Dressler'in Çarpıtmaları

Cevapla
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Dressler'in Çarpıtmaları

Mesaj gönderen biralevi »

Bir tarafta Bektaşilerin masalları
diğer taraftan devletinleştirme çabaları
bir diğer taraftan asimilasyon uğraşları
muaviye açılımları
içimizdeki yezitler
AB cılar ABD ciler
dört cepheden mücadele ederken batılı aydınlarlada !! mücadele ediyoruz
bugün okudum zaman gazetesinden şahin alpay aktarmış

İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Markus Dressler’in Oxford Üniversitesi tarafından bu yıl yayımlanan “Writing Religion: The Making of Turkish Alevi Islam / Din Yazımı: Türk Alevi İslamı’nın Oluşumu” başlıklı incelemesi varmış aktarımı şöyle
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Dressler'in Çarpıtmaları

Mesaj gönderen biralevi »

Türkiye’de demokrasinin temel meselelerinden biri olan Alevi kimliğinin sadece fiilen değil resmen tanınması açısından son derece ilginç olan bu çalışmanın cevaplamaya çalıştığı esas soru, klasik Osmanlı döneminde İslam dışı görülüp, ahlak düşkünlüğüyle ve siyasi sadakatsizlikle özdeşleştirilen ve baskılara maruz kalan “Kızılbaş” topluluklarına, nasıl olup da Cumhuriyet döneminde Türk milletinin asli bir unsuru ve (heterodoks da olsa) Müslüman “Alevi” kimliğinin atfedildiği.

Dressler’e göre (Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Ermeni tehciri ve Kurtuluş Savaşı sonrasında Yunanistan ile din esasına göre nüfus mübadelesinden sonra kurulan) Türkiye Cumhuriyeti’nde Kemalistlerin laik ve Müslüman bir Türk ulusu / milleti inşası projesi kapsamında karşılaştıkları güçlüklerden biri, Alevilerin nasıl entegre edilecekleri sorunu oldu. Zira (bugün de Türkiye nüfusunun yüzde 10-15’lik bir bölümünü oluşturdukları hesaplanan) Aleviler, gerek etnik, gerekse dinsel bakımından büyük farklılıklar barındırıyordu. Bugün de tahminen yüzde 20-30 dolayındaki bir bölümü Kürt olan Aleviler, dini inançlarını İslam’ın içinde ve dışında olarak hayli farklı yorumlamaktaydılar.

Dressler, Kemalistlerin bu soruna getirdikleri çözümü şöyle açıklıyor: Alevileri sapkın olarak görüp dışlayan Osmanlı söylemini reddettiler ve Aleviliği Orta Asya Türk kültürü ve inançlarının taşıyıcısı olarak yorumladılar. Aynı şekilde Batılı misyonerlerin Alevilerin kökenlerini en azından kısmen eski Anadolu uygarlıklarına ve Ermenilere dayandıran, inançlarının Hıristiyanlıktan güçlü bir şekilde etkilendiğini savunan söylemini reddettiler ve Anadolu Aleviliğini (heterodoks da olsa) İslam’ın bir parçası olarak yorumladılar.

Alevilerin 1980’lerin sonlarından itibaren Kemalist devletin kendilerine yüklediği Türk-İslam kimliğini sorgulamaya başladıklarını biliyoruz. Bugün Anadolu Aleviliğinin bir yanda (Türkçe konuşan) Türklerden ve (Kırmançi ya da Zazaca konuşan) Kürtlerden oluştuğu, kendilerinin resmen Türk-İslam kimliği içinde görülmelerine belki en katmerli tepkiyi Alevi Kürtlerin gösterdiklerini de. Türk Alevilerin bir bölümü, kendilerini İslam’ın üçüncü mezhebi olarak görüyor. Alevilerin etnik kimliklerine bakılmaksızın bir bölümü ise, inançlarını İslam dışında görmekte.

21. yüzyılda özgürlükçü ve çoğulcu bir demokrasi kurma arayışında olan Türkiye’de devletin topluma kimlik dayatma çabasından vazgeçmesi ve yurttaşlarını etnik ve dinsel kimliklerini kendi anladıkları gibi ifade etmelerinin ve yaşamalarının önündeki tüm engellerin kaldırılması büyük bir ihtiyaç. AKP iktidarı altında Türkiye, toplumdan yükselen şiddetli itirazlar sonucunda, gerek Kürt, gerekse Alevi kimliklerinin inkarından vazgeçti; bunları resmen tanıma yolunda da bazı adımlar attı. Ancak ne yazık ki Türk-İslam sentezine dayalı kimlik politikaları topluma dayatılmaya hâlâ devam ediyor. Bunun kuşkusuz en açık göstergesi, Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla devletin dini tekelinde ve denetimi altında tutması.

Dressler’in araştırması, Alevi sorununun bütün yönleriyle anlaşılmasına olağanüstü değerli bir katkı. Türkçesi önümüzdeki yıl Bilgi Üniversitesi tarafından yayımlanacak.
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Dressler'in Çarpıtmaları

Mesaj gönderen biralevi »

biralevi yazdı: Dressler, Kemalistlerin bu soruna getirdikleri çözümü şöyle açıklıyor: Alevileri sapkın olarak görüp dışlayan Osmanlı söylemini reddettiler ve Aleviliği Orta Asya Türk kültürü ve inançlarının taşıyıcısı olarak yorumladılar. Aynı şekilde Batılı misyonerlerin Alevilerin kökenlerini en azından kısmen eski Anadolu uygarlıklarına ve Ermenilere dayandıran, inançlarının Hıristiyanlıktan güçlü bir şekilde etkilendiğini savunan söylemini reddettiler ve Anadolu Aleviliğini (heterodoks da olsa) İslam’ın bir parçası olarak yorumladılar.

Alevilerin 1980’lerin sonlarından itibaren Kemalist devletin kendilerine yüklediği Türk-İslam kimliğini sorgulamaya başladıklarını biliyoruz. Bugün Anadolu Aleviliğinin bir yanda (Türkçe konuşan) Türklerden ve (Kırmançi ya da Zazaca konuşan) Kürtlerden oluştuğu, kendilerinin resmen Türk-İslam kimliği içinde görülmelerine belki en katmerli tepkiyi Alevi Kürtlerin gösterdiklerini de. Türk Alevilerin bir bölümü, kendilerini İslam’ın üçüncü mezhebi olarak görüyor. Alevilerin etnik kimliklerine bakılmaksızın bir bölümü ise, inançlarını İslam dışında görmekte..

Canlar
önermeyi baştan yanlış yalan kurarsanız sonraki tesbitlerde yalan yanlış olur gömleğin ilk düğmesindeki hatanın maliyeti gibi
burada çarpıtılan şu;
Osmanlı alevi sapık! saydığı için yok ediyordu ama Kemalistler bizzat Kemal yok saydı ama zaman zaman yok etmektende vazgeçmedi
oysa yazar Kemalistleri alevileri sapık saymadığı orta asya türk kültürünün taşıyıcısı saydığını söylüyor

oysa bunu yapanlar Kemalistler değildi Osmanlı döneminde ittihatçılardı baha sait önderliğinde yapılan toplum sosyolojisi mimarisi çalışmaları Türk-islam pan turanizm çerçevesine oturtuldu ve Osmanlı düşüncesine aykırı bile olsa tüm gruplar bu çerçevede yeniden şekillendirilmeye çalışıldı VE BU PROJEYE kısmen yeni cumhuriyettede devam edildi 12 eylül ihtilaslinde türk-islam zirveye çıkarıldı zaten kürt faşizminin başladığı yıllarda bu yıllar oldu,

Dressler daha Osmanlı döneminde ittihatçıların geliştirdiği bu tezleri bunu Kemalistlerin yaptığını söylüyor
ve Kemalistleri alevileri yok sayma politikasını kamufle etmeye çalışıyor
buda alevilere yine Kemalist laik batıni Bektaşi gömleği giydirme yada sunumunun çabasının temel mantığı olarak sunuluyor alevilerin Caferi olmadığı bilinçaltına yerleştiriliyor
toplum mühendisliği yapılıyor
alevileri ikiye ayırmış
ilk grup kendini islamın 3.mezhebi olarak görüyormuş yani şii yada sünni değilmişiz ağzındaki baklayı çıkarmış zaten tüm çabaları alevilerin şii olmadığını kabul ettirmek ve bu yüzden 3.mezhep palavrası sunuluyor
ve diğer alevi grubuda islam dışıymış
kendiini islam dışı görüyormuş
işte toplum mimarlarının bir fitnesi daha
aleviler içinde islama inanmayan ama aleviyim diyenler tabiki var Sünnilerin içinde olduğu gibi
fakat kim çıkıpta biz Müslüman değiliz diyor
dressler denilen adamın biçtiği gömleği giyersek
ya 3.mezhep olup cem semah sazla oyalanıp duracağız yada islam dışı olacağız
siyasetende Kemalistlerin bizi sapıklık tanımından kurtarmış olduğuna inanmamız isteniyor böylecede siyasi zeminimizde biçiliyor
bizim yerimize herkes düşünüyor yol gösteriyor bizim düşünmemize aklımızı yormamıza gerek yok değilmi arkadaşlar?

O HALDE BİZ DÜŞÜNMEYELİM BİZE VERİLEN GÖMLEKLERİ GİYELİM !!!
Cevapla

“Aleviliği Çarpıtan Yazılar” sayfasına dön