Hacı Bektaş-ı Veli Hakkında Kısa Bilgiler
Gönderilme zamanı: 18 Şub 2008, 00:28
her Bektaşi aynı zamanda Alevidir, aynı zamanda Hz. Muhammed’e (S.A.A) intisap etmiş demektir. Görülüyor ki hem Alevi hem Bektaşi Hz. Ali’ye (A.S) bağlı ve ona taraftar olduğuna göre: “Her kim ki Ehl-i Sünnettir, bizzarure Ali’nin Şiasıdır; her kim ki Ali’ye mensubtur, bizzarure Ehl-i Sünnettir” diyebiliyoruz.
Hacı Bektaş Veli ve Türk Kültürü
2.1. Kısa Hayat Hikayesi
Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli (K.S.) Bektaşi tarikatının piri olup Hicri 645 yılında Horasan eyaletine bağlı Nişabur şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası, Hacı Bektaş Veli’nin eğitim ve öğrenimini Şeyh Lokman-ı Perende adındaki üstün vasıflı, çağının eşsiz ve seçkin kişisi olan bu zata teslim etmiştir. Türkistan pirlerinden Hoca Ahmet Yesevi (K.S.) hazretlerinin bu ünlü halifesi Lokman-ı Perende Hacı Bektaş Veli (K.S.)’ye kısa zamanda zahir ve batın ilimleri öğreterek icazet vermiştir. İzin ve icazetini alarak bir müddet ibadet ve nefis terbiyesiyle vakit geçirmiştir. Daha sonra Hz. Ali’yi (K.V.) ziyaret için, kabri olan Necef’e gitmiş ve orada kırk gün süreli bir çile çıkardıktan sonra Mekke-i Mükerreme’ye gelerek üç sene oturup hacı olduktan sonra oradan Medine-i Münevvere’ye gidip kırk gün de orada çile çıkarmıştır. Medineden Halep’e gidip Cami-i Kebir’de Hz. Davud’un (A.S.) kabri civarında kırk gün çileden sonra, Elbistan’daki Ashab-ı Kehf mağarasında da kırk gün çile çıkarmıştır. Hicretin 680’nci yılında Anadolu’ya göç ederek Ankara ilinin Kırşehir ilçesinin “Hacım” öteki adıyla “Kara Üyük” bucağına gelip orada kendi adlarına bir tekke yapıp hizmete açarak istekli ve aşıkları manevi feyiz çeşmelerinden içirmeye başlamıştır. Hacı Bektaş-ı Veli hicretin 738’nci yılında Hakka kavuşmuştur. Türbesi şu anda Hacı Bektaş İlçesinde kendi adıyla anılan müze içinde olup cami, çilehane ve tekkesi bir aradadır.
Soyunun Hz. Ali’ye çıkması Horasanda Hz. Ali (K.V.)’nin evlâtlarıyla evlilik karışmasıyla olması çok muhtemeldir. Bu nokta Anadolu’nun şark vilayetleri için de geçerlidir. Bir çok aşiret hem Seyyid hem de kendilerini Türk veya Kürt diye tanımlayabiliyorlar. Evlilik karışması mümkündür. Allah’ın yolunda, peygamberin sünneti üzere gidip gitmemek mühimdir. Yoksa soyuna asil deyip İslâmiyetle imanla ve insanlıkla alakası olmayanların iddia ettikleri kuru kuruya soy şecereleri kendilerini kurtaramaz. Soyun asilliği o soya uygun hareketle ispat edilir. İnsan muhabbet ettiği Ehl-i Beyt soyuna benzeyerek muhabbetini ispat edebilir. Yoksa hem din düşmanı olup hem Ehl-i Beyti seviyorum demek kendine iftiradır, kimseyi kandıramaz.
Balım Sultan da ayrı bir tartışma konusu olmuş ve bir çok soruları beraberinde getirmiş bir Bektaşi babasıdır. Hatta bazı bid’atların ve Hıristiyanlığa benzer adetlerin tarikata Balım Sultan’la girdiği kanaati mevcuttur (veya Balım Sultan’dan sonra bozulduğu
Hacı bektaşı sünni gösterenler balım sultanı gösteremezler. balım sultan bektaşilikte tahribatta yaratsa 12 imamı taklit ederek ayin-i cemi uydurmuş içine 12 hizmet sahibi-12 yönlü tekke damı v.s unsurlar getirmiştir. ayrıca bektaşi dervişi olan sarı saltuk hakkında Ebuusuudun ÖLÜM FERMANI vermeside yine bektaşiliği Şİİ-TASAVVUFİ tarikat olduğunu gösterir.
Bektaşilikte bir de “tevella teberra” ehli olmak vardır. “Tevella” ve “Teberra” demek zahiri mânasında “emr bil-maruf, nehy ani-l münker”dir (iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamaktır). Mânayı batınisi ise “rızay-ı hak; masivadan tecerrüd”dür. Bir de derviş itikadınca olan mânası vardır ki, Fahr-ı Alem (S.A.V.) Efendimiz ve hanedan-ı nübüvvet penahilerinin dostlarına dost olup tevella ve düşmanlarını düşman bilip teberra etmektir. Bektaşiliğin bir düsturu da, “Eline, beline ve diline sadık olmak”tır.
Hiçbir bektaşi babasının adı Ebubekir-ömer-osman değildir bu önemli bir noktadır!
Makalatnamede Hz.Ali ve imam cafer sadıktan hadis nakilleri yapılmakta, İmamet inancı vurgulanmaktadır. Velaynetnamede ALİYYÜN VELİYULLAH ibaresi geçmektedir.
Hacı bektaş velinin eserlerinde 3 halifeye övgü- 4 mezhep imamı yoktur. zaten Hacıbektaşa sünni diyenler onun hangi fıkha uyduğunu ispatlayamamaktadır
Hacı bektaşın yine eserlerinde Kırklar cemide geçmemektedir ve pir hünkarın namaz kıldığı belirtilmektedir
KAYNAKLAR
. Tarikat-ı Aliyye-i Bektaşiyye – Şeyh Baba Mehmet Süreyya – T.D.V.Y./176, 1995
Makâlat – Hacı Bektaş Veli – Prof. Dr. Esat Coşan (Sad. Hüseyin Özbay) Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.
Ana Hatlarıyla Alevilik ve Bektaşilik – Müfit Yüksel – İstanbul, 1995 (Yayınlanmamıştır).
(Ve Diğerleri) yayınlanmış yüzlerce eser mevcuttur
Hacı Bektaş Veli ve Türk Kültürü
2.1. Kısa Hayat Hikayesi
Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli (K.S.) Bektaşi tarikatının piri olup Hicri 645 yılında Horasan eyaletine bağlı Nişabur şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası, Hacı Bektaş Veli’nin eğitim ve öğrenimini Şeyh Lokman-ı Perende adındaki üstün vasıflı, çağının eşsiz ve seçkin kişisi olan bu zata teslim etmiştir. Türkistan pirlerinden Hoca Ahmet Yesevi (K.S.) hazretlerinin bu ünlü halifesi Lokman-ı Perende Hacı Bektaş Veli (K.S.)’ye kısa zamanda zahir ve batın ilimleri öğreterek icazet vermiştir. İzin ve icazetini alarak bir müddet ibadet ve nefis terbiyesiyle vakit geçirmiştir. Daha sonra Hz. Ali’yi (K.V.) ziyaret için, kabri olan Necef’e gitmiş ve orada kırk gün süreli bir çile çıkardıktan sonra Mekke-i Mükerreme’ye gelerek üç sene oturup hacı olduktan sonra oradan Medine-i Münevvere’ye gidip kırk gün de orada çile çıkarmıştır. Medineden Halep’e gidip Cami-i Kebir’de Hz. Davud’un (A.S.) kabri civarında kırk gün çileden sonra, Elbistan’daki Ashab-ı Kehf mağarasında da kırk gün çile çıkarmıştır. Hicretin 680’nci yılında Anadolu’ya göç ederek Ankara ilinin Kırşehir ilçesinin “Hacım” öteki adıyla “Kara Üyük” bucağına gelip orada kendi adlarına bir tekke yapıp hizmete açarak istekli ve aşıkları manevi feyiz çeşmelerinden içirmeye başlamıştır. Hacı Bektaş-ı Veli hicretin 738’nci yılında Hakka kavuşmuştur. Türbesi şu anda Hacı Bektaş İlçesinde kendi adıyla anılan müze içinde olup cami, çilehane ve tekkesi bir aradadır.
Soyunun Hz. Ali’ye çıkması Horasanda Hz. Ali (K.V.)’nin evlâtlarıyla evlilik karışmasıyla olması çok muhtemeldir. Bu nokta Anadolu’nun şark vilayetleri için de geçerlidir. Bir çok aşiret hem Seyyid hem de kendilerini Türk veya Kürt diye tanımlayabiliyorlar. Evlilik karışması mümkündür. Allah’ın yolunda, peygamberin sünneti üzere gidip gitmemek mühimdir. Yoksa soyuna asil deyip İslâmiyetle imanla ve insanlıkla alakası olmayanların iddia ettikleri kuru kuruya soy şecereleri kendilerini kurtaramaz. Soyun asilliği o soya uygun hareketle ispat edilir. İnsan muhabbet ettiği Ehl-i Beyt soyuna benzeyerek muhabbetini ispat edebilir. Yoksa hem din düşmanı olup hem Ehl-i Beyti seviyorum demek kendine iftiradır, kimseyi kandıramaz.
Balım Sultan da ayrı bir tartışma konusu olmuş ve bir çok soruları beraberinde getirmiş bir Bektaşi babasıdır. Hatta bazı bid’atların ve Hıristiyanlığa benzer adetlerin tarikata Balım Sultan’la girdiği kanaati mevcuttur (veya Balım Sultan’dan sonra bozulduğu
Hacı bektaşı sünni gösterenler balım sultanı gösteremezler. balım sultan bektaşilikte tahribatta yaratsa 12 imamı taklit ederek ayin-i cemi uydurmuş içine 12 hizmet sahibi-12 yönlü tekke damı v.s unsurlar getirmiştir. ayrıca bektaşi dervişi olan sarı saltuk hakkında Ebuusuudun ÖLÜM FERMANI vermeside yine bektaşiliği Şİİ-TASAVVUFİ tarikat olduğunu gösterir.
Bektaşilikte bir de “tevella teberra” ehli olmak vardır. “Tevella” ve “Teberra” demek zahiri mânasında “emr bil-maruf, nehy ani-l münker”dir (iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamaktır). Mânayı batınisi ise “rızay-ı hak; masivadan tecerrüd”dür. Bir de derviş itikadınca olan mânası vardır ki, Fahr-ı Alem (S.A.V.) Efendimiz ve hanedan-ı nübüvvet penahilerinin dostlarına dost olup tevella ve düşmanlarını düşman bilip teberra etmektir. Bektaşiliğin bir düsturu da, “Eline, beline ve diline sadık olmak”tır.
Hiçbir bektaşi babasının adı Ebubekir-ömer-osman değildir bu önemli bir noktadır!
Makalatnamede Hz.Ali ve imam cafer sadıktan hadis nakilleri yapılmakta, İmamet inancı vurgulanmaktadır. Velaynetnamede ALİYYÜN VELİYULLAH ibaresi geçmektedir.
Hacı bektaş velinin eserlerinde 3 halifeye övgü- 4 mezhep imamı yoktur. zaten Hacıbektaşa sünni diyenler onun hangi fıkha uyduğunu ispatlayamamaktadır
Hacı bektaşın yine eserlerinde Kırklar cemide geçmemektedir ve pir hünkarın namaz kıldığı belirtilmektedir
KAYNAKLAR
. Tarikat-ı Aliyye-i Bektaşiyye – Şeyh Baba Mehmet Süreyya – T.D.V.Y./176, 1995
Makâlat – Hacı Bektaş Veli – Prof. Dr. Esat Coşan (Sad. Hüseyin Özbay) Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.
Ana Hatlarıyla Alevilik ve Bektaşilik – Müfit Yüksel – İstanbul, 1995 (Yayınlanmamıştır).
(Ve Diğerleri) yayınlanmış yüzlerce eser mevcuttur