Sahabelerin Yeri ve Önemi

Mevlamız Hz. Ali'nin Dostları, Ehlibeyt Sancaktarları...
Cevapla
Mekzun
Mesajlar: 259
Kayıt: 09 Ağu 2010, 15:35

Sahabelerin Yeri ve Önemi

Mesaj gönderen Mekzun »

SAHABELERİN YERİ VE ÖNEMİ

Ashap; Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a.v)'in etrafında yaşayan ve onun sohbetinde bulunan insanlardır. Ashap, Mekke'den Medine'ye hicret eden ve Medine halkından oluşan Müslümanlardır.

Alevi İnancında Ashabın Yeri

Aleviler, Ehlibeyt'e verdikleri değeri Kur'an-ı Kerim'in açık emrine ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a.v)'in buyurduğu vasiyetlerine dayandırırlar.

Aleviler, Allah'ın emrine ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a.v)'in vasiyetine uyanları severler. Bu emre ve vasiyete uymayanları da sevmezler.

Aleviler, Allah için sevmek ve Allah için sevmemek (tevella ve teberra) prensibine uyarlar. Kur'an-ı Kerim'in ayetlerine ve peygamber efendimizin hadislerine dayanarak ashabı değerlendirirler.

Alevilerin bütün ashaba karşı genel bir reddi yoktur. Ashabın arasında Allah'ın emrine ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a.v)'in vasiyetine uyarak, Ehlibeyt'e bağlı kalan bütün ashabı Aleviler sever ve sayarlar.

Ashab'ın Kur'an-ı Kerim'deki durumu nedir?

Ashap, Kur'an-ı Kerim'in bir çok ayetinde yaptıkları olumsuzluklardan dolayı ayıplanmış ve tehdit edilmiştir. Bir kaç ayeti örnek olarak veriyorum.

"Ey iman edenler! Savaş düzeninde iken kâfirlerle karşılaştığınız zaman sakın onlara arkanızı dönmeyin (savaştan kaçmayın). Savaş taktiği olarak düşmanı vurmak için çekilme, ya da diğer bir birliğe katılmak durumu hariç- böyle bir günde her kim onlara arkasını dönerse mutlaka o, Allah’ın gazabına uğramış olur. Onun varacağı yer de cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!" (Enfal 15 - 16)

Yukarıdaki ayet, hicretin 8. yılında Huneyn savaşı ile ilgili indiği en muteber Sünni ve Alevi kaynaklar aktarmaktadır. Bütün kaynakların verdiği bilgiye göre, ashabın büyük çoğunluğu bu savaşta kafirlere karşı arkalarını dönerek kaçmıştı.

"İçlerinden sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da var. Kendilerine ondan bir pay verilirse, hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse, hemen kızarlar." (Tevbe 58)

"Yine onlardan peygamberi inciten ve “O (her söyleneni dinleyen) bir kulaktır” diyen kimseler de vardır. De ki: “O, sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah’a inanır, mü’minlere inanır (güvenir). İçinizden inanan kimseler için bir rahmettir. Allah’ın Resûlünü incitenler için ise elem dolu bir azap vardır.”
(Tevbe 61)

"Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıktıkları zaman (alay ederek), kendilerine bilgi verilmiş olanlara, “Az önce ne söyledi?” derler. İşte bunlar, Allah’ın, kalplerini mühürlediği ve nefislerinin arzularına uyan kimselerdir."
(Muhammed 16)

"Yoksa, kalplerinde hastalık olanlar Allah’ın, kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı sandılar? Biz dileseydik, onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun, sen onları, konuşma tarzlarından da tanırsın. Allah, yaptıklarınızı bilir. Andolsun, içinizden, cihad edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz." (Muhammed 29-30-31)

"Ey iman edenler! Allah’ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." (Hucurat 1)
"Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider." (Hucurat 2)

"(Ey Muhammed!) Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir. Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Hucurat 4-5)

"Müslüman olduk diye seni minnet altında mı bırakırlar? De ki: Müslümanlığınızdan dolayı beni minnet altında bırakmaya kalkışmayın, hayır, Allah'a karşı siz minnet altındasınız, sizi doğru yola sevkedip îmanda başarı verdiğinden, eğer doğru söylüyorsanız." (Hucurat 17)

"İman edenlerin Allah’ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilip de, üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir." (Hadid 16)

Ayetlerin örneklerini çoğaltmak mümkündür. Ayetlerden aktardığım bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, ashabın arasında münafık olduğu gibi, daha kalplerine imanın tam oturmadığı çok sayıda insanlar vardır.

Ashab'ın Hadis-i Şeriflerdeki Yeri

Ayetlerin verdiği beyanı tam olarak destekleyen hadis ve tesfir kitaplarındaki haberlerden bir kaç örnek vermek istiyorum. Sunacağım örnekler Sünni ana kaynaklarındandır.

Cabir bin Abdullah el Ansari hazretleri dedi ki;
"Allah'ın elçisi ile beraber Cuma ibadetini eda ediyorduk. O anda Şam'dan erzak getiren bir kervan geldi. Bunu duyan ashap, 12 kişi hariç, peygamberi ibadet esnasında terk edip, kervanın olduğu yere gittiler."
(Hanbeli mezhebinin imamı Ahmet bin Hanbel, "Musned" kitabında; Muhammed bin İsmail el Buhari "Sahih-i Buhari" kitabında; Haccac bin Müslim el Kuşeyri el Nisaburi, "Sahih-i Müslim" kitabında ve birçok Sünni kaynak)

Bu manzarayı iyi düşünelim. Peygamber efendimizin yanında yüzlerce ashap var. Alış veriş uğruna peygamber efendimizi ibadet esnasında, 12 kişi hariç, hepsi bırakıp gidiyorlar. Ashabın çoğunluğu bu ahlaka sahiptir.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a.v) ashabına hitaben buyurdu ki;
"Ben sizleri Kevser havuzu başında beklerken, tanıdığım bir topluluk bana doğru gelecek. Tam bu sırada benden uzaklaşıp gittiklerini göreceğim ve diyeceğim ki; Ey Rab! Bunlar benim ashabım. Bana nida gelecek ki: Ey Muhammed! Bunların senden sonra ne yaptıklarını bilmiyorsun. O zaman ben diyeceğim ki: benden sonra dinde değişiklik yapanlar uzak olsunlar, uzak olsunlar!"
(Hanbeli mezhebinin imamı Ahmet bin Hanbel, "Musned" kitabında; Muhammed bin İsmail el Buhari "Sahih-i Buhari" kitabında; Haccac bin Müslim el Kuşeyri el Nisaburi, "Sahih-i Müslim" kitabında ve birçok Sünni kaynak)

Ashab'ın nasıl bir yapıya sahip olduğunu beyan eden daha çok sayıda haberler vardır.
...

Alevi müslümanlar, Ashabın yapısındaki bu zayıflığa dayanarak onları dinde önder ve kılavuz olarak kabul etmezler.
Alevilerin bütün ashab'a karşı genel bir reddi yoktur. Ashabın arasında Allah'ın emrine ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a.v)'in vasiyetine uyarak, Ehlibeyt'e bağlı kalan bütün ashabı Aleviler sever ve sayarlar. Bu özelliğe sahip olan ashabın bazıları şunlardır:

1- Selman-ı Farsi
2- Ebuzer-i Gifari
3- Mikdad bin Esved-i Kendi
4- Ammar-i Yasir
5- Halid bin Said bin As
6- Bureyde Eslemi
7- Ubey bin Ka’b
8- Huzeyme bin Sabit ( Zü’ş- Şehadeteyn)
9- Ebu Heysem bin Teyhan
10- Sehl bin Huneyf
11- Osman bin Huneyf (Zü’ş- Şehadeteyn)
12- Ebu Eyyub-i Ensari
13- Cabir bin Abdullah Ensari
14- Huzeyfe bin Yeman
15- Sa’d bin Ubade
16- Kays bin Sa’d
17- Abdullah bin Abbas
18- Zeyd bin Erkam
19-Muhammed bin Ebu Bekir
20-Kamber bin Kaden Ed Devsi

Daha fazlasını saymak mümkündür. Yukarıda zikrettiğim ashap Allah'ın emrine ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a.v)'in vasiyetine uyup, Ehlibeyt imamlarına tabi oldular. Dini kendi nefislerine uyarak öğretmediler ve istismar etmediler. İslâm dini konusunda her zaman Ehlibeyt'e uydular.
"İlmin cevherini ehlinden men etmeyin, ilmin cevherinin ehline zulmetmiş olursunuz. İlmin cevherini ehlinden olmayanlara vermeyiniz, aksi takdirde ilmin cevherine zulmetmiş olursunuz."

İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)
Cevapla

“Hz. Ali'nin Çok Özel Dostları” sayfasına dön