17. sayfa (Toplam 17 sayfa)

Re: Ehl-i Sünnet Ve'l- Cemaat'in Öncüleri

Gönderilme zamanı: 27 May 2011, 00:21
gönderen velayet hak
Zülfükaaar yazdı:
velayet hak yazdı:
Bold yaptığım sözler de Hz. Ali'nin onlardan razı olmadığını göstermiyor mu?! Biata gelince;
Amenna ve saddakna kardeşim. Zaten bende bunu diyorum. dikkatli okursan yazılarımı anlarsın. Diyorumki Hz. Ali r.a. efendimiz ;
Hz. Ali r.a. , Ubeyde b. Cerrah'a dönerek ; "Eğer kavi ve ahd (söz ve yemin) sabık olmasa, ağzımı serçe parmağım ve adsız parmağımla ortaya dökerdim ve ayaklarımın altı ve başımın tepesi ile sözün engin yerine dalardım. Lâkin Rabb'ime mülâki oluncaya kadar ağzımı açmam. Dâvamı Huzûr-u Bâri'de görürüm. Yarın sabah cemaatinize giderim, sahibinize bey'at ederim. Beni mahzun, sizi memnun eden hâle dahi sabrederim; tâ ki kaderin hükmü yerini bulsun. o her şeye sahiptir." demişti.
yukarda bold ve büyük yazdırdığım yazıda zaten bunun Allah c.c.'ın yazdığı kader olduğunu belirtiyor. Bu yüzden ebu bekri sıddik r.a. 'a biat ediyor. Haşa Allah c.c. yazdığı kadere isyan etmesi beklenemez. bunu iyi anlamak lazım !
Ahit ve söz verme başka bir şeydir, kader de başka bir şeydir. Siz kaderi çok yanlış anlamışsınız bilader. Birisi Hz. Ali (a.s)'a kaza ve kader konusunu sorunca imam (a.s) şöyle buyuruyor:
"Yazıklar olsun sana sen kaza ve kaderin kesin ve mutlak bir şey olduğunu mu sanıyorsun? Böyle olsaydı artık sevap ve ceza vermenin bir anlamı kalmaz ve söz veren boş yere olurdu. Allah'u Teala kullarına ihtiyaren emir etmiş ve ihtiyaren de nehyetmiştir. Onların tekliflerini kolay kılmış zorlaştırmamıştır. Az bir amele karşılık olarak da çok sevap vermiştir. Allah-u Teala mağlup kılınarak isyan edilmemiş zorla da kimseyi itaat etmek mecburiyetinde bırakmamıştır. Peygamberleri oyuncak olsun diye göndermemiş, kitapları da boş yere nazil etmemiştir. Gökleri, yeri ve onların arasında bulunan varlıkları da batıl ve boş yere yaratmamıştır. "Bu kafirlerin hayalidir; cehennem ateşinden dolayı eyvahlar olsun kafirlere." (Muhammed ibn-i Abduh'un yazdığı "Şerh-i Nehc'ul Belaga" c.4, s.673.)
Kaderle ilgili bu linke bakarsanız cebriyet inancından kurtulursunuz inş.
http://www.kevsernet.com/s_ve_c/13.htm

Re: Ehl-i Sünnet Ve'l- Cemaat'in Öncüleri

Gönderilme zamanı: 27 May 2011, 00:30
gönderen 3nokta
Hakikat kitabevi yayınladığı kitaplarda Şiiliği sapık fırka olarak niteler. Oysa siz bu zamanda mezhepçilik olmaz diyordunuz. Eğer gerçekten öğrenmek ve anlamak istiyorsanız size bir kitap tavsiye edeyim. Bu kitapta Hilafet meselesi ile ilgili çok güzel bilgiler ve deliller var. Üstelik kaynaklarıyla birlikte yazılmış. İmam Ali as'ın neden sabrettiği ile ilgili iince manayı anlamamışsınız. Ama siz kader deyip işin içinden sıyrılma peşindesiniz. Bu mantığınız tutarsızdır. Kusura bakmayın.
"Peşaver Geceleri" Kevser yayıncılıktan satın alabilirsiniz ya da www.islamkutuphanesi.com adresinden karşılaştırmalı inançlar başlığı altında bu kitabı e-kitap olarak indirip okuyabilirsiniz. Belki sizin için bir başlangıç olur.

Re: Ehl-i Sünnet Ve'l- Cemaat'in Öncüleri

Gönderilme zamanı: 27 May 2011, 00:56
gönderen velayet hak
Zülfükaaar yazdı:
velayet hak yazdı:Ebubekir'in Elini Hz. Ali’nin (a.s) Eline Sürmeleri
Resul-i Ekrem’in (s.a.a) sahabesinden ve aynı zamanda Hz. Ali’nin (a.s) dostlarından olan Udey b. Hatem, şöyle diyor:
“Allah’a andolsun ki Hz. Ali’yi (a.s) Ebubekir’e biat etmesi için yakasından tutup mescide doğru sürükleyerek götürdüklerinde onun bu haline içim yandığı kadar kimseye yanmamıştı.”
Hz. Ali (a.s); “Eğer biat etmezsem ne olur?” diye buyurduğundan ona; “Boynunu vururuz” dediler.
Sonra başını gökyüzüne kaldırarak şöyle dedi; “Ya Rabbi! Sen şahit ol ki bu topluluk benim Allah’ın kulu ve Resul-i Ekrem’in (s.a.a) kardeşi olduğumu bildikleri halde öldürmeye gelmişlerdir.”


Onlar bir kez daha Hz. Ali’ye; “Biat etmek için elini uzat!” dediler. Ama İmam Ali biat için elini uzatmadı. Onlar zorla Hz. Ali’nin (a.s) elinden tutarak çektiler. Hz. Ali (a.s) avcunu sıkıca kapattı. Orada hazır bulunan cemiyet tüm güçlerini kullanarak elini açmak istediler ancak başaramadılar. Sonunda elini açamayacaklarını anlayınca Ebubekir’in elini Hz. Ali’nin (a.s) kapalı eline sürdüler. Hz. Ali (a.s) o haliyle yüzünü Allah Resulünün (s.a.a) mübarek kabrine çevirmiş ve şöyle sesleniyordu; “Anam oğlu! Bu kavim beni cidden zayıf gördüler ve nerede ise beni öldüreceklerdi.”

Ravi der ki; “Hz. Ali (a.s) Ebubekir’e hitaben şu iki beyiti okudu: “Eğer sen şura yoluyla halkın önderliğini üstlendiysen, bu nasıl bir şuradır ki o şuraya (benim gibi) meşveret tarafları dâhil edilmedi. Eğer akrabalığını delil olarak sunuyorsan bu işe diğerleri senden daha yakındırlar.”
Bunun uydurma olduğu apaçık ortadadır. Akli selim olan bir kişi bunu hemen anlar !

1- Hz. Ali r.a. Efendimiz elinden kolundan sürüklenerek yaka paça götürülecek aciz bir insan değildi !
2- Hz. Ali r.a. efendimizin nasıl savaştığını herkes bilir ! O hayber'in fatihidir.
3- Hz. Ali r.a. efendimizin hiç kimseden korkmayan cesur bir insan olduğunuda herkez bilir. Zaten ona Allah c.c.'ın Aslanı benzetmesi boşuna yapılmamıştır.
4- Hz. Ali r.a. efendimizin kişilik olarak ne kadar sert mizaçlı olduğunuda herkes bilir. Bırakın onu yakapaça sürüklemeyi ellerini kaldırsalar o eller kopardı elhamdülillah !
5- Sanki Hz. Ali efendimiz tek başınaymışta. onu pusuya düşürmüşlerde kimse görmemiş ! Yok böyle birşey öyle bir şey olduğu anda Hz. Ali efendimizi destekleyenler ayağa kalkar ortalık karışır savaş bile çıkabilirdi.

bu tamamen Hz. Ali efendimizi aşağılamaya onu aciz göstermeye çalışanların uydurduğu birşeydir. Sakın inanmayın !
Evet, Hz. Ali (a.s) yalnızdı, ona yardım edecek yeterince yareni yoktu. Bunu kendisi de sözlerinde vurguluyor. Hz. Ali'nin bütün bu zorbalıklara ve haksızlıklara karşı susması sırf İslam'ın maslahatı içindi, aksi takdirde İslam'dan da bir eser kalmazdı.
Peygamber bile olsa yar ve yaveri olmayınca susmak ve tabiri caiz ise kaçmak zorunda kalıyor. Hz. Musa (a.s) gibi bir peygamber yar ve yaveri olmadığı için Mısır'dan kaçıp Medain'e gidiyor. Hz. İbrahim (a.s), yareni olmadığından yakalanıp ateşe atılıyor. Hz. İsa çarmıha çekiliyor ve sonra Allah onu kurtarıyor. Hz. Yahya'nın başını kesip zamanının tağutuna hadiye olarak gönderiyorlar...
Demek istediğim, susmak korkaklıktan değildir, bazen insanın İslam ve müslümanların maslahatı için susması gerekir, Hz. Ali de İslam ve müslümanların maslahatı için susmuş ve kılıca el atmamıştır.

Hz. Ali (a.s) böyle büyük musibet ve belâ karşısında Allah ve Resulü (s.a.a) tarafından sabır ve tahammülle görevlendirilmişti. Burada da bu emir doğrultusunda hareket ederek böylesine zor bir durumda sabretmiştir.

Merhum Seyyid Raziyuddin Musevi, “Hasaisu’l Eimme (s.a)” kitabında şöyle yazıyor:

İmam Kazım (a.s) diyor ki babam imam Cafer Sadık’a şöyle sordum: “Hz. Resulullah baygınlık geçirip kendisine geldikten sonra ne oldu?” (Peygamberin kağıt kalem getirmelerini emretmesi ve Ömer’in (Allah’a sığınırız) bu sayıklıyor bize Kur’an yeter deyip kağıt kalemin getirilmesine mani olduktan sonra) şöyle buyurdu:

“Kadınlar içeri girdi ve ağlama sesleri yükseldi. Muhacirler ve Ensar toplanmış ve üzüntü ve kederlerini gösteriyorlardı. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu: O sırada Resulullah beni çağırdı ve kendimi Allah Resulünün üstüne attım. Bana şöyle buyurdu: “Kardeşim! Bu insanlar beni bırakacak ve dünya işleriyle uğraşacaklar, ancak bu durum benim işlerimi görmene mani olmasın. Sen bu ümmet içinde Kabe gibisin. Allah onu uzak yerlerden onun yanına gelmesi için bir nişane karar kılmıştır…
Sana vasiyetim; dünyadan göçtüğümde ve bedenimi kabre koyduğunda evinde otur ve sana emrettiğim gibi Kur’an’ı farzlar, hükümler ve nüzul sırasına göre bir araya getir. Sana ve Fatıma’ya bu topluluktan gelecek her türlü şeye karşı sabırlı olmanı vasiyet ediyorum. Bana ulaşıncaya kadar sabret. (Şerif Razi, Ebu’l Hasan Muhammed bin Hüseyin bin Musa el- Musevi el- Bağdadi, ‘Ölümü, 406 hicri’ Hasaisu’l Eimme, s. 73 ve Biharu’l Envar, c. 22, s. 484)

Bu konu hakkında rivayet çoktur, ancak biz konuyu fazla uzatmamak için bununla yetiniyoruz.
Sahi, “Haydar-ı Kerrar”dan başka kim böyle zor bir sınavdan çıkabilirdi?!
Savaş meydanlarının korkusuz cengaveri ve küffar ordusunun yiğit ve kahramanlarını yere seren Hz. Ali, işte o gün Allah’ın ve Hz. Peygamberin vasiyeti üzerine İslam’ın korunması için susuyor, evine saldırmalarına ve kendisinin sürüklenmesine bile tahammül ediyor.
Gerçi sizin gibilerin bunları anlaması ve algılaması çok zor. Allah yardımcınız olsun.

Re: Ehl-i Sünnet Ve'l- Cemaat'in Öncüleri

Gönderilme zamanı: 27 May 2011, 11:12
gönderen Zülfükaaar
3nokta yazdı:Hakikat kitabevi yayınladığı kitaplarda Şiiliği sapık fırka olarak niteler. Oysa siz bu zamanda mezhepçilik olmaz diyordunuz. Eğer gerçekten öğrenmek ve anlamak istiyorsanız size bir kitap tavsiye edeyim. Bu kitapta Hilafet meselesi ile ilgili çok güzel bilgiler ve deliller var. Üstelik kaynaklarıyla birlikte yazılmış. İmam Ali as'ın neden sabrettiği ile ilgili iince manayı anlamamışsınız. Ama siz kader deyip işin içinden sıyrılma peşindesiniz. Bu mantığınız tutarsızdır. Kusura bakmayın.
"Peşaver Geceleri" Kevser yayıncılıktan satın alabilirsiniz ya da http://www.islamkutuphanesi.com adresinden karşılaştırmalı inançlar başlığı altında bu kitabı e-kitap olarak indirip okuyabilirsiniz. Belki sizin için bir başlangıç olur.
Hakikat kitabevi'nin görüşleri beni ilgilendirmiyor. Sonuçta kitabın pdf'si onların sitesin var diye o linki verdim.

"Peşaver Geceleri" kitabını indirip okurum. Pdf kütüphaneme eklerim. Ne kadar çok kaynak o kadar bilgi :))

Re: Ehl-i Sünnet Ve'l- Cemaat'in Öncüleri

Gönderilme zamanı: 05 Tem 2011, 18:28
gönderen umitaktas
muaviye ve yezidi de eklemeliyiz. sünniler bu ikisinin başına hazret ifadesi getiriyor.

Re: Ehl-i Sünnet Ve'l- Cemaat'in Öncüleri

Gönderilme zamanı: 06 Tem 2011, 13:59
gönderen Çeri
Sünniler daha 4 Halife´nin adını bile sayamıyorlar.
http://www.youtube.com/watch?v=1NGWwXKKOjk

Dikkat ettinizmi Muaviye´nin adını hiç kimse söylemedi.

Re: Ehl-i Sünnet Ve'l- Cemaat'in Öncüleri

Gönderilme zamanı: 06 Tem 2011, 14:18
gönderen ali muhsin
Yerine gelince Müslümanligi kimseye kaptirmazlar ama kendi 3 liderlerinin adini dahi sayamiyorlar ! Alevinin Cahili dahi birakin 4 dü 12 Imamlarin isimlerini sirayla hemen hemen hepsi sayabiliyorlar . Videoyu izledigimde Toplumumuzda henüz Iman denilen birsey yerlesmemis...gülelimmi aglayalimmi ...?