caferİ alİmlerİnden alİ bardakoğluna cevap

Cevapla
can
Mesajlar: 332
Kayıt: 12 Şub 2007, 14:14

caferİ alİmlerİnden alİ bardakoğluna cevap

Mesaj gönderen can »

25.12.2005 Tarihli Sabah Gazetesinde yayınlanan Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Bardakoğlu’nun Caferî ve Alevilerle ilgili talihsiz beyanatına cevap olarak, “Avrupa Türk Ehl-i Beyt Alimler Birliği” tarafından bir bildiri yayınlanmış, biz de siz değerli okurları aydınlatmak amacıyla bu bildiriyi yayınlamayı kendimize bir vazife bidiğimizden aynen yayınlıyoruz:

Dünya Kamuoyuna Duyuru

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali BARDAKOĞLU’nun, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan caferiler hakkında beyan etmiş oldukları görüşler, vatanından uzak Avupada yaşayan Türkiyeli Caferi mezhebine mensup vadandaşlarımızı derinden üzmüştür.

“İnanç özgürlüğünü” garanti altına aldığını söyleyen Türkiye Cumhuriyeti, laik sisteme sahip Avrupa ülkelerinin aksine, “Diyanet İşleri Başkanlığı” gibi bir başkanlığı bünyesinde barındırmakta ve dini, devletin hakimiyetine almaktadır. Laik bir devlette böyle bir bakanlığın bulunması Laikliliğın felsefesine aykırıdır, çünkü laikliğin temel felsefelerinden biri; din işleriyle, devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulması ve devletin, din işlerine karışmamasıdır. Anayasa gereği, inançlarını sebestçe yaşama hakkına sahip Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Caferiler, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali BARDAKOĞLU’nun böyle bir talihsiz açıklamasıyla üzüntü duymuşlardır.

Sayın Bardakoğlu, “Caferileri mutlaka bünyemize almalıyız” sözleriyle neyi kastetmektedir.

Tarih boyunca, vatanının varlığı, milletinin namusu, şerefi ve inancı, bayrağının yücelmesi için en hassas bölge olan sınırlarda mücadele veren ve zaman zaman katliamlara uğramış ama yılmamış T.C vatandaşı Caferileri kimin bünyesine almayı düşünüyorlar acaba? T.C vatandaşlığı bünyesine ise, bunu herkesten çok bu vatanın asli öğeleri olan Caferiler, herşeyleriyle ispatlamış ve bu vatanın asli evlatlarıdırlar. Eğer maksat, inanç olarak kendi inacına kazandırmak; sünnileştirmek ise bunu ancak baskıcı ve zorba hâkimiyetler yapar, laik ve demokrat olduğunu iddia edenler değil. Yok, eğer maksad, Caferileri, devletin gölgesi altında Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesine kazandırmak ise, bu da T.C anayasısına aykırı bir tutum olup din işlerini devlet işlerine karıştırarak “inanç özgürlüğünü” kısıtlamaktır.

Sayın Bardakoğlu’nun, “Caferi cemaatı için imam yetiştirmemiz gerekiyor” sözleri, Caferi cemaatinden ne kadar habersiz olduğunu gösteriyor. Vatanımızda, âlim olmayan hiçbir caferi cemaati yoktur ki onun için imam yetiştiresiniz. Tarih boyunca, imamdan yoksun olmamış Caferi cemaatının böyle bir talebi de olmamıştır.

Caferi alimlerinin almış oldukları aylık konusuna gelince, “Bizim imamlarımız 600-700 YTL aylık alırken, onların imamı cemaat parasıyla 2 000 YTL”, bu da sayın Başkan’dan büyük bir gaftır. Birincisi, belirtmiş oldukları bu meblağ kesinlikle doğru değildir, bunu ispatlamaları gerekir, aksi takdirde bulunmuş oldukları makamın itibarını zedelemiş olacaklardır. İkincisi, faraza söylemiş oldukları doğru olsa bile, Caferi cemaati, kendi alimlerine değer verip onların sorunlarını kendi imkanlarıyla çözüyorsa, bu sayın Başkanı neden rahatsız ediyor?! Üçüncüsü, Caferi cemaatı, bu vatanın bir evladı olarak devlete vergi vermelerine rağmen, camilerinin ve âlimlerinin masraflarını kendileri karşılayıp devlete yük olmadıkları için takdir edilmesi gerekirken, bu şekilde suç işlemiş gibi gösterilmelerini anlamak mümkün değildir ve akılla da bağdaşmamaktadır.

“Türk Aleviliği, Şii geleneğinin bir uzantısı olmayıp, Türk sünniliği içinde kültürel mistik bir öğe olduğunu ve Aleviliğin “mezhep bile olmadığını”, cemevlerinin Kültür Bakanlığı'nca "Türk mistik geleneğinin örnekleri olarak" korunup yaşatılması gerektiğini söyleyen Bardakoğlu, bu beyanlarıyla tarihden habersiz olduğunu ve Aleviliği tanımadığını da ortaya koymuştur. Kendilerinin “Caferi Mezhebine” mensup olduklarını ve 12 İmamın mezhebine bağlı olduklarını söyleyen Türkiyeli Alevileri, neden Caferi Mezhebinin dışında görmek istiyor bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Kuran-ı Kerim’i ve İslam’ı kabul edip Ehl-i Beyt Mezhebine mensup olduklarını söyleyen Alevileri, "Türk mistik geleneğinin örnekleri olarak" adlandırmak Alevileri asimile etmek ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Caferilerle aralarına ihtilaf salıp onları bölmek değilmidir?

Laik ve demokratik bir sisteme sahip Türkiye Cumhuriyeti’nın resmi bir kuruluşu olan Diyanet İşleri Başkanlığında oturan sayın başkan, asırlardır Caferi Mezhebine mensup Alevileri Sünni mi, zannediyorlar yoksa.

Sayın Başkan’a şunu belirtmek isteriz ki, biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Caferiler, dünyanın neresinde olursak olalım, vatanımız, milletimiz, bayrağımız ve inancımız için her türlü fedakârlığı yapmışızdır, yapmaktayız ve yapmaya devam edeceğiz.

Son olarak, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali BARDAKOĞLU’nun, bu açıklamalarını kınıyor, beyanlarının vatandaşlarımızın birlik, beraberlik ve kardeşliğine zarar verdiğini düşünüyor, sözlerini ve düşüncelerini tekrar gözden geçirerek hatalarını görmelerini temenni ederiz.

AVRUPA TÜRK EHLİBEYT ÂLİMLER BİRLİĞİ

Yönetim Kurulu
Cevapla

“İç Siyaset (Politika)” sayfasına dön