Teoman Şahin Beyin Röportajına Yanıt!

Cevapla
ABDULGAİM
Mesajlar: 4
Kayıt: 26 Şub 2007, 10:02

Teoman Şahin Beyin Röportajına Yanıt!

Mesaj gönderen ABDULGAİM »

Sayın Teoman beyin aktif siyaset için vermiş olduğu röportajını yerinde ve gerekli buldum.
Seçim sistemi hakkındaki eleştirisine ve getirdiği öneri paketine katılıyorum.
AKP'nin "bir inanç grubu olarak çıktılar..."sözüne katılmıyorum.Sosyo-Ekonomik projeleri olan bir siyasi hareket olarak çıktılar.Teoman beyde bilmediğimiz bazı doneler varsa o başka.Kişisel gözlemim AKP nin,azınlık ve koalisyon hükümetlerinin başarısızlıkları ve toplumda oluşan karamsar tablonun sonucu ortaya çıktığını düşünüyorum.Aksi taktirde sistemde büyük bir yönetim boşluğu ve toparlanması zor ekonomik çöküntüler oluşacaktı.AKP de yönetime yatırım ve ekonomik projelerle ve sosyal projelerle aday oldu ve millet can simidi gibi bunlara sarılıp iktidar yaptı.
Kişisel menfaat gruplarının oluştuğu doğru.Yani her iktidar gibi AKP de kendi burjuvazisini oluşturdu.Bu da sistemden kaynaklanan bir durum.Yani burjuvazisi,medya grubu falan güçlü olan iktidarda kalıyor.
Ama bu iktidar döneminde farklı bir durum var.Genelde siyasi iktidarlarda partiye çok yakın akraba hısımlar falan nimetlerden faydalanırken AKP iktidarında daha geniş kesimler bu iktidardan nemalandılar.Yani bu iktidarın burjuvazisi geniş tabanlara yayıldı.Özelleştirmeler yolu ile olduğu gibi,halkın yakacağını vererek veya okulda kitaplarını vermek suretiylede bu iktidar nemalananları yaygınlaştırmış oldu.Oy oranını koruması ve tek başına iktidar olacağı gerçeği buna işaret ediyor.
Teoman beyin Alevilein siyasi ilkesi diye bahsettiği ilkeyi kim koydu doğrusu bir şia mukallidi olarak anlayamadım.Ehli Beyt dostu partiden bahsediyor...Siyasi partilerin inançlar üzerinden politika geliştirmeleri bana doğru gelmiyor.Yani siyasi partiler yapıları gereği insan ihtiyaçlarının bir gereği olan sosyo-ekonomik hizmetleri sunmak dışında bir anlamları yoktur.Teoman beyin kendi özgün çizgisinden yola çıkarak siyaset alanından uzak duruşunu ve basit bir kendini tatmin ifadesi olan "12 imamlar aşkına 12 partiyede mühür basmaları.."fikrini yadırgadığımı belirtmek istiyorum.
Bir gerçeği kabul etmemiz gerekiyor;Aktif siyaset ve politika insan yaşamında derin etkiler yaratıyor.Aktif siyasetin oluşturduğu bu etki veya talip oldukları yönetim diyelim insanların doğumdan ölümlerine kadar olan zaman diliminde rol oynuyor,olumlu veya olumsuz etki ediyor.Gelir dağılımı,üretim,istidam,eğitim,sağlık,konut,ulaşım,iç ve dış politika,güvenlik,hukuk,Din,Kamu Maliyesi,vergiler,ücretler,tüketici fiyatları,yaşlılar ve fakirlerin rehabilitasyonu,sosyal güvenlik v.s,v.s
Yani tüm bu alanlar biz istemesekte siyasi partiler aracılığı ile düzenlenip şekilleniyor.Siyasi partiler iktidar yolu ile bu alanlara hükmediyorlar.İktidarlar siyasi hayata katıtılımı olsun veya olmasın tüm bireyleri eylemleri ile etkiliyorlar.Yaşamımız üzerinde etkisi olan eylemler hakkında elbette bizimde bir tavrımız olmalıdır.Bu noktada erdemli ve takva temelli insanların aktif siyasi hayattan uzak durmalarını,bu nu bir takım gerekçelerle ertelemelerini,basit bir uslupla değerlendirmelerini doğru bulmuyorum.
Siyasi partilerin iktidar yolu ile etki ettiği alanlar yukarda sıraladığımız gibi insanlar için objektif ve fıtri alanlardır.Yani Kanada halkının yaşamı için sosyo ekonomik yapı neyse bu Türkiye halkı içinde aynıdır.İhtiyaçlar aynı ve benzerdir ama kaynaklar falan sınırlıdır ve ortada bu kaynakların doğru bir yönetimi sorunu vardır.İnsanların ihtiyaçları öyle karmaşık değildirki bunun çözüm yollarıda öyle karmaşık ve çetrefilli olsun.Siyaset sahnesindeki iktidar hırsı bu çözüm yollarını karmaşık hale getirmektedir.
Bu alanda Teoman beyinde buyurduğu gibi takva ve ilke temelli tavırlar geliştirmek önemlidir.Ama öyle olan insanlarda maalesef şu anda Teoman bey gibi bu alanlardan uzaktırlar.veya kendi inanç temellerine dayalı bir siyasi oluşumu beklemektedirler.Ama insanların temel ihtiyaçlarını karşılama olgusu Teaoman beyin parti kurmasını bekleyecek kadar önemsiz değildir.
Şahsi düşüncem olarak istikrarlı bir okonomik hayatta ve insanların sosyal güvencelerinin olduğu bir düzende inançların rahat gelişeceğine inanıyorum.Hani bir söz vardır ya "fakirlik bir kapıdan girerse iman (din) diğer kapıdan çıkar"diye.Bunun gibi bir ülke kötü yönetiliyor,enflasyon ve kıtlıklarla boğuşuyorsa burda imanlı insanların sayısı azalır.
Bu gerçeği sömürü düzenleri de biliyorlar.Bunun için halkları fakir tutarak maddi kazanç yollarıyla oyalamaya çalışıyorlar.Bu milletin kitap okuma oranının düşük olmasıda bunun sonucu olsa gerek.Adam kış gelmeden kışın nasıl ısınacağını düşünüyor...bu insan ne alıpta okusun.okumayıncada nasıl bilinçlensin.
Ben Tokatta bir yardımlaşma derneğinde dağıtım elamanı olarak çalıştığım için biliyorum.Bura 120.000 nüfuslu Tokat...küçük bir anadolu şehri.Allahım öyle evler gördük ki yani adam öğünden kalmış ekmeğini su ile katık yapıp yiyor.Şimdi bu insana bizim ehli beyt dostluğumuz ne katkı sağlar?
Kabul edelim veya etmeyelim AKP iktidarı bizim ulaşamayacağımız geniş mustazaf kesimlerine ulaştı ve onların ihtiyaçlarına çözüm üretti.Ben sağlıkta çalışıyorum.Önceden eş dost yeşil karnesi ile muayenesini olur ondan sonra bize gelip"ya şu ilaçları sosyal yardımlaşmadan nasıl alabiliriz veya senin karnene yazdırıp alsak"derdi.Şimdi memur gibi Yeşil Kartlıda muayenesini olup ilacını gidiyor serbest eczaneden alıyor.Bizim Tokatta 2006 yılında yeşil kartlıya ilaç bedeli olarak 13.000.000.00 ytl ödenmiş.Hocam bu kaynaklar önceden yokmuydu?devletin bu imkanları vardıda nerde kullandılar neden bu insan ların en temel ihtiyaçlarını karşılamadılar?İnsanların ihtiyaçları Alevilerin parti kurmalarını beklemeyecek kadar ciddi ve ölümcüldür.
Aziz dostlar!Kur ana baktığımızda Firavun tasvirini görüyoruz.Buyuruyor ki"o erkekleri öldürüyor kadınları sağ bırakıyordu ve halkını sınıflara bölüyordu" yani demiyorki imansızlaştırıyordu,dinsizleştiriyordu!erkekleri öldürerek o erkeğin evini sahipsiz koyuyordu.Erkek o dönemde istihdam sınıfı.İşçi ve emek sınıfı.Erkekleri öldürünce erkeğin hanımı çocukları evinde kim yaşıyorsa ekonomik bir üretimden ve onları geçindirmekten mahrum kalacaklardır.Allah tebareke ve teala bunun için Hz.Musa a.s mı görevlendiriyor.Yani Hz.Musa peygamberin görevlendirildiği alan insanların sosyo ekonomik alanlarındandır.Bu alanların çirkin emellere alet edildiğini,siyasi seçimlerin at yarışı oynar gibi yapıldığını ve halkın kısır çekişmelerin altında ezildiğini söyleyebiliriz.Ama kaçamayız.Ne haliniz varsa görün diyemeyiz.Bu ülkenin erdemli ve takvalı insanlarının ayrışarak partileşmeleri yerine geniş tabanlı geniş ufuklu ve insanların temel ihtiyaçlarını karşılama dışında bir amaç taşımayan siyasi partilerde buluşmaları gerekmektedir.Elbette bugün ortaya konulacak siyasi ideallerin üzerinde idealler vardır.Evrensel İlahi Hükümet idealimiz tüm var olan doğruların ve yapılan güzelliklerin üzerindedir.
Son olarak sayın Teoman beyin dünyanın en tehlikeli ideolojisi olan milleyetçiliğin temsilcisi olan Bahçeliye teşekkür edecek konu bulmasınada şaşırmadım değil.Adam mecliste bile değil ki gerginlik ve istikrar noktasında bir esamesi olsun!Hangi gerginlikten uzak durmuş!Suni terör üzerinden hala siyasi rant toplamıyormu?
Teoman beyi röportajından dolayı yine kutlarım.Yoksa siyasetle ilgili değerli fikirlerini öğrenemeyecektik.Hatta buna benzer açıklamalarını ulusal basınada taşırsa daha iyi olur.Fikirlerden fikir doğar.Bu toplumun samimi,ilkeli ve takvalı fikirlere ihtiyacı var.
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: teoman şahİn beyİn röportajina yanit!

Mesaj gönderen biralevi »

ABDULGAİM yazdı:

Kod: Tümünü seç

Sayın Teoman beyin aktif siyaset için vermiş olduğu röportajını yerinde ve gerekli buldum. 
Seçim sistemi hakkındaki eleştirisine ve getirdiği öneri paketine katılıyorum. 
öncelikle zahmetinize ve pozitif içerikli kabul ettiğim eleştirilerinize Teşekkür ediyorum,aynı fikirdeyiz,sorun yok.

Kod: Tümünü seç

AKP'nin "bir inanç grubu olarak çıktılar..."sözüne katılmıyorum.Sosyo-Ekonomik projeleri olan bir siyasi hareket olarak çıktılar.Teoman beyde bilmediğimiz bazı doneler varsa o başka.Kişisel gözlemim AKP nin,azınlık ve koalisyon hükümetlerinin başarısızlıkları ve toplumda oluşan karamsar tablonun sonucu ortaya çıktığını düşünüyorum.Aksi taktirde sistemde büyük bir yönetim boşluğu ve toparlanması zor ekonomik çöküntüler oluşacaktı.AKP de yönetime yatırım ve ekonomik projelerle ve sosyal projelerle aday oldu ve millet can simidi gibi bunlara sarılıp iktidar yaptı. 

Bu noktada da bir sorun yok sizinle aynı fikirdeyim,ben sadece inanç grubu olmaları noktasına AĞIRLIKLI VE ÖZEL bir vurgu yapmak istemiştim,milli görüş temeline atıfta bulunmak istemiştim çünkü röportajın konusu AKP nin pozisyonu yada seçim bildirgesindeki projelerinin değerlendirilmesi değildi.Bazı noktalara dikkat çekmek idi.Çıkış noktasında diğerlerinin yıpranmışlığı,başarısızlığı,siyaseten umudu yeşertecek boşluk oluşması vs de diğer nedenlerdi.AKP tüm bunları iyi kullandı birtakım projelerle de bu noktaya gelindi.Bu noktadaki eleştirinize hiçbir itirazım yok.Sadece çıkışta ima ettikleri,atıfta bulundukları İnanç noktasında nereden nereye geldiklerine dikkat çekmek istemiştim o kadar,zaten milli görüş gömleğini çıkardıklarını söylemelerini de bu çerçevede anlıyorum.Buna katkı yapan görüşlerinize de aynen katılıyorum.

Kod: Tümünü seç

Kişisel menfaat gruplarının oluştuğu doğru.Yani her iktidar gibi AKP de kendi burjuvazisini oluşturdu.Bu da sistemden kaynaklanan bir durum.Yani burjuvazisi,medya grubu falan güçlü olan iktidarda kalıyor. 

Evet bu noktada da aynı fikirdeyim.

Kod: Tümünü seç

Ama bu iktidar döneminde farklı bir durum var.Genelde siyasi iktidarlarda partiye çok yakın akraba hısımlar falan nimetlerden faydalanırken AKP iktidarında daha geniş kesimler bu iktidardan nemalandılar.Yani bu iktidarın burjuvazisi geniş tabanlara yayıldı.Özelleştirmeler yolu ile olduğu gibi,halkın yakacağını vererek veya okulda kitaplarını vermek suretiylede bu iktidar nemalananları yaygınlaştırmış oldu.Oy oranını koruması ve tek başına iktidar olacağı gerçeği buna işaret ediyor. 

Aynı fikirdeyim,daha geniş kitlelerle birlikte nemalandıkları doğrudur.Bunu 2002 seçimlerinin hemen akabinde tesbit etmiştik ve prina örneği vermiştik,daha geniş bir kitleyle birlikte tırtıklıyorlar,tüketiyorlar,sonuçta bunlarda üretmeden tüketiyorlar,balık tutmayı öğretmek yerine tuttukları balıkları paylaşıyorlar.

Kod: Tümünü seç

Teoman beyin Alevilerin siyasi ilkesi diye bahsettiği ilkeyi kim koydu doğrusu bir şia mukallidi olarak anlayamadım.Ehli Beyt dostu partiden bahsediyor...Siyasi partilerin inançlar üzerinden politika geliştirmeleri bana doğru gelmiyor.Yani siyasi partiler yapıları gereği insan ihtiyaçlarının bir gereği olan sosyo-ekonomik hizmetleri sunmak dışında bir anlamları yoktur.
Bu noktada herhangi bir ilke koymuyorum mevcut ilkeye atıfta bulunuyorum onu hayata tatbik ediyorum.Bizim 12 imamlarımızın inancında tevalla ve teberra inancı vardır,Ehli beyt dostuna dost,düşmanına düşman olmak yada başka bir deyişle Ehli beyte yakın olana yakın,uzak olana uzak olmak esası vardır.Ve bu ilke hayatın her alanında geçerlidir,yani siyasette,ekonomide,özel arkadaşlık ilişkilerinde çok özel istisnalar haricinde bu ilke geçerlidir.
VE bizim siyaset anlayışımız inanç temelinden asla soyutlanamaz.Yani siyaset başka inanç başka diyemeyiz,bizim inancımız siyasetimizin,siyasetimizde inancımızın ayrılmaz parçasıdır.
İnançlar doğrultusunda politika geliştirmek başka şeydir,reel politika koşullarına uygun siyaset yapmak başka şeydir. Söylediğiniz sosyo-ekonomik politika gerçeklerine birşy denemez ama bütün bunları uygularken bizim elimizi gözümüzü kulağımızı bağlayan temel inanç ilkelerini de görmezden gelemeyiz.Hz.Ali’nin siyasi anlayışının muaviye türünden olamayacağına ilişkin görüşlerini hatırlatmak istiyorum,bizim siyasetimiz kurnazlık temelinde değil akıl temelinde olmak zorundadır,bu zorunluluğa ve bunun pratiğe nasıl yansıyacağına dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bu nedenle Ehli Beyt dostu parti,ehli beyt dostu lider yada bağımsız bir aday arayışımızı reel siyasete uygun görmeyebilirsiniz ama ilahi siyasete uygun olduğunu da inkar edemezsiniz.

Kod: Tümünü seç

Teoman beyin kendi özgün çizgisinden yola çıkarak siyaset alanından uzak duruşunu ve basit bir kendini tatmin ifadesi olan "12 imamlar aşkına 12 partiyede mühür basmaları.."fikrini yadırgadığımı belirtmek istiyorum.
Eğer siyaset alanından uzak dursaydım zamanımın son 30 yılını bu dava uğruna ortaya koymazdım.Siyasetin tam içindeyim ve siyaset yapıyorum,bu sohbette siyasi bir tavırdır ve pratik yaşamımda da siyaset yapıyorum.Ama bu siyaset parlementer temelli değil,siyasi yelpazenin içinde değil üzerindedir.Sanıyorum yeterince tanımadığınız için uzak durduğumu düşündünüz.Sandığa gitmeyişim uzak durmak değil uyguladığım siyasetin göstergesidir.
Biraz açıklarsam sanırım daha iyi değerlendirirsiniz:
İnsanlar her seçimde yeni bir umut ışığı diye sandığa gidiyorlar ve her seçimde yeni bir umut tükenişiyle karşılaşıyorlar ve karşıdaki güç her seferinde değişik maskelerle birilerini allayıp pullayıp yeniymiş gibi öne çıkarıyor ve bu kısır döngü nedeniylede asıl kurtarıcının gelişi sürekli erteleniyor.
Eğer insanlara bu maskeli adamların aslında aynı senaryonun parçaları olduğunu anlatabilirsek,onları bu noktada ikna edipte onlardan umut kesmelerini sağlayabilirsek bu noktada bir boşluk doğacak ve o insanlar fıtraten yeni umutlar arayışına girecektir,işte bu noktada onlara İMAMI ZAMANIN gerçek kurtarıcı olduğunu anlatacak oluşumlar anlam kazanacaktır.Bugüne kadar kurduğumuz dernek,vakıf vs türünden her oluşum bu amacın aracıdır.Yarın sendika,parti konfederasyon vs de bu boşlukta kurulur ve tümündeki temel amaç asıl kurtarıcının zuhuru olmak zorundadır.Yani sandığa gitmeme yada geçersiz oy verme tavsiyem bir tatmin sorunu değil,bir arka plan sorunudur,umarım görürsünüz.
Yoksa bizde kalabalığımızı pazarlayarak dönen çarkın basit dişlileri olabilirdik,insanların şu anda ulaşmak için birbirini yedikleri makamlara biz çok daha az bir gayretle ve daha kolay ulaşabilirdik.O şekildede davamıza hizmet edebilirdik ama bunu yapmadık çünkü ilahi siyaset çok daha geniş bakış açılarını hesaba katmamızı gerekli kılıyor.

Kod: Tümünü seç

Bir gerçeği kabul etmemiz gerekiyor;Aktif siyaset ve politika insan yaşamında derin etkiler yaratıyor.Aktif siyasetin oluşturduğu bu etki veya talip oldukları yönetim diyelim insanların doğumdan ölümlerine kadar olan zaman diliminde rol oynuyor,olumlu veya olumsuz etki ediyor.Gelir dağılımı,üretim,istidam,eğitim,sağlık,konut,ulaşım,iç ve dış politika,güvenlik,hukuk,Din,Kamu Maliyesi,vergiler,ücretler,tüketici fiyatları,yaşlılar ve fakirlerin rehabilitasyonu,sosyal güvenlik v.s,v.s 
Yani tüm bu alanlar biz istemesekte siyasi partiler aracılığı ile düzenlenip şekilleniyor.Siyasi partiler iktidar yolu ile bu alanlara hükmediyorlar.İktidarlar siyasi hayata katıtılımı olsun veya olmasın tüm bireyleri eylemleri ile etkiliyorlar.Yaşamımız üzerinde etkisi olan eylemler hakkında elbette bizimde bir tavrımız olmalıdır.Bu noktada erdemli ve takva temelli insanların aktif siyasi hayattan uzak durmalarını,bu nu bir takım gerekçelerle ertelemelerini,basit bir uslupla değerlendirmelerini doğru bulmuyorum. 
Siyasi partilerin iktidar yolu ile etki ettiği alanlar yukarda sıraladığımız gibi insanlar için objektif ve fıtri alanlardır.Yani Kanada halkının yaşamı için sosyo ekonomik yapı neyse bu Türkiye halkı içinde aynıdır.İhtiyaçlar aynı ve benzerdir ama kaynaklar falan sınırlıdır ve ortada bu kaynakların doğru bir yönetimi sorunu vardır.İnsanların ihtiyaçları öyle karmaşık değildirki bunun çözüm yollarıda öyle karmaşık ve çetrefilli olsun.Siyaset sahnesindeki iktidar hırsı bu çözüm yollarını karmaşık hale getirmektedir. 
Bu alanda Teoman beyinde buyurduğu gibi takva ve ilke temelli tavırlar geliştirmek önemlidir.Ama öyle olan insanlarda maalesef şu anda Teoman bey gibi bu alanlardan uzaktırlar.veya kendi inanç temellerine dayalı bir siyasi oluşumu beklemektedirler.Ama insanların temel ihtiyaçlarını karşılama olgusu Teaoman beyin parti kurmasını bekleyecek kadar önemsiz değildir. 
Aktardığınız siyasal partilerin işlevi ,toplumsal rolü vs türünden analizinize katılıyorum,bu noktada da bir sorun yok.Yukarıda bahsettiğim gibi sorun benim parti kurmamı bekleme sorunu değildir,belki o süreç 50 yıl sonra gelecektir,belki 100 yıl sonra yani bunu şartlar belirliyor.Ama kesin olan şu ki insanlar İMAMI ZAMANI beklemekten asla vazgeçemezler,bu bizim temel inanç noktamız,temel siyasi pozisyonumuzdur,bekleyecekler,beklemek zorundalar,buradaki temel sorun beklerken neler yapacakları konusunda insanlara yol göstermektir,sadece bu noktaya vurgu yapmak istemiştim,siz başka yerlere taşıdınız.


Kod: Tümünü seç

Şahsi düşüncem olarak istikrarlı bir okonomik hayatta ve insanların sosyal güvencelerinin olduğu bir düzende inançların rahat gelişeceğine inanıyorum.Hani bir söz vardır ya "fakirlik bir kapıdan girerse iman (din) diğer kapıdan çıkar"diye.Bunun gibi bir ülke kötü yönetiliyor,enflasyon ve kıtlıklarla boğuşuyorsa burda imanlı insanların sayısı azalır. 
Bu gerçeği sömürü düzenleri de biliyorlar.Bunun için halkları fakir tutarak maddi kazanç yollarıyla oyalamaya çalışıyorlar.Bu milletin kitap okuma oranının düşük olmasıda bunun sonucu olsa gerek.Adam kış gelmeden kışın nasıl ısınacağını düşünüyor...bu insan ne alıpta okusun.okumayıncada nasıl bilinçlensin. 
Ben Tokatta bir yardımlaşma derneğinde dağıtım elamanı olarak çalıştığım için biliyorum.Bura 120.000 nüfuslu Tokat...küçük bir anadolu şehri.Allahım öyle evler gördük ki yani adam öğünden kalmış ekmeğini su ile katık yapıp yiyor.Şimdi bu insana bizim ehli beyt dostluğumuz ne katkı sağlar? 
Kabul edelim veya etmeyelim AKP iktidarı bizim ulaşamayacağımız geniş mustazaf kesimlerine ulaştı ve onların ihtiyaçlarına çözüm üretti.Ben sağlıkta çalışıyorum.Önceden eş dost yeşil karnesi ile muayenesini olur ondan sonra bize gelip"ya şu ilaçları sosyal yardımlaşmadan nasıl alabiliriz veya senin karnene yazdırıp alsak"derdi.Şimdi memur gibi Yeşil Kartlıda muayenesini olup ilacını gidiyor serbest eczaneden alıyor.Bizim Tokatta 2006 yılında yeşil kartlıya ilaç bedeli olarak 13.000.000.00 ytl ödenmiş.Hocam bu kaynaklar önceden yokmuydu?devletin bu imkanları vardıda nerde kullandılar neden bu insan ların en temel ihtiyaçlarını karşılamadılar?İnsanların ihtiyaçları Alevilerin parti kurmalarını beklemeyecek kadar ciddi ve ölümcüldür. 
Aziz dostlar!Kur ana baktığımızda Firavun tasvirini görüyoruz.Buyuruyor ki"o erkekleri öldürüyor kadınları sağ bırakıyordu ve halkını sınıflara bölüyordu" yani demiyorki imansızlaştırıyordu,dinsizleştiriyordu!erkekleri öldürerek o erkeğin evini sahipsiz koyuyordu.Erkek o dönemde istihdam sınıfı.İşçi ve emek sınıfı.Erkekleri öldürünce erkeğin hanımı çocukları evinde kim yaşıyorsa ekonomik bir üretimden ve onları geçindirmekten mahrum kalacaklardır.Allah tebareke ve teala bunun için Hz.Musa a.s mı görevlendiriyor.Yani Hz.Musa peygamberin görevlendirildiği alan insanların sosyo ekonomik alanlarındandır.Bu alanların çirkin emellere alet edildiğini,siyasi seçimlerin at yarışı oynar gibi yapıldığını ve halkın kısır çekişmelerin altında ezildiğini söyleyebiliriz.Ama kaçamayız.Ne haliniz varsa görün diyemeyiz.Bu ülkenin erdemli ve takvalı insanlarının ayrışarak partileşmeleri yerine geniş tabanlı geniş ufuklu ve insanların temel ihtiyaçlarını karşılama dışında bir amaç taşımayan siyasi partilerde buluşmaları gerekmektedir.Elbette bugün ortaya konulacak siyasi ideallerin üzerinde idealler vardır.Evrensel İlahi Hükümet idealimiz tüm var olan doğruların ve yapılan güzelliklerin üzerindedir. 

Marksistler ekonomik çelişkiyi yada sınıf çelişkisini ANA çelişki olarak sunarlar,onlara göre tüm sorunların temel ,ana sebebi ekonomiktir,yoksulluktur,fakirliktir.
Biz ekonomik yada sınıfsal çelişkinin önemini inkar etmiyoruz ama bunun TEMEL ÇELİŞKİ olmadığını ama YAN çelişki olduğunu söylüyoruz.
Siz her şeyi ekonomik temelli tahlil ederseniz aynı sonuca varamayız.Sorun ekonomi olabilir ama bu sorun ahlaksızlığın tek başına zorunlu nedeni zorunlu sebebi olamaz.
Bu ekonomiyi inkar etmek değil gerçek yerine koymak anlamına gelir,ekonomi önemlidir ama her şey değildir.İnsani fıtrat,değerler,insanın kendine,topluma ve yaratıcıya karşı görevleri ve bu noktada sunulan değer yargıları daha önemlidir.
Bizlerin temel amacı insanların karınlarının doyması değil insanların belli değer yargılarıyla donatılmasıdır.Bu karınların doyrulmasının önemsizliği anlamına gelmez sadece önceliğe yönelik bir tercihtir.Resulallah yada imamlarımız isteselerdi küçük siyasi varyasyonlarla dostlarının karınlarınıda doyurabilirlerdi,bazı noktalarda taviz vererek birçok maddi ekonomik güçte elde edebilirlerdi ama bunun yerine ilahi değerlerin öğrenilmesine öncelik verdiler ve bu süreç günümüzdede devam ediyor.Konu uzayabilir bu nedenle detay örneklere tefsirlere hadislere girmiyorum.Ama sakın olaki bu bakışımızdan ekonomiyi ihmal yada inkar ettiğimiz gerçeğini çıkarmayın sadece onu kendi asıl yerine oturtmaya çalışıyorum.


Kod: Tümünü seç

Son olarak sayın Teoman beyin dünyanın en tehlikeli ideolojisi olan milleyetçiliğin temsilcisi olan Bahçeliye teşekkür edecek konu bulmasınada şaşırmadım değil.Adam mecliste bile değil ki gerginlik ve istikrar noktasında bir esamesi olsun!Hangi gerginlikten uzak durmuş!Suni terör üzerinden hala siyasi rant toplamıyormu? 

DOğrudur milliyetçiliğin her türü insanları böler,ilk zamandan bu yana bu olguya dikkat çekiyoruz.Sadece bununlada kalmıyor;
Yakın tarihe baktığımızda kendisini milliyetçi olarak isimlendirilen kitlelerin bazı karanlık güçler tarafından illegal şekilde nasıl kullanıldıklarını da görürüz.Ben bu süreci 1979 yılında çorum olaylarında bizzat yaşadım.Çünkü hain ve düşman belirlediğinizde bu milliyetçi kitleyi o hedefe yönlendirmek çok basittir.
Bu nedenle Türk-İslam sentezinin örtülü faşizm olduğunu terminoloji olarak ilk dile getiren biziz.Yine milliyetçilik ile vatanseverliğin farklı şeyler olduğunu ısrarla biz vurguluyoruz.
12 eylül öncesinde milliyetçiler bu noktada çok kullanıldılar,YAPAY düşman ÜZERİNE saldırtıldılar,faili meçhullere katliamlara yöneltildiler.Bugün de aynı pozisyona sokulmak isteniyorlar ama bazıları bu gerçeğin farkındalar,işte buna vurgu yaptım,bunun farkında olmalarının iyi bir şey olduğunu taktir edilmesi gerektiğini söylemeye çalıştım.Doğruya doğru iyiye iyi güzele güzel demek zorundayız.Haaa yarın aynı adamlar aynı eylemlere bulaşırlarsa ki bu her zaman mümkündür o zamanda başka türlü cümleler kurarız,başka tavırlar takınırız.
Eğer bu adamlar bu noktada gerginlik yaratmak üretmek isteyenlerin oyunlarına gelselerdi kürt-türk,alevi –sünni, laik-anti laik,akpci,mhp ci türünden birçok gerginlik ortamı olurdu ve siz o zaman nasıl bir esamenin ortasında olduğunu daha iyi görürdünüz.
Bu nedenle bu noktada bu insanları taktir etmemde hiçbir sakınca görmüyorum.Ayrıca terör üzerinden siyasi rant toplama konusunda size hak vermiyor da değilim ama o kadarda olacak yani.huylu huyundan tümden vazgeçer mi?

Kod: Tümünü seç

Teoman beyi röportajından dolayı yine kutlarım.Yoksa siyasetle ilgili değerli fikirlerini öğrenemeyecektik.Hatta buna benzer açıklamalarını ulusal basınada taşırsa daha iyi olur.Fikirlerden fikir doğar.Bu toplumun samimi,ilkeli ve takvalı fikirlere ihtiyacı var.

Ulusal basın konusunda yıllardır sorunumuz var ya aktarmıyorlar yada doğru aktarmıyor çarpıtıyorlar bu nedenle istisnalar dışında ulusal basınla görüşmüyorum.İyiniyetli güvenilir biri karşıma çıkarsa tabiki görüşürüz.Şahsen isteğim fikirler konuşulsun,tartışılsın doğruyu hatta en doğruyu arayalım bulunca da doğruya doğru diyelim ve bu noktada sadece bu seçimlerde nasıl davranmamız yada kime oy vermemiz gerektiğini de söyleseydiniz eleştirileriniz daha anlamlı olurdu diye de düşünüyorum.

ABDULGAİM
Mesajlar: 4
Kayıt: 26 Şub 2007, 10:02

sİyasete daİr yorumlar 2

Mesaj gönderen ABDULGAİM »

Öncelikli olarak ben İmam Alinin, muaviye ile olan siyasetini sizin gibi anlamıyorum.Biz sizin idda ettiğiniz gibi muaviye sayesetini onaylamaktan Allaha sığınırız.
Bir şeye dikkat çekmek istiyorum.Size göre bugün siyasi partiye oy vermek “ehl i beyt siyaset” anlayışana ters düşmek oluyor.Çünkü mevcut partilerde size göre ehli beyt dostu ne bir parti var nede bir lider.Aynı zamanda tevalla ve tebarra inancımıza da ters düşmektedir.diyorsunuz.
Bende,topluma hizmet aracı sunmak dışında bir anlamı olmayan siyasi partilere oy vermenin itikadi bağlamda değerlendirilemeyeceğini söylüyorum.Siz İmam Ali yi örnek verdiniz.Bende sizin gibi Şahı Velayetten örnek vereceğim..
Sizin iddada bulunduğunuz gibi bir durum olsaydı İmam Ali(a.s)muaviye ile hakem olayına hiçbir şekilde yaklaşmaz ve sonuna kadar savaşırdı?Eğer ilahi hükümlere ve itikada açıkça ters düşme onu çiğneme gibi bir durum olsaydı İmam Ali hakem önerisini açık bir dille reddeder ve savaşırdı.İmamın iki taraftan bir takım baskılarla bu öneriyi kabul ettiğini biliyoruz.İmam ilahi olarak tanıtılmış zamanın insanlarına hucceti olan biriydi.Muaviye ise sadece İslam halkının hukumetini ele almak ve siyasi amacına ulaşmak isteyen bir çıkarcıydı.İmam Ali kendi ilahi hak hükümetinden feragat ederek halkın huzur ve selametine olan hürmetini ve verdiği değeri göstermiş oldu.Teşbihte hata olmaz yani bir merkezi hükümet benzeri bir siyasi otoritenin oluşmasına göz yumdu.Çünkü hakem olayının çıkış nedeni her iki savaş tarafını dışarıda bırakan bir çözün getiriyordu.İmam Ali bu öneriye sitem ve kahırla evet onayı verdi.Bu onaylama itikadi anlamda ilahi hükmü inkar ve ihlal olsaydı ilahi Huccet hiçbir şekilde bu öneriyi kabul etmezdi.Bizler emirelmüminin ümmetin salah ve menfati konusunda ne kadar hassas ve insani olduğunu kendinden önceki halifeler dönemimdeki tutumlarındanda biliyoruz.Gasıp halifeler karşısında neden sustuğunu üçüncü halifeye karşı oluşturulan kıyam hareketinde nasıl halkın salahı için mücadele ettiğini biliyoruz.Burdan hareketle İmamın bu noktalardaki tutum ve davranışlarından buna benzer olayların itikadi anlamda değerlendirilemeyeceği anlamını çıkarabiliriz.Benzer şekilde 2.İmamımız Hasan(a.s)ın ümmetin yönetimini kendisinden sonra oğlu yezide(l.a)bırakmaması ve ehl i beyt taraftarlarına ilişmemesi karşılığında gasıp ve zalim muaviye ile anlaşma yoluna gitmesini nasıl itikadi bir anlama ile değerlendirebiliriz?Hayır bu konunun itikadi bir tarafı olamaz.İmamlarımız açık bir şekilde ilahi farizalara canları pahasına dahi olsa siper olup o farizaları yerine getirirler.
Masumlarımızın siyaseti elbette karşılarındaki nefis ve delalet ehlinin siyaseti gibi olmamıştır.Mekteb mensuplarınında böyle bir siyaseti onaylamaları düşünülemez.İmamlarımızın siyaseti iyi niyet,ümmetin salahı,adaletin tecelli bulması siyasetidir.Tarih boyuncada bu yönleri ile meşhurdurlar.Ümmetin meselelerinin çözümünde zamanın halifesi gasıp olmasına rağmen kayıtsız kalmamışlar ilahi hüküm ve adalet yolu üzere yönetime yardımcı olup adil hükümlerin icrasına vesile olmuşlardır.İkinci halifeyee atfedilen “eğer Ali olmasaydı Ömer helak olurdu”sözüde buna işaret etmektedir.
Özetle Teoman kardeşin siyasi partiler bağlamında herhangi bir tercihte bulunmayı itikadi bağlamda düşünüp değerlendirmesi mektebin ve masum imamların tarihsel uygulamalarına uygun düşmemektedir.
Siyasi partilerin topluma hizmet araçlarından bir araç olduğunu düşünüyoruz.Bu hizmet alanlarını da bir önceki yorumlarımızda vermeye çalıştık.Ehli Beyt Mektebi mensubu olarak dileğimiz insanlarımızın salah ve memnuniyeti.Bu amacı gerçekleştirecek erdemli insanlara da oy verilebileceğini bu insanların desteklenebileceğini söylüyoruz.İdeal olan elbette budur demiyoruz.İdeal olan İmam Alinin hılafet ve yönetiminin icra edilmesiydi.Yoksa İmam Ali yide hakem fitnesi ile dışlayan bir çözüm değildir.Fakat İmam da bu çözümü fitne ve hile görmesine rağmen onaylayıp kensini hılafet anlamında dışarıda bırakacak olan öneriyi kabul etmiştir.Bu öneri baştan kararlaştırıldığı gibi uygulansaydı bu günkü anlamda merkezi bir hükümet kurulmuş olacaktı.Fakat siyasi bir desise ile ihanet ve gaflet şebekesi saldırgan tarafı hükümete getirme amacını uygulamaya koydu.
Bizler Ehli beyt mektebi ve ilahi vaadlerinin yagane kurtuluş inancına iman ediyoruz.Ama İmam Alinin kendi ilahi hakkını tanımayan hilekar ve gaflet içindeki bir topluluk karşısında kendi hükümetini ertelemesi gibi bizde bu konuyu hayatın tüm değerlerinin üzerinde görüyor ve hayata geçirmek üzere bekliyoruz.
Sonuç olarak güncel siyasi ortamda destek vermemizi gerekli kılan sosyal şartlar varsa bir siyasi partiyi tercih yönünde oy vermeyi lütfen iman ve küfür bağlamında harici tavrına benzeyen aşırı kuralcı bir mantık içinde ele almayalım.İnsaniyet adına İmam Ali ve masum imamlarımızın tavrını örnek alarak bu konularda insanların faydası olup olmadığına bakalım.Bu tavrımız insanlığın faydasına hizmeti esas alan siyasi partiler için olup,inanç pazarlamacılığı yapan,ülke insanını kendi içinde bölen ve hamasi duygular etrafında siyaset üreten sokak kültürü olan siyasi partiler için geçerli değildir.
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: sİyasete daİr yorumlar 2

Mesaj gönderen biralevi »

ABDULGAİM yazdı:

Kod: Tümünü seç

Öncelikli olarak ben İmam Alinin, muaviye ile olan siyasetini sizin gibi anlamıyorum.Biz sizin idda ettiğiniz gibi muaviye sayesetini onaylamaktan Allaha sığınırız. 
Sevgili kardeşim;
Yaptığım röportajda oy verenler muaviye siyasetini yaparlar yada küfür içindeler gibi bir görüş belirtmedim ki ,söylediğim neden oy vermediğimin hesabı neden oy verdiğimin hesabına göre daha kolay bir hesaptır mantığına dayandım.
Ayrıca Hz.Ali olayını da bu noktada tahlil etmedim sadece Hz.Alinin siyasi anlayışının basit çıkar hesaplarına dayanamayacağına işaret ettim.

Kod: Tümünü seç

Bir şeye dikkat çekmek istiyorum.Size göre bugün siyasi partiye oy vermek “ehl i beyt siyaset” anlayışana ters düşmek oluyor.Çünkü mevcut partilerde size göre ehli beyt dostu ne bir parti var nede bir lider.Aynı zamanda tevalla ve tebarra inancımıza da ters düşmektedir.diyorsunuz. 
Bende,topluma hizmet aracı sunmak dışında bir anlamı olmayan siyasi partilere oy vermenin itikadi bağlamda değerlendirilemeyeceğini söylüyorum.
Bende size her şeyin itikadi hesaba dayanması gerektiğini söylemeye çalışıyorum,attığımız her adımın itikadi anlamda bir karşılığı vardır demeye çalışıyorum.İtikadımız hayatın her alanını kapsamalıdır demeye çalışıyorum.

Kod: Tümünü seç

Siz İmam Ali yi örnek verdiniz.Bende sizin gibi Şahı Velayetten örnek vereceğim.. 
Sizin iddada bulunduğunuz gibi bir durum olsaydı İmam Ali(a.s)muaviye ile hakem olayına hiçbir şekilde yaklaşmaz ve sonuna kadar savaşırdı?Eğer ilahi hükümlere ve itikada açıkça ters düşme onu çiğneme gibi bir durum olsaydı İmam Ali hakem önerisini açık bir dille reddeder ve savaşırdı
Sıffın savaşını anlama konusunda farklı düşünüyoruz.
Hz.Ali asla anlaşmaya taraftar değildi,yanaşmadı,savaştan vazgeçmedi herhangi bir şeydende feragat etmedi.
Somut durumda bunlara çeşitli sebeplerden dolayı mecbur bırakıldı,zorunlu tutuldu,maslahata uymak dışında tercih hakkı bırakılmadı ve oda bu somuta karşı eylemsiz kalma hakkını kullandı ,daha önceki durumlarda yaptığı gibi çünkü onun bu noktada çok daha yüce bir hedefi vardı.
Bütün yaşamı boyunca boğazında kemik,gözünde diken olan birisinin davranması gerektiği gibi davrandı.
Eğer sizde ARTIK GÖNLÜNÜZDE HANGİ PARTİ VAR İSE AYNI HZ.ALİ TÜRÜNDEN ZORUNLU KALDIĞINIZI DÜŞÜNÜYORSANIZ ZATEN ZORUNLULUK BAZI ŞEYLERİ MÜBAH KILAR BU DURUMDA VERDİĞİNİZ OYA HİÇ İTİRAZIM OLMAZ,KİME VERİRSENİZ VERİN ÇÜNKÜ ZORUNLU KALMIŞSINIZ DEMEKTİR.
Eğer gerçekten imamların hayatından örnekler sizin için önemliyse zorunluluk durumları sizin eyleminizi meşru kılar ve bu noktada kimsenin itiraz hakkı kalmaz.Bu durumda olup olmadığınızı da hiçbirimiz bilemeyiz ve bu nedenle güven asıldır ilkesi gereğince size inanmak durumundayız.

Kod: Tümünü seç

Bu amacı gerçekleştirecek erdemli insanlara da oy verilebileceğini bu insanların desteklenebileceğini söylüyoruz.
Biz erdemliliği Ehli Beyt ahlakı çerçevesinde bir yere yada bu noktaya yakın bir yere oturtuyoruz ve
Eğer sizin yaşadığınız seçim çevresinde böylesi erdemli insan varsa tabi ki destekleyin ama bu durumda karşı çıkışınızı ülkesel değil sadece kendi bölgenizdeki tavrı göz önüne alarak yapmalısınız oysa eleştiriniz genel olarak itiraz gibi algılandı,zira siz itirazınızı kendi bölgenizdeki kendi davranışınızla sınırladığınız yönünde bir cümle kurmadınız.
Yani siz A partisine bahsettiğiniz erdemli kişi için oy verebilirsiniz ama başka bir seçim bölgesindeki kişide B partisindeki erdemli kişi için oy verebilir,doğru olan budur ,bu durumda eleştirinizi sadece kendi bölgenizle sınırlamalıydınız.
Yine zorunlu kaldığınız için mi yoksa erdemli kişi için mi oy vermeniz gerektiği konusuda sizin kendi iç dünyanızda çözümlenmelidir.


Kod: Tümünü seç

Sonuç olarak güncel siyasi ortamda destek vermemizi gerekli kılan sosyal şartlar varsa bir siyasi partiyi tercih yönünde oy vermeyi lütfen iman ve küfür bağlamında harici tavrına benzeyen aşırı kuralcı bir mantık içinde ele almayalım.İnsaniyet adına İmam Ali ve masum imamlarımızın tavrını örnek alarak bu konularda insanların faydası olup olmadığına bakalım.
Yukarıda zorunluluk ölçütünden ve kişinin erdemliliği kıstasından bahsettikten sonra olayı herhangi bir siyasi partiyi desteklemeye götürmenizi doğru bulmuyorum.Bunu iman yada küfür olarak görmüyorum neden böyle gördüğümü yazdığınızı da anlayamadım.Hangi cümlemden bunu çıkarıyorsunuz,söylediğim çok basit,Ehli beyt dostu parti yoksa,lider yoksa ,aday yoksa oy vermek zorunluluğunuz yoktur.Veriyorsanız da bunun mahşeri hesabı size aittir ama her halükarda oy vermemenin hesabı vermeye göre daha kolaydır.
Bunun neresi harici mantığı ?
Harici mantığında şıklar ikidir ve dayatma vardır,burada ise birçok şık birlikte bulunuyor ve dayatma yok.
Hangi partiye yada kime oy veriyorsanız verin ama anladığım kadarıyla vijdanınız pek te rahat değil,yani kerhen oy verdiğinizi düşünüyorum yada özel bazı nedenlerden dolayı verdiğinizi düşünüyorum zira basit bir meseleyi itiraz ve sürekli eleştiri boyutuna getirmeniz bazı kişisel zorunluluklarda olduğunuza işaret ediyor, inşallah bu özel durumunuz mahşeri hesabınızı da kolay kılar.









.
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Re: sİyasete daİr yorumlar 2

Mesaj gönderen Musa Özateş »

ABDULGAİM yazdı:Sonuç olarak güncel siyasi ortamda destek vermemizi gerekli kılan sosyal şartlar varsa bir siyasi partiyi tercih yönünde oy vermeyi lütfen iman ve küfür bağlamında harici tavrına benzeyen aşırı kuralcı bir mantık içinde ele almayalım.İnsaniyet adına İmam Ali ve masum imamlarımızın tavrını örnek alarak bu konularda insanların faydası olup olmadığına bakalım.Bu tavrımız insanlığın faydasına hizmeti esas alan siyasi partiler için olup,inanç pazarlamacılığı yapan,ülke insanını kendi içinde bölen ve hamasi duygular etrafında siyaset üreten sokak kültürü olan siyasi partiler için geçerli değildir.
Ya arkadaşım yani ne diyorsun?
O arkadaş oy vermeyelim diyor karşı çıkıyorsun ama kim adına neden karşı çıktığını halen anlamış değiliz.
Oy vermek zorundamıyız?
Oy vermek farzmıdır? bu konuda bilmediğimiz birşey varsa kanıtıyla söyle bilelim.
Ayrıca herhangi bir partiyi tavsiye ediyorsan bunuda gerekçenle söyle bunuda bilelim bunu tartışalım,bir şeye karşı çıkan alternatifinide söylemelidir.
birşeyler söylemek istiyorsun söylemiyorsun karşı çıkıyorsun ve neye karşı çıktığınıda anlamıyoruz,kim adına niçin karşı çıkıyorsun?bunuda söylemiyorsun o zaman karşı çıkışın anlamsız oluyor sırf karşı çıkmış olmak içinmi karşı çıkıyorsun?
ABDULGAİM
Mesajlar: 4
Kayıt: 26 Şub 2007, 10:02

Mesaj gönderen ABDULGAİM »

Selam.Musa Özateş isimli kardeşin uslubunu kardeşçe bulmadım.Teoman beyin siyaset üzerine fikirlerini serdetmesini anlamlı bulduğumu ifade ederek bu nokta daki düşüncelerimi düşünce paylaşım zemini olarak gördüğüm forumunuzda dile getirmeye çalıştım.Formunuzun bu amaca hizmet eden tarafı yok ise düşüncelerimiz bizde kalır!Amacımız birilerini rahatsız etmek veya herhangi bir partiye oy toplama çağrısında bulunmak değildi.
Sadece Teoman beyin,siyasi partilere oy verilmesi/verimemesi yolunda yapmış olduğu yorumlarına tarafımdan önceki yazılarımda belirtmiş olduğum gerekçelerden hareketle düşünce ve yorum getirilmesinden ibarettir.Konunun özü budur,alınacak,alınganlık yapılacak bir tavır bana göre mevcut değildir.Kaldı ki ben karşımda fikir serdeden Teoman beyin mekteble alakalı tarihsel duruşunu bildiğim gibi kardeşimizde bizim duruşumuzu bilir!
Zaten konu hakkıında fikirler iki taraf açısından da ehl i beyt mektebi ekseni etrafında ele alınmıştır.Mesele 22 temmuzda yapılan seçimlerde bir partiye oy verilmesi noktasında bana göre değildir.Yada benim hangi partiye oy vermem olduğu değildir.Bizlerin bugün karşımızda böyle bir gündem oluştuğundan(çünkü daha önce bende sandığa gitmedim)yani bugün ehli beyt dostlarından bazılarının seçime katılma durumları olduğundan konunun aramızda konuşulmasını önemsedim ve yorum yazdım.Bence ileri ki dönemlerdeki tutumlarımızı netleştirme açısından konuşulması da gereklidir.
Bizler kendi partimizimi kurarak siyasal hayata katılacağız,tamamen red çizgisinde mi olacağız veya mevcut siyasi partilerden birine çıkarlarımız yönünde lobimi yapacağız?bu ve buna benzer aktüel siyasi hayata ilşkin bir siyasi söylem ve tutum belirlenmelidir diye düşünüyorum.
Geleneksel Alevi toplumunun CHP'ye rezerv olma karşısında da bu topluma yönelik mesajlarımız olduğundan bir tavrımız olmalıdır diye düşünüyorum.Size göre bu tavırlar net olabilir ama biz ehl i beyt cemaati içinde bir takım siyasi partilerle ilşkiler kuran hatta vekiller bulunduran ve bazı alimlerinde oy verilmesi yolundaki uygulamaları biliyoruz.
İstiyoruz ki ehli beyt inancındaki arkadaşlarımızın geniş katılımı ile bu konulardaki farklı görüşler konuşulsun ve mümkünse kamuoyunda etkisi olan bir düşünce ortaya konsun.
Bu görüşmelerden çıkan sonuç sizin anladığınız yönde bir fikir olabilir ve biz buna şeksiz eyvallah diyenlerden oluruz.
Herkese selam saygılar.Konu burda benim için kapanmıştır.İsteyen konu hakkında yazışmaya devam edebilir.
Cevapla

“İç Siyaset (Politika)” sayfasına dön