Yasin Suresi 55. Ayet

[KARAPAPAK MURAT]

Şüphesiz ki cennet ehli o gün pek güzel bir meşguliyet içinde mutludurlarr
zevki sefadadırlarr.

Bu ayetin tefsiri hususunda dehşete düştüm. Bir yazıda İbni mesud ve İbni Abbas başta olmak üzere birçok alim ve müfessir bu ayeti CENNETTEKİ BAKİRE KIZLARIN BAKİRELERİNİ BOZMANIN SEFASIDIR
diye yorumlamışlar siz ne diyorsunuz?

[ali muhsin]

Rahmetli Abdul Baki Gölpinarli nin tercüme ettigi Kurani Kerimde Yasin Suresi 55 ayetinde Zevki sefatda söz etmiyor ..bilmiyorum senin okudugun kurani hangi mamo tercüme etmis bilemeyiz ama aciklamasinida Büyüklerime birakiyorum ..ayrica bu yazininda samimi oldugnuda düsünmüyorum, insallah kasit yoktur .

Şüphe yok ki cennet ehli bugün, nîmetler içinde sevinç ve ferah içindedir.

yasin 55

[3nokta]

El mizan tefisrine bakmak lazım. Ama sanırım Yasin süresi kısmı daha çıkmadı.

[Alevi]

Şüphesiz ki cennet ehli o gün pek güzel bir meşguliyet içinde mutludurlarr
zevki sefadadırlarr.


Bu ayetti zevki sefa deyince illaki kadın kız zevk ve seksmi anlmına getirmek gerekir.

Sayın arkadaşlar ayet üzerinde uzman olmadan yorum yapmak çok büyük yükümlülüğü vardır.

Bir Hadis. Ey ecder sakın ayetle tartışmaya girme hadisle tartış yoksa altından kalkamassın (Hz Ali a.s)

Bir zamanlar bu hadısın anlamı ayeti yanlış beyan edersen erciyas dağı kadar günaha batarsın yanlış bir yorumda yazısını gördüm


Demekki herkes ayetten tartışamaz..

[bayekurt]

Şüphesiz ki cennet ehli o gün pek güzel bir meşguliyet içinde mutludurlarr
zevki sefadadırlarr.

Bu ayetin tefsiri hususunda dehşete düştüm. Bir yazıda İbni mesud ve İbni Abbas başta olmak üzere birçok alim ve müfessir bu ayeti CENNETTEKİ BAKİRE KIZLARIN BAKİRELERİNİ BOZMANIN SEFASIDIR
diye yorumlamışlar siz ne diyorsunuz?

Bu hangi tefsir,böyle boşluğa sallamayın, "münafığın dili kalbinin önündedir,Mü'minin kalbi dilinin önündedir".
Mizan tefsirinde ,Mükafat ve mücazatın ,nesnel karşılıklarının olmadığı söylenir.Ahiret aleminde , maddeden ve zamandan söz edilemez.

: İnsanların büyük çoğunluğunun kavrayışları , somut alemin ötesini algılayamaz. Akılları maddi alemin ve doğanın ötesine yükselecek güçten yoksundur. Ancak insanlar içinde bazı kimseler, bilimsel araştırmalar sonucu, anlamların kavrayış düzeyine ulaşabilirler; kuralları ve yasaları bütünsel bir bakış açıısı ile algılayacak niteliğe sahip olabilirler. İşte bu tür insanlara kavrama gücü veren ve onların anlamlar ve külli kavrayışlar dünyasına ulaşmasını sağlayan yöntemler ve araçlar farklı olduğundan dolayı bu seviyeye ulaşan insanlarında, somut alemin ötesindeki aşkın anlamları kavrama düzeyleri birbirinden farklıdır. Kısacası her bir düzeyi arasında alabildiğine uzanan ayrılıklar vardır. İnsanların fiziki alemin ötesindeki olguları algılamada birbirinden farklı mertebelere sahip olduklarını hiç kimse inkar edemez.
Bir insana herhangi bir anlamı iletmek, ancak onun yaşayışı ve hayat tarzı itibariyle kazanmış olduğu zihinsel bilgileri aracılığı ile mümkündür. Eğer insan, somut şeyler aracılığıyla anlamları algılamayı alışkanlık haline getirmişse, aşkın anlamların ona ulaştırılması , maddi nitelikli kavrayış alanında yükseldiği derece oranında sahip olduğu bilgilerle kendisine bu anlam aktarılır.
Bir çocuğa, kadın-erkek birleşmesinin (nikahın) meydana getirdiği lezzetin helvanın tadı örnek gösterilerek anlatılması gibi. Eğer muhatabımız, bütünsel anlamlara vakıf bir kişiliğe sahipse, bu durumu gözönünde bulundurularak ve bu husustaki kapasitesi esas alınarak kendisine bir anlam aktarılır. Böyle bir insan, sadece somut olgular aracılığıyla anlamları kavramayı alışkanlık edinen insanın aksine, anlamları , hem somut, hem de soyut anlatım tarzıyla kavrayabilir.
Öte yandan, dinsel yolgöstericilik insanlar içinde sadece belli bir gruba özgü değildir. Tersine, dinin rehberliği tüm grupları ve bütün sınıfları kuşatacak özelliktedir. Bu durum herkesin rahatlıkla gözlemlediği bir olgudur.
Bu gerçek, yâni Kur'an'ı n içerdiği ifadelerin bir tevilinin bulunmasının yanısıra, anlayışların farklılığı ve yol göstericiliğin genelliği hususu, açıklamaların örnekler tarzında sunulmasını gerektirmiştir. Şöyle ki, insanın bildiği ve zihnin tanıdığı anlamlar aracılığıyla aralarında bulunan bir münasebetten dolayı , bilme imkanından yoksun olduğu bilgileri algılaması sağlanır. Tıpkı aralarında biçim, görüntü, hacim ve tür bakımından herhangi bir özdeşlik bulunmadığı ve sadece ölçüm münasebeti bulunan eşyanın ağırlık ölçüm birimleriyle ölçülmesi gibi.
El Mizan Tefsiri c3 Al-i imran 28 -32

[hacı]

Nebe
(33) Turunç göğüslü yaşıt (kızlar) var.

Cennette müminlere verilecek bir mükafatta bu.

Altından akan şarap ırmaklarından maşrapa ile şarap yudumlarken,diğer yandan turunç gö... yaşıt kızlar,

cennet mi...
başka bir şey mi çözemedim.

La havle...

[Musa Özateş]

Nebe
(33) Turunç göğüslü yaşıt (kızlar) var.

Cennette müminlere verilecek bir mükafatta bu.

Altından akan şarap ırmaklarından maşrapa ile şarap yudumlarken,diğer yandan turunç gö... yaşıt kızlar,

cennet mi...
başka bir şey mi çözemedim.

La havle...

Edebiyatta teşbih sanatı vardır
teşbihle anlatılır
zira gerçek durum anlatılırsa idrak gücünün sınırı nedeniyle anlamazsın bu nedenle sevdiğin şeylerden örneklerle anlatılıyor
üzüm hurma gölgelik içecek vs vs
demogoji yapmana gerek yok
bir küçüğe bir arabayı
çelik cant abs fren novigasyon sistemi diye bir arabayı tanıtmak yerine
DÜT DÜT dersin olur biter algısı o kadardır çünkü
yada herkes kabı kadar anlar yönteimine uygun anlatıştır bu
yoksa cennette cinselliğe ne gerek var
yunus bile bin yıl önce kavramış bana seni gerek seni diye
biraz çabalaman gerek

[hacı]

DEMAGOJİYE GEREK YOK Kİ...
Ortada kapı gibi ayet var.

''Göğüsleri yeni tomucuklanmış yaşıt kızlar''

Madem bu açıklamada teşbih var diyorsun...

O halde bu teşbihi Allah kimler için yapmış...

Bari onu anlatıver.


Ortada bir takım geri zekalı şehvet düşkünü mümin mi var?

[Musa Özateş]

DEMAGOJİYE GEREK YOK Kİ...
Ortada kapı gibi ayet var.

''Göğüsleri yeni tomucuklanmış yaşıt kızlar''

Madem bu açıklamada teşbih var diyorsun...

O halde bu teşbihi Allah kimler için yapmış...

Bari onu anlatıver.


Ortada bir takım geri zekalı şehvet düşkünü mümin mi var?

Acaba kim demogoji yapıyor?
konu basit Allah(cc) insanların bu sınavdan geçmesini istiyor bunun içinde her türlü örneği müjdeyi vaadi veriyor
buradada cennet için ibadet edenlere sevdiklerinden vaadediyor buradaki vaadidde somutlaştırıyor nesnel hale getiriyor anlaşılır hale getiriyor
bu örnek cennet için ibadet edenlere yapılıyor Allah için ibadet edenlere değil
Allahın lütfunun sınırı yoktur bunuda bil
ayrıca kafanı bu kadar da cinselliğe takma
sen cennet için değil Allah için ibadet etmeye çalış
Hz.Ali diyor korkaklar cehennemden kurtulmak için tüccarlar cennet için hür insanlar ise Allah için ibadet ederler
sen Kurana tüccar zihniyetiyle yaklaşıyorsun

[hacı]

[offtopic]sen Kurana tüccar zihniyetiyle yaklaşıyorsun[/offtopic]

Öyle olsaydım Hz.Ali'nin söylediğini yapardım.
Anlatılan doğruysa ''ben inanmakla bir şey kaybetmem,ama cehennem varsa sen inanmamakla çok şey kaybedersin demiş.''

Bence tüccar zihniyeti budur.