İmam Muhammed Bakir (a.s) Halifelere Karşı Tutumu

Peygamberden sonra, Müslümanların rehberi ve lideri İmamet makamına sahip olan 12 İmamlarındır.
Cevapla
aglayanmunzur1984
Mesajlar: 93
Kayıt: 14 Ağu 2008, 20:13

İmam Muhammed Bakir (a.s) Halifelere Karşı Tutumu

Mesaj gönderen aglayanmunzur1984 »

İmamın Halifelere Karşı Tutumu

İmam Bâkır (a.s), hakim güce karşı sıcak savaşa girmekten ve yüz yüze savaşmaktan sakınır. Elini kılıcına uzatmaz ve acele edip kılıcın kabzasına sarılanları zamanın gereklerine uymak ve zamanı tanımak gerektiği hususunda uyarır ve hatta köklü hareketi gerektirmedikçe dilini dahi kullanmamayı tercih eder. Duyguların galeyan etmesiyle bıkkınlık geçiren ve üzerindeki baskıya dayanma gücünü kaybeden kardeşi Zeyd'e kıyam izni vermez. Normal yaşam ilişkilerinde ve deneyimsiz insanlar ilişkisinde en çok kültürel ve fikrî faaliyetler üzerinde durur. Bu yöntem aynı zamanda hem ideolojik bir temel, hem de siyasî takiyyeden ibaretti.

Ancak önceden de değinildiği üzere İmam Bâkır'ın (a.s) bu hekimane taktiği seçmesi, "İmamet hareketinin" odaklandığı yönü, yakın dostlarına ve onun yoluna inanan samimi Şiîlere anlatmasına ve kaçınılmaz bir savaş sonucu kurulabilecek İslâmî düzen ve Ehlibeyt hükümetinden ibaret olan Şia'nın yüce ülküsünü yakın dostlarının kalbinde ihya etmesine asla engel değildi. İmam Bâkır (a.s), bu taktiği uygulamasına rağmen bazı uygun zamanlarda, bu yüce ülkü uğrunda dostlarının duygularını harekete geçirmekten de geri kalmıyordu.

Pek de uzak olmayan beklenen geleceği müjdelemek İmam Bâkır'ın (a.s) ümit veren yöntemlerinden biridir. Aynı zamanda bu, Şia'nın tedrici hareketi bağlamında İmamın kendi konumunu nerede ve hangi aşamada gördüğüne de ışık tutmaktadır.

İmam Bâkır (a.s) ile birlikteydik, ev insanlarla doluydu. Yaşlı biri eve girip selâm etti ve dedi: "Ey peygamber evladı! Andola Allah'a, ben sizi ve sizi sevenleri seviyorum. Andola Allah'a, bu sevgi yaşam süslerine olan hırstan kaynaklanmıyor. Sizin düşmanınızı da düşman bilir ve ondan uzak dururum. Bu düşmanlık ve kinimin sebebi, aramızda bir kan davasının varlığı değil. Allah'a andolsun, ben sizin emir ve nehiylerinizi kabullenmiş ve sizin zaferinizin gelip çatmasına göz dikmişim. Feda olayım sana, benim için ümitli misin?

İmam yaşlı adamı çağırıp yanına oturttu ve buyurdu: "Bir gün biri gelip aynı soruyu babam Ali b. Hüseyin'e (a.s) sormuş ve babam da şöyle cevaplamıştı: Bu bekleyiş esnasında ölecek olursan, Peygamberin (s.a.a), Ali'nin, Hasan'ın, Hüseyin'in ve Hüseyin oğlu Ali'nin huzuruna varacaksın; yüreğin serinleyecek, ruhun mesrur ve gözün aydın olacaktır."

"Allah'ın yüce habercileriyle birlikte huzur ve sürur içinde olacaksın... Eğer yaşayacak olsan, bu dünyada gözünü aydınlatacak şeyleri göreceksin. Bizimle birlikte olacak ve bizim yanımızda en yüce makama ulaşacaksın..."

Yaşlı adam bunları dinledikten sonra yola koyuldu. İmam ise ona bakıyor ve diyordu: "Cennet ehlini görmek isteyen bu adama baksın!"

Hatta bazen bundan da ötesini anlatıyor, zafer yılını belirtiyor ve Şia'nın en büyük arzusuna hakikat libası giydiriyordu.

Ebu Hamza Sumali şöyle anlatır:

İmam Bâkır'ın (a.s) şöyle buyurduğunu duydum: "Allah bunun (Ehlibeyt hükümetinin kurulması) için 70 yılını belirlemişti. Hüseyin (a.s) öldürülünce Allah insanlara gazap etti ve bu yüzden de onu 140 yılına tehir etti..."

"Biz bu vaadi size (yakın dostlara) bildirdik. Bu sırrı saklı tutmanız gerekirken yaydınız. Bundan sonra da yüce Allah herhangi bir vakit belirlemedi ve vaatte bulunmadı. Allah dilediğini yok ve dilediğini de ispat eder."

Ebu Hamza diyor ki: "Bunu İmam Sadık'a (a.s) anlattım ve İmam da doğruladı..."

Öldürücü baskı ve zulüm ortamında, kalbe sürur veren bir rüya gibi algılanan İslâm düzeninin ve Ehlibeyt hükümetinin teşkili hususundaki açıklamalar, en azından zulüm altında ezilen Şia'nın kalbine ümit ve hareket tohumu ekiyor ve geleceğe kesin gözüyle bakmasını sağlıyordu. Böylece de bu yolu yürümede güçlerine güç ve kararlarına sarsılmazlık veriyordu.

İmamın 19 yıllık önderlik dönemi, kopukluk ve karanlığı olmayan dümdüz bir hat gibi bu hâlde geçti. Fikrî eğitimi, bireyi terbiye, mücadele taktiği, toplumu yapılandırma, siyasî stratejiyi koruma ve devam ettirme, takiyye, daha çok ve kalıcı ümit kıvılcımları icat etmekle dolu dolu 19 yıl... Kısacası yürünmesi zor taşlı yollarda azim ve ciddiyetle 19 yıl mücadele...

Nitekim bu kısa ve bereketli ömür bittiğinde, Alevi kıyamlarının yeminli düşmanları, bu kıyamın öncüsünün dünyadan göçmesiyle rahat bir nefes alacaklarını ve Şia'nın tebliği mücadelesinden rahatlamış olarak ülke içindeki ve sınırlardaki sayısız sıkıntı ve sorunlarla uğraşabileceklerini düşünürlerken, bu ateş ocağının sıcak ve yıkıcı külü, öldürücü son kıvılcımını da Emevî saltanatına bindirir. İnsanları aydınlatmakla ve gerçekleri duyurmakla ömrünü geçiren İmam (a.s) ölümünden sonra da aynı yolu sürdürür. Düşünmeye ve anlamaya susamış olan dostlarına ve cahil bırakılmış topluluğa yeni bir ders ve yeni bir mesaj verir. Bu mesaj da aynen İmamın yaşam planı gibi gürültüsüz ve derindir. Dostlara ve ihtiyaç duyanlara faydalı olacak; ama düşmanın uykusunu bölmeyecek ve parçalamayacaktır. İmam Bâkır'ın (a.s) takiyyesinin bir numunesi ve o özel dönemde İmamın genel tutum ve davranışının göstergesidir.

NOT: Alıntı S. ALi Hüseyni Imam Cafer sadik (a.s) ve fikri akimlar
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Mesaj gönderen 3nokta »

Allah razı olsun. Teşekkürler.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Mesaj gönderen Hasan Akça »

çok sevdiğim kıssalardan birisidir teşekkür hatırlattığın için
AZADİ
Mesajlar: 125
Kayıt: 24 Ara 2006, 20:57

Mesaj gönderen AZADİ »

Tarihte Alevilerin rehbersiz giriştikleri mücadele yöntemlerini ve sonuçlarını gördüğümüzde İmam Bakır(a.s)'ın mücadele yöntemi ciddi bir ders niteliği taşımaktadır.

Bugün de aynı tezatlıkların içerisinde adına mücadele dedikleri ancak sadece kuru gürültüden ibaret olan, inancını dünyaya satmakla eşdeğer davranışlar sergilenmektedir.

Bu yolda Kur'an ve Ehl-i Beyt yolunda sabırlı olmaktan ilmi,fikri ve kültürel mücadele yöntemlerini hayatımıza birebir uygulamaktan başka çare kalmamaktadır.

Allah'A EMANETSİNİZ
Eğer iman etmiyor ve Allahtanda korkmuyorsanız bari şu dünyada özgür kişiler olun.

Şehidlerin Efendisi Hz.İmam Huseyin (a.s)
Cevapla

“12 İmam (İmamet) İnancı” sayfasına dön