Şia (Alevi) Mensubuna Nasihat Başlıklı Yazıya Reddiye

Cevapla
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Şia (Alevi) Mensubuna Nasihat Başlıklı Yazıya Reddiye

Mesaj gönderen 3nokta »

Arkadaşlar bu başlığı açmamdaki gayem Mescid-i Nebevî Vaizi Ebubekir el-Cezâirî'nin yazıp bedava dağıttığı "Şia Mensubuna Nasihat" isimli kitapçıkta geçen 7 gerçek diye sunduğu meseleleri nasıl çarpıttığı hususuna açıklık getirmektir. Değerli hocalarımız bu konuda yardımcı olurlarsa çok daha iyi olur daha ilmî cevaplar vermiş oluruz. Ben kitabın e-kitap halinin linkini atıyorum. Hocalarımdan cevap gelmesini bekliyorum.

ŞİÂ MENSUBUNA NASİHAT
Yazan: Ebu B e k r el - C e z â i r î
Tercüme: Muhammed Şahin

http://d1.islamhouse.com/data/tk/ih_boo ... asihat.pdf
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Şia (Alevi) Mensubuna Nasihat Başlıklı Yazıya Reddiye

Mesaj gönderen 3nokta »

SELAM OLSUN ALAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHLİ-BEYTE

Kitabın giriş bölümünde sayın nasihatçı şunları arz etmektedir.
İTHÂF
Fikri ve vicdânı hür, hakkı ve hayrı seven, doğruyu bilmek
ve öğrenmek arzusunda olan her şiâ mensubuna!
Özet olarak yazdığım bu kitapçığı her şiâ mensubuna
ithâf ediyor ve ondan sadece bunu okumasını, okurken de ona
nasihat etmekten başka bir amacımın olmadığına inanmasını
ümit ederim.
Vesselâm…
Ebubekir el-Cezâirî
Mescid-i Nebevî Vaizi
El-Cezairi her müslümanın yapması gerekeni yapmış ki şayet yazmış olduğu kitap yukarda raz ettiği sözler doğrultusunda olmuş olsa idi burda kendisini tebrik ederdik. Lakin el-Cezairi bunun aksini yapmış nasihat edeceğine iftira atmış, hadisleri işne geldiği gibi yorumlamış (nasıl Mescid-i Nebevi Vaizi olduysa). Devamında şunu beyan ediyor

Allah’ın adıyla.Hamd, Allah’adır.Salât ve selâm, Allah’ın
elçisi peygamberimiz Muhammed’e, âline ve ashâbına olsun.
Açıkça söylemek gerekirse ben, ki hakkın söylenmesi
gerekir- ehli beyt şiâsını, ehli beyti sevmekte aşırıya gidip onları
savunan, dînin bazı tâli meselelerinde yakın veya uzak yorumlar
nedeniyle ehli sünnete muhâlefet eden bir topluluk olarak
biliyordum.
Bu nedenle, bazı kardeşlerin onları fâsık ilân etmelerine,
kimi zaman da onları İslâm dâiresinden çıkarmalarına (tekfîr
etmelerine) kızıyor,hatta çok üzülüyordum.Lâkin bu durum fazla
uzun sürmedi ki kardeşlerimizden birisi ehli beyt şiâsı hakkında
doğru hüküm verebilmem için onlara âit olan bir kitabı
okumamı tavsiye etti.
Kitabın seçimi olarak da şiâ mezhebinin isbâtı konusunda
sözüne en çok itibar edilen bir kimse olan Küleynî’nin “el-Kâfî fî
Usûli’d-dîn” adlı kitabı oldu.
Küleynî’nin kitabını okuyup ilmî gerçeklerle neticeye
vardıktan sonra, şiâya karşı duygusal davrandığımdan dolayı
beni hatalı gören, ehli sünnetle doğru veya yanlış sebeplerle
İslâm dînine mensup olduklarını söyleyen bu topluluk arasında
var olan bazı kırgınlıkların giderilmesini ümit ederek onlara şirin
görünmek istediğimden dolayı beni ayıplayıp bu durumu hoş
karşılamayan kardeşlerimden özür dilememi gerekli kıldı.
El-Cezairi sadece bir hadis kitabı ile (oda sadece Usul bölümü) şianın fasık olduğuna tekfir edilebileceğine kanaat getirmiş. Acep Mescid-i Nebevi vaizi olma seviyesine ulaşmış birinin yapmış olduğu bu davranış bir müslümana yakışıyormu? Eğer şia Kuleyni'nin El-Kafisindeki usul bölümünde geçen her hadis sahihtir bizim inancımızdır demiş olsa tamam haklıdır deriz ama şia alimlerinin buna dair bir beyanatı yoktur. O zaman bende gerek Buhari gerekse Müslümde geçen bazı hadisleri ele alarak işte sunnilerin inancı budur bundan dolayı tekfir edilebilir dersem el-Cezairi'nin yapmış olduğu bu cahilene işten farkım kalmaz.

El-Cezairi Kafinin Usul bölümünde geçem 7 delil getirmiş ve bundan dolayı tekfir edilebileceği kanısına varmış. Keşke getirmiş olduğu delilleri kendisi anlıyabilse ama nerde heyhat.

Getirmiş olduğu 7 delili tek tek yazıp cevap vermeye çalışayim inş.
BİRİNCİ GERÇEK
Tevrât, Zebûr ve İncîl gibi ilâhî kitapların birer
nüshâsının Ehli Beyt âlimlerinde bulunduğundan Ehli Beyt
ve şiâsı Kur’ân-ı Kerîm’e ihtiyaç duymamaktadırlar (!) :
Ey Şiâ Mensubu!
Bu gerçeği pekiştiren ve senin de inanmanı gerektiren
olay; “el-Kâfî fî Usûli’d-dîn” adlı kitapta haber verilen
husustur.
Kitabın yazarı Küleynî bu konuda şöyle der :
“İmamların ellerinde, Allah tarafından indirilmiş kitapların
hepsi bulunmaktadır.İmamlar, değişik dillerde olmasına rağmen bu
kitapları okuyup anladıklarına dâir bölüm ”( 1)
Küleynî, bu hususta Ebu Abdillah’dan(2) rivâyet edilen iki
hadîsi delîl göstermektedir.Buna göre, Ebu Abdillâh, -güyâ -
İncîl, Tevrât ve Zebûr’u Süryânice okuyormuş !!!
Yazarın bu sözünün arkasında yatan niyeti bellidir.Bu ise
ehli beyt ve onun şiâsının bu konuda imamlara tâbi olduğudur.
Dolayısıyla imamlar,önceki peygamberlere inen kitapları bildikerinden
Kur’ân’a ihtiyaç duymayabilirler.
Bu inanç,şiâyı İslâm ve müslümanlardan ayıran çok büyük
bir tehlikedir.Hiç şüphe yok ki, angi sebeple olursa olsun
Kur’âna ihtiyaç olmadığına inanmak, insanı İslâm dâiresinden
çıkarıp müslümanlardan uzaklaştırır.Şiânın bu düşünce ve
inancı, İslâm ümmetini inanç esâsları, ahkâm ve âdâbı
konusunda birbirine bağlayan ve onları tek bir ümmet yapan
Kurân’dan yüz çevirmek demek değil midir ?
1 el-Kâfî fî Usûli’d-dîn, Kitabul-Hucce,cilt: 1, sayfa: 207
2 Ebu Abdillâh; Câfer Sâdık’ın künyesidir. (Mütercim)

Yine, tahrif olunarak hükmü ortadan kaldırılan kitapları
okuyarak onlara önem vermek ve içindekilere göre yaşamak,
Kurân’dan yüz çevirmek demek değil midir ?
Kurân’dan yüz çevirmek, İslâm dîninden çıkış ve küfür
sayılmaz mı ?
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-, Hz. Ömer’in-Allah ondan râzı olsun elinde
Tevrât’tan bir sayfa gördüğünde onu yırtmış ve ona:
“Size, berrak ve tertemiz Kur’ânı getirmedim mi?” dediği halde,
tahrif olunmuş ve hükmü ortadan kaldırılmış kitapları okumak
nasıl câiz olur ?
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- Hz. Ömer’in-Allah ondan râzı olsun-
Tevrât’tan koparılan o sayfaya bakmasına dahi râzı olmuyorsa,
temiz ehli beytten birisinin, eski kitapların hepsini toplaması ve
değişik dillerde olmasına rağmen onlara yönelip onları okuması
hiç düşünülebilinir mi? Hem bunları niçin yapsın ki ?
Acaba o kitaplara bir ihtiyacı olduğundan dolayı mı,
yoksa bunun ardında istediği başka bir şey mi vardır?
Allah’a yemin olsun ki bunun ardında yatan amaç; İslâmı
ve müslümanları ortadan kaldırmak için âlemlerin Rabbi olan
Allah’ın elçisinin ehli beytine yapılan iftiradan başka bir şey
değildir.
Son olarak, şiâya mensup herkesin şunu bilmesi gerekir ki
hangi sebeple olursa olsun bir insanın Kur’anın tamamına veya
bir kısmına ihtiyaç olmadığına inanması, onun İslâm dîninden
çıkması ve mürted olması demektir.Bu inanç, sâhibini İslâm dîni
ve müslümanlarla olan bağını koparır.

O Kur’an ki, Allah Teâlâ onu hiçbir noksanlık veya fazlalık
olmaksızın müslümanların gönüllerinde günümüze kadar koruduğu
ve sonsuza dek öyle kalacak olan, vahîy emîni Cebrâîl
-aleyhisselâm’ın Allah Teâlâ tarafından, peygamberlerin efendisi
Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem’e indirdiği, Rasûlullah-sallallahu
aleyhi ve sellem-, ashâbı ve onlardan sonra gelen milyonlarca
müslümanın tevâtür yoluyla günümüze kadar okudukları bir
kitaptır.
Nitekim Allah Teâlâ Kur’anı koruma görevinin kendisinde
olduğunu belirterek şöyle buyurmaktadır :
[ [سورة الحجر الآية : 9
“Şüphesiz ki Zikr’i (Kur’an’ı) (Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’e)
biz indirdik ve onu (bir değişikliğe uğratılarak ilâve edilmekten
veya noksanlaştırılmaktan veyahut da bir kısmının kayba
uğratılmasından) koruyacak olan da yalnızca biziz.” 1
1 Hicr Sûresi : 9
Bir insan ancak bu kadar cahil olur. Yukarda geçen rivayette bir alimler diye bir beyanat yok kast edilen İmamlardır ama el-Cezairi alimler diye yazmış. İkincisi rivayette Kur-an okumadıklarına dair bir beyanat yok nerden bu kanıya vardı ise. Galiba medresede aldığı hadis ilminden olsa gerek. Kendileri araptır bunu gayet iyi bilmesi gerekirdir. Ben eğer süryanice bilsem ve desem ben ahd-i atik ve ahd-i cedidi ana dilleri ile süryanice okuyorum bu benim kuran okumadığım anlamına gelmez. Ama el-Cezairiye göre bu anlama geliyormuş.

Peygamber ile Halife Ömer arasında geçen Tevrattan bir bölümü Halife Ömerin okuması ve Peygamberin buna karşı çıkması olayı ile ilgili ne hikmet ise tam olarak yazmadı acaba taassubundan dolayımı yoksa cahilliğinden dolayımıdır?

Eğer Tevrat veya İncil okumayı İslam yasakladı ise Hz Ali'nin veya Hz İmam Rıza'nın nasrani ve Yahudi din alimleri ile yapmış oldukları munazaralarda niye İncil ve Tevrattan delil getiriyorlar. Hadi diyelim bu şianın uydurmasıdır. Peki bunudamı bilmiyordu el-Cezairi Peygamberin Medinede Yahudilere kendi ellerindeki Tevrattan deliller sunmasını hiçmi okumadı? Mescid-i Nebevi vaizi olmak için medresede belirli bir eğitim alması gerekmiyormu? Şayet evet ise bu adam hiçmi hadis ilmi almadı hiçmi tarih dersi almadı?

Yoksa vahhabi zihniyetl veya taassubundan dolayımı hakkın üzerini örtmektemidir?
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Ebu Hasaneyn
Mesajlar: 383
Kayıt: 13 May 2009, 03:47
Konum: Hatay'lıyız Hak Muhammed Ali'ye Can feda'yız

Re: Şia (Alevi) Mensubuna Nasihat Başlıklı Yazıya Reddiye

Mesaj gönderen Ebu Hasaneyn »

vallahi gercekleri biliyorlar yemin etsem yeridir ama alismis kudurmustan beterdir kardeslerim bunlarin dedeleri hakki gorup inkar etmediler mi simdide bu olacak tabi onutmayin her zamanin yezidi oldugu gibi onun satin aldiklarida vardir :mrgreen:
LA İLAHE İLLALLAH (celle celelehu) - MUHAMMEDEN (sallallahu aleyhi ve alihi vesellem) RESULULLAH - ALİYYEN (aleyhisselam) EMİR-EL MÜ'MİNİN VELİYULLAH -(KURTULUŞ YOLU) Allah (c.c) Hz.MUHAMMED (s.a.a.v) Hz.12 HAK İMAMLAR (a.s)
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Şia (Alevi) Mensubuna Nasihat Başlıklı Yazıya Reddiye

Mesaj gönderen 3nokta »

Kod: Tümünü seç

İKİNCİ GERÇEK
Sahâbeden Hz. Ali-Allah ondan râzı olsun- ve ehli beyt
imamlarından başka hiç kimsenin Kur’an’ı toplayıp
ezberlemediği inancı (!) :
Küleynî, adı geçen kitabında bu inancı zikretmiş ve
kendisinin de bu inanca sâhip olduğunu belirterek şu olayı delîl
göstermiştir:
“Câbir b. Yezîd el-Cû’fî’den rivâyet olunduğuna göre, o şöyle
der: Ebu Câfer-aleyhisselâm-’ı şöyle derken işittim:Kur’an’ın tamamını
topladığını iddiâ eden yalancıdır. Kur’an’ı nâzil olduğu gibi Ali b.
Ebî Tâlib ve ondan sonra gelen imamlardan başka hiç kimse toplayıp
ezberlememiştir.” 
el-Kâfî fî Usûli’d-dîn, Kitabul-Hucce,cilt: 1, sayfa: 26
El-Cezairi bu kaynağı vermiş bide Usul-u Kafide geçen rivayete bakalım.

Hüccet Kitab-ı

İmamların Haricinde Hiç Kimsenin Kur-an'ın Tamamını Toplamadığı ve İmamların Ku-an İlminin Tamamını Bildikleri Babı

1(603)... Cabir'den dedi ki:
Hz Ebu Cafer (İmam Muhammed Bakır) aleyhisselam'ın şöyle buyrduklarını duydum: "İnsanlardan kim, Kur-anın tamamının nazil olduğu şeklinde toplandığını iddia ederse, mutlaka yalancıdır. Ali bin Ebi Talip ve ondan sonra gelen İmamlar aleyhisselam dışında hiçbir kimse, ne onu Allah'u Tealanın indirdiği tertipte toplamış nede hıfzetmiştir".

El-Cezairi delil olarak getirdiği rivayeti makaslamaktadır kendileri "Kur’an’ın tamamını topladığını iddiâ eden yalancıdır." yazmış halbuki Usul-u Kafide geçen rivayette şu şekilde geçmektedir. ""İnsanlardan kim, Kur-anın tamamının nazil olduğu şeklinde toplandığını iddia ederse, mutlaka yalancıdır" Bunu yaparken el-Cezairi hiçmi Allahtan korkmadı? Millete vaaz verirken hele hele Mescid-i nebevide ahirette Peygamberin yüzüne nasıl bakacak?

Kod: Tümünü seç

Ey Şiâ Mensubu!
Şimdi bilmelisin ki -Allah Teâlâ , beni ve seni hak dînine
ve dosdoğru yoluna iletsin- bu inanç yani ehli beyt imamlarından
başka müslümanlardan hiç kimsenin Kur’anı toplayıp
ezberlemediğine inanmak; bozuk ve bâtıl bir inançtır.
Bu inancı yerleştiren kimsenin niyeti; ehli beyt ve şiâsı dışındaki
müslümanları tekfir etmektir.Böyle inanmak ve düşünmek;
bu inancın ne kadar bozuk ve bâtıl, aynı zamanda ne kadar
şerli olduğunu göstermektedir.Bunun şerrinden Allah’a sığınırız.

Ey yalancı Vahhabi mensubu!

Rivayette hiç kimsenin Kur-anı toplayıp ezberlemediği diye bir beyanat geçmiyor bu tamamen senin uydurmandır.

Hiç bir şia alimi ehl-sünneti tekfir etmemiştir müslümanları tekfir eden sen ve senin gibilerdir ey yalancı vahhabi mensubu.

Kod: Tümünü seç

Bu inancın bozuk ve bâtıl olduğunu şöyle izâh
edebiliriz:
1. Osman b. Affân, Ubeyy b. Ka’b, Zeyd b. Sâbit ve
Abdullah b. Mesud-Allah onlardan râzı olsun- gibi sahâbenin mushafları
ve Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbından yüzlercesinin
Kur’anı ezberleyip topladıkları halde, onları yalanlamak; onların
günâhkâr ve sözlerinde adâletsiz olduklarını gerektirir.Temiz ehli
beytten hiç kimse bunu söylemez.Bunu, ancak fitne çıkararak
müslümanların arasını açmak isteyen,İslâm düşmanları söylerler.
Ey Vahhabi Mensubu!

Keşke getirdiğin deliller sağlam olsa idi kendin araştırıp sonra delilleri sunsaydın.

Bu gün elimizde olan Kur-an Osman bin Affan zamanında tertiplenen Kur-andır. Hakeza Zeyd bin Sabitin mushafıda aynıdır. Sormak gerek ilk nazil olan süre hangisi Alak süresi değilmi? ama bu gün elimizde olan mushafta ilk süre fatiha süresidir. Hani Osman bin Affan ve Zeyd bin Sabit Kur-anı nazil olduğu şekilde (ayetlerin nuzul sırasına göre) tertip etmişlerdi?

Abdullah bin Mesudun Mushafı buna hiç değinmek istemezdim ama sırf senin yalanını ortaya çıkarmak için yazacam.

Bu mushafın 112 süreden oluştuğunu A'lusi. Ruhu'l-Me'ani cidl 1 sayfa 25-26 da ve ez-Zerkeşi , el-Burhan cild 1 sayfa 251 de beyan etmekteler. Yani bu mushafta Nas ve Felak süreleri yok gerekçe olarakta İbn-i mesud bu iki sürenin Kur-andan olmadıklarını bunların Hz Peygamberin torunları Hz Hasan ve Hz Huseyin hastalandıklarında Allahın Peygambere öğrettiği iki dua olduğudur.

İbn'ün-Nedim, El-Fihrist te sayfa 39 ise İbn-i Mesudun Mushafında 110 süre var olduğunu beyan diyor.

Suyutu'nin aktardığına göre İbn-i Hacer . İbn-i Mesudun Mushafının tertibinin Hz Osman'ınkinden farklı olduğunu söyler. Bu Mushafta geçen süreleri tek tek saymakta saydığı süre sayısı 107 7 süre eksik bunlar Fatiha, Fatır, Hadid, Hakka, Kaf, Felak ve Nas sürelerinin İbn-i Mesudun Mushafında yer almadıklarını beyan etmektedir.

Ubey bin Ka'b'ın Mushafında Ata b. Yesar'a göre 114 süre Asım el-Cuhderi'ye göre 113, İbn-i Nedim'e göre 116 Zencani'ye göre 105 süre yer almaktadır.

Bu Mushaftaki ayet sayısı Ata bin Yesar'a göre 6170 Yahya ibn Harise göre 6226 İbn Nedime göre 6210 ayet yer almaktadır Ubey bin Ka'bın mushafında.

Ey Vahhabi mensubu sen bunları hiçmi okumadın şiaya iftira atarken hiç mi Allahtan korkmadın?

Sadece bunlar mı Andolsunki hayır daha bir sürü var Tarihte meşhur sahabelerin mushafları ki bunlar en meşhurları topam 15 tanedir bu mushafarın arasındaki farklılıkları vede İlk dönemlerde çoğaltılan mushafların akibetinden veya Mekkede Peygamberin vahiy katibi olan Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'ten bahsedebilirim. Amam Rabbimden korkarım senin kaynakta geçen Peygamber ve Peygambere nazil olan vahiy ve Peygamberin katiplerine attığınız iftiraları bir islam düşmanının okuyup İslama saldırmasında korkarım yoksa tek tek yazardım.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Cevapla

“Aleviliği Çarpıtan Yazılar” sayfasına dön