Sivas Katliamı üzerine notlar

Ali
Mesajlar: 636
Kayıt: 24 Ara 2006, 08:34

Sivas Katliamı üzerine notlar

Mesaj gönderen Ali »

Sivas Katliamı üzerine notlar
Önce mail arşivinden bir yazımızı ekliyorum
Madımak Oteli Müze Olsun mu? Yada Barış Müzesi Kurulsun mu?
Çok iyi tanıdığımız birileri son günlerde yeni bir gündemle ortaya çıktılar.1993 yılı Temmuzunda Sivas ta yapılan Pir sultan abdal şenliklerinde yakılarak katledilen 37 kişinin anısına aynı yerde yani Madımak otelinde müze yapılmasını talep ediyorlar.Hatta daha ileri giderek devlet eliyle yapılamayacak ise biz kendimiz özel müze yapalım diyorlar. Orada bir insanlık dramı bir vahşet yaşanmıştı ve BU OLAY gelecek nesillere aktarılmalıydı.Herkes bu trajik olaydan ders çıkarmalıydı. Zira bu öylesine bir olaydı ki kimse mazerete sığınmamalı hiç kimse tahrik yada hafifletici neden gibi savunma araçlarıyla önüne perde çekmemeliydi.Bu dram herkese ders olmalı ve ileride yaşanacak benzer kabuslara karşıda Alevi -Sünni herkesi uyarmalıydı.Çağdaş bir dünyada böylesine utanç ve ayıpların belgelenerek insanlığa mal edilmesi AYDIN sorumluluğuyla ilgili sayılmalıdır.Sivas herkes için ortak bir insanlık derdi, yarası, trajedisi kabul edilmelidir.Konu gündeme geldiğinde bu ve benzeri bir çok gerekçe ortaya atıldı ki çoğu herkesin katılacağı türden gerekçelerdi.Tabi akabinde sorunu örtbas etmek isteyen zihniyetlerin yada somut gündemi kişisel kompleksleri nedeniyle sulandırmak isteyenlerin gerekçeleri de ortada dolaştı.Yok bu talep fitne çıkarmak içinmiş,yokyaraları kaşımanın kimseye faydası olmazmış,yok huzurumuz bozulurmuş vs vs türünden bir sürü laf kalabalığının arkasına sığınanlarda çıktı.Tabi bu gerekçeleri de düşünmemek hata olur ve haklı yanlarda yok değil ancak Sivas katliamı öylesine derslerle,çıkarımlarla doludur ki bu dersin okunması okutulması öğretilmesi gelecek kuşaklar için son derece yararlıdır ve hiçbir gerekçe bunun önüne geçemez,geçmemelidir.Madımak oteli katliamı sonlarda olması nedeniyle günceldir ama biliyoruz ki ondan öncede sonrada katliamlar olmuştur ve bunları görmezden gelip madımak katliamını yüceltmek iyiniyet değildir.Cumhuriyet tarihimizde şu ana kadar yaşanmış olan ve hiçbir aklı başında insanın sahiplenemeyeceği vahşet yada katliamlara atıf yapılacak bir Barış müzesi kurulmasını daha faydalı görüyoruz.Bu müzede her olay için bir oda ayrılmalı ve söz konusu katliamla ilgili tüm lehe yada aleyhe yazılar orada yer almalı,belgeler göz önüne serilmeli fotoğraflar yayınlanmalıdır. Hatta bu işi bizzat devlet üstlenmeli tavsiye olarak kültür bakanlığı organizasyonu ele almalıdır.BARIŞ MÜZESİ mümkünse başkentte bir yere kurulmalıdır.Kurulmasını tavsiye ettiğimiz BARIŞ MÜZESİNİN ilk odası DERSİM trajedisine ayrılmalıdır,bir başka odada MENEMEN trajedisi yer almalı bir diğerinde 12 EYLÜL trajedi odaları olmalı ve buralarda 1 MAYIS,MARAŞ,ÇORUM,SİVAS katliamları da dökümanları ve resimleriyle sergilenmelidir.İstanbul GAZİ katliamına yer ayrılırken, bir oda MADIMAK’a bir diğerinde BAŞBAĞLAR katliamlarındaki trajediye de yer verilmelidir.Yani sözün özü Osmanlıdaki toplumsal katliamları sergileyecek sayıda oda bulunmaz belki ama Cumhuriyet dönemindeki yukarıda yazdığımız ve yazmayı unuttuğumuz diğer toplumsal katliamlara sanıyoruz 25-30 civarındaki oda yeterlidir ve istediğinde böyle bir yer bulunup müze kurulabilir.ANCAK bu BARIŞ MÜZESİ kurulurken özeleştiri unsuru ön plana çıkarılmalı ve objektif davranılmalıdır. Söz GELİMİ SİVAS MADIMAK KATLİAMININ SERGİLENDİĞİ ODADA; Dönemin cumhurbaşkanı,başbakanı,başbakan yardımcısı,içişleri bakanı,kültür bakanı,dönemin sivas valisi,garnizon komutanı yada en üst rütbeli komutanı,belediye başkanı,itfaiye müdürü gibi şahıslara da yer ayrılmalı ve bunların olaydaki rol,sorumluluk yada ihmalleri yada olaya yaklaşımları tüm boyutlarıyla sergilenmelidir. Yine şenliği organize eden dernek ve yöneticilerine de yer verilmeli onlarında ihmal yada kusurları değerlendirilmelidir.Bu bölümde tahrik nedeni gösterilen yazarın ‘Aleviliği ve Alevileri küçük gören sözleri de yer almalı VE Pir Sultan Abdal gibi bir şahsiyetin anıldığı şenliklere bu adamın neden davet edildiği? Sorusu da plaketle odanın duvarına asılmalıdır.
Sivas davası sanıklarının isimleri ve katledilenlerin isimleri karşılıklı olarak yer almalı katledilenlerin resimlerinin yanına yarısının alevi yarısının sünni olduğu bilgisi de konulmalıdır. Tüm katliamların detayları bu şekilde verilmeli ve YAŞAYAN TÜM CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANLARIN AĞZINDAN tarihten,toplumdan ÖZÜR DİLENMELİDİR. Sözün özü Madımak müze olsun sözü doğru ama bu sözü söyleyenler iyiniyetli değildir.Tıpkı Hz.Ali ile yaptığı savaşta mızrakların ucuna Kuran sayfalarını takıpta ARAMIZDA KURAN HAKEM OLSUN diyen adam gibi kötüniyetlidirler.Hz.Ali’de onlara sözleri hak ama niyetleri batıl demişti. Bunlar iyiniyetli olsaydı sadece Madımak katliamını değil Cumhuriyet tarihinin tüm katliamlarının ele alındığı bir müze kurulmasını teklif ederler ve her fırsatta madımak olayını siyasi gösteri ve şov malzemesi olarak sunmazlardı.Madımakla ,Allah yolunda çarpışanların şehit olduğu kerbelayı birbirine karıştırmazlardı.İyiniyetli olsalardı madımak olaylarında büyük sorumlulukları olan parti ve liderlerini Alevi kitlelere alternatif diye sunmazlar onların değirmenlerine un taşımazlardı.İyiniyetli olsalardı Hz.Ali ile ilgisi olmayan Pir sultan la ilgisi olmayan kişilerin onların adına şenlik yapmasına razı olmazlar ve şenlikllerini de alevilik adına yaptıklarını beyan etmezlerdi.İyiniyetli olsalardı senede bir gün anmakla herşeyin düzeleceğini sanmazlar ,madımak katliamının hemen ötesindeki başbağlar katliamını yok saymaktan utanmazlardı. İyiniyetli olsalardı suçsuz,mazlum ve haksız yere katledilenlere sahip çıkıyoruz diye bir sürü tutarsızlık ve din dışılık sergilemezlerdi.Alisiz aleviliğe karşı çıktıklarını söyleyip kendileri bizzat dışlayıcı olmazlardı.Kuran ve Ehli Beyt iki kutsal emanettir,birlikte sarılanlar kurtulur hadisini söylemeye korkmazlardı.
SÖZÜN ÖZÜ;
Madımak müze olsun sözü temelde bir doğruyu ifade etmekle birlikte bu sözü söyleyenlerin niyetleri batıldır.Ve müze olayının sadece madımakla sınırlı
olması dar bakış,sığ bakıştır. EĞER MUTLAKA BU TÜR DRAM YADA KATLİAMLARLA İLGİLİ BİR ÇALIŞMA YADA MÜZE YAPILACAKSA CUMHURİYET DÖNEMİNDEKİ TÜM KATLİAMLARIN İÇİNDE SERGİLENECEĞİ BİR BARIŞ MÜZESİ KURULMASI HEMDE BUNUN BAŞKENTTE KURULMASI DAHA DOĞRUDUR.YOK EĞER LOKAL MÜZELERDEN BAHSEDİLECEK İSE HER KATLİAMIN OLDUĞU İL VALİLİĞİNİN BİR ODASINDA DA BARIŞ ODALARI KURULUP SERGİLENEBİLİR.EĞER SÖZLERİNİZDE SAMİMİYSENİZ GELİN HEDEFİ BÜYÜTELİM VE ALEVİ SÜNNİ
HEPİMİZ İÇİN ORTAK BİR HEDEF HALİNE GETİRELİM.CUMHURİYET DÖNEMİNİN TÜM TOPLUMSAL KATLİAMLARININ SERGİLENDİĞİ ODALARDAN OLUŞAN BİR BARIŞ MÜZESİ KURALIM,BU HEDEF İÇİN ÇALIŞALIM.BU TÜR TALEPLERİ SESLENDİRENLERİN SAMİMİYETİNİ ANCAK BU ŞEKİLDE SORGULAYABİLİRİZ.
Ali
Mesajlar: 636
Kayıt: 24 Ara 2006, 08:34

Re: Sivas Katliamı üzerine notlar

Mesaj gönderen Ali »

fetullahçı zaman ve aksiyondan bir yazıyı aktarıyorum


Sivas'ta 'Can'ları kim yaktı?


Sivas Emniyeti, 37 kişinin öldüğü Madımak olayı sırasında çekilen çeşitli görüntüleri tekrar inceliyor. Bazı ipuçlarına ve farklı ayrıntılara ulaşılmış durumda. Detaylar, yakında daha da netleştirilecek.



1 Temmuz 1993, Sivas için aslında sıradan bir gündür. Sadece Pir Sultan Abdal Şenlikleri çerçevesinde kente gelen konukların şehirde oluşturduğu hareketlilik, farklı sayılabilecek ayrıntılardan biridir. Olaylar seyrinde ve normal rutininde devam etmektedir. Sivas Kültür Merkezi'ni dolduran kalabalığa dönemin Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Murtaza Demir bir açış konuşması yapar. Ardından Sivas Valisi Ahmet Karabilgin gelen konuklara hitap eder. Söz sırası, o dönemde 'Şeytan Ayetleri' isimli kitabı bastıran Aziz Nesin'dedir. Sivas'ta yine hareketlilik yoktur. Nesin konuşmasını tamamlar. Program çerçevesinde Buruciye Medresesi'nde kitap ve fotoğraf sergilerinin açılışları yapılır. Gün boyu konferans ve etkinlikler normal seyrinde devam eder. Ancak ertesi gün, yani tarihe 2 Temmuz olarak geçecek olan zaman dilimi için aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. Saat 11'den itibaren Sivas'ın merkezinde hareketlenmeler başlar. Kim oldukları, ne istedikleri tam olarak bilinmeyen gruplar dikkat çekerken, tuhaf olaylar yaşanır. Aziz Nesin, Şifahiye Medresesi'nde kitaplarını imzalamaya başlar. Bu sırada Cuma vaktinde Selimiye Camii'nin önünde kim oldukları henüz anlaşılamayan bir grup tarafından davullar çalınır. Toplulukta yine bir hareketlenme yoktur. Cuma çıkışı Selimiye yerine Paşa Camii'nin önünde bir grup toplanıp Aziz Nesin lehine sloganlar atar. Kalabalık bununla da yetinmez. Amerika'nın mı yoksa İsrail'in mi olduğu tespit edilemeyen bir bayrak yakılır. 'Kahrolsun Amerikan emperyalizmi, kahrolsun Siyonizm!' sloganlarının atıldığı polis kayıtlarına yansır. Sloganlar ilginçtir. Çünkü jargon, hem sol hem de sağ düşüncedekilerin kullandığı türdendir.

Can Şenliği Tiyatro Grubu'nun sahneye koyduğu oyunda da Müslümanlara hakaret edildiği ileri sürülür. Atatürk Kültür Merkezi'nde de bu sefer başka bir grup 'Yaşasın devrimci mücadelemiz!' şeklinde slogan atar. Olaylar karşılıklı tahriklerle giderek büyür. Artık kimin ne yaptığı belli olmayan bir durum yaşanmaya başlar Sivas'ta. Öyle ki Kültür Merkezi önüne dikilmek istenen Pir Sultan Abdal heykeli bir grup tarafından indirilip yerde sürüklenir. Heykel, konukların bir kısmının kaldığı Madımak Oteli'nin önüne kadar getirilir. Bu arada olayın üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen heykeli kimin dikmek istediği hâlâ anlaşılmış değil. Çünkü Sivas Belediyesi'nin heykelin dikilmesi için verdiği bir izin belgesi veya onayı yoktur.

2 Temmuz'da saat 11'de başlayan ve akşam 8'e kadar devam eden olaylarda polis telsizlerinden çeşitli anonslar geçilmeye başlar. En son anons, kalabalığın sayısının 10 bini bulduğu yönünde. Ancak o güne dair görüntülere bakıldığında polisin abartmış olabileceği üzerinde duruluyor. Tahminlere göre kalabalık 5 bin kişi civarındadır. Tahriklerle başlayan ve hâlâ aydınlatılamayan karanlık noktalarıyla Madımak Oteli ateşe verilir. 35 masum can, tezgâhlanan bu kirli oyunda ölür. Ancak otel ateşe verilmeden önce iki kişi de (Ahmet Alan-Hakkı Türkgil) Bosna Parkı denilen noktada öldürülmüş olarak bulunur. Bu kişilerin kimler tarafından öldürüldüğü hâlâ anlaşılmış değil.

2 Temmuz'da yaşanan olaylarda devletin resmi görevlilerinin büyük ihmalleri olduğu bugün daha net bir şekilde anlaşılıyor. Gruba müdahale etmede yetersiz kalan Valilik, ilçelerden ve civar illerden takviye ister. Çok ilginç, yardım istenilen yerlerden biri de Bolu'dur. Tokat Emniyeti'nden 20, Kayseri'den 31 polis Sivas'a gelirken, Jandarma Komutanlığı'ndan da 20 acemi er gönderilir. Olaylar devam ederken Madımak Oteli'ne aracıyla gelen Tugay Komutanı Ahmet Yücetürk, kalabalığa baktıktan sonra tekrar makam aracına binip olay mahallinden uzaklaşır. Bu sahne, saniye saniye görüntülenmiş durumda. Polis kayıtlarına göre Sivas'ta 2 Temmuz'da görev yapan (takviye kuvvetlerle birlikte) 454 personel vardı.

Madımak'ın ateşe verilmesinden sonra hayatını kaybeden Serkan Doğan'ın ağabeyi Serdar Doğan, yıllar sonra olayı Milliyet'e anlattı (Devrim Sevimay-29 Haziran 2009). Doğan'ın anlattığı ilginç bir ayrıntı kayıtlara şöyle geçiyor: "Yangının başlamasına bir saat falan var. Birden rütbeli bir subay, yanında iki çevik kuvvetle otele girdi. Elektrikler kesik. Subay elindeki çakmağı çaka çaka lobide yürüyor. 'Komiser Mehmet kim?' dedi. Komiser kendini tanıttı. Subay, komisere 'çıkalım' dedi. Bizim komiser, 'Ben çıkabiliyorsam buradaki herkes çıkabilir. Tek başıma çıkmayı reddediyorum.' dedi. Sonra bizim Ertan vardı, 'Peki nasıl çıkacağız' diye sordu. Subay döndü, sizden özür diliyorum ama aynen şu ifadeyi kullandı: 'Nasıl girdiyseniz öyle çıkın o... çocukları!' Sonra komisere çok sert bir biçimde 'Çıkalım diyorum size!' dedi. Bir daha ret yanıtını alınca da 'Ne halin varsa gör!' deyip gitti."

Tarihe 2 Temmuz-Madımak Olayı olarak geçen üzücü hadise üzerine çok şey yazıldı. Tanıklar ve olayı birebir yaşayanların anlattıklarının ve yazdıklarının aslında gerçekleri tam manasıyla yansıtmadığı her geçen gün netleşiyor. Öyle ki bir kesim tarafından olayın sadece 'dinci' denilen gruplara yıkılmak istenmesi ve Sünni barbarlığı olarak sunması, madalyonun öteki yüzünü görmezden gelmek olarak değerlendiriliyor. Yine bu kesim, derin çetelerin parmak izlerini ve provokasyonu ısrarla görmezden geliyor. Diğer cenah ise provokasyona gelmenin mazeret olmadığını ve sorumluluğu kaldırmadığını kabullenmekte zorlanıyor. Madımak üzerinden yapılan ajitasyon, gerçek faillerin ortaya çıkmasını da engelliyor.

Ancak o dönemde çekilen çeşitli görüntüleri yeniden incelemeye alan Sivas Emniyeti, sürekli gelişen teknolojinin de imkânlarını kullanarak 2 Temmuz'u tabir yerindeyse yeniden ele almaya başladı. Emniyet bu konuda bazı ipuçlarına ve farklı ayrıntılara ulaşmış durumda. Grupları harekete geçiren, onları tahrik eden asıl failler konusunda önümüzdeki süreçte detaylar daha da netleştirilecek.

Şüphesiz Türk siyasi tarihinde Madımak'ın yeri çok büyük. Dolayısıyla, yıllardır ortaya atılan iddialar bir yana, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü soruşturmasında da Madımak'ın geçmemesi düşünülemez. İddialara göre, mahkeme heyetine sunulan 3. İddianame'de Madımak olayı gizli tanıkların ağzından anlatılıyor. Bunun dışında hem Sivas Emniyeti hem de istihbarat birimlerinin ulaştığı bazı ayrıntılar var. Her şeyden önce 2 Temmuz 1993'te 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olay, tek başına bir grubun işi değil. Sanki bir konsorsiyum iş başındaymış. Yapılan bazı tespitlere göre, Madımak'ta 'dinci' olarak tabir edilen grupların yanı sıra 'derin Aleviler' ile PKK'nın da parmağı vardı. Diğer bir iddia ise adı Akın Birdal suikastı ile duyulmaya başlayan Türk İntikam Tugayı (TİT) da o gün Sivas'taydı. Ki bu yapıların çoğu, Ergenekon'un 'Naylon Terör Örgütleri' ilkesine uyuyor. Hatta bunların Ergenekon tarafından kullanıldığı artık ortaya çıkmış durumda.

Daha önce Zara ilçesinde kutlanan Pir Sultan Abdal Şenlikleri'nin Sivas'a alınması da başlı başına bir zafiyet. Çünkü ilçede çıkacak muhtemel kargaşa ve olayların önlenmesi daha kolay olabilirdi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Murtaza Demir ve adı program sunucusu olarak geçen Ali Balkız (şimdi Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı), etkinliklerin Sivas'ta olması için öncülük etmişlerdi. 'O tarihlerde tartışılan Aziz Nesin programa davet edilmeseydi olaylar yaşanır mıydı?' sorusu da doğrusu çok ehemmiyetli değil. Zira Nesin kitaplarını imzalarken, konuşma yaparken hiçbir olay yaşanmaz. Görüntülerde yapılan tespitler ve 2 Temmuz'dan sonra yaşanan bazı olaylar dikkate alındığında Madımak'ın organize bir şekilde yakıldığı ortaya çıkıyor.

Peki, Madımak'ı ateşe vererek 'canlara' kıyan kimler ve hangi gruplardı? İşte, elde edilen bazı ipuçlarına göre Madımak olayına dair yeni ayrıntılar:

Her şeyden önce Madımak olayı hâlen Erzurum Cumhuriyet Baş Savcılığı tarafından takip edilen bir konu. Sivas Emniyeti, Madımak'ı bütün ayrıntılarıyla çözmek için, 16 yıl boyunca elde edilen bütün delilleri yeniden incelemeye aldı. Ergenekon davası kapsamında gizli tanık olarak ifade veren 'Kıskaç' ile 'Gurbet' isimli tanıkların anlattıkları da olaya dair önemli ipuçları veriyor.

Elde edilen verilere göre sanki gizli bir el veya eller, olayı örtbas etmek için gayret içine girmiş. Her şeyden önce olayda hayatını kaybedenlere dair ciddi otopsi raporları hazırlanmış değil. Mesela, çıkan yangında kimin nasıl öldüğü tam olarak bilinmiyor. Çünkü otopsi raporlarının bir kısmı ortada yok. Diğer bir ayrıntı ise 2 Temmuz günü Malatya'dan Ankara'ya toplantıya gitmekte olan bir sendikaya ait otobüsün Sivas'ta mola vermesi ve sonra ortadan kaybolması. Otobüste kimler vardı ve bu davetsiz misafirler daha sonra nereye gitti? Bunlar dönemin emniyet birimlerince takip edilmedi.

O gün kim tarafından dağıtıldığı bilinmeyen bildiriye dair bilgiler de net değil. Bazı medya organlarınca 'Halkımıza Çağrı' başlığı ile verildiği söylenen bildirinin aslında tam bir tertip ve düzmece olduğu anlaşılıyor. Daktilo ile yazılmış ve 'T.C. Devleti' diye devam eden bildirinin üst tarafında daha sonradan elle yazılan 'Müslüman Kamuoyuna' başlığı bulunuyor. Aynı bildirinin alt kısmında siyah tükenmezle yazılan 'Müslümanlar' imzası bulunuyor. Daktilo ile yazılmış bildirinin başlığının ve imzasının sonradan el yazısıyla atılmış olması düşündürücü. Çünkü olayın seyrine göre başlık ve imza atıldığı ortaya çıkıyor. O dönemde polis bildirinin izini sürmüş. Sivas'taki bütün daktilolardan örnekler alınarak karşılaştırılmış ve metnin Sivas dışındaki bir daktilodan yazıldığı sonucuna varılmış.


Sivas Davası

Olaydan bir gün sonra 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190'a çıktı. Gözaltına alınan 190 kişiden 124'ü hakkında "laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma" suçlamasıyla dava açıldı, geri kalanlar serbest bırakıldı. Kamuoyunda Sivas Davası olarak bilinen davanın ilk duruşması, Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 21 Ekim 1993 günü yapıldı. 26 Aralık 1994'te karara bağlanan dava sonucunda, 22 sanık hakkında 15'er yıl, 3 sanık hakkında 10'ar yıl, 54 sanık hakkında 3'er yıl, 6 sanık hakkında 2'şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi.

Müdahil avukatlar, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını "taraflı, hukuka ve adalete aykırı" olarak niteleyerek ayrıntılı bir savunmayla temyize gittiler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi katliamın "Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye yönelik olduğunu" belirterek Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını esastan bozdu. Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma kararına uyarak yargılamayı yeniden başlattı. 28 Kasım 1997'de açıklanan kararda, 33 sanık Türk Ceza Yasası'nın 146/1 maddesine göre idama ve 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezasına mahkûm edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 24 Aralık 1998'de hapis cezalarını onadı, 33 idam cezasını ise usul noksanlıkları nedeniyle bozdu. Şubat 1999'da usul eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000'de 33 sanık Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002'de idam cezasının kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi. Sivas Davası, İstiklal Mahkemeleri sonrasında, tek bir davada, bu kadar çok idam cezasının verildiği ilk davaydı.
ali muhsin
Mesajlar: 3121
Kayıt: 24 Nis 2007, 18:41

Re: Sivas Katliamı üzerine notlar

Mesaj gönderen ali muhsin »

Aslinda Sivas katliaminin yildönümünün ismi " Bektasilerin Alevilere yönelik Katliami " olarak adlandirilirsa cok daha mantikli olur.. Sünki Salman Rüsdi hayrani Ateist Aziz Nesini Bektasiler davet etmis ve Fasistlerede böylelikle Katliam firsati vermislerdir !!!

Not :yukarda daha evel yazdigim "Bektasi katliami" nin ,manasi "Bektasilerin Alevilere yönelik katliami" manasinda oldugunu aciklamak isterim..zira sözcükler baska yönlere cekilebilir.yanlis anlasilmasin.onun icin bu yaziyi düzenledim.
Aleviler, Al-i Muhammedin Yetim ( UNUTULAN ) Evlatlarıdır
Allahume Salli Ala Muhammed ve Al-i Muhammed
------
Insana Secde etmek ,insanlik onurunu ayaklar altina almak demektir !
Insana Secde etmek ise insanlik icin bir Zillettir !
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Sivas Katliamı üzerine notlar

Mesaj gönderen Hasan Akça »

ergenekona ait 3.iddianamede sivas katliamıda ergenekonla ilişkilendirilmiş bakalım sonu nereye varacak
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Re: Sivas Katliamı üzerine notlar

Mesaj gönderen Musa Özateş »

Hasan Akça yazdı:ergenekona ait 3.iddianamede sivas katliamıda ergenekonla ilişkilendirilmiş bakalım sonu nereye varacak
sivas katliamından hemen sonra başbağlar katliamı yapılması ilgi çekici sanki bir lan varmış gibi ama bekleyelim dedeğin gibi davanın sonu ne karara varacak
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Sivas Katliamı üzerine notlar

Mesaj gönderen biralevi »

Kuran” a göre tarihe bakmak düşünmek farzdır,Kurandaki bunca tarihi öykü laf olsun sayfa dolsun diye anlatılmadı elbet.
Tarihteki tüm olaylarla ,katliamlarla ilgilenmek gerekir ,soğukkanlı tarafsız şekilde bunları masaya yatırıp tahlil etmek gerekir,yasaklarla, yasak savmalarla yada bunların üzerinden kişisel siyaset yaparak yaklaşılırsa sonuç ders almak değil ibret almak değil boşuna zaman kaybetmek olur.
2 temmuz Sivas katliamına da halen kimseler objektif ve tüm boyutlarıyla yaklaşmıyor ,Sivas üzerinden siyaset yapılıyor kimsenin ders aldığı yok oysa bu olay ibretliktir derslerle doludur, o günlerde de yazmıştım kitabıma da koymuştum bu analizleri her zamanki gibi yok saydılar hoşlarına gitmedi bu nedenle aynı oyunların bir daha sergilenmesinden endişeliyim ….

Önemli noktaları hatırlayalım ve biraz deşeleyelim ;

Katliam Cuma günü oluyor Sözde Müslümanlar Cuma günü birlikten güç alarak saldırıyorlar ne tuhaftır! Çorum olayları da Cuma günü başlatılıyor,
Sebep belli bizim ! Sünni Müslümanlar ! tahrik oluyorlar nedense çok çabuk ve her şeye hemen tahrik oluyorlar, nefslerine hakim olmayan bu insanların dini bizim bildiğimiz ve nefsle cihadın büyük cihad olarak tanımlandığı İslam dini nasıl olur?

Halkın toplanması ve nümayişi ve çatışmalar karşılıklı atışmalar saatlerce sürüyor ve devletin güvenlik güçleri bu insanları dağıtmıyor engellemiyor,tuhaftır Çorum olaylarında da azgın kalabalık yakıp yıkarken güvenlik güçleri ve askerler seyrediyordu,

Hadi başbakan çiller ve cumhurbaşkanı demireli artık tanıyoruz ve bu nedenle bunların olduğu düzende her türlü katliam olabileceğini biliyoruz peki dönemin başbakan yardımcısı solcu ! İnönüye ne demeli?Peki sol kontenjandan atanan Sivas valisi Ahmet karabilgin"e ne demeli ? niye bu insanların katkısı yada pasifliği göz ardı ediliyor? Hani bunlar solcu ya hani bunlar alevi dostu! Ya onun için soruyorum.Üstelik her ikisi de önlemler alındı yaklaşımlarıyla insanları pasifize ediyor ve başka çare aramalarını da önlemiş oluyorlardı.
Unutmayalım vali efendi kendini kurtarmak için en kolay ve etkili olanı seçecek ve kendi yetkilerini göz ardı ederek suçu şeriatçılara atacaktı,



İnsanları yakıyorlar tıpkı Avrupalı ırkçıların yabancılara yaptığı gibi,tıpkı bunların ataları olan yüce! Padişahlarının Hurufileri yaktığı gibi.
Şımarık ,azgın, haddini hududunu bilmeyen orta akıllı, kıt bilgili sözde Müslüman takımının getireceği son nokta Sivastır……
Oysa bu insanlar atalarına körükörüne uymak yerine gerçek İslamı tanısalardı insan canının ne denli kutsal olduğunu bir masumu öldürenin tüm insanlığı öldürmüş hükmünde olacağını da bilir asla böyle işlere kalkışmazdı.

Düşünün pir sultan adına ! Alevilik ! adına toplanan kalabalık meydanlarda “Kahrolsun şeriat” diye bağırıyor .Pir sultan şeriat için canını verirken tüm deyişlerinde Allah,Muhammed,Ali yi anarken bunlar onun adına ona ihanet ediyorlar ve bu çelişkilerinin halen kimseler farkında bile değil.
Çünkü aleviyim diyenlerin oluşturduğu kalabalığı ATEİST ÖNCÜLERİ yönlendiriyordu,halen böyle ama kimseler farkında bile değil.Bu nedenle katledilenlerin yarısı Sünni kökenliydi.
Sünniyim diyenler alevi yada ateist zannederek Sünnileri de katlediyordu, aleviyim diyenler kendilerini yönlendirenlerin ateist olduğunu bilmiyordu bile,
Ateistler Alevilik adına hareket ediyordu ve kimseler farkında değildi halende öyle değil mi?
İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmak ve aleviyim diyenlerin katliamın altında birazda bu çelişkileri araması gerekmez mi?
Şenliklere davet edilene bakın ;Aziz nesin ! kim bu adam?
Tüm dünya Müslümanlarının tepkisini çeken şeytan ayetleri adıyla bilinen uydurmaları yayınlamak isteyen bu adamı sivasa davet ettiler orada basına ;
Allah sizin Allahınız benim Allahım yok
Ben Allahın bu sözlerine inanmıyorum inanmam için aklımı kaybetmem lazım diyerek bombanın pimini çeken adam.
Hz.Aliden pir sultandan bana ne diyen adam Alevi şenliğine ! baş davetli tuhaf değil mi?


Aynı çelişkiler devam ediyor ve Sünnileri uyarıyoruz;

Nefsi cihad boşuna değildir tahrik olduk şımarıklığından artık kurtulun
Tarih ibret almak içindir biraz tarihi kıssaları okuyun ve üzerinde düşünün
Atalarınızın dinine değil İslam dinine uyun gerçekleri arayıp bulun
Unutmayın birlikte yaşamaya devam edeceğiz ve katletmekle de bitmiyoruz
Yaptıklarınızın sizlere de zararı dokunduğunu unutmayın artık iblisi ve uşaklarını sevindirmekten vazgeçin,

Aynı çelişkiler devam ediyor ve Alevileri uyarıyoruz;

Her aleviyim diyenin sözüne kanmayın ardına düşmeyin önce Hz.Ali”yi tanıyın yolunuzu öğrenin

Devleti uyarıyoruz;

Emperyalist güçlerin temsilcileri ülkemize her geldiğinde bunların ardına düşün nereye gittiklerini ne yaptıklarını kimlerle ne konuştuklarını öğrenin dikkat edin hatta onları yurda bile sokmayın diyeceğim ama pek çok işbirlikçileri olduğu için diyemiyorum……..
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: Sivas Katliamı üzerine notlar

Mesaj gönderen alone_man »

biralevi yazdı:
Düşünün pir sultan adına ! Alevilik ! adına toplanan kalabalık meydanlarda “Kahrolsun şeriat” diye bağırıyor .Pir sultan şeriat için canını verirken tüm deyişlerinde Allah,Muhammed,Ali yi anarken bunlar onun adına ona ihanet ediyorlar ve bu çelişkilerinin halen kimseler farkında bile değil.
..
kahrolsun şeriat diyeceklerine kahrolsun osmanlı şeriati deseler ya ama zavallılar bilmiyorlarki aradaki farkı
ateist oldukları için ha 12 imam şeriatı ha sünni osmanlı şeriatı bunlar için farketmiyor sonra utanmadan Hz.Alinin ismini resmini kullanıyorlar
Çeri
Mesajlar: 815
Kayıt: 28 May 2009, 10:06

Re: Sivas Katliamı üzerine notlar

Mesaj gönderen Çeri »

Murtaza Demir dün gece Aziz Nesinin davet edilmiş olmasıyla ilgili olarak dediki "KERBELA´DA AZİZ NESİNMİ VARDI?"
Kerbela´da Aziz Nesin olsaydı zaten o kişiyi bizzat H.z.Hüseyin öldürürdü.

"Osmanlı Şeriatı" sözü çok daha tahrik edici olur.Şeriat Şeriattir.4 kapı 40 Makam´da da Şeriat kapılardan birinin adıdır.Cemlerde de geçer.

Ayrıca Sivas Olaylarının Alevilikle ilgisi olduğunu çoğu kişi yıllar sonra öğrendi pek çok kişi otelde kalan masum vatandaşlar olduğunu sandı.

Aizin Nesinin o yangın sırasın´da ölmemiş olması gerçekten bir şans.Ayrıca mesele Aziz Nesinin ateist olması´da değildi.Attilla İlhan da ateistti ama çoğu kişiden fazla Müslümandı ve kimse onu protesto etmezdi.
O sıralar´da Türkiye´de yasak olan "Salman Rüşti´nin "Şeytan Ayetleri" adlı kitabını tercüme edeceğini açıklamıştı.Bu yüzden çok tepki çekmişti.Ama tercümelerini yayınladığı gazete toplatılmıştı.O gazete şimdi yine günlük olarak çıkıyor ve adı Aydınlık.
Bu olay ve o tartışmalar olmasaydı çoğu kişi Aziz Nesinin adını ancak öldüğü zaman duyardı.

Bir´de benim anlamadığım Sünnilik ne...Sünnilk diye bir şeymi var?
Yani sizi anlamakta bile zorlanıyorum.
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Sivas Katliamı üzerine notlar

Mesaj gönderen Hasan Akça »

Çeri yazdı: Bir´de benim anlamadığım Sünnilik ne...Sünnilk diye bir şeymi var?
Yani sizi anlamakta bile zorlanıyorum.

biz sünnilik derken emevi abbasi osmanlının din anlayışını dile getiriyoruz
Ehli beyt mensuplarına karşı bizde ehli sünnetiz diyen muaviyeyi hatırlatıyoruz
imamı azamı şehit edip onun adına talebelerine kurdurulan anlayışı hatırlatıyoruz
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Sivas Katliamı üzerine notlar

Mesaj gönderen Hasan Akça »

Sivas katliamından bahsederken Başbağları da hatırlatmalıyız o zaman olayların provakasyon olduğu daha iyi anlaşılır herkes bunun oyun oylduğunu anlar alevi sünni herkesin oyuna getirildiğini anlar
devletin bile bu oyunu önlemeye gücü yetmediği anlaşılır çünkü bu oyunu oynayanlar devletin içindeki karanlık güçlerdir
Cevapla

“Alevi Katliamları” sayfasına dön