur. Kendisini tanıyanlar cemalini görmekle şeref bulanlar Efendimin kerametlerini bir huşu ve edep içerisinde göz yaşlarına boğularak ilahi bir vecd ile anlatmaktadırlar. Bizzat bu kerametlerinden birine şahit olan amcamın buna dair ve diğer canların bizlerle paylaştıkları anılarını siz değerli canlarla paylaşacağız.
Dünyadan el etek çeken Efendim eşi Elif anadan batin mahkemesi kararı ile ayrılmak ister. Lakin batin mahkemesi efendimin bu istemini haksız bularak nikahına yani elif anaya dönmesi için karar verir. Bu emir üzerine Hasan Efendim Elif anaya gider elini öper kendisini affetmesini diler. O günden itibaren Elif anaya ayrı bir muhabbetle bağlanır ve her gittiği yere Elif ana ile beraber gitmeye gayret eder.
Ehl-i Beyt muhiplerini tek tek,köy köy gezerek ziyaret eder fakirlerin,yoksulların ve yardıma muhtaç durumda olanların elinden tutar sevenleri tarafından kendisine verilen Hakullahı muhtaç durumda olanlarla paylaşır ve bunuda bir gizlilik içerisinde yapar.
19 nisan 1950 de pasaport alıp aynı yıl içinde Hacca giden Efendimin bu seyahat esnasında çeşitli kerametler gösterdiğini beraberinde giden yol arkadaşları sunniler dahil dilden dile anlatmaktadırlar.
1 Temmuz 1973 tarihinde ebediyete rıhleti dahi yine bir kerametiyle vuku bulmuş ve ebedi istirahatgahı olan şimdiki türbesinin bulunduğu Başköyde sırlanmıştır.
Himmeti üzerimizde hazır nazır olsun bizi dergahi Aliden nasipli olanlardan eylesin. Biz sana gönül verdik bağlanıp ikrar eyledik bizi hizmetine ve ikrarına bağışla ey gönlümün sultanı Efendim.
Yazı alıntıdır
Devrinin Rüştiye yani ortaokulundan mezun olan Hasan Efendim eğitmenlik yapmıştır.
Dersimin Ovacık ilçesinde Şah Ahmet ocağından el aldığı bilinmektedir. Gençlik yıllarından itibaren kendini tasavvufi alanda yetiştiren Efendim zahir ve batin ilimleri alanında devrinin önemli seyitleri arasında yer almıştır. Halil Öztoprak ve Aşık Veysel gibi saygın Alevi simalarıyla sohbetler düzenlemiş ve Noksani babanin nefeslerine nazireler yazmıştır.
Bir nefesinde 21 yaşında evlendiğini söylemektedir Hasan Efendi . Eşi Kavaklı mezrasından Yusuf ağanın kızı olan Elif anadan 6sı erkek 5i kız 11 çocuğu dünyaya gelmiştir. Bütün yavrularını çocuk yaşta kaybeden Hasan Efendim bu durumu bir nefesinde şöyle dile getirmektedir.
Millet kulağınıza koyun sözümü
Size bağlamışım doğru özümü
Kurban verdim oğlum ile kızımı
Yazıyı yazın mezarım kaybolmasın.
Bu durumda Allaha sitem eden Efendim derki ‘ Ey Allahım sen bana verdin bu yavruları bende sana geri verdim artık seninle bir alıp vereceğimiz kalmadı.’ Bütün evlatlarını kaybeden Hasan Efendim Kardeşinin oğlu Kamber dedeyi daha küçük yaşından itibaren kendisine evlat edinerek kendisinden sonra Kamber (Ağa) dedeye el vermiştir. Daha 24 yaşından itibaren bu fena mülkünün zevki sefasından el etek çekerek kendini Hakka adamıştır. Hakkı kendine yar etmiş gönüllere sultan olup Dersim,Erzincan,Elazığ,Erzurum ve Sivas illerinde Namu Nişan bırakmıştır. Binlerce gönüllere taht kurmuş gittiği her yerde Evliyaullah olarak saygı görmüş kendisine gönül verenler önünde tazim ile eğilmişlerdir.
Düzgün Baba,Büyük Çeşme ve Ağır (AYGIR) gölü ziyaretlerinde aylarca yaz kış demeden hizmet etmiş nefsini kendine kul etmiştir. İkrarına sadık bir gönül dostu olarak Ehli Beytin davasını güder olmuştur. Kendisini tanıyanlar cemalini görmekle şeref bulanlar Efendimin kerametlerini bir huşu ve edep içerisinde göz yaşlarına boğularak ilahi bir vecd ile anlatmaktadırlar. Bizzat bu kerametlerinden birine şahit olan amcamın buna dair ve diğer canların bizlerle paylaştıkları anılarını siz değerli canlarla paylaşacağız.
Dünyadan el etek çeken Efendim eşi Elif anadan batin mahkemesi kararı ile ayrılmak ister. Lakin batin mahkemesi efendimin bu istemini haksız bularak nikahına yani elif anaya dönmesi için karar verir. Bu emir üzerine Hasan Efendim Elif anaya gider elini öper kendisini affetmesini diler. O günden itibaren Elif anaya ayrı bir muhabbetle bağlanır ve her gittiği yere Elif ana ile beraber gitmeye gayret eder.
Ehl-i Beyt muhiplerini tek tek,köy köy gezerek ziyaret eder fakirlerin,yoksulların ve yardıma muhtaç durumda olanların elinden tutar sevenleri tarafından kendisine verilen Hakullahı muhtaç durumda olanlarla paylaşır ve bunuda bir gizlilik içerisinde yapar.
19 nisan 1950 de pasaport alıp aynı yıl içinde Hacca giden Efendimin bu seyahat esnasında çeşitli kerametler gösterdiğini beraberinde giden yol arkadaşları sunniler dahil dilden dile anlatmaktadırlar.
1 Temmuz 1973 tarihinde ebediyete rıhleti dahi yine bir kerametiyle vuku bulmuş ve ebedi istirahatgahı olan şimdiki türbesinin bulunduğu Başköyde sırlanmıştır.
Himmeti üzerimizde hazır nazır olsun bizi dergahi Aliden nasipli olanlardan eylesin. Biz sana gönül verdik bağlanıp ikrar eyledik bizi hizmetine ve ikrarına bağışla ey gönlümün sultanı Efendim.
Yazı alıntıdır
-
- Mesajlar: 1745
- Kayıt: 05 May 2008, 22:02
-
- Mesajlar: 1205
- Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17
bazen bazı şeylere ulaşmak için insan bir ömür harcar ama aslında amaç edindiği şey elinin altındadır ama o farkında değildir bugün elimizde 12 imamların türkçe yazılı birçok kaynağı var eğer amaç 12 imam yolu ise bunlara ulaşmak hem mümkün hem daha kolay hem daha doğru sanal bir hayal peşinde defineciler gibi oradan oraya koşup ömür harcamak doğrumu?meshedi313 yazdı:İşte biz de onlara ulaşmaya çalışıyoruz abi:!:
(sorum sizlere değiml canlar sizler zaten 12 imam yolunu bulmuşsunuz sözüm sanal hayellerin peşine takılıp ömür tüketenleredir)
-
- Mesajlar: 325
- Kayıt: 20 Ara 2007, 17:22
-
- Mesajlar: 1205
- Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17
bakın somutla uğraşın hayallerle değil varsa kitabı inceleyelim yoksa ömrünüzü olmayan birşeylerle geçirmeyin,mesela başköylü hasan efendi yerine battal gaziyi araştırın,veli babayı araştırın,molla lütfiyi araştırın çünkü bunlar hacı bektaşlardan çok daha değperli insanlar ama hep kamufle edilmişler bektaş diye diye nice değerli insanı arka plana atmışlar bakın neler bulacaksınız anadoluya doğru bilgi doğru kişi hiç gelmedi değilki geldi gelmiştir tabi ama kitlesel olamadılar öne çıkamadılar seslerini duyuramadılar mesela veli baba menakıbnamesi çok ilginiç bir kitap keza battal gazinin öyküleride öyle molla lütfinin maza konusundakli çıkışıda ilginç ama bektaşilik diye tutturanlar bunlarıda o kisve altına alıp eritmişler yok etmişlerKARAPAPAK MURAT yazdı:başköylü hasan efendi ile ilgili bir kitap bulmuştum ama kendisi değil sanırım akrabaları yazmış. 1930 lu yıllarda Dersim katliamını durdurmak için dersim evliyalarıyla-yatırlarıyla gayb aleminde konuştuğunu, Erzincan ili çayırlı ilçesi aygır gölü civarında 9 ay kaldığını okudum
-
- Mesajlar: 3381
- Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
- Konum: Meşhedi313