Girişimcilik üzerine

Cevapla
Ali
Mesajlar: 636
Kayıt: 24 Ara 2006, 08:34

Girişimcilik üzerine

Mesaj gönderen Ali »

GİRİŞİMCİLİK
>GİRİŞİMCİ MUSTAFA DAYI VE EŞEĞİ
>
> Yıl 1943. Genç Mustafa'nın tayini kütüphaneci olarak
> Ürgüp Tahsin Ağa
> Kütüphanesi'ne çıkar. Devlet memurluğu o dönemde
> süper bir şey, çünkü özel
> sektör falan yok. Bizimki kütüphanede heyecanla
> okurları bekler; bir gün
> olur, beş gün olur, gelen giden yok. Etraftakilerle
> konuşur, herkese
> anlatır: "Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap
> okuyun." Gelen giden
> olmaz. Amirlerine durumu bildirir.
>
> - Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli
> alıyon mu, almıyon mu
>
> - Alıyorum.
>
> - Eee, o zaman ne karıştırıyon ortalığı, gelen giden
> olsa maaşın mı artacak?
> Başına daha fazla bela alacan, o kütüphaneye
> yıllardır kimse gelmez zaten.
>
>
>
> 23 yaşındaki genç memur "Ne yapayım, ne yapayım?" diye
> düşünür durur.
> Sonunda aklına bir fikir gelir, eşine söyler. Eşi önce
> "Deli misin bey?"
> der, ama kocasının bir şeyler üretme, işe yarama
> çabasını yakından görünce
> fikri kabullenir.
>
>
>
>
>
>
> O dönem devletteki amirlerinin çıkardığı tüm
> engellerin tek tek, binbir
> güçlükle üstesinden gelir. Çünkü o zaman da şimdiki
> gibi, "Aman bir şey
> yapmayalım da başımıza bir iş gelmesin. Çalışsan da
> aynı maaş, çalışmasan
> da" zihniyeti aynen var.
>
>
>
> O bıyıklı, kravatlı, asık yüzlü, sigara kokan,
> arkalarındaki Atatürk
> resminden utanmayan, ama ülkesine gram faydası olmayan
> bürokratları zorlukla
> ikna eder ve bir eşek alır. İki tane de sandık
> yaptırır. İki sandığa,
> kalınlığına göre 180-200 kitap sığar. Sandıkların
> üstüne "Kitap İare
> Sandığı" yazar.
>
>
>
>
>
>
>
> Kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar.
>
>
>
> Kütüphaneye de bir yazı asar: "Sadece Pazartesi ve Cuma
> günleri açıyoruz."
> Köydeki çocuklar şaşırır. Eşeğe bir sürü kitap
> yüklemiş bir amca, o gariban
> çocukların küçücük ellerine kitapları verir.
> Düşünün, Noel Baba gibi. Noel
> Baba yalan, Mustafa Amca ise gerçek. Geyikler yerine
> eşeği var. Eşek de daha
> gerçek, Mustafa Amca da.
>
>
>
> "Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin. On beş
> gün sonra aynı gün
> gelip alacağım. Aman yıpratmayın, diğer köylerdeki
> arkadaşlarınız da
> okuyacak" der.
>
>
>
> Mustafa artık Ürgüp'teki kütüphanede bir iki gün
> durmakta, diğer günler
> eşeği Yüksel'le köy köy gezmektedir. Köylerdeki
> çocuklar Eşekli
> Kütüphaneciyi her seferinde alkışlarla karşılarlar.
> Kalpleri küt küt atar
> heyecandan, sevinç içinde yeni kitapları beklerler.
> Mustafa Amca'nın ünü
> etrafa yayılır. Diğer devlet memurları makam
> odalarında sıcak sıcak oturup
> iş yapmazken, Mustafa'nın eşeği Yüksel yediği otu
> hepsinden fazla hak
> etmektedir.
>
>
>
> Zamanla insanlar kütüphaneye de gelmeye başlar. Mustafa
> bakar ki kütüphaneye
> kadınlar hiç gelmiyor. Zenith ve Singer'e mektup yazar:
> "Bana dikiş makinesi
> yollayın, firmanızın adını kütüphanenin girişine
> kocaman yazayım" der.
> Zenith dokuz tane, Singer bir tane dikiş makinesi yollar
> (ilk sponsorluk
> faaliyeti). Salı günlerini kadınlar günü yapar.
> Kumaşı alan kadın
> kütüphaneye koşar. On makine yetmediği için sıra
> oluşur. Sırada bekleyen
> kadınların eline birer kitap verir, beklerken okusunlar
> diye. Okuma-yazma
> oranının düşüklüğünü görünce halkevlerine okuma
> yazma kursları vermeye
> gider. Halıcılık kursları başlatır, bölgede
> halıcılığı canlandırır. Bu arada
> valilik Mustafa hakkında dava açar, "kendi görev
> tanımı dışında davranıyor"
> diye. 50 yaşına gelen Mustafa Amca baskıyla emekli
> edilir.
>
>
>
> Mustafa Amca köylüler arasında efsane olur, yıllar
> geçtikçe köylerdeki
> çocuklarda okuma aşkı yerleşir. 2005 yılında Mustafa
> Amca vefat eder.
>
>
>
> Tüm Kapadokya çok üzülür, aralarında toplanırlar.
> Ürgüp'e Eşekli Kütüphaneci
> Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykelini dikerler.
>
>
>
> Girişimcilik ne biliyor musun?
>
>
>
> Bulunduğun yere yenilik katmalısın.
>
>
>
> Mutlaka adım atmalısın.
>
>
>
> Yaptığın iş olduğu yerde durup duruyorsa, sende bir
> uyuzluk vardır arkadaş.
>
>
>
> İnsan var, dokunduğu yere değer katar; insan var,
> dokunduğu yere değer
> kaybettirir.
>
> Bakın Nevşehir'den ve bu ülkeden nice müdür, amir,
> vali, bürokrat,
> milletvekili, politikacı geçti; binlercesinin adını
> kimse hatırlamaz ama
> Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykeli var.
>
>
>
> Sözün özü, bunlar gibi devlet adamı olacağına,
> böyle eşek ol, daha iyi.
>
>
>
> Öğr. Gör. Bahar SUVACI
> Anadolu Üniversitesi
> Eskişehir Meslek Yüksekokulu
Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön