Materyalistlerin Bazı İddiaları

Allah'ı tanımakta akli, nizami ve diğer tüm yönlerin ele alınabileceği platform.
Cevapla
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Materyalistlerin Bazı İddiaları

Mesaj gönderen beyazgül12 »

İmam ı Zaman Alelhisselam ın meclisimize teveccüh etmesi ,İmametinden ,Velayetinden ,Hidayetinden ,İrşadından bizleri faydalandırması için ayrıca bir Selavat

Allahumme Salli Ala Muhammedin ve Al i Muhammed

Evet muhterem arkadaşlar özetinden de anlaşılacağı üzere geçen hafta Materyalizme eğilimin veya dinden uzaklaşmaya sebep olan şeylerin bir kaç tanesine işaret etmiştik. bu gün ise Materyalistlerin Allah inancı hakkındaki ileri sürdükleri bir takım itirazlar ve gerekçeler var. O gerekçelerin bir kısmını irdeleyeceğiz.

İçinde yaşadığımız toplumda mütemadiyen duymmuşsunuzdur. İlk öne sürdükleri şey duyularımızla hissedemediğimiz bir şeyin gerçekliği yoktur tezi.Bu öteden beridir yazılıyor ,çiziliyor .Dolayısıyla burda teferruatlandırmaya gerek yoktur.

Allah dediğimiz olgu ki daha önceki derslerde işledik. Duyu organlarımız maddi alemle ilgili görevler icra ederler.Elimiz ,gözümüz ,dilimiz ,kulaklarımız .Yani bir ses olacak ki ,kulağımız ses duysun ,bir görülecek nesne olsun ki göz onu görsün ,dokunacağımız bir şey olacak ki dokunasınız,hissedesiniz .Ya sıcak dersiniz ,ya da soğuk dersiniz .Allah olgusu vacibul vücud kavrandıktan sonra evvel emirde onun yarattığı mümkünül vücud olan bizlerin O nu idrak etmesi ,onu hissetmesi duyu organları ile mümkün değildir.Eğer duyu organları ile hissedilirse zaten o Allah olamaz.Ta problemi bu şekilde baştan belirlemek lazım.İyi de öbür yandan bu gün bir çok insan biliyor ki duyu organları ile algılayamadığımız bir çok şeyi biz kabul ediyoruz.İşte korku ,cesaret ,erdemlilik,ahlaklılık ,buna benzer ruhi değerler ,batılı toplumlarda da ,hrıstiyan toplumlarda da ,Yahudi toplumlarda da ,Materyalist toplumlarda da söz konusu edilen bir şeydir.Mesela bir Materyalist bir başka Materyalist için çok dürüst biridir diyebiliyor.Dürüstlük duyu organları ile algılanan bir şey değildir.Zihni bir olgudur.İnsanın bütünsel davranışlarının bir özeti olarak toplumda bıraktığı bir ize verilen addır.Veya samimiyet ve samimiyetsizlik gibi zihni varlıklar vardır.Zihni varlıkları akıl üssümüzle ,zihin üssümüzle irdeleyebiliriz.Batılıllarla daha doğrusu Materyalistlerle bizim aramızdaki asıl problemde burda ortaya çıkıyor...Maddi alemle ilgilenen bilme,Maddi alemle ilgisi olmayan Allah ı ispat etmek istiyor.Maddi alem kendi içindeki denklemleri kendi içindeki problemleri çözebilir ,hissedebilir ,algılayabilir ,çözümleyebilir .Gün geçtikçe de bu manada derinlemesine nüfuz imkanına sahiptir.Fakat siz maddi alem için donatılmış ,gerek bizim duyularımız veya gerek maddi alem içerisinde maddi aramaya dönük oluşturduğumuz labaratuvarlarda Allah ı bulamazsınız...Olaya bütünsel bakmak lazım.Onun için biz taa sözün başından olaya ,Vacibul vücud ve mümkünül vücuddan girdik..Dolayısıyla duyuların algılayamadığı bir şeyin gerçekliğinin olmadığı ,maddi alem için doğru kabul edilebilir bir şey olsa da bütün bir alem için ve hele hele de Allah için bu mümkün değildir...Zaten kendi alanına giren bir şey değildir ki siz ondan şey isteyesiniz. İşte melek var mıdır ,Ahiret var mıdır ..Maddi alemi algılamak için kurulmuş bir labaratuvarda siz böyle bir talepte bulunamazsınız. Zaten bu konuda yine biraz sonra bir başka örneklendirmeye geleceğiz...
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Materyalistlerin Bazı İddiaları

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Yine öteden beri materyalist sosyologların iler attıkları bir itiraz var ki,eskiden insanlar cahildiler,evreni bilmiyorlardı ,yağmurun nasıl yağdığını ,şimşeğin nasıl çaktığını ,karın nasıl yağdığını ,depremin nasıl olduğunu bilmiyorlardı.Bu tür doğal insanın korkusuna yol açan olgulardan insanlar psikolojik olarak rahatlayabilmek için kendilerini bu işleri yapan bir Allah ın varlığına inandırdılar. Yani hayal bir olgudur,gerçekliği yoktur .Korkulardan yola çıkarak Allah inancı ve din diye bir şey geliştirdiler.Şimdi üstad burayı da birkaç başlıkta irdeliyor.

Birinci olarak ,bu diyor bilimsel olarak ispat edilmiş bir şey değil .Niye değil ? Az önce bilimin çalışma alanını çalışma biçimini söyledik.Korku ve korkudan neşet eden bir kavramın üretilmesi şeyin alanına girmez. Maddi olguları analız eden nasıl ki dürüstlük ve gayri dürüstlüğü labaratuvarda tespit edemezsiniz.Akli ve zihni bir olgudur ,korku da öyledir.Az önce dedik korku ,cesaret ,erdemlilik ,ahlaklılık ,ilim,cehalet labaratuvara giren şeyler değil. Zihni olgulardır bunlar. Dolayısıyla ispat edilen bir olgu da değildir. Kendi ilan ettikleri bir alanın aciz kaldığı bir şeyin onun aciz kaldığı bir şeyin yokluğununa hükmediyorlar.Devamında yapacağımız tahlilde de bu acziyetin kendilerinden kaynaklandığını ispat edilemez bir faraziye dedik buna. Neden ispat edilemez? Bilimin günü buna yetmez. Yani bu Allah inancı insanların korkularından da oluşmuş bir şey midir ? Yoksa bir hakikatı var mıdır ? zihinsel açıdan biz olayı irdeliyoruz.Zihinsel açıdan Allah ı idrak etmemizin gayet mümkün olduğunu ve bunu kendileri de biliyor ki zihinsel açıdan bu kabul edilebilir bir gerçekliktir.Fakat inat ediyorlar,diyorlar ki ,pozitivist bir bakışla bu labaratuvarda da bunu görmemiz lazım ,labaratuvarda bu görülmez.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Materyalistlerin Bazı İddiaları

Mesaj gönderen beyazgül12 »

İkinci cevap da ,bu günkü sözünü ettiğmiz pozitif ilim alanında ilim tahsil eden ,bir yığın gelişmelere imzasını atmış maddi olguların arasındaki ilişkilerde ciddi çözümlemelere yol açcmış ,dünyada adını duyurmuş nice pozitif bilim adamı vardır ki bunlar Allah ın varlığına inanmaktadırlar.Eğer evrendeki vuku bulan ve insanın korkusuna yol açan olgulardan dolayı insanlar Allah denilen bir mevhum geliştirdilerse ,evrendeki olayların nedenini bulabilen bir bilim adamı işte ,deprem şu şekilde olmaktadır ,işte fay tabakaları vardır,fay tabakaları yer değiştirmektedir,falandır ,filandır .Gaz birikiyor ,patlıyor ,açığa çıkıyor .İşte şimşek şu şekilde oluyor.Bu manada bilim adamlarının içerisinde Allah a iinanan bir yığın insan var.Öyleyse bu iddia evrensel kabul edilen bir iddia olamaz.Rahatlıkla bu denklemle bu çürütülebilir.

Öbür yandan varsayalım ki insanların içerisinden bazıları korkularını esas alarak gerçekten Allah a ulaştı,Allah denilen bir mevhum geliştirdi.Burda da üstad bunu şeye benzetiyor,Düşünün ki diyor bir insan şöhret tutkunluğundan dolayı,makam tutkunluğundan dolayı çalıştı çabaladı ,bilim dünyasında bir makam elde etti.Bu adamın bilim dünyasına kazandırdığı şeylerin gerçekliliğini inkar edebilir misiniz ?Hayır bu adam buraya şöhret kazanmak için gelmişti,dolayısıyla icad ettiği otomobilin gerçekliği yoktur.İcad ettiği programın gerçekliği yoktur .Önemli olan ortadaki mergüç şeydir.Bu adam bir icad da bulunmuştur.Bu adam bilimsel bir tez geliştirmiştir,bilimsel bir teori geliştirmiştir,bir çığır açmıştır ,bir dönem açmıştır.O döneme geliş saiki bizi ilgilendirmez. Bizii ilgilendiren o adamın yapıp ettikleridir.Şimdi dolayısıyla insanların içerisinde korku nedeniyle Allah mevhumuna ulaşan birisinin varlığı ne yapmaz ? Allah gerçekliğini iptal etmez..Bütünsel anlamda zihni anlamda Allah ı insan kavradıktan sonra insanlar içerisinde birinin korkarak Allah a ulaşması Allah gerçekliğini iptal etmez...
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Materyalistlerin Bazı İddiaları

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Öbür yandan bir insan korku nedeniyle Allah a ulaştı.Allah denilen bir mevhuma ulaştı.Fakat daha sonra pozitif ilimleri tahsil etti ve pozitif ilimlerde evrendeki korktuğu şeylerin ilmi illetlerine ulaşınca da Allah inancını terk etti. Mümkün müdür böyle bir şey ? mümkündür.Bu da yine Allah inancını iptal edemez. Bu o kişinin inanırken ,inanmadaki saikindeki yanlışlık veya o imanının zaafına işaret eder. Yoksa Allah ın yokluğuna Allah gerçeğine karşı bir neticeye bizi ne yapmaz ? götürmez.Üstadın bu tarifleri benim çok hoşuma gitti.Sizin de hoşunuza gitti mi ,bilmiyorum ,okudunuz mu daha önce? Ulaştıktan sonra imanından vazgeçmesi o imanının zayıflığını gösterir.Evet burda bir soru soracağım ben ? Nedensellik ilkesi genel bir ilke midir ? Daha önce nedensellik ilkesi üzerinde biraz durmuştuk ya.Vacibul vücud için genel bir ilke değildir,Mümkünül Vücud için genel bir ilkedir...Aferin ..mesele kavranmış işte.İkindi problemimiz de bu nedensellik ilkesinden geliyor.

Materyalistler diyorlar ki ,eğer nedensellik ilkesi genel bir ilke ise Allah ın da bir nedeni olması lazım .Yok eğer genel bir ilke değilse ,nedensellik ilkesinden yola çıkarak Allah ı ispat edemezsiniz.Eğer nedenselliği delil alıyorsanız ,o zaman Allah a da bir deill getirmeniz lazım.Yok Allah ın nedeni yoktur diyorsanız o zaman felsefedeki illet bahsini Allah a delil olarak ne yapamazsınız ? getiremezsiniz.Burdaki probleme geçen derste de kısmen işaret etmiştik.Biz illet tanımlarken bağımlı her varlık için illet genel bir kuraldır ,dedik.Bağımlı varlıklar için. bağımsız varlık için illet söz konusu değildir.Şimdi bağımlı varlıklar açısından illetin genelliğin kabul ettiğimiz zaman o illet mevhumundan biz bütün bağımlı varlıkların illeti olan Allah a ( İlletül ilel diyorlar Arapçada /Sebeplerin sebebi yani ) Allah a ulaşıyoruz.şimdi halklar içerisinde illeti bu manada sebebi bu manada ders edememiş toplulukların karşısında bu denklemler insanlara biraz cazip gibi geliyor. Yani ilk denklem insana cazip geliyor. Eğer illet genel bir olgu ise o zaman Allah ın da bir illetinin olması gerekiyor. Yok eğer illet genel bir olgu değilse siz neden illet yöntemi ile Allah ı ispata çalışıyorsunuz? İlk baktığımız zaman düzgün bir şey gibi geliyor bu görüş.Oysa yok burda kasti olarak veya cehaletle illetin tanımında karışıklığa gidiyorlar ve dolayısıyla muhatapları içerisinde bunlara itibar edenleri peşlerine sürükleyip götürüyorlar...
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Materyalistlerin Bazı İddiaları

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Öyleyse illet konusunda bağımlı olan her mahluk bir illete muhtaçtır,kuralının akıldan çıkmaması ve illetin de bu manada tanımlanması gerekiyor.

Deneysel bilimlerdeki buluşlar kısmına geliyoruz. Daha önceki sohbetlerimde de zaman zaman işaret etmiştim. Adamlar bilimsel labaratuvarlardaki elde ettikleri neticeleri felsefi alana taşımaya çalışıyorlar. Maddenin asaletine de bundan hükmetmişlerdi.Labaratuvarlardaki incelemelerde maddenin ve enerjinin asla değişmediği ,ağırlığının ,hacminin ,kütlesinin ,evrendeki işgal ettiği yerin değişmediği ,biçimsel değişikliklere uğradığını ama illa da var olduğunu dolayısıyla burdan maddenin asaletine vardılar.Şimdi bilimsel açıdan maddenin değişmezliğini kabul etsek bile bu maddenin kendi başına var olduğu olgusunu ihtar etmez.Daha önceki illet bahsinde işlediğimiz gibi maddenin kendi arasındaki devinimi dönüşümü maddenin bir başka maddeye daha önceki illetleri açıklarken anlatmıştık. Hazırlayıcı illet nispetinde aralarında bir ilişki olabilir. Fakat hiçbiri bir başkasının illeti faailiyesi değildir. Öyseyse bir maddenin bir maddeye hazırlayıcı illet olmasının yanı sıra kendisi için bir illeti faaliye ihtiyacı mütamadiyen vardır. Üçüncüsü maddenin asaleti veya maddenin izahını biz yaparken illa da sonradan olmuşlukla izah etmiyoruz. Maddenin mümkün varlık oludğunu bir imkana muhtaç olan maddenin temelinde bu vardır . Yani evrendiki madde alem dediğimiz ,düşünebileceğimiz ne olursa olsun bunlar mümkünül vücutturlar.Varlıkları bir imkana muhtaçtırlar.Kendi aralarında illet olmaları hazırlayıcı illet katagorisine girer. Hiçbir hazırlayıcı illet kendisi için lazım gelecek faali illeti failiyeden bağımsız olamaz. Bu açıdan labaratuvarda siz maddenin değişmezliğini görseniz de felsefe alana bunu ne yapamazsınız ? Taşıyamazsınız.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Materyalistlerin Bazı İddiaları

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Bizim problemimiz insanın Allah tarafından yaratıldığını ,evrenin Allah tarafından yaratıldığını söylerken bu yaratılışta bizim izleyebileceğimiz bir maddi düzenlemeyi dışlamıyoruz.Ayeti kerimede Allah u Teala nitekim buyuruyor ki " Biz insanı çamurdan yarattık"bir yerde " biz insanı topraktan yarattık ."bir yerde " balçık /çamurdan yarattık ."Daha sonra ona ruhumuzdan üfledik,diyor.Şimdi ,evrim teorisinin iddia ettiği şey nedir ?Canlının merkezinde cansız madde vardır.Bu maddeden canlı bir varlık meydana geldi.Evrile evrile evrile nihayet insan geldi.Bu az önce sözünü ettiğimiz gibi maddenin burda hazırlayıcı illet olması söz konusudur.Çok da yadırganan bir şey değil.Biz o açıdan bunu kabul ederiz.Ama siz burda maddeyi illeti faail olarak kabul ediyorsunuz. İlleti faali olarak kabul edince madde illeti faali gücü nerden alıyor ? Bu madde nerden geldi ki ? Nasıl var oldu ki ?Nasıl kendi kendine bir güce ulaştı ki ?Kendisinden canlı bir varlığa ?Mesela Ayeti Kerime de diyor ki ,"Topraktan yarattık ." Bir başka yerde diyor ki ,"Ellerimle ona şekil verdiğim zaman ve daha sonra da ona ruhumdan üfleyince ona secde et diye emretti bu seferde .Yani mecazi bir ifade kullanmış.Yani şekil verilmiş ,maddeye bir şekil verilmiş.Madde dönüştürülmüş ,fakat o haliyle insan olmuyor.Ne zaman insan oluyor ?Ne zaman ki ona ruhumdan üfledim,ki burayı da avam halkı yanlış anlıyor .Sanki burayı Allahu Teala nın nefesi vardı ,bir balona üfledi ,şişirdi ,gibi.Ayeti Kerimelerde Allah ın ruhu ," Sana ruhtan sorarlar ,deki :"O Allah ın bir emridir " Arapçada " emir " ise bir " iş" tir.Bir başka ayette de der ki ," Allah bir şeye ol dedi mi ,o oluverir" Allah ın işi de öyle olur ." Ona ruhumdan üfledik " demek ,eliyle şekilllendirdiği ,o topraktan ve çamurdan şekillendirdiği şeye ,canlı varlık ,canlı insan ol ,dedi.ve o da hemen insan oluyverdi.şimdi burada toprak hazırlayıcı illet açısından tamam doğru fakat illeti faaliyeye muhtaçtır.Toprağın kendisi illeti faaliyeye muhtaçtır.O toprağın dönüştüğü insan biçimi illeti faailiyeye muhtaçtır.O insanın canlı bir mahluk olması yine neye muhtaçtır?İlleti faaileyeye muhtaçtır.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Materyalistlerin Bazı İddiaları

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Ben bu açıdan şu örneği de ben her zaman aktarmışımdır.Bilim alanıyla bilim ötesi alan açısından bu günkü bilimsel labaratuvarlar o kadar ilerlemiştir ki ,bir tane fasulye tanesini alıp ,çözümleyip içindeki bütün elementleri ,elementlerin oranlarını asit oranlarını aromasını tespit edip haricen kimyasal maddelerle fasulye tanesi yapabilir mi ?yapabilir.Pişirip yediğin zaman aynı tadı alabilirsiniz.Fakat gel o laboratuvarın imar ettiği o fasulyeyi götürün toprağa koyun bakalım ondan fasulye çıkar mı ?Ruh yok .Labaratuvarda maddenin hakim olduğu yerde o can yok,ruh yok .O can zihni bir olgudur.Ama akılla siz bunu çok rahatlıkla müşahade edebiliyorsunuz.Canlı bir insanla cansız bir insan bir olur mu ? Organlar aynıdır .A şahsı bir dk sonra ölecek. şu anda gözü görüyor,bakıyor ,duyuyor ,konuşuyor .Bir dakika sonra öldüğünde külçe gibi yere yığılıyor. Ne gözü görüyor ,ne kulağı duyuyor. Öyleyse insanı insan eden şey ,insanı gören kılan ,insanı işiten kılan madde değildir. Madde burada aracı konumdadır. Ruh burada kulağı kullanmakta. Maddeden oluşan kulağı ruh kullanmakta. Maddeden oluşan gözü ruh kullanmakta. Maddeden olan deriyi dokunmak ve algalamak açısından ruh kullanmakta. Ruhu çekip çıkardığınız zaman ne o deri sıcaklıktan soğuğu algılar ,ne o göz renkleri görür ,o kulak sesleri duyar,ne o dil tatlara varır. Burda madde nedir ?Kullanılan bin aygıttır.Kim kullanıyor o maddeyi ? Ruh.Ruh nerden geldi ? Ruhun illeti faailisi kimdir ? Ruh burda Allah a nispetle yine Allah la insan açısındaki nisbet açısından ,insan için hazırlayıcı illettir.Ama Allah için Allah ın illeti faailiyesine muhtaçtır.

Evet maddenin ve enerjinin sabit kalması tezini kabul etsek deki az önce siz de biliyorsunuz ki buna karşı çıkan bilimsel gelişmeler var. Bu Allah ın varlığını ispat etme. Ben burada zaten kitaba bakmadan neticelendirmiştim.İlleti faailye ve hazırlayıcı illet eski dilde illeti idadi ,idadi /hazırlık demek. ,bu Osmanlı imparatorluğu dönemindeki lisedeki okullara mektebi iladiye denirdi.İlleti idadiye açısından maddenin birbirine muhtaçlığı söz konusu olabilir.Fakat hepsi illeti faaileyeye muhtaçtırlar.Tek illeti faaiyeye illetül ilel /vacibul vücut /Allah Teala dır.Allah rahmetini bereketini ilmini bizlere ihsan etsin.Bu aradan ben bu derslere başlarken bu kitaba başlarken çok faydasını göreceğimiz bir dua okuyacağım. Çok iyi olur...


"""Allah ım beni vehmin karanlıklarından çıkar..""vehimde ilim yoktur.."" Allah ım beni vehmin karanlıklarından çıkar..""ve bir çoğumuz bir çok insan Allah hepimizi halas etsin. vehimlerimizi bazen ilim zannederiz.Çok korkunç bir olgudur. """Allah ım bizi beni vehmin karanlıklarından çıkar..""""Allah ım beni anlayışın nuruna girdir.""Ayeti kerime de de der ki " sizi işeten kıldık.Sizi gören kıldık.Size bir anlayış kabiliyeti verdik.""Anlama kabiliyeti o bir nurdur ki beni o nura girdir.Senin rahmetinin kapılarını ve ilim hazinelerinin kapılarını benim üstüme aç ...Ey Merlametlilerin En Merhametlisi ..."""

Allahumme Salli Ala Muhammedin ve Al i Muhammed ...
Cevapla

“Allah (Tevhid) İnancı” sayfasına dön