Hz. Peygamber'in Hayatı, Fazileti...

Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

41- Vaade Vefa

Peygamber (s.a.a), sabah erken büyük bir kayanın yanında buluşmak için bir adama söz verdi. O adam gitti fakat güneş yükselip hava sıcak oluncaya kadar gelmedi. Ashap, Peygamber (s.a.a)’in güneşin şiddetli sıcağından rahatsız olduğunu görünce: “Ya Resulellah! Ana ve babalarımız sana feda olsun! Eğer yerinizi değişir de gölgeye giderseniz sizin için iyi olur” dediler.
Resulullah (s.a.a) onların cevabında şöyle buyurdular:
“Ben burada beklemeye söz vermişim; başka yere gitmem doğru olmaz...”[1]
________________
[1] - Bihar, c. 75, s. 95
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

42- Peygamber (s.a.a)’in Mantıksız İşlere Karşı Çıkması

Peygamber (s.a.a)’in süt annesi olan Halime şöyle diyor:
“Peygamber (s.a.a) üç yaşında iken bir gün bana şöyle dedi: “Anne! Neden iki kardeşimi (maksat Halime’nin kendi çocuklarıdır) gündüzleri görmüyorum?”
Arzettim ki: “Evladım! Onlar gündüzleri koyunları otlatmak için çöle götürüyorlar.”
Peygamber (s.a.a): “Ben neden onlarla birlikte gitmiyorum” dedi.
Arzettim ki: “Onlarla birlikte çöle gitmeyi istiyor musun?”
Peygamber (s.a.a): “Evet” buyurdu.
Ben ertesi gün Peygamber (s.a.a)’in saçına yağ sürdüm, gözlerine sürme çektim ve onun korunması için bir muska da boynuna astım. Ama çocukluktan saçma sapan ve mantıksız işlere karşı çıkan Peygamber (s.a.a), onu hemen boynundan çıkarıp attı. Sonra bana dönerek şöyle buyurdu:
“Anneciğim! Bu nedir?! Benimle, beni koruyacak birisi vardır!”[1]
_________________
[1] - Bihar, c. 15, s. 392
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

43- Hz. Peygamber’in Süt Annesine Şefkati

Peygamber (s.a.a)’in süt annesi olan Halime, yılların birinde ihtiyacını karşılamak için Mekke’de Resulullah (s.a.a)’in yanına uğradı. O zaman Peygamber (s.a.a) Hatice’yle evlenmişti. Halime, kıtlık ve kuraklıktan dolayı hayvanlarının öldüğünü söyledi.
Peygamber (s.a.a) bu hususta Hatice’yle konuştu. Hatice de, Peygamber (s.a.a)’in sözü üzerine Halime’ye kırk koyun ve deve bağışladı. Halime de o malları alarak ailesine geri döndü.
Halk İslam dinine davet edilince, Halime ve kocası Peygamber (s.a.a)’in yanına gelerek İslam dinini kabul ettiler.[1]

_________________
[1] - Bihar, c. 15, s. 401
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

44- İslam’da Kolaylık

Bir adam İslam kanunlarından birini çiğneyerek günah işlemişti. Bu günahkar adam Peygamber (s.a.a)’in huzuruna gelerek şöyle dedi: Helâk oldum! Helâk oldum!
Peygamber (s.a.a): “Ne yapmışsın?!”
Günahkâr: “Ramazan ayında eşimle cinsel ilişkide bulundum. Şimdi çare nedir?”
Peygamber (s.a.a): “Bir köle al ve serbest bırak.”
Günahkâr: “Bunu yapamam.”
Peygamber (s.a.a): “İki ay oruç tut.”
Günahkâr: “İki ay oruç tutmaya gücüm yoktur.”
Peygamber (s.a.a): “Git atmış fakiri doyur.”
Günahkâr: “Atmış fakiri doyuracak bir malım yoktur.”
Peygamber (s.a.a) biraz sustu. Bu sırada bir adam gelerek Peygamber (s.a.a)’e bir sepet hurma verdi.
Peygamber (s.a.a) günahkâr adama: “Bu sepet hurmayı al, onu fakir halka dağıt” diye buyurdu.
Günahkâr adam: “Ey Allah’ın elçisi! Bu şehirde benden daha fakiri yoktur” dedi.
Peygamber (s.a.a) gülerek şöyle buyurdular: “O halde bu hurmaları kendi ailen ve çocuklarının arasında taksim et.”[1]
_________________
[1] - Bihar, c. 96, s. 279
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

45- En Kötü İnsan

Peygamber (s.a.a), Aişe’nin evinde bulunduğu bir sırada bir adam Hazretin yanına gelmek için izin istedi. Peygamber (s.a.a) Aişe’ye: “Bu adam kavminin en kötü insanıdır” diye buyurdu. Bu esnada Aişe kalkıp başka bir odaya geçti.
Sonra Peygamber (s.a.a) o adama içeri girmesi için izin verdi. Söz konusu şahıs içeri girdiğinde Peygamber (s.a.a) onu güler yüzle karşıladı ve onunla konuşmakla meşgul oldu. Adam, konuşmaları sona erdikten sonra kalkıp Peygamber (s.a.a)’in huzurundan ayrıldı.
Aişe gelerek şöyle dedi: “Ya Resulellah! Sen o adam hakkında az önce öyle dedin ama o içeri girince onu güler yüzle ve hoş bir şekilde karşıladın.”
Resulullah (s.a.a) Aişe’nin bu sözüne karşılık şöyle buyurdu: “Allah’ın en kötü kulu, çirkin sözlü olduğundan dolayı kendisiyle oturulması istenmeyen kimsedir. (Ben, çirkin sözlü olduğundan dolayı, saygısızlık yapmaması için onu güler yüzle karşıladım.)”[1]
_________________
[1] - Bihar, c. 22, s. 131; c. 75, s. 281
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

46- Cennetin Sekiz Kapısının Açılmasına Sebep Olan Zikir

Şeybet’ul-Huzulî isminde mümin bir adam Resulullah (s.a.a)’in huzuruna vararak şöyle dedi: “Ya Resulellah! Ben yaşlanmışım; namaz, oruç, hac ve cihad gibi yaptığım bir takım amelleri artık yapmaya kadir değilim. O halde bana yararlı olacak bir söz öğret ve vazifemi hafiflet.”
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Çevrende bulunan tüm taş ve kesekler senin bu haline ağladılar. O halde sabah namazını kılıp bitirdiğinde (bu güçsüzlüğü telafi etmek için) on defa şöyle de: “Subhanellah’il-azim ve bihamdihi vela hâvle velâ kuvvete illa billah’il-aliyy’ il-azim.”[1]
Allah-u Teâla bu vesileyle seni körlükten, cinnetten, cüzamdan (abraş hastalığından), fakirlikten ve yaşlılıktan kaynaklanan güçsüzlüklerden kurtarır.”
Yaşlı adam: “Ya Resulellah! Bu, dünya içindir; ahiret için ne vardır?” dedi.
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Her namazın ardından şöyle de: “Allahummehdini min indike ve efiz aleyye min fazlike venşur aleyye min rahmetike ve enzil aleyye min berekatike.”[2]
Yaşlı adam bu sözleri aldıktan sonra gitti. Sonra Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Eğer bu yaşlı adam bu zikri sürekli söyler ve kasıtlı olarak onu terk etmezse, cennetin sekiz kapısı onun yüzüne açılır ve istediği kapıdan cennete girer.”[3]
_________________
[1] - “Azim olan Allah (bütün noksan sıfatlardan münezzehtir), O’na hamd ediyorum, yüce ve azim olan Allah’ın gücü ve kudreti dışında bir güç ve kudret yoktur.”
[2] - “Allah’ım! Beni kendi tarafından hidayet et, fazl ve ihsanından bana akıt, rahmetinden bana yay ve bereketinden bana indir.”
[3] - Bihar, c. 86, s. 19
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

47- Ümmetinden On Grup Mahşerde

Peygamber (s.a.a)’in ashabından bir grup kimse Ebu Eyyub-i Ensarî’nin evinde oturmuşlardı. Resulullah (s.a.a)’in kenarında oturan Muaz b. Cebel, Hazretten şu ayetin manasını sordu: “Sûr’a üflendiği gün, bölük bölük Allah’a gelirsiniz.”[1]
Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Ey Muaz! Büyük bir şeyden soru sordun.”
Sonra gözlerini aşağı dikti ve şöyle buyurdu: “Ümmetimden on grup simaları değişmiş bir şekilde ve Müslümanlardan ayrı olarak haşrolurlar. Bazıları maymun, bazıları domuz, bazılarının ayakları havada, başları ise aşağıya doğru olduğu halde yüz üstü mahşere taraf sürüklenirler. Yine bazıları kör, bazıları sağır ve lal (dilsiz), bazıları ise ağızlarından cerahat salyaları sarktığı ve mahşer ehlinin bundan rahatsız oldukları bir halde dillerini çiğneyerek haşrolurlar. Yine bazıları eli-kolu kesik, bazıları ateş dallarına asılmış, bazıları kokmuş ve bozulmuş ölünün kokusundan daha kötü bir kokuyla, bazıları da katrandan daha yapışkan olan bir cübbe giymiş oldukları halde haşrolurlar. Maymun şeklinde olan kimseler, koğuculuk yapanlardır; domuz şeklinde olan kimseler, haram yiyenlerdir; ayakları havada ve başları aşağıda olarak yüz üstü mahşere sürüklenen kimseler, faiz yiyenlerdir; kör olarak haşr olanlar, zalimlerdir; sağır ve lal (dilsiz) olanlar, bencil kimselerdir; ağızlarından cerahat salyaları sarkan ve dillerini çiğneyen kimseler, sözleri amelleriyle çelişen alim ve kadılardır; el ve ayakları kesik olanlar, komşuya eziyet edenlerdir; ateş dallarına asılanlar, zalim sultana söz taşıyanlardır; kokmuş ölüden daha kötü kokulu olanlar, Allah’ın hakkını ödemeyen ve şehvet peşinde olan kimselerdir; katrandan daha yapışkan olan bir cübbe giymiş olanlar, kibirli ve gururlu kimselerdir.”[2]
_________________
[1] - Nebe / 18
[2] - Bihar, c. 7, s. 89
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

48- Hz. Peygamber’in Ölülerle Konuşması

Bedir savaşı sona erdi, İslam düşmanları firar ettiler ve Kureyş’in büyüklerinden bazıları helak oldular. Peygamber (s.a.a), kafir ve müşrik ölülerin bir kuyuya atılmalarını emretti. Ümeyye b. Halef’in cenazesi dışında bütün cenazeler kuyuya atıldı. Onun cenazesinin yerde kalmasının sebebi ise, onun çok şişman olup cenazesinin kokuşup dağılmış olmasından dolayı idi.
Peygamber (s.a.a) onun bu halini görünce şöyle buyurdu: “Onu kendi haline bırakın, üstü kapanana dek üzerine taş toprak dökün.”
Daha sonra Peygamber (s.a.a) onların bulunduğu kuyunun başına gelip onları isimleriyle çağırarak şöyle buyurdu: “Allah’ın bize vermiş olduğu vaadi, bizim hak bulduğumuz gibi siz de doğru buldunuz mu? Sizler Peygamberinize çok kötü akrabalardınız, siz beni tekzip ettiniz, ama diğer kimseler beni tasdik ettiler; siz beni vatanımdan çıkardınız, ama başkaları bana sığınak verdiler; siz benimle savaştınız, ama yabancılar bana yardımda bulundu.”
Bu sırada ashaptan birisi (Ömer b. Hattap) şöyle dedi: “Ya Resulellah! Bunlar ölmüş cenazelerdir, onlarla nasıl konuşuyorsun ve bu konuşmanın ne faydası vardır?!”
Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Sus ey Hattab’ın oğlu! Şüphesiz onlar, Allah’ın onlara vermiş olduğu vaadin hak olduğunu anladılar; onlar sizlerden daha iyi duymaktadırlar ama onların konuşmaya güçleri yoktur.”[1]
_________________
[1] - Bihar, c. 6, s. 254
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

49- Bir Salavata Karşılık Yedi Yüz Salavat

Bir gün Peygamber (s.a.a), Emir’ul-Müminin Ali (a.s)’a şöyle buyurdu: “Ya Ali! Seni müjdelememi istiyor musun?”
Hz. Ali (a.s): “Evet, anam ve babam sana feda olsun! Sen her zaman, her şeyin müjde vericisi idin.”
Hz. Peygamber (s.a.a): “Cebrail yanıma geldi ve ilginç bir şeyi bana bildirdi.”
Hz. Ali (a.s): “İlginç şey ne idi?”
Hz. Peygamber (s.a.a): “Cebrail haber verdi ki, dostlarımızdan her kim ailemle birlikte bana salavat gönderirse, göklerin kapıları onun yüzüne açılır ve melekler ona yetmiş salavat gönderirler; günahkar olursa, ağacın yaprakları döküldüğü gibi günahları dökülür ve Allah-u Teâla ona şöyle buyurur: “Lebbeyke ya abdî ve sa’deyke” (Ey kulum! Sözünü dinlemeye hazırım ve ne mutlu sana!)
Daha sonra meleklere şöyle buyurur: “Ey meleklerim! Siz ona yetmiş salavat gönderdiniz ama ben ona yedi yüz salavat gönderiyorum.”[1]
_________________
[1] - Bihar, c. 94, s. 56
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

50- Hz. Peygamber (s.a.a) Açısından Kadının Görevleri

Bir kadın Peygamber (s.a.a)’in huzuruna gelerek şöyle dedi: “Ya Resulellah! Erkeğin kadın üzerinde olan hakları nelerdir?”
Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu:
“Kadın kocasına itaat etmeli ve onun emrinden çıkmamalıdır; kadın kocasının izni olmadan onun malından sadaka vermemelidir; kadın kocasının izni olmadan müstehap oruç tutmamalıdır; kadın her halde (yasak günler hariç) kendisini kocasına sunmalı ve onun yetkisinde olmalıdır; kadın, kocasının izni olmadan evden dışarı çıkmamalıdır; izinsiz kocasının evinden çıkarsa, evine dönene dek gökle yer ve gazapla rahmet meleklerinin lanetine maruz kalır.”[1]
_________________
[1] - Bihar, c.103, s. 248
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Cevapla

“Peygamberimizi (s.a.a) Tanıyalım” sayfasına dön