ONCE SIDDETI REDDETMEK GEREKIYOR!..

Cevapla
nailamudi
Mesajlar: 45
Kayıt: 19 Tem 2007, 17:12

ONCE SIDDETI REDDETMEK GEREKIYOR!..

Mesaj gönderen nailamudi »

ONCE SIDDETI REDDETMEK GEREKIYOR!..


Sirnak’ta 15 askerin oldurulmesiyle ilgili olarak "dogrudan taziye ifadeleri" iceren bir bassagligi mesajini ilk kez yayimlayan DTP, askerlerden "sehit" ve "evladimiz" diye soz etti.

DTP Grup Baskanvekili Selahattin Demirtas, “Artik yeter” basligi ile yaptigi aciklamada, "Sirnak ve Diyarbakir'da 27 evladimizi daha yitirdik. Oncelikle yasamini yitiren sehitlere Allah'tan rahmet acili ailelerine bassagligi diliyoruz. Neredeyse 24 yildir suregelen bu olaylar canimizi yakmaya, vicdanlarimizi sizlatmaya devam ediyor" dedi.

DTP olarak silahli yontemlere karsi olduklarini, silahin bir hak arama yontemi olamayacagini vurgulayan Demirtas, "Hicbir siyasi amac, bir tek damla kandan daha degerli olamaz. Siyasetciler olarak, el ele vererek akan kanin durmasi konusunda nihai bir sonuc elde etmeliyiz” diyerek, ilk defa PKK terorune karsi DTP’nin karsi oldugunu net bir dille ortaya koydu.

Parti adina Grup Baskanvekili Selahatin Demirtas tarafindan yapilan yazili aciklama, "terorle arasina mesafe koymamak"la suclanan ve giderek artan tepkilerin hedefi olan DTP'nin cizgisi acisindan onem tasiyor. DTP'liler, en buyuk tepkiyi PKK'ya "teror orgutu" olarak kinamadiklari icin aliyorlar. DTP’liler, PKK'lilar icin "dagdaki kardeslerimiz" ifadesini kullanmalari da yogun tepkilere neden olmustu.

DTP'nin siddet ve terore mesafe alamamasi ve kendini salt Kurt sorunu uzerinden siyasallastirmasi kacinilmaz bir yol ayrimini zorunlu kilacaktir.

Oncelikle sunu belirtmek istiyorum; DTP'nin Meclis'e girmesi Turkiye'nin demokratiklesmesi acisindan onemli bir gelismedir.

Iki acidan: Ilki, siyasal temsilin alan kaymasi. Yani Kurt sorununun bugune kadar siyasal muhatabi bolgede secilmis yerel belediye yoneticileri iken, bugun bolgeden secilmis milletvekilleridir. Bugune kadar Kurtleri siyaseten (mesru siyasi zemin icinde) tek secilmis olan yerel belediye baskanlari temsil etmislerdir. Bu durum bu kisileri fazla siyasallastirmistir ve Kurt sorununun uluslararasi arenaya bu kisiler araciligiyla tasinmasina yol acmis ve bu kisileri siyasallastirmistir. Simdi bu sarmal kirilmis ve DTP merkezi siyasette kendilerini kendi kimlikleri ile temsil etme imkanina kavusmuslardir.

Ikincisi onemli nokta ise; Kurt sorunu icin demokratik cozume bir adim daha yaklasmis olmamizdir. Bu donemde DTP temsilcileri bu sorunun cozumu konusunda anahtar rol ustlenebilecekleri gibi kilit rol de oynayabilirler. Suphesiz bunun yolu demokratik sistem icinde diyalogdur.

Kurt sorununun demokratik sistem icinde, diyalog icinde cozulmesi ancak bir sartla mumkundur. O da, Kurtlerin siyasal temsilcisi oldugunu soyleyen DTP'nin kimden gelirse gelsin siddete ve terore mesafe almasidir. Bu konu DTP icin kisa vadede degilse orta vadede bir ayrisma, yani bir tur demokratlasma tercihi olacaktir.

DTP icinde en deneyimli ve makul siyasetci olarak bilinen Ahmet Turk bile “PKK teror orgutudur dememiz zor” mealinde aciklamada bulunuyorsa, cezaevinden Meclis’e giden DTP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel “Kimse bizden kardeslerimizi terorist ilan etmemizi beklemesin” diyorsa, DTP'nin bagajinin hayli dolu oldugu ve Kurt sorununun cozumunde DTP uzerinden adim atmanin zorlugu ortaya cikmis demektir.

Oysa, Kurt siyasallasmasinin mesru zemine tasinmasi ve bu alanda var olmasi her turlu siddet/terore karsi olmasi ve bu eylemleri dislamasi ile mumkundur. Nitekim, 22 Temmuz milletvekili genel secimleri, Kurt kokenli vatandaslarin, etnik ayrimciliga ve terore prim vermediklerini gozler onune sermistir. Sandiktan cikan mesaj, basta PKK olmak uzere, onun siyasi uzantisi olarak bagimsiz adaylarla Meclis’e giren DTP tarafindan cok iyi okunmalidir. 22 Temmuz secimlerinde DTP’li adaylarin oy oraninin yuzde 6’lardan yuzde 3’lere gerilemesi; Kurtlerin kendi iclerinde siyaseten cogullastigini ve bu cogullasmanin merkezine teroru dislayan bir iradenin ortaya cikmaya basladigini gostermesi acisindan onemlidir.

Terorun dislanmasinda ise, oncelikli olarak DTP'nin siyaseten sorumlulugu vardir. DTP'nin bundan kacmasi, onlari siyaseten dar bir alana hapsedecektir. Bu DTP'nin sadece PKK'ya mesafe almasi ile sinirli degildir, kendi siyasi onceliklerini Kurt sorunu ile sinirlamalari ile de dogrudan baglantilidir. Bu konuda somut ornek sudur: DTP milletvekillerinin aciklamasina gore Abdullah Ocalan'in hapishane kosullari yeni donemde Meclis gundemine tasinacakmis, uzaktan kumandayla bombalar patlatan, otobusleri yakan, cobanlari kaciran PKK’lilara DTP milletvekilleri terorist demeyeceklermis. DTP'nin bu sekilde kendini etnik ayrimci, siddet yanlisi denebilecek bicimde salt Kurt sorununa angaje etmesi kendileri acisindan demokratlasmaya degil otoriter zihniyete hapsolmalari demektir.

DTP, bugunku Meclis’te hatiri sayilir bir cogunluk ile temsil ediliyor. Bu cogunlugun TBMM faaliyetleri sirasinda bolge halki yararina calismalar yapabilmesi, ne soylediginin duyulmasi icin once silah gurultusunun kesilmesi gerekiyor. Bu silah gurultusunu kesmesi gereken de herhalde normal kamu duzenini korumak durumunda olan guvenlik gucleri degil, elinde silahla daglarda dolasan para militer gruplardir.

Meclis icinde Kurt sorunu da dahil olmak uzere, demokratiklesme, sivillesme, ozgurlesme adimlari atilirken, Turkiye'nin illerine sehit cenazeleri dagilmasi kabul edilebilir degildir. Bu yuzden DTP icin kacinilmaz yol siddet ve terore mesafe almasi ve bunu somut siyasi pratiklerle hayata gecirmesidir. DTP siyasal varligini ve temsilini salt Kurt sorununda goruyor olabilir. Ama unutulmamasi gereken sudur, tartistigimiz Kurt sorunu degil, siddet ve terordur. DTP, bir yandan sivil siyaset yaptigini dusunurken, ote yandan siddetin devam edebilecegine inaniyorsa, gercekten cok ciddi bir yanilgi icinde demektir.

Nail Amudi
nailamudi@yahoo.com
Cevapla

“DTP, PKK Yazıları...” sayfasına dön