şialarımızın dereceleri

Cevapla
alibaran
Mesajlar: 136
Kayıt: 02 Mar 2011, 21:08

şialarımızın dereceleri

Mesaj gönderen alibaran »

İmam Muhammed Bagır Aleyhisselam buyuruyor ki : “Şialarımızın derecelerini naklettikleri rivayetlere ve marifetlerine göre tanıyın.”

Kaynak: Nevadir-ul Ehbar

Açıklama: Marifet, rivayette yapılan dirayettir, (derin düşüncedir) rivayette yapılan tefekkürdür. İki tür adam vardır. Birincisi sadece rivayet eden. Ne rivayet ettiğinin farkında değildir. İkinci rivayet edense neyi rivayet ettiğini ve manasını bilir. Hadiste buyruluyor ki: “Şialarımızın derecelerini nasıl tanıyacaksınız?” Şia derece derecedir. Mesela, Miktad’ın olduğu yerde Selmanı Farisi de vardır. Selman’ın olduğu yerde Ebu Zer de vardır, Ammar da vardır. Şiaların derecelerini öğrenmek istiyorsanız ne naklettiklerine bakın. Hangi hadislerden bahsediyorlar ve marifetleri ne kadardır. Sonra buyuruyor ki: ” Marifet ne demektir?” Marifet dirayettir; hadiste yapılan dirayettir. Düşünce ve tefekkürdür ve ondan sonra hadisi nakletmesidir. Feyzi Kaşani “Kelimetul Meknune’de” bir hadis naklediyor. Adamın birisi İmam Muhammed Bagır Aleyhisselam’ın yanına gelip arz etti ki: “Allah’u Teala nerededir?” İmam Muhammed Bagır Aleyhisselam kendisine işaret ederek “burada” buyurdu.Yıllar önce biz medresede bir meclis kurup hadis müzakeresi yapıyorduk. Arkadaşlardan birisi bu hadisi nakletti. Hadisin ne manaya geldiğini açıklayamayınca da ortalık karıştı. Herkes dedi ki: “Ne yani imam kendisinin Allah olduğunu mu iddia ediyor?” Neyse ki başka bir arkadaş“Hadisin manası budur.” diyerek konuya açıklık getirdi. Soruyu soran marifet sahibi birisidir. Arz ediyor ki: “ Allahu Teala’ya en keskin işaret kimdir? Bu işaret nerededir?” Hadisin mezmunundan çıkan mana budur. Çünkü İmam Aleyhisselam raviye Allah’a mekan nisbeti verilmez diye buyurmuyor. Oysa Nehcul Belağa’nın birinci hutbesinde Hz. Ali Aleyhisselam Allah’a mekan isnat edilemeyeceğini buyuruyor. Dolayısıyla ravinin sorusundaki niyetini İmam Aleyhisselam bildiğinden kendisine işaret ediyor. İmam Bagır Aleyhisselam buyuruyor ki: “ Allahu Teala’ya en yüce işaret eden imamın kendisidir.” Marifet sahibi kimse Allah’u Teala’ya mekan isnat etmez. Ravinin maksadı da bu değildi. O Allah’u Teala’ya ulaşmanın yolunu sormuştu ve İmam Aleyhisselam da “Ulaşmanın yolu benim.” Buyurmuştur. Hadise kısaca böyle bir açıklık getirdi. Meşarik’te bir hadiste Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Alihi Ve Sellem buyuruyor ki: “Allah ismi benim. Her şey de bendendir.” Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Alihi ve Sellem buyuruyor ki: “Ben ismi celaleyim. Allah ismiyim.” Başka yerde de ( nehnu esmaul husna ) “ Biz Allah’ın isimleriyiz.” İmam Ali Aleyhisselam buyuruyor ki: “Kuran Fatiha’da toplanmıştır.” Fatiha Bismillah’ ta, Bismillah B de, B de noktada. O nokta benim.” Kuran’da ne kadar Allah ismi geçiyor. Rahman ismi geçiyor. Buna göre diyelim ki Hz.Ali Aleyhisselam Allah’ın ismidir. Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Alihi Ve Sellem buyuruyor ki: “ Ben Allah’ın ismiyim. Allah ismiyim. Zat değilim (haşa).” Ve her şey de Allah’ın isminden vücut buldu. Devamında Masum Aleyhisselam buyuruyor ki: “Mümin bu sayede bizim hadislerimizi naklederek ve marifetimize erişerek çok yüce derecelere ulaşır. Şiaların derecelerini tanımanın yolu budur. Ehli Beyt Aleyhisselam’dan ne kadar rivayet naklettiklerine ve rivayeti nasıl anladıklarına bakın. Ehli Beyt Aleyhisselam’dan mı rivayet ediyorlar yoksa başka bir yerden mi? Ehli Beyt Aleyhisselam’dan naklettikleri rivayeti azametle mi naklediyorlar yoksa alelade bir şekilde mi? Bakın görün Ehli Beyt Aleyhisselam’ın mübarek kelamını ağızlarına aldıklarında renkleri ve şekilleri değişiyor mu? İhtiram ve saygı gösteriyorlar mı ve bu rivayetlerden ne anlıyorlar?
Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön