Abdullah bin Sebe Masalı

Cevapla
Mekzun
Mesajlar: 259
Kayıt: 09 Ağu 2010, 15:35

Abdullah bin Sebe Masalı

Mesaj gönderen Mekzun »

ABDULLAH BİN SEBE EFSANESİ

Din karışımı politik hünerlerin aynası olarak zamanımıza kadar yaşatılan bu laklakalar yeni değil ki, hemen hemen Aleviliğin (Şia’nın) doğuşuyla ilgili tarihlere dayanır. Fakat başlangıcı komik ve efsane kadar hayaldir. Nitekim İslam tarihçilerinin, boş yere işini büyüten ve kuruntudan başka bir şey olmayan Abdullah bin sebe adında biri varmış. Bu hayali adam bir masal kahramanı kadar mucizeler yaratmış, büyük isyanlar hazırlamış, ortadan dine dayalı kutsal bir rejim kaldırıp yerine yepyeni bir rejimin dönemini açmış. İslam dininde –güya- Alevilik gibi önemli bir bidat getirmiş. Alevilik, aslı astarı olmayan bu hayali adamın hüneriymiş…

Allah Allah! Bir Yahudi dönmesi yüzlerce binlerce sahabeyi eline almış, istediği dolabı çevirmek için onları alet etmiş, yüzbini aşan bir ordu toplayarak halife olan Osman’ı öldürmüş, yerine Hz. Ali’yi halife yerine halife yapmış ve Alevilik mezhebini kurmuş, yapmış, etmiş. Sonra da sessiz sedasız ortadan kaybolarak tarihin karanlıklarına gömülmüş.

Kimmiş bu Abdullah bin sebe Allah aşkınıza? Neyin nesi? Nereden gelmiş? Nerede doğmuş? Hangi soydan gelmiş, hangi kabileden türemiş? Yaşamının diğer bölümü nerede ve nasıl geçmiş? Boşuna sormayalım, zira koskoca İslam tarihlerinde bu sorumuza yanıt yok. Oysa milletler arasında Araplar kadar etnografya açısından biyografik araştırmacılığı yapan millet yoktur. Olağanüstü korkunç işler şöyle dursun, birkaç beyit şiir için sayfalar doldurarak o şiiri söyleyen basit bir çöl bedevisi olsa bile, o bedevinin; ismi, soyu hakkında geniş araştırmalar yaparak sonuca varmak Araplar arasında yaygın olan bir edebiyat dalıdır… Özellikle daha fazla göze çarpan kişiler için daha titiz davranırlar. Öyleyse, bu Abdullab bin Sebe hakkında neden hiç kimse bir şey bilmiyor? Nerede kaldı Arapların ünlü Etnologları? Bu bilim Araplar arasında zaman zaman münazaraya bile konu olmuş, hakkında özel kitaplar yazılmış ve Edebiyatın önemli branşı haline gelmiştir.

Abdullah bin Sebe lakırdısı ilk olarak Tabari tarihinde doğdu ve oradan yayıldı. Bu ünlü tarihçi, Bu efsaneyi Seyf bin Ömer adında yalancı ve sahte bir araştırmacıdan almıştır. İslam tarih ve hadis kitaplarını inceleyip üzerine titizlikle duran ünlü eleştirmenler Seyf bin Ömer hakkında yalancı raporu vermişlerdir. Onlardan büyük eleştirmen ve Sünni âlimlerin aslarından sayılan Şemsettin Zehebi “Mizanül itidal” adlı kitabında (Seyf )maddesinde ondan söz ediyor ve hakkında “Belirsiz kişilerden rivayet eder” dedikten sonra, diğer eleştirmen âlimlerin görüşünü yazıyor.

Aslında Abdullah bin sebe konusu, birçok muhakkikin de ortaya koyduğu gibi masaldan başka bir şey değil ve esasen Abdullah bin sebe diye bir kimse asla dünyaya gelmemiştir. Bu konuda, büyük muhakkik Allâme Seyyid Murtaza Askerî’nin iki ciltlik yazmış olduğu ve Merhum Abdulbaki Gölpınarlı tarafından özetlenerek Türkçeye çevrilen “Abdullah bin Sebe Masalı” isimli kitaba başvurulabilir. Bu eser gerçekten de şaşılacak kadar geniş, etraflı ve ilmidir. Yazar eserinde, önce Abdullah bin sebe’nin eski ve çağdaş tarihçiler tarafından hangi kitaplarda, nasıl anıldığını araştırmış, sonra bunların her birinin kaynaklarını tespit etmiş, sonunda asli kaynakların bu husustaki rivayetlerinin tek bir adamdan, yani Seyf bin Ömer’den geldiğini bulup bu zat hakkında muhaddislerle rical bilginlerinin kanaatlerini belirmiştir.

Şunu da eklemek gerekir ki bu masalı uyduranlar, hatta bazı hadisleri dahi uydurup Ehlibeyt İmamları’ndan bazısının diline (İmam Cafer-i Sadık (a.s) gibi) bağlamayı bile ihmal etmemişler. Nasıl ki, diğer bazı konularda da aynı şeyi yapmışlardır.
"İlmin cevherini ehlinden men etmeyin, ilmin cevherinin ehline zulmetmiş olursunuz. İlmin cevherini ehlinden olmayanlara vermeyiniz, aksi takdirde ilmin cevherine zulmetmiş olursunuz."

İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Abdullah bin Sebe Masalı

Mesaj gönderen 3nokta »

Allah razı olsun. Önemli bir noktaya değindiniz.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Cevapla

“İslam Tarihi” sayfasına dön