İmam Zaman'ın(a.f) doğumu

Peygamberden sonra, Müslümanların rehberi ve lideri İmamet makamına sahip olan 12 İmamlarındır.
Cevapla
can
Mesajlar: 332
Kayıt: 12 Şub 2007, 14:14

İmam Zaman'ın(a.f) doğumu

Mesaj gönderen can »

İmam Hasan Askeri"yi (a.s.) kontrol altında tutmak için Samirra ve Bağdat"a hakim olan Abbasilerin yapmış olduğu faaliyetlerden dolayı, önemli bir mesele olan İmam Zaman"ın (a.f.) doğumu gizli tutulmalıydı. O Hazretin doğumunun gizli tutulmasının bir başka nedeni de şuydu ki, o zamanlar İmam Zaman"ın (a.f.) gaybet edeceği dillerde dolaşmaktaydı ve Beni Abbas ise Şia"nın imamet yolunu her nasıl olursa olsun kapatmak istiyordu.

Şeyh Müfid, İmam Zaman"ın (a.f.) yaşam tarihi hakkındaki yazısının başlarında şöyle demiş: O dönemdeki bir takım zorluklardan ve de Allah"ın son hüccetini bulmak için zamanın sultanının çok sıkı ve amansız bir arama operasyonu başlatmış olduğundan dolayı, O Hazretin doğumu herkesten gizli tutuldu.[1]

Önceleri hidayet İmamlarından nakledilen rivayetlerde O Hazretin esrarengiz doğumuna işaret edilmiş ve hatta bu, O"nu tanımanın delillerinden biri olarak tayin edilmişti.[2] On birinci İmam"ın oğlunu bulmak için Abbasilerin durmadan çalıştıkları tarih kitaplarının çoğunda yazılıdır.

Kum şehrinin vergisini toplamakla görevli olan Ahmed b. Übeydullah b. Hakan, İmam Askeri"nin (a.s.) evinin aranması hakkında ayrıntılı bir bilgi vermiş ve bu arada dakik konulara değinmiştir. O şöyle diyor:

İmam Askeri"nin (a.s.) rahatsız olduğu yayıldı. Halife, babamı yanına çağırttı. Babam dar"ül hilafeye gidip halifenin güvendiği, itimat ettiği ve yakın memuru olan beş kişiyle birlikte döndü. Babam onlara, İmam"ın evini gözetlemelerini ve O"nun her anından haberdar olmalarını emretti. Daha sonra da bazı doktorları çağırdı ve onlara, gece gündüz İmam"ın yanında durmalarını emretti. İki veya üç gün sonra İmam"ın durumunun kötüye gittiğini haber verdiler ona. O da tabiblerin sıkı bir şekilde İmam"ı gözetlemelerini emretti. Daha sonra kadıların reisine gidip, takva ve dini açısından tamamen güvendiği on kişiyi gece gündüz İmam"ın evinde kalmaları için oraya göndermesini istedi. İmam (a.s.) dünyadan göçünceye kadar bu durum aynen devam etti. Bu hadiseden sonra halifenin emriyle İmam"ın evi dakik bir şekilde arandı, her şey mühürlendi ve ondan sonra da İmam"ın oğlunun bulunması için sıkı bir arama operasyonu başlatıldı. Bu doğrultuda cariyelerin hangisinin hamile olduğunu ortaya çıkarmak için cariyeler bile göz altına alındı. Hamile olduğu hususunda şüphelendikleri bir cariyeyi bir odaya kapattılar ve hamile olmadığını anlayıncaya kadar odadan çıkarmadılar. Daha sonra da İmam"ın bıraktığı mirası, annesi ve kardeşi Cafer arasında taksim ettiler. Bu rivayette bunlar anlatıldıktan sonra Cafer"in fırsatperestliğine ve kardeşi İmam Askeri"nin (a.s.) yerine geçmek istediğine işaret edilmiştir. Cafer, Übeydullah b. Hakan"dan, kendisini İmam Askeri"nin (a.s.) halifesi olarak tanıtmasını istedi ve o da Cafer"in bu isteğini reddetti.[3]




Başka bir rivayet şöyledir: İmam Askeri"nin (a.s.) dünyadan göçtüğünden haberdar olmayan Kum"da yaşayan bazı Şialar, şer"i vücuhatı (şer"in tayin ettiği maddi borçlarını) ödemek için Samirra"ya geldiler. Samirra"ya girdikten sonra onları Cafer-i Kezzab"ın (yalancı) yanına götürdüler. Kum"dan gelen Şialar önce Cafer"i imtihan etmek istediler ve bu amaçla da "Yanımızda getirdiğimiz paranın ne kadar olduğunu biliyor musunuz?" dediler. Cafer, paranın miktarını bilmediğini söyledikten sonra "Sadece Allah gayıptan haberdardır" dedi. Neticede Kum Şiaları parayı ona vermekten çekindiler. Bu sırada bir gelip onlara bir ev gösterdi. Onlar da kendilerine gösterilen eve gittiler ve beraberinde getirdikleri paranın ne kadar olduğu kendilerine söylendi, onlar da getirdikleri parayı, paranın miktarını söyleyen şahsa teslim ettiler. Cafer bu durumu Mutamid"e bildirdi ve Mutamid"in emriyle İmam"ın evi ve hatta komşuların evleri yeniden arandı. İşte burada Sakil adından bir cariye, İmam Zaman"ın (a.f.) canını korumak amacıyla hamile olduğunu söyledi. Bu cariye tutuklanıp götürüldü. İki sene göz altında tutulduktan sonra hamile olmadığı anlaşılınca serbest bırakıldı.[4]




Cafer"in tahrikiyle birlikte zamanın halifesi tarafından gösterilen bu şiddetli hassasiyetin tek nedeni, on ikinci İmam"ı kontrol altına almasalar bile, en azından İmam Hasan Askeri"nin (a.s.) oğlunun olmadığını duyurabilmeleriydi.

İşte bu nedenle de olaya bir hakikat süsü vermek için güvendikleri kişileri İmam"ın evine yerleştirmişlerdi ve böylelikle de Şiaları bir başıboşluk ve teklifsizlik içinde bırakmak istiyorlardı. Şeyh Tusi bu rivayetin devamında şunları da eklemiştir: Onların İmam"ın evine yerleştirilen güvenilir adamları O Hazretin öldüğüne şehadet ettiler.[5] Ancak hakikat şu ki, bu konu hakkında önceden hazırlanmış düzenli ve dakik bir plan doğrultusunda O Hazretin veladet meselesi halkın gözünden ve hatta Şiaların büyük bir bölümünden gizli tutulmuştu. Bununla birlikte bu mesele pek de sorun yaratmadı.

-------------------------------------------------------

[1]- İrşad (Şeyh Müfid), s: 345.

[2]- Müntabah-ül Eser, s: 287-288.

[3]- Kafi, c: 1, s: 505-506.

[4]- İkmal"üd Din, s: 473.

[5]- Gaybet (Şeyh Tusi), s: 132.



alıntı tebyan.net
Allah'ım! Doğruları olduğu gibi bize gösterip ona ittiba etme cesaret ve samimiyetini inayet eyle.
can
Mesajlar: 332
Kayıt: 12 Şub 2007, 14:14

HZ.MEHDİ(AS)'IN DĞUMU

Mesaj gönderen can »

Ehl-i Beyt mektebine göre, Mehdilik inancı ahir zamanda dünyaya gelmesi beklenen belirsiz bir kurtarıcıya inanmak değildir. Bu mektebe göre Mehdi babası, annesi, doğum yeri ve birçok diğer ala-metleriyle tanınan, şu anda hayatta olan ve yeryüzünün İmamı olup ancak İlahi hikmet gereği gizli bulunan belli bir şahıstır. Şia, Hz. Adem aleyhi’s-selâm’den ta kıyamete kadar yeryüzünün, asla Allah’ın hücceti olan mâsum bir önderden yoksun kalmadığına ve kalmayacağına inanmaktadır.[1]

Şia mektebi, son peygamber olan Hz. Muhammed Mustafa sallâ’llâhu aleyhi ve alih’ten sonra on iki mâsum İmamın geldiğine ve bunların sonuncusunun ise on ikinci İmam olan Hz. Mehdi olduğuna ve bu İmamın İlahi vaatlerin gerçekleşmesi, dinin yeryüzüne tamamen hakim olması, hakkın batıldan tamamen ayrılması ve şartların elverişli hale gelmesi için uzun bir süre gözlerden saklı kalarak, İmamet görevini yürüteceğini ve sonunda zuhur edip tüm dünyada adaleti hakim kılacağına inanmaktadır.







Şia’ya Göre Hz. Mehdi Kimdir?


Ehl-i Beyt mektebine göre ismi Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’in ismi, künyesi de Resulullah’in künyesi olan Hz. Mehdi, Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın soyundan gelmektedir ve Hz. Hüseyin’in oğlu Hz. Ali ZeynülAbidin’in oğlu Hz. Muhammed Bâkır’ın oğlu Hz. Cafer Sadık’ın oğlu Hz. Musa Kazım’ın oğlu Hz. Ali Rıza’nın oğlu Hz. Muhammed Taki’nin oğlu Hz. Ali Naki’nin oğlu Hz. Hasan Askeri’nin oğludur. Yani Hz. Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’in onuncu, Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın ise Hz. Hüseyin aleyhi’s-selâm’den olan dokuzuncu torunudur



Doğum Tarihi

Merhum Şeyh Mufid (Ölm. H. 413) “el İrşad” adlı kitabında şöyle der :

“Hasan Askeri’den sonra ki İmam, onun oğludur. Onun ismi Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’ın ismi ve künyesi de Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’in künyesidir. Babasının ondan başka gizli veya aşikâr bir oğlu olmamıştır. Önceden de açıkladığımız gibi düşmanlardan gizli bir şekilde onu kendisine halife kılmıştır.

Hicri 255. yılın Şaban ayının 15’inde dünyaya gelmiştir. Annesi cariyedir ve Nergis diye tanınır. Babası vefat ettiğinde beş yaşında idi; Allah ona hikmeti, Kur’an ilmini vermiş ve onu alemlere ilahi bir nişane kılmıştır. Hz. Yahya’ya çocuklukta hikmeti verdiği gibi ona da çocuklukta hikmet vermiştir. Hz. İsa’yı beşikte peygamber kıldığı gibi onu da çocukluk döneminde İmam kılmıştır.”

İbn-i Hallekan da “Vefayat-ul A’yan”da şöyle yazar:

“Hz. Mehdi’nin doğumu cuma günü, Şaban ayının on beşinci gecesinde Hicri 255 yılında vuku bulmuştur. Babası vefat ettiğinde beş yaşında idi. Annesinin adı Hamt idi; bazıları ise annesinin isminin Nergis olduğunu söylemişlerdir.”

Muhammed b. Ahmed el-Maliki İbn-i Sabbağ, “Fusul-ül Muhimme” adlı kitabının on ikinci faslında şöyle der:

“Ebu-l Kasım Muhammed el-Hüccet b. Hasan el-Halis Hicri 255. yılının Şaban ayının on beşinci günü Surre Men Rea (Samerra) şehrinde dünyaya gelmiştir.”





Doğum Yeri


İşaret edildiği gibi Hz. Mehdi Hicri Kameri 255 yılında Bağdat’ın 175 kilometre kuzey batısına düşen “Samerra” şehrinde dünyaya gelmiştir. Bu şehir “Mu’cem-ul Buldan” kitabının yazarı Himevi’nin yazdığına göre Abbasi Halifelerinden Mütesim tarafından devlet adamları ve özellikle askerlerin aileleriyle bir arada yaşamaları için Hicri 220’de bir askeri lojman olarak inşa edilmiştir.”[2]

İmam Hasan Askeri ve babası İmam Ali Naki aleyhi’s-selam’ın Askeri lakabıyla anılmalarının sebebi de bu şehirde yaşadıkları mahallenin Askeri bölge olması ve Asker mahallesi diye tanınmış olmasıydı.




Hz. Mehdi (a.s) Nasıl Dünyaya Geldi?


Çeşitli muteber nakillere göre Hz. Mehdi dünyaya gelirken doğumundan, babası Hasan Askeri takva, iffet ve paklık örneği olan annesi Nergis Hatun ve ilim, takva ve iffet örneği olan İmam Hasan Askeri’nin halası Hakime Hatun’dan başka kimsenin haberi olmamıştır.

Merhum Şeyh Saduk, Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm’nin dünyaya gelişini şöyle anlatır:

“İmam Muhammed Taki aleyhi’s-selâm’ın kızı ve İmam Hasan Askeri aleyhi’s-selâm’ın halası olan Hakime Hatun diyor ki: “.Ben kardeşim İmam Ali Naki aleyhi’s-selâm’ın ziyaretine gittiğim gibi onun vefatından sonra da oğlu İmam Hasan Askeri’nin ziyaretine gidiyordum.

Bir gün onların yanına gittim. Gün batıncaya kadar İmam’ın yanında oturdum, akşam olunca, cariyeye seslenerek: “Elbiselerimi getir de ben gideyim” dedim.

İmam Hasan Askeri: “Halacığım! bu gece bizimle kal.” dedi. “Çünkü bu gece Şaban ayının yarısının gecesidir. Bu gecede Allah’ın katında değerli ve O’nun hücceti olan bir çocuk dünyaya gelecektir. Yeri öldükten sonra diriltecek olan odur.” “O çocuk kimden olacak?” diye sordum; “O, Nergis’ten olacak” diye cevap verdi.

“Ey benim efendim, dedim, ben Nergis’te gebelik belirtisi göremiyorum.”

O Tekrar, “Nergis’ten olacak, diğerinden değil” dedi.

Yatsı namazını bitirdikten sonra iftar ettim, sonra yerime çekildim, ama sürekli olarak Nergis’in durumunu gözetliyordum.

Gece yarısı olduğunda namaz için kalktım. Namazımı bitirip Nergis’e baktığımda uykuda olduğunu ve hiç kıpırdamadan yattığını gördüm.”

Olayın devamı Musa b. Muahmmed’in nakline göre şöyledir: Hakime Hatun diyor ki: “Oturup namazdan sonraki zikir ve duaları okuduktan sonra birazcık uyumuşum; birden kaygıyla yerimden kalktım. Gördüm ki Nergis Hatun uyumuş. Biraz sonra o da kalktı ve gece namazı kıldı ve tekrar uyudu.”



Hakime Hatun şöyle devam ediyor: “Fecrin doğup doğmadığına bakmak için dışarı çıktım. Gördüm ki birinci fecir doğmuş; ancak Nergis Hatun hâlâ uyuyordu. Bu durum kalbimde şüphe uyandırmaya başladı. Tam o sırada Hz. İmam Hasan Askeri bulunduğu yerden seslenerek: “Halacığım! Acele etme, çocuğun doğumu yaklaşmıştır.” dedi.

Ben oturup Elif Lâm Mîm, Secde ve Yasin surelerini okumaya başladım. O sırada Nergis Hatun’un birden dehşet içerisinde yerinden kalktığını gördüm; onun yanına koştum, onu göğsüme yasladım. “Allah’ın yardımıyla! Ne oldu, bir şey mi hissediyorsun?” dedim. “Evet, halacığım” dedi.

“Kendini toparlamaya çalış, bu, sana vaat edilen şeydir işte” dedim.

Bu halde ben ve Nergis Hatun uyuklama gibi bir hal geçirdik. Kendime gelir gelmez yeni dünyaya gelen bebeği düşündüm. Nergis’in üzerindeki elbiseyi kaldırdım, secde halinde yere kapanmış olan yeni bebeği kucağıma aldığımda onun tertemiz olarak dünyaya geldiğini gördüm. Öylece onu babasına götürdüm.”

Mes’udi’nin nakline göre İmam Hasan Askeri çocuğu sol elinin üzerinde oturttu ve sağ eliyle de arkasından tutarak “Konuş” dedi. Bunun üzerine Hz. Mehdi konuşmaya başladı ve: “Eşhedu en la İlahe illallah ve eşhedu enne Muhammed’en Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alihi ve sellem” dedi.

Sonra Hz. Emir-ul Mü’minin Ali ve diğer İmamlara salavat getirdi[3]

Bu rivayet birçok muteber senetle nakledilmiş ve Ehl-i Beyt mektebinin büyük alimlerince doğruluğu tasdik edilmiştir. Hatta Ehl-i Sünnet’in de bir çok tarih ve teracim hususunda eseri olan güvenilir alimleri Hz. İmam Hasan Askeri’nin 15 Şaban ayında Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih ile aynı ismi taşıyan bir çocuğu olduğunu bildirmişlerdir.





Hz. Mehdi’nin Doğumundaki Bazı Özellikler

Hz. Mehdi’yi diğer İmamlardan ayıran birtakım özellikler vardır. Bu özelliklerden bazısı, bu İmamın doğumuyla ilgili meselelerdir. Örneğin; İmam Hasan Askeri aleyhi’s-selâm Hz. Mehdi’nin dünyaya gelmesini düşmanlardan gizli tutmuş ve sadece güvenilir dostlarına bu olayı bildirmiştir. Bu gibi konuların nedenini anlayabilmek için o dönemdeki varolan siyasi ve toplumsal şartları ve özellikle siyasi otoritenin Ehl-i Beyt’e karşı tutumunu incelemek gerekir.




ALINTI:TEBYAN.NET
-----------------------------------

[1] - Merhum Kuleyni “Usul-i Kafi”de sahih bir senetle naklediyor ki, İmam Cafer Sadık aleyhi’s-selâm’a: “Yeryüzü İmamsız olabilir mi?” diye soruldu. İmam: “Hayır” dedi. “İki İmam bir arada olabilir mi?” diye sorulunca da: “Hayır, meğer ki biri susmuş olsun.” diye buyurdu. “Usul-i Kafi”, c. 1, s. 178.

[2] - Himevi, “Mu’cem-ul Buldan” ve İbn-i Esir, “el-Kamil”.

[3] - Şeyh Saduk, “Kemal-ud Din”, s. 425.
En son can tarafından 18 Ağu 2008, 20:18 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Allah'ım! Doğruları olduğu gibi bize gösterip ona ittiba etme cesaret ve samimiyetini inayet eyle.
can
Mesajlar: 332
Kayıt: 12 Şub 2007, 14:14

Mesaj gönderen can »

BU Önemli Günleri herne olursa olsun unutmamalıyız...bu önemli günler bizleri daha çok düşünmeye ve geliştirmeye vesile olcağını düşünüyorum..takip eden arkadaşların ve abilerin foruma bizleri eğitecek ve bilgilendirecek yazıları daha çok olmalı.selam ve dua ile..

ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ALİ MUHAMMED
Allah'ım! Doğruları olduğu gibi bize gösterip ona ittiba etme cesaret ve samimiyetini inayet eyle.
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Mesaj gönderen 3nokta »

Allah razı olsun kardeişim.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
PIRCAFERI
Mesajlar: 264
Kayıt: 25 Oca 2011, 09:11

Re: İmam Zaman'ın(a.f) doğumu

Mesaj gönderen PIRCAFERI »

:evil: :twisted:
mehdiyi ararken bu simgeler carpti goz bebeklerime . Biz muslimiz kabede seyan tasliruk. hele cemat gel gor bu simgelerin bu formda ne isi var.

:twisted: :evil:

Simdi tasi alacagim komputurume girlatacagim ama yazik komputure yazik . Yapmayin ehli cemaat .

ne geldiyse basimiza melun seytandan geldi .
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: İmam Zaman'ın(a.f) doğumu

Mesaj gönderen alone_man »

PIRCAFERI yazdı:
ne geldiyse basimiza melun seytandan geldi .

şeytanı değil kendi nefsimizi suçlamalıyız
12 imam yolunu bilseydin kendini suçlardın özgür iradeni suçlardın
Cevapla

“12 İmam (İmamet) İnancı” sayfasına dön