Kıyamet Kopacak, Ama O Tarihte Değil!

[Hasan Akça]

Ali Yeral hocanın gönderdiği yazı aşağıdadır


KIYAMET KOPACAK, AMA O TARİHTE DEĞİL!

İnsanlar tarih boyunca, sürekli gizli ve gaybi şeylere merak salmış ve bilinmeyen
geleceği kendilerince öğrenmeye çalışmışlardır. Özellikle gizli kalan kıyamet ile ilgili
haberlerle öbür âleme ait bilgiler sürekli beyinleri meşgul ede durmuştur. Biz Müslümanlar
olarak, K. Kerim ile Peygamber (S.A.A) ve Ehl-i Beyt-i Kiramın bildirdikleriyle yetinmeyi
bildik ve durmamız gereken sınırda durduk.
Ama tarihe baktığımızda, karşımıza o kadar sahte peygamber, İsa, Mehdi, evliya ve
imam çıkıyor ki, insanın akli hayali duruyor. Bunlarla beraber özellikle Sahib-i Zaman İmam
Mehdi (A.S)’ın zuhuru ile kıyametin kopuş tarihini bildiğini iddia eden çok sayıda meczup
çıkmış ve tahmin edileceği üzere sürekli mahcup ve rezil olmuşlardır. En son olarak; 1-2
aydır özellikle gençlerimizin akıllarını meşgul eden Maya tarihine göre güya 21 Aralık’ta
hayatın duracağı ve kıyametin kopacağı sahte söylentisidir. O kadar ki, bu konuda yüzlerce
tlf. mail ve şifahi soru aldık. Bizi en fazla üzen de, birilerine bir gerçeği anlatmak için onlarca
ayet, hadis, akli ve nakli delil sunuyor ve adeta kırk dereden su getiriyoruz, yine zar zor ya
inandırabiliyor, ya da inandıramıyoruz. Ama birileri dünyanın öbür ucundan, ortaya saçma
sapan bir şey atıyor, bu sefer milletin büyük bir bölümü; bu haber nedir, ne değildir, dinimize
aklımıza uygun mudur, değil midir bakmadan balıklamasına atlayıp inanıyor, sonra da bize
bazı delilerin kuyuya attığı o taşı çıkarma derdi ve zahmeti kalıyor. Bu gibi kişi ve çevrelere
baktığımızda, aslında meselenin arka planında; meşhur olma, egolarını tatmin etme, maddi
– manevi menfaat sağlama, evliyalık kisvesine bürünme, insanların dini duygularını
istismar etme, çevrelerine insanüstü bir güce sahip olduklarının imajını verme,
kendilerinin esrarengiz gizli güçlerle irtibatta olduklarını gösterme ve gizli gaip ilimlere
vakıf olduklarını insanlara inandırma gibi nedenlerin yattığını açıkça görürüz.
Konuyla ilgili olarak örnek teşkil etmesi babından sadece bir ayet-i kerimeyi arz
edeceğim: “(Habibim) Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki;
onun bilgisi sadece Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan Ondan
başkası değildir. Onun ağırlığına göklerde ve yerlerde dayanacak bir kimse yoktur. O
size ansızın gelecektir, sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki,
onun bilgisi Allah katındadır, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” (Araf: 187).
Görüldüğü gibi başta Allah-u Teâlâ olmak üzere, ne Hz. Peygamber (S.A.A), ne Hz. İmam
Ali, ne de Hz. C. Sadık, Gaip İmam Hz. Mehdi (A.S)’ın zuhuru, Hz. İsa (A.S)’ın
gökyüzünden inip Onun emrine girmesi ile kıyametin kopuşu hakkında hiçbir tarih, yıl ve gün
vermemişlerdir. Aksine bu gizli ilmin sadece ve sadece Allah katında olduğunu ittifakla
beyan buyurmuşlardır. Ayrıca İmam Hz. C. Sadık (A.S) da; “kim İmam Mehdi’nin zuhuru
hakkında tarih verirse yalan söylemiş ve küfretmiş olur.” buyurmaktadır.
Sonuç olarak; inancımızı Maya takviminden, rüyalardan ve hangi karanlık kişiden
geldiği belli olmayan çevrelerden almadığımız için, kıyamet kesinlikle bir gün kopacaktır
diyoruz. Ama o gün; ne ertesi gün olan 21 Aralık, ne 2015, ne 2019, ne 2050, ne de başka
belirli bir tarihtir. O tarihi sadece, ama sadece O Yüce Allah bilir. Selam ve
saygılarımla… (19.12.2012)

[alone_man]

birazda mizah))


21 aralık şirince proğramını veriyorum (mailden geldi)


10..kahvaltı
12...orman yürüyüşü
14...piknik alanında öğle yemeği
17...gün batımı izlencesi
18.30...Mehdi ve mesihle buluşma
19...son akşam yemeği
22...düşen göktaşları izlencesi
22.30...israfilden sur dinletisi
23 keşke herkes burada olsaydı konuşmaları
00 kıyamet ve kapanış
00.30 mahşer meydanında buluşma
02.00 (hani şirinceye birşeyolmayacaktı konulu tartışma proğramı

03...sözlülerin başlaması
03.30...sözlünün bitmesi
04....sırat köprüsü turları
05.cennet ve cehenneme dağılış





























































































































































































































































































































































































--------------------------------------------------------------------------------



--------------------------------------------------------------------------------




--------------------------------------------------------------------------------

[Çeri]

Bu Şirince Köyü çok meşhur bir köy şimdiki halkı mübadele sırasın`da Yunanistandan gelen mübadil göçmenlerden oluşuyor.Mübadele`den önce ise bir Rum köyü olduğu söyleniyor, yazılıyor ama burası biraz karışık çünkü Prof.Dr. Mehmet Eröz mübadele`den önce bu köyde yaşıyanların Hristiyan Türk olduklarını iddia eder.Fakat Anadolu`da 1924`e kadar yaşıyan Malazgird öncesi Anadolu`ya yerleşmiş Karamanlı diye bilinen Hristiyan Türkler den farklı olarak Müslüman-Alevi kökenli olup sonra`dan Hristiyanlaşmış olduklarını yazıyor.
Hatta bu köyün mübadeleden önceki adı Çirkince Köyü imiş mübadeleden sonra gelen göçmenler bu ne biçim isim diye köyün adını değiştirmişler ve Şirince adını koymuşlar.
Söz konusu köy gerçekten`de çok güzel bir köy adı niye Çirkince olmuş olabilir?Çünkü Çirkince bir Türk Oymağının adıdır.Hatta Hatay-Antakya`da Çirkinler diye tanınmış br Türkmen Sülale var.Hatta şimdi ki Hatay MHP Milletvekili`nin soyadı bu sülaleden olduğu için "Çirkin" Prof.Dr.Mehmet Eröz Antakya civarın`da Çirkinler Oymağının yaşadığını özellikle belirtir.Türkler eski`den çocukları peşpeşe öldüğü zaman çocukları`nın peri kızları tarafından kaçırıldığına inanırlarmış ve bir daha kaçımasınlar diye çocuğa kötü isim verirlermiş.Büyük bir ihtimalle bu neden`den dolayı adı konulmuş Çirkin Bey isimli bir beyin oymağı oluyorlar.Kendisi Aydınlı yani Batı Anadolulu ve o bölge`nin kültürünü çok iyi bilen Prof.Dr.Mehmet Eröz Çirkince Köyü civarına kesime giden yaşlı Tahtacı kadınlara mübadele öncesi Çirkincelilerle ilgili sorular sormuş ve "Çirkinceli kadınlar Tahtacı kadınlara "Aslında biz de eskiden sizin gibiymisiz ama Efesten gelen papazlar bizimkileri kandırmışlar ve bizler Hristiyan olmusuz." dediklerini ve Çirkinceli kadınların giyimlerinin Tahtacı kadınlarına çok benzediği ve Türkçeyi de Rum ağzıyla değil Türkmen Şivesiyle konuştuklarını belirtir.Ayrıca Kurtuluş Savaşı sırasın`da Kuvayi Milliyecilere Çirkincelilerin yardımcı oldukları, onları sakladıkları`da çevre halkı tarafından Prof.Dr.Mehmet Eröze anlatılmış. Ama mübadele sırasın`da pek çok Karamanlı Hristiyan gibi bu köy halkı da Rum diye Yunanistana yollanmış.