Sinema Sanatından Esintiler-2

Sinema sektörüne her geçen gün birbirinden güzel yapımlar ekleniyor...
Cevapla
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Sinema Sanatından Esintiler-2

Mesaj gönderen biralevi »

SİNEMA SANATINDAN ESİNTİLER –2

Sinemada tıpkı bilim gibi değer bakımından nötürdür ve pratiğe yansıdığında artı yada eksi değeri alır.Bu anlamda sinemanın da bir araç olduğunu söyleyebiliyoruz.Nitekim propaganda en çok görselleştiğinde etkisini artırıyor.Örneğin İslam tarihindeki tüm kitaplardan daha fazla etkiyi ÇAĞRI filmi yapmıştı.O kadar ki filmde rol alan Antony Quin gittiği birçok müslüman ülkede Hz.Hamza muamelesi görmüştü.Yine Kaptan Kusto isimli araştırmacının filmlerini izleyen müslümanlar onun birkaç Tevhidi sözünden hareketle adamı müslüman yapıvermişlerdi.Yine hatırladığım Aya ilk ayak basan N.Armastrong’unda ‘Ay’da ezan sesi duyduğu’masalıyla müslüman olduğunu savunanlar olmuştu.
Görsel etkiyi çağlar boyu diktatörlerde çok iyi kullanmıştır.Firavunlar ülkenin her yanına heykellerini yaptırır isimlerini yazdırırlardı,bu gelenek binlerce yıldır sürdü ve görsel etkilerle insanlara yön verildi.Sinema görsel etki bakımında üst düzeyde bir araç olmasına karşın bizim yeterince kullandığımız yada başarılı olduğumuz söylenemez.Bu etkiyi en iyi ABD liler Holywod’da kullanıyorlar,Kendi değer yargılarını tüm dünyaya sinema yoluyla aktarıyorlar,öyle ki bunu besleyen Oscar törenleri bile her yıl naklen milyarlarca kişi tarafından izleniyor ve gündem oluşturuyorken,biz yıllardır bir Antalya film festivalindeki kısır çekişmeleri aşamadık.
Yine anadoludan çıkan tarihi,kişisel değer ve zenginlikleri bile kendi halkımıza bile aktaramadık.El oğlu KRAL ARTUR’u, İskoç kahramanı WALES’i ‘Cesur Yürek’ Hektor’u,Aşil’i(TRUVA) ,Sezar’ı Neron’u vs vs sinema sanatıyla kitlelere mal ederken,biz bir Şeyh Bedreddin,Börklüce,Torlak Kemal filmi yapamadık.Pir Sultan filmi yapamadık,Bir BABAİ isyanının filmini yapamadık.Timur ile Bayezidin ANKARA savaşının filmini yapamadık.Hatta Malazgirt filmi yada Yavuz ile Şah İsmaili konu alan bir filmi yapamadık.Tabi bir sorun da şu bu filmleri yapmaya karar versek Senaryoyu kim yazacak?Eğer Resmi tarihçiler yazacaksa hiç yapmayalım daha iyi çünkü daha önceleri deneyimlerimiz var,Tarık Buğra’nın senaryosunu yazdığı OSMANCIK (KURULUŞ)isimli filmi ,yada resmi tarihçi eski TRT genel müdürü Özakman’ın senaryosunu yazdığı CUMHURİYET filmi gibi tek bakış açısıyla yapılır ve istenilen gerçekliğe asla ulaşılamaz,pembe diziler gibi bir köşede kalır,sadece Resmi tarihçilerin etkisinde kalanların ruhları hafiften okşanmış olur o kadar....İzledim hatırlıyorum Fikret Hakan ile Pir Sultan filmi yapmışlar ve Fikret hakan film boyunca saz çalıp duruyordu,öyle ya koskoca Alevi önderi Pir Sultan NAMAZ Kılacak değildi ya ! Zaten bir şiirinin içine ‘Kılınmış namazım kıldırırlarsa,Alınmış abdestim aldırırlarsa’diye tahrifat yapmamışlar mıydı?Resmi tarihçiye asla güvenmem,tavsiyede etmiyorum.
Bunları objektif yazabilecek senaristler olmalı diye düşünüyorum hatta daha ötesi üniversitelerde,fakültelerde sadece senaryo yazarlığı üzerine bölümler açılabilmeli yada Tarih bölümlerinde okuyanlar için böyle bir alternatif ihtisas kolu geliştirilmeli diye düşünüyorum.
Eğer ticari yada popülist davranılacaksa bu konuların içine sadece AŞK unsurunun katılabilmesine izin verirdim.İçinde AŞK olmayan film zayıf kalıyor,Düşünün TİTANİK filmindeki aşk olmasaydı ,TRUVA filmindeki HELEN olmasaydı,CESUR YÜREKTE ki çocukluk aşkı olmasaydı ,Kleopatrasız bir Sezar filmleri aynı lezzette izlenir miydi?
Benzer konu olmasına rağmen Kral Artur aynı derecede izlenmedi,SHİNDERİN LİSTESİ filminde hep bir eksiklik hissetmiştim bu aşktı,filmde aşk yoktu.
İki ayrı cins birbiri için yaratılmıştır ve biri yoksa eksikliktir.Düşünün Erkeğin olmadığı bir dünya ne kadar çekilmezdi,inanın böyle bir dünyada kadınlar yemek yapmaz,aynaya bakmaz saçını bile tarama gereği duymazdı,zaten Feminizm sosyalist solla yapılan mücadelede zoraki yaratılan bir dalgaydı ve ikisi de geçip gittiler.Neyse yada tersi ya Kadın olmasaydı düşünün ana yok,bacı yok,nine yok,kız kardeş yok,kız çocuğu yok dahası eşiniz yok böyle bir dünyada kim yaşamak ister di ki?
İnsan fıtratını bu noktada en iyi Holywood yakalamış durumda düşünün 2.Dünya savaşında ki PÖRL HARBIR baskınının izlenecek hiçbir yanı yokken içine kotarılan buruk bir aşk hikayesiyle film nasıl da satıldı? Tabi birde İlahi Aşk var mesela şöyle bir senaryo yazdığımızı düşünün.:
İslam Tarihinde Hendek Savaşı diye bilinen ve hakkında çok az şey bilinen olayla ilgili bir sahneyi mutlaka aktarmak isterdim.Gözünüzde Truva yada Cesur Yürek filmlerindeki iki ordunun karşı karşıya geldiği sahneleri canlandırın.Toplanmışlar karşı karşıyalar ve her an kapışma durumundalar.Düşünün ve gözünüzde canlandırmaya çalışın ; birden Küffar ordusundan azametli,yiğit,cesur ve adı herkesçe bilinen Amir Bin ABDEVİD isimli yenilmez bir adam ortaya geliyor ve Müslümanlara dönerek :
-Kimde benimle savaşacak yürek varsa çıksın ortaya ‘diye haykırıyor.İsim isim çağırıyor’Ey Falan oğlu falan,Ey filan oğlu filan ‘ ama kimse meydana çıkmıyor.Herkesin başı önde bu arada küffar ordusu zevkten dört köşe olmuş durumda öyle ya karşı tarafı bir kişi bile susturuyor,sessizliğe boğuyor.Hak ve Batıl karşı karşıya ve batıl meydan okuyor ve herkes sesiz.Bunu gören Resulullah buyurdu:
-Bu amrın şerrini kim müslümanlardan def eder.Bunu iki kez tekrarlıyor ama yine ses soluk yok.Ve 3. kez şöyle buyuruyor:
-Ey müslümanlar sizden herhangi biriniz meydana giderde o meydanda şehit olursa söz veriyorum onsuz cennete gitmeyeceğim ve yine sizden biri o meydanda yara alıp kurtulursa,islamın gazisi olur ve yine onsuz cennete gitmeyeceğim.Yine hiç kimseden ses çıkmayınca Hz.Ali :-Ben giderim ya Resulullah diye seslendi.daha 25 yaşlarındaydı ve Abdevide göre çok tecrübesiz sayılırdı.
KİNG DAVUT filmini hatırlayanlar bilirler benzer bir sahne orada da vardı.Küffar dan Callut isimli birisi meydan okuyordu ve Hz.Davut çok genç bir yaşta ona cevap verip herkesin gözleri önünde o adamı bir sapan taşı darbesiyle deviriyordu.
Resulü Ekrem Aliye :-Ya Ali o adamı tanıyormusun? Diye soruyor.Aslında tanıdığını biliyor ama Peygamberin herkese apaçık göstermek istediği,tekidini istediği bir durum söz konusu.Hz.Ali’nin cesaretini,azmini,fedakarlığını,kahramanlığını herkese bir kez daha üzerine basa basa göstermek istiyordu,Kimbilir belki senaryoyu yazanda böyle istediği için böyle bir durum oluyordu.
-Evet Ya Resulallah,
Peygamber onu yanına çağrıyor,kucaklıyor ve iki kaşının arasından öpüyor.Kendi emamesini Hz.Alinin başına bağlıyor ve kendi kılıcını ona veriyor.Dua ediyor:
-Allahım O’na yardım et
Abdevid de karşısına geleni tanıyor.ve sesleniyor:
-Ya Ali vazgeç bu işten,sen daha çocuksun,sen yaşta bir gence kılıç vurmaya kıyamam,üstelik babanla benim dostluğum vardı,katilin olmak istemiyorum.
Hz.Ali ise hepimiz için ölçü olacak sıralamayı söylüyor:
-İslama iman getir,hayır diyor Abdevid.
-Müslümanlarla savaşmaktan vazgeç,Hayır bu andan sonra bunu yapmam diyor Abdevid.
-Öyleyse atından in eşit şartlarda dövüşelim ve ilk hamleyi yap.Bende Ancak Allah yolunda öldürmeyi severim. Abdevid son teklifi kabul edip atından iniyor ve saldırıyor,ortalık toz duman,bulut içinde kalıyor.İlk darbeyi yapıyor ve Hz.Ali başından yaralanıyor ve toprak basarak kanamayı azaltıyor ve hamlesini yapıyor.Herkes dumanların arasında bir tekbir sesi duyuyor ve anlıyorlar ki Hz.Ali yendi.Ortalık görünür hale geldiğinde Hz.Ali ,Abdevidin göğsünün üzerinde ve Abdevid aldığı kılıç darbesiyle devrilmiş yerde yatıyor.
Hz.Ali son bir teklif daha yapıp onu dine çağırıyor,Abdevidin cevabı Hz.Ali’nin yüzüne tükürmek oluyor.Herkes Hz.Ali’nin hemen cevabını vereceğini düşündüğü anda o ayağa kalkıp uzaklaşıyor ve biraz dolaştıktan sonra tekrar geliyor ve Abdevidin son sözü riya dolu:
-Ya Ali zırhımı soyma herkes çıplak bedenimi görürse bu benim kahramanlığıma yakışmaz.
Ve başı bedeninden ayrılıyor.Resulallah Hz.Ali’yi iki kaşının arasından bir kez daha öpüyor ve buyuruyor:’Ali’nin Hendek günündeki bu bir kılıç darbesi İnsanların ve cinlerin tüm ibadetlerinden üstündür.’
Böyle çekerdim sahneyi ve sordururdum müslümanlara :
-Ya Ali neden yüzüne tükürdüğünde onu hemen öldürmedin?
Cevabı herkes bildiği için sahneyi burada keserdim.Ve nasip olursa bir sahne de Hayber Kalesi fethinden çekmek üzere hazırlıklarımı yapardım.
Teoman Şahin
Cevapla

“Vizyondaki Filmler ve Sinema” sayfasına dön