Ehli Beyt Dostlarına Öze Dönüş Çağrısı

[ehlibeytyolu]

Selam hidayet üzere olan canlara. Bu zamana kadar yazıklarımızdan sonra yazacak bir şey olduğunu düşünmüyordum. Ancak son olarak uygun bir yazı ile yazdıklarıma son vermek gereği hissettim.

Öncelikle konuyu işlerken baştan beri kimsenin şahsi inanç ve yaşamının ne olduğu asla ilgi alanımıza girmedi. Ve kimsenin de hali hazırda neye nasıl inandığı umurumuz değildir. Herkes inancının ve amelinin ve yüreklerindekinin hesabını zerre miktarı da olsa Her Şeyi Bilene (c.c) verecektir. Bundan asla şüphemiz yoktur.

Ve Yüceler Yücesi’nin (c.c.) adına yemin ederiz ki bu âna kadar yazdıklarımızla hedeflediğimiz kendilerini “Ehli Beyt Dostları” olarak adlandıran kardeşlerimize doğruluğuna inandığımız doğrultuda ve Sıratı Müstekîm’in üzerinden zerre miktarı bile sapmamaları için yardımcı olmak idi. Ve hâlâ da öyledir. Ancak gördük ki kendi itirafları ile de sabittir ki gençliklerinden ve taklitçiliklerinden bazı şeyleri nefsânîlikle görüyorlar ve konulara aklı selim ile değil önyargı ile yaklaşıyorlar.

Şu konuya açıklık getirelim ki; Ehli Beyt yolunda değil, ve fakat Ehli Beyt Dostları arasında fitne çıkarmak bu mektebin bağlıları arasında ayrılık çıkarmak, yolumuzu eğriltmek amacıyla bir şeyler karaladık ise böyle yapana ezelden ebede kadar Allah’ın, Meleklerin ve tüm lanet edebileceklerin laneti olsun. Bu açıklamamızla yetinmeyip de bizleri hala Muaviyeci ve Ehli Beyt düşmanı ilan edenlere de aynı lanet olsun inat ederler ise batıl iddialarında…

Kaç kez ilan ettik ki; Ehli Beyt ve Ehli Beyt’in İmamları’ndan bizzat duymak ile onlar adına eserlerdeki nakledilen her şeye inanmak aynı şeyler değildir. Bizim mektebimizin Resul ve Nebiler hariç Hz. Muhammed’den itibaren 14 Masum’u vardır. Bunun dışında hiçbir kimseyi masum bilmeyiz ve eleştirilmez, tartışılmaz görmeyiz. Allâme Kuleynî (rh), Allâme Kummî, Şeyh Tusî, Allâme Meclisî (Allah hepsinden razı olsun), İmam Humeynî, Rehberimiz Hameney, Ayetullah Sistanî vs. vs. (Yaşayanlara hayırlı ve bereketli ömürler, rahmetli olanlara Rabbimizden rahmet dileriz) sevdiğimiz saydığımız, başımızın tacı bildiğimiz, yüreklerimize şifa ilacı gördüğümüz değerli üstatlarımızdırlar. Bütün bu saygınlıklarına rağmen hiç biri 13. 14. 15. 16. Masum İmamlarımız değildirler. Biz Tevhid Ehli, Ehli Beyt Dostları olarak Rabbimizin Kitabını her eserin üstünde tutar ve O’nun Kitabına asla beşer eserlerini eşit görmeyiz, ortak koşmayız. Çünkü biliriz ki bu yaklaşım bizi farkında olmaksızın şirke bulaştırır ve mektebimiz adına cevap veremeyeceğimiz gülünç durumlara düşürür. Bazı düşmanlara kendimizi izah edemeyeceğimiz durumlarda kalmamıza neden olur.

Hal böyle olunca bizim derdimiz kimsenin şahsı değil -Allah şahittir ki- mektebimizin durumu ve geleceğidir. Bu amaç uğrunda da kardeşlerimiz uyarmayı İslamî ve mektebî bir farz ve görev bilmekteyiz.

Belki bizlere nefsanîlik ederek cevap veren kardeşlerimiz işin ciddiyetinin farkında değil ama, bu mekteb sadece İslamî ilimlerden habersiz olanlara açık bir mekteb değildir. Bir şekilde Aarpça ve Kurân kültür olan canlara rivayetler tabuculuğu ile yaklaşırsanız o mazlum ve mustazaf insanların Mektebe bağlanmalarını mektebi doğru algılamalarını sağlayamazsınız. Çünkü o kadar Kuran dışı ve İslam temeline uygun düşmeyen riayetler kültür var ki ansiklopedik rivayet eserleri denilen eserlerde onları okuyanlar gülmekten başka bir şey yapmazlar ve Ehli Beyt Yolunun hakikatini de asla anlayamazlar. Oysa bizler kendimiz mektebimizi Kuran mihengi ile zayıf, uyduruk, Kuran dışı nakile ve rivayetlerden temizleyip süzmüş olsak hem aydınlık bir yüz ile cümle aleme yolumuzu anlatabilir ve hem de kendimiz de itikadımızı sahih temeller üzerinde yüceltmiş oluruz. Bunu istemek ve hem kendimiz hem tüm insanlığa karşı rahmet olsun diye verdiğimiz uğraşın neresi eleştiriliyor, neresi lanet olası Muaviyecilikle itham ediliyo anlaşılır gibi değil.

Bu son yazımızla bütün dostlara selam ve saygılar sunuyor, her kimde zerre miktarı bile hakkımız varsa helal ediyor ve kendilerinden de helallık diliyorum.

Şikayetim Allah’adır. O elimizden tutsun, kalplerimiz bileştirsin, itikadımızı razı olduğu temizlikte eylesin. Her vakit namazda okumakta olduğumuz “İhdinessırâtal müstekîm/Bizi hidayet üzere ‘Sıratı Müstekim’de eyle” duamızı katında kabul edilen dualardan kılsın.

Yolun yüceliğini rivayetlerden daha önemseyenler dediklerimizi, yazdıklarımızı, dikkat çektiklerimizi -Hak rızası için- yeni baştan dikkate alsınlar. Genç de olsalar, geleceğin gençlerine onlar önderler olacaklar. Bizi bizden başka seven de koruyan da düzeltmek isteyen de olamaz. Bizlerin bizlerden başka dostu yoktur. Mümin müminin kardeşidir. -Allah hayırlı ömürler versin- Ali Yeral hocamızın çok yerinde ve enfes şekilde buyurduğu gibi; “Lâ ilahe İllallah diyenlerle Tevhid’de kardeşiz, ‘Muhammedun Resulullah’ diyenlerle İslam’da kardeşiz, ‘Aliyyün Veliyullah’ diyenlerle ‘Ali Şiası olmakta-Velayet’te’ kardeşiz, diğer insanlarla da Adem ve Havva atalarımızdan dolayı soyda/insan olma noktasında kardeşiz.”

Neticede Ehli Beyt dostlarıyla iç içe geçmiş dört kat kardeşlik bağıyla sarıp sarmalanmış bir kardeşlik ahdi içerisindeyiz. Bunun gereğini yerine getirmemiz hepimizin görevi ve birbirimizi uyarmamız kardeşliğimizin gereğidir.

Selam Velayet ehline. Selam Hakka tabi olanlara. Selam mümin canlara. Selam aşk ehline..

Not: Çeri kardeş kısa yazısında şöyle demiş; “…Sadece bazı Sünnilerdeki Seyit Kutup, Muhammed Kutup, Mevdudi gibi İslamcı aydınların savunduğu Hüseyin Hilmi Işık’ın Ehli Sünnet dışı ilan ettiği Kurana dönüş çabalarının Şiilikteki bir uzantısı olduğunu düşünüyorum.”

Hem evet hem hayır. Evet, çünkü Kuran’a dönüş olmadan Mümin-Müslim olunamaz. Hayır, çünkü eksik. Biz Kurân yanında Peygamber buyruğu uyarınca Ehli Beyt’in de sahih buyruklarını baş tacı etmişiz ve ederiz. Derdimiz zayıf, uydurma ve sahih olmayan şeyleri mektebimiz adına savunmamak ve yolumuzu tertemiz bir şekilde insanlığa sunmaktır.

Yine de Çeri cana bir hakikate kısmen de olsa parmak bastığı için teşekkürler…

Merdan ağabeyime de tüm destek ve katkılarından dolayı teşekkürler. Zira desteğin şahsımıza değil mektebi doğru anlamaya idi. Yolumuzun yüceliği bizim her türlü şeyimizin üstündedir. Tekrar herkese hakkımız helal olsun. Rabbim bizleri Kurân ve Ehli Beyt’in sahih öğretilerinden ayırmasın. Gerçeğe Hüüü. Mümine ya Ali!

[alone_man]

. Gerçeğe Hüüü. [/color]

bu hitabına bu hitap şekline Kurandan Ehli beytten yada bu doğrultudaki sahih kitaplardan yada müçtehitlerden bir tane delil getirirmisin merak ettim
çünkü bektaşiler bunu kullanırlar sırf aykırılık olsun sapma olsun diye
bir bildiğin kaynakmı var yoksa iş olsun diyemi yazdın

[ali muhsin]

Merdan Abicigim Sitemini anliyorum

Ama birazda Sizde Bizi anlayin ..Arkadasiniz olan ehlibeytyolu nikli sahisin yazilarini okudugumuzda acaba Uyarimi veriyor yoksa ilmin arkasina saklanarak Ehli Beyt Dostlarinimi yargiliyor ? Bunu Anlamayacak kadar kit zekali degiliz hamdolsun ..Tamam Bazi anlasmazliklar olmustur ,Fakat arkadasinizda bir nevi üstünlük taslayarak illede "benim dediklerim dogru,Sizler Sapitmissiniz " havasina girerek Digerlerini Asagilarayak ve hatta Ehli Beyt Dostlarina Topyekün saldirarak sanki " Gulat " misiz gibi Yargilamanin nersesi Uyaridir ??! kisacasi Arkadasinizda Baglanti Bozuklugu var !! ( Hususi meseleye bakiniz )

ayrica...

ehlibeytolu yazmis

Gerçeğe Hüüü. Mümine ya Ali!

Arkadas Bektasilerle Cemdemi yapiyor acaba ??

Onca yazi yazsin sonra gider ayak Bektasi Dili ile Veda etsin ..Anlasilmistir ..!

[3nokta]

Yazıklar olsunlarla başlayan bir çok şey yazmışsın sn merdan hocam. Ancak maalesef ya o adamın bana karşı yazdıklarından haberin yok ya da görmek istemiyorsun. Adam açıkça beni yezit la yerine koydu. Düşüncelerimi aşağıladı. O Ehl-i Beyt yolunda onu harcayana yazıklar olsun dedin ama şunu demedin: meshedi de ehli beyt yolunda o da hadisin sahih olduğunu düşünüyor ehli beyt yolu meshediyi yezit yerine koymakla onu bu hadisin sahih olduğunu düşünmesinden dolayı aşağılamasıyla hata yaptığını yazmadın. Yazıklar olsun demedin? Bu mudur? Oh ne güzel dünya! At pası atsın gölü!
açıkçası beni çok çok şaşırttınız hocam. Sizden beklemediğim bir yanlılık gördüm. Bizleri hakaretlerle aşağılayan o alim sıfatlı zatı sırf alim olduğu için kayırmak mıdır adalet?
Kimse kusura bakmasın, imam huseyin as'ı yanına çağıran mektup yollayanlar da biz Ehl-i Beyt ve kurana bağlıyız diyordu. Ama ya sonuç?
ehli beyt yolu isimli zat!
her seferinde aslında yazmayacaktım ama yazıp nokta koyuyorum gibi bahanelerle işin içinden kaçıyorsun. Muaviyece hilelere başvuruyorsun. Size karşı olumlu yaklaşmama rağmen bunu göremeyecek kadar körsünüz. Üstelik yaptığınız bu çalışmayla ortaya koyduğunuz düşüncenizi eleştirdiğimde ise içerikle ilgilenmemiş hakaretlerinize devam ettiniz. Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Alleme-i cihan olsanız umrumda değil! Ben hayatımda bu kadar karaktersin, ukala bir alim sıfatlı zat görmedim, duymadım!
Tüm kullanıcılara,
Biz bu siteyi ve bu forumları sahiplendik! hem de karşılıksız! Alevi halkımız hakiketleri bulsun diye çabaladık aynı zamanda da öğrenmeye devam ettik. Bunca şeye rağmen adamın biri alim sıfatıyla çıkıp 3-5 mesaj atıp orataya fitne fesat sokuyor ve alim olan diğer abilerim de onu destekliyor. yanlı davranıyor. bu açıkçası benim zoruma gitti. Bu siteye emek vermiş olan hiçbir canın böyle bir şeyi hakkettiğini düşünmüyorum. Bu siteye emek vermiş Ehl-i Beyt as muhibi hiçkimseye dışarıdan gelen fitneciler hakaret edemez. Ettirmem! Hele alim sıfatlı adı şia olan şahsiyetsizlere hiç ettirmem! Herkes haddini bilecek! Bu meselede dolayı en azından adamımızı tanımak anlamında bir şeyler öğrendik! Kimin ne düşündüğünü öğrendik!
Allahın selamı hidayete tabi olanlara olsun! Allahın selamı velayet ehline olsun!
Ve Allahın laneti muanfıklara olsun, muaviyecilere olsun! Peygamberin sözünü ret edenlere olsun.
dinde derin kavrayış sahibi olmayanlara yazılar olsun!

[ehlibeytyolu]

Üçyüzonüçlü Meşhedi'ye ithafen;

Güzel vardır, kara kaşlı, hem gözleri elâ olur,
Taş vardır ki, kimi saray, kimisi de helâ olur.
Kaçarım şeytandan kaçar gibi asla onu dost edinmem,
Câhil insan çoğu zaman ol başıma belâ olur...

Yazmamızla mutlu olacaksan daha çoook yazacak şeyimiz var. Sen yeter ki bu edeb(!) üzere devam et.

[Musa Özateş]

Üçyüzonüçlü Meşhedi'ye ithafen;

Güzel vardır, kara kaşlı, hem gözleri elâ olur,
Taş vardır ki, kimi saray, kimisi de helâ olur.
Kaçarım şeytandan kaçar gibi asla onu dost edinmem,
Câhil insan çoğu zaman ol başıma belâ olur...

Yazmamızla mutlu olacaksan daha çoook yazacak şeyimiz var. Sen yeter ki bu edeb(!) üzere devam et.

Buna tahrik denir
kaşıma denir
ama edebi bir dille yapıldığı içinde kendi içinde zarif bulunabilir
Meşhedi de yazdıklarından tanıdığım kadarıyla altında kalmaz
ama
ona sabır tavsiye ederim
sabrederse bu müsabakayı
kazanmış olur

[ehlibeytyolu]

Musa Özateş kardeşim. Kimsenin şahsı ile ilgili bir sorunumuz yok. Kimseye özel olarak da hakaret etmek, rencide etmek, aşağılamak niyetinde olmadık, değiliz de. Ancak gördüm ki haddini bilmez bir eda ile malum şahıs kaşınmış. Şahsımızı hedef alan bir şekilde ‘Ukelâ, Muaviyeci, Peygamber hadislerini reddeden, şahsiyetsiz …’ gibi edebine yakışır laflar etmiş. Bizde ‘us ile uslanmayana’… sözünün gereği üzere kısas eyledik. Ehli Beyt’e bağlı olduğundan şüphe etmesek Allah şahittir ki neler derdik de, neyse. İman ve inancımız bizi alıkoydu bundan öteye gitmekten…

‘Gerçeğe Hüü ve Mümine ya Ali’ Üzerine…

Ali dostlarının aşuradaki dövünme şekilleri, zincirlenmeleri, bıcak vs gibi kesici aletlerle mektebi bile kirletici görüntülerle İslamdışı hal ve tavırlarının Kuran ve Sünnet’ten delillerini buldunuz. Burdaki bütün yazılanların kaynaklardan delillerini buldunuz. Forum hazırlama, forumda birbirlerimizin kalplerini kırma ve incitmenin edep sınırlarını taşmanın, geceli-gündüzlü chatleşmenin ve yazışmaların tümüyle kaynaklardan meşru olduğuna dair delillerini buldunuz da sadece bu kısa cümlenin mi delillerini bulamadık?

‘Hüüü’ Allah’ın (c.c.) zikri anılmasıdır bilindiği gibi. ‘Geçeğe Huuu’ da; ‘hak olan, gerçek olan her şeye, her söze, her uygulamaya ancak ‘Allah deriz, eyvallah deriz, boyun eğeriz…’ vs.” manasını taşır.

‘Mümine yâ Ali’ de; ‘Mümin olanlara, bizler gibi Ali’ye yar olmak, yârân olmak, O’na bağlanmak yaraşır... vs.’ gibi anlamlara gelir. Kısaca dervişâne böyle ifade edilir. Her yerin kendine özgü kısaltmaları vardır. Nasıl ki net aleminde; ‘selamun aleyküm manasında: s.a, Allah’a emanet olun anlamında; aeo, kendinize iyi bakın derken; kib. gibi kısaltmalar kullanılır. Ve kimse buların Kuran ve Sünnet’ten kaynağını sormaz. Bu kısa ifade de dervişce ikrarı ifade etmektedir.

İle’l-likâ, fî emânillâh, measselâmeh… Bunlarında merak edenler kaynağını bulsun biz de faydalanalım bari….)

[Ebu Hasaneyn]

seni vahabi kilikli bektasi bozuntusu ehlibeytyolu simdi ne oldugun belli oldu seni ulema bozuntusu seni bu kelimelerinle bektasiler bile kabul etmez bak sana soyliyim kardesim meshedi ve diger kardeslerime olur olmaz laflar soylemissin boyle mi olur ulemalik senden olsa olsa baba noyan ulemasi olur ayrica dovunme ve diger asurada yapilan elestirilerin icinde yazilarim gelecek ve merdan bey ben sizi gercekten bir hoca sandim ve ali muhsin abimin vesilesi ile hatta sizi kirdigim icin ozur bile dilegecektim ama simdi bu savundugunuzun bir yazilarina bakinda anlayin kimi savundugunuzu vallahi ben sunni mi bektasi mi alevi mi olup olmadigini anliyamadim bir bakin belki siz anlamissinizdir

[ehlibeytyolu]

Tüm kötü sözler sahibinindir. Bozuntu mu dedin her ne dedin ise... Sana da Nusayri-Hasibi bozuntusu diyeceklerinden emin olabilirsin yakında birilerinin. Edebe davet ediyorum seni... Ve ayrıca kabahat de şahsîdir, güzellikler de... Ne alaka merdan abini işe bulaştırıyorsun?

Varsa suç benimdir. Varsa bozuntulur bendedir. Ya da diyenlerde. Kimin benden başka suçu olabilir. Çocukluğuna verecem ya ebulhaseneyn çocuk da değilsin ki ne deyim?

Bu mübarek gecenin hatırına bir Ehli Beyt dostu olduğuna inandığım canlara başka bir söz demek istemiyorum. Biz istedik konu konuşalım ama bazıları istedi şahısları konuşalım ve cahilce suçlamalarla karalamalar yapalım. Allah'ım sen kalbimizde Ehli Beyt dostlarına karşı kin-nefret-garaz-düşmanlık bırakma. Bu mübarek geceler hürmetine senden elimize dilimize sahip olma gücü bizlere vermeni niyaz ediyoruz ya rabbi diyor ve noktalıyoruz.

[alone_man]

‘Gerçeğe Hüü

‘Hüüü’ Allah’ın (c.c.) zikri anılmasıdır bilindiği gibi. ‘Geçeğe Huuu’ da; ‘hak olan, gerçek olan her şeye, her söze, her uygulamaya ancak ‘Allah deriz, eyvallah deriz, boyun eğeriz…’ vs.” manasını taşır.

sana tanımını sormadımki sünnilerin tarikatçılarının kullandığı 12 imam dostlarının kulllanmadığı bu hitabı neden sıklıkla kullanıyorsun bunun anlamı nedir diye sordum