Re: 19 Kardeşini Öldüren Padişah Halife!
Gönderilme zamanı: 20 Oca 2012, 12:45
yani bu sünni anlayışta yer aldığı için doğrumu kabul edicez..peygamber zamanında cariye sistemi varmıydı.. kölelerle isteyen nikah kıymadan beraber olabiliyormuydu...bu islamın özüne aykırıdır..ben padişahım diye kalkıp önüme gelen cariyeyle birlikte mi olucam.. padişahlık ona belli bir ayrıcalık vermez, çünkü Allah önünde herkes eşittir..peki bu sünni anlayışına uygunsa neden ozaman MUT'A nikahına karşı çıkıyorlar...bu muta nikahından daha kötü değilmi.. bir kişinin muta nikahı yapabilmesi için ağır belli şartlar vardır..öle her önüne gelen muta nikahı yapamaz..doğrudur günümüzde çoğu insan muta nikahını kötü ameller için saptırmışlarıdır..günümüzde nasıl insanlar nasıl dini kendi emelleri için bazı şeylere alet etmişlerdir ve bundan rant elde etmişlerdir bu durum muta nikahı içinde geçerlidir..ki zaten kaynaklarda da geçerki mutanın ikinci halife ömer tarafındna kaldırılmıştır...ama ehli sünnet kedni kitaplarında bunların geçmesine rağmen mutanın peygamber efemdimizin kendisi tarafından men edildiğini sölüyorlar.ancak bunda da ağız birliği yoktur..çünki ehli sünnetten gelen bu konudaki hadislerde birisi mekke fethinde, diyeri heyber savaşında, başkalarıda diyer savaşlarda men edilmiştir diye nakl ediyorlar... aşağıda yazdığım kaynaklar zaten ehli sünnetin kendi kitaplarında yer almaktadır..
Kutub-i Sitte, Cem’un Beyn’es- Sahihayn, Cem’un Beyn’es Sihah’is- Sitte, Müsned ve benzeri muteber kitaplarınızda da sahabeden mut’anın Ömer’in hilafeti dönemine kadar nesh edilmediği rivayet edilmektedir.
Hepsinden en önemlisi de büyük alimlerinizin rivayet etmiş olduğu Ömer’in şu kendi sözüdür: “Peygamber (s.a.a) zamanında varolan iki mut’ayı ben haram kılıyorum.” Eğer bu konu bir hadis veya ayetle nesh edilmiş olsaydı, halife bunun bizzat hadis veya Kur’ân’la yasaklandığını ve dolayısıyla amel edenlerin Kur’ân-ı Kerim ve hadis esasınca cezalandırılacağını beyan ederdi. Üstelik onun böyle söylemesi bizzat kendisinin haram kılmasından daha etkili olurdu.
Eğer sözünüz doğruysa ve Kur’ân’da bir nasih varsa, o halde Abdullah bin Abbas, İmran bin Hasin, Ebu Zer, Abdullah bin Mesud, Cabir bin Abdullah, Ebu Said Hudri, Seleme bin Ekva’ ve diğer ashap ve tabiinler mut’ayla nasıl amel etmişlerdir? Nitekim Buhari ve Müslim gibi birçok alim, muhaddis ve tarihçileriniz de bunu açıkça kaydetmişlerdir. Bütün bunlar, onların Ömer’in hilafetine kadar mut’a ile amel ettiklerine delalet etmektedir.
Ayrıca; “Peygamber (s.a.a) vefat edinceye kadar da nesh edildiğini duymadığımız için amel ettik” diyorlardı. İmam Ahmed bin Hanbel Müsned’inde Ebi Reca’dan, o da İmran bin Hasin’den, bu manaya işaret eden şu sözü rivayet etmektedir: “Mut’a ayeti Allah’ın kitabında nazil oldu ve biz de Peygamber (s.a.a) zamanında bununla amel ettik. Hiçbir nasih nazil olmadı ve Peygamber (s.a.a) de vefat edinceye kadar buna engel olmadı.”
İmran bin Hasin’in önceden rivayet ettiğim hadisinde de ne Kur’ân-ı Kerim’in, ne de Peygamber (s.a.a)’in mut’ayı yasaklamadığı ifade edilmiştir. O halde kitap ve sünnette bir nasih ve nehiy olmadığı için kıyamete kadar bu hüküm bakidir.
Nitekim Tirmizi Sünen’de, Ahmed bin Hanbel Müsned’in c. 7, s. 95’inde ve İbn-i Esir Cami’ul- Usul’da çeşitli senetlerle şöyle rivayet etmişlerdir: “Abdullah bin Ömer bin Hattab’a Şamlı bir adam, “Kadın mut’ası hakkında ne diyorsunuz?” diye sorunca, o; “Helaldir” dedi. Adam; “Ama baban yasakladı” deyince de şöyle dedi: “Babam yasaklasa da, Peygamber (s.a.a)’in emri babamın yasağından üstündür ve ben Resulullah (s.a.a)’in emrine uyarım.”
bu kaynaklarda da görüldüğü gibi peygamber den sonra okadar şey değimişki ama insanlarımız bunları kabul etmiyorlar..onlar yapmışsa doğrudr deyip işin içinden çıkmışlardır
Kutub-i Sitte, Cem’un Beyn’es- Sahihayn, Cem’un Beyn’es Sihah’is- Sitte, Müsned ve benzeri muteber kitaplarınızda da sahabeden mut’anın Ömer’in hilafeti dönemine kadar nesh edilmediği rivayet edilmektedir.
Hepsinden en önemlisi de büyük alimlerinizin rivayet etmiş olduğu Ömer’in şu kendi sözüdür: “Peygamber (s.a.a) zamanında varolan iki mut’ayı ben haram kılıyorum.” Eğer bu konu bir hadis veya ayetle nesh edilmiş olsaydı, halife bunun bizzat hadis veya Kur’ân’la yasaklandığını ve dolayısıyla amel edenlerin Kur’ân-ı Kerim ve hadis esasınca cezalandırılacağını beyan ederdi. Üstelik onun böyle söylemesi bizzat kendisinin haram kılmasından daha etkili olurdu.
Eğer sözünüz doğruysa ve Kur’ân’da bir nasih varsa, o halde Abdullah bin Abbas, İmran bin Hasin, Ebu Zer, Abdullah bin Mesud, Cabir bin Abdullah, Ebu Said Hudri, Seleme bin Ekva’ ve diğer ashap ve tabiinler mut’ayla nasıl amel etmişlerdir? Nitekim Buhari ve Müslim gibi birçok alim, muhaddis ve tarihçileriniz de bunu açıkça kaydetmişlerdir. Bütün bunlar, onların Ömer’in hilafetine kadar mut’a ile amel ettiklerine delalet etmektedir.
Ayrıca; “Peygamber (s.a.a) vefat edinceye kadar da nesh edildiğini duymadığımız için amel ettik” diyorlardı. İmam Ahmed bin Hanbel Müsned’inde Ebi Reca’dan, o da İmran bin Hasin’den, bu manaya işaret eden şu sözü rivayet etmektedir: “Mut’a ayeti Allah’ın kitabında nazil oldu ve biz de Peygamber (s.a.a) zamanında bununla amel ettik. Hiçbir nasih nazil olmadı ve Peygamber (s.a.a) de vefat edinceye kadar buna engel olmadı.”
İmran bin Hasin’in önceden rivayet ettiğim hadisinde de ne Kur’ân-ı Kerim’in, ne de Peygamber (s.a.a)’in mut’ayı yasaklamadığı ifade edilmiştir. O halde kitap ve sünnette bir nasih ve nehiy olmadığı için kıyamete kadar bu hüküm bakidir.
Nitekim Tirmizi Sünen’de, Ahmed bin Hanbel Müsned’in c. 7, s. 95’inde ve İbn-i Esir Cami’ul- Usul’da çeşitli senetlerle şöyle rivayet etmişlerdir: “Abdullah bin Ömer bin Hattab’a Şamlı bir adam, “Kadın mut’ası hakkında ne diyorsunuz?” diye sorunca, o; “Helaldir” dedi. Adam; “Ama baban yasakladı” deyince de şöyle dedi: “Babam yasaklasa da, Peygamber (s.a.a)’in emri babamın yasağından üstündür ve ben Resulullah (s.a.a)’in emrine uyarım.”
bu kaynaklarda da görüldüğü gibi peygamber den sonra okadar şey değimişki ama insanlarımız bunları kabul etmiyorlar..onlar yapmışsa doğrudr deyip işin içinden çıkmışlardır