Resimlerle Kutsal Qum Kenti

Cevapla
Kullanıcı avatarı
MERDAN
Mesajlar: 956
Kayıt: 01 May 2007, 22:14

Resimlerle Kutsal Qum Kenti

Mesaj gönderen MERDAN »

KUTSAL KUM KENTİ

Resim

* Hazret-i Masûme (s.)’nin Anıt-Mezarı:

Hazret-i Masume (s.)’nin anıt-mezarı ve Kutsal Cemkerân Camii, yıl boyunca Ehl-i Beyt dostlarının ziyaret seline uğrar. Bu iki ziyaretgâhın dışında Kum şehrinde 300’den fazla İmam-zâde’nin türbesi bulunur.Resim


Resim


Resim


http://img153.imageshack.us/img153/9088/qum1ol4.jpg


Resim

* Kutsal Cemkerân Camii:

Kutsal Cemkerân Camii, Kum şehrine altı kilometre uzaklıkta yapılmış, İran’ın ve dünyanın farklı bölgelerinden birçok ziyaretçinin akınına uğrayan bir camiidir. Bu kutsal mekan İmam Zaman (a.)’ın özel ilgisine mazhar olmuştur. Camii İmam Zaman (a.)’ın emri ile kurulmuştur.


SEVGİLİ EHLİBEYT DOST’U KARDEŞLER,

KUTSAL KUM KENTİ İLE İLGİLİ AŞAĞIDA VERDİĞİM İNDEKS İÇİNDE İSTEDİĞİNİZ HER TÜRLÜ BİLGİYE FAZLASIYLA ULAŞABİLİRSİNİZ.

BEN ORADAN TIPA TIP KOPYALAYARAK ALMAYI
UYGUN GÖRMEDİM. ÇÜNKÜ ÇOOOOK ÇOK UZUN.
KENDİMCE BİR ÖZET ÇIKARTTIM.
BENİM ALDIĞIM ÖZET, TAMAMININ BELKİDE KIRKTA BİRİ KADAR ANCADIR.

ARZU EDEN KARDEŞLER ADRES ÇUBUĞUNA :

http://al-shia.com/html/tur/books/hz-masume/index.htm

YAZARAK İNDEX İÇİNDEKİ KONULARLA İLGİLİ HER TÜRLÜ BİLGİYE ULAŞABİLİRSİNİZ.



Resim

- İNDEX -

Hz. Mâsume

HZ. MASUME’NİN (S.A) YÜCE TÜRBESİNİN GÖLGESİNDE

Mezhebî Değerlere Saygı
Niçin "II. Fatıma Hz. Mâsume"?
İslam’dan Önce Kum Kenti
İslam’dan Sonra Kum
Abbasîler Döneminde Kum

Kûfe Şiîlerinin Kum’a Hicreti ve Kum Halkının Şiî Oluşu
Ali (a.s) Evlatlarının Kum’a Gelişi
Kum'a Gelen Bazı Oryantalistler ve İzlenimleri
Şehre “Kum” Denilmesinin Sebebi
Kum Kenti'nin Fazileti

Resim

Kum Halkının Fazileti
Kum Şiîlerin Merkezi
Kum’daki Büyük Şiî Şahsiyetler
İmam Rıza'nın (A.S) Kum'a Gelişi

Di'bil Olayı ve Kumluların Ehl-i Beyt’e Olan Aşkı
İmam Rıza (a.s) ile Görüşen Bir Grup Kumlu
Zalim Halifeler Karşısında Kum Halkının Özgürlük Mücadelesi
Kum Halkının Memun’a İtirazı
Kum Halkının Ali (a.s) Evlatlarına Bağlılığı
İmam Cevad’ın Kumlu Bir Şiî'ye Lütfü

Kum Halkının İmam Hâdi (a.s) ile İrtibatı
İmam Hasan Askerî’nin (a.s) Kum ve Âve Halkına Yazdığı Mektup
Kumluların ve Diğer Halkların İmam Hasan Askerî (a.s) ile Bağlantıları
Kum Halkının Şiî Hâkimi Karşılaması


KUM İSLAMÎ İLİMLER HAVZASI'NIN KISACA TARİHİ VE HALKA SUNDUĞU YENİLİKLER

Kum İslamî İlimler Havzası'nın Tarihine Kısa Bir Bakış
Eş’arîlerin Kum’a Gelişi
II. ve III. Asırlarda Kum İslamî İlimler Havzası
III. Asırda Kum İslamî İlimler Havzası ve İmam Rıza’nın (a.s) Kum’a Gelişi
Hz. Mâsume’nin Kum’a Gelişinin Havza Üzerindeki Etkileri




Resim

KUM İSLAMÎ İLİMLER HAVZASI'NIN YETİŞTİRDİĞİ II., III. ve IV. ASIRDAKİ SEÇKİN ŞAHSİYETLER


1- Zekeriya b. Adem b. Abdullah b. Saad Eş’arî
2- Zekeriya b. İdris b. Abdullah Eş’arî
3- Adem b. İshak b. Adem b. Abdullah Eş’arî
4- İshak b. Abdullah Kummî
5, 6- İmran ve İsa b. Abdullah

7, 8- İbrahim b. Hâşim ve Oğlu Ali
9- Yunus b. Abdurrahman
10- Ahmed b. İshak
11- Saad b. Abdullah Eş’arî Kummî
12- Ali b. Babeveyh
13- Muhammed b. Hasan b. Velid Kummî

14- İbn-i Kavleveyh Kummî
15- Şeyh Saduk


V. ASIRDAN GÜNÜMÜZE KUM İLİM HAVZASI


Resim

Kum İlim Havzası'nın V. ve VI. Yüzyıllardaki Parlak Dönemi
X, XI ve XII. Yüzyıllarda Kum İlim Havzası (Safevîler Dönemi)
Feyziye Medresesi
Müminiye Medresesi
Canihan Medresesi
Han Medresesi

Kacarlar Döneminde Kum İlim Havzası
Havzanın Genişlemesinde Ayetullah Feyz’in Rolü
Havzanın Ayetullah Hâirî Tarafından Yeniden Tesisi
Ayetullah Burucerdî'nin Önderliği Döneminde Havza
Ayetullah Burucerdî’nin Kum’a Gelişi

Resim

İslamî İlimler Havzası'nın Parlak Eserleri ve Bu Havzada Yetişen Büyük Şahsiyetler


İmam Humeyni’nin Havzaya Getirdiği Yenilikler

Havza'nın Toplumsal, Kültürel ve Siyasî Değişimine Bir Bakış
Kültürel Değişiklikler
Toplumsal Değişiklikler
Siyasi Değişimler
Kum'un İsfahan'dan Ayrılması


KUMLU BEŞ BÜYÜK ALİMİN TAĞUTA KARŞI MÜCADELESİ

1- Mirza Kummî ve Fethali Şah
2- Ayetullah Hâirî ve Rıza Han
3- Ayetullah Bafikî ve Rıza Han
4- Ayetullah Burucerdî ve Rıza Şah


5- İmam Humeynî Siyaset Meydanında

Bir çokları, Ayetullah Uzma Burucerdî'nin vefatının ardından İlim Havzası'nın parlak günlerini kaybedeceğini ve eski veriminin azalacağını sanıyordu. Ancak, Ayetul-lah Uzma Gulpaygânî ve Ayetullah Uzma Necefî Mer'aşî gibi büyük fakihler Havza'nın yönetimini ele alarak bu büyük boşluğu doldurdular.

İmam Humeynî (r.a) da bu dönemde ilim, fıkıh ve siyaset meydanına ayak basmış oluyordu. Başlattığı büyük hareketle İslam dünyasında yeni bir çığır açtı. Bu gelişmelerden Havza da nasibini alarak gerçek hüviyetine kavuştu. İmam Humeynî önderliğinde başlayan bu hareket, Havza'nın da desteğiyle büyüdü ve 2500 yıllık Şahlık rejiminin yıkılmasına ve İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasına neden oldu.

İslam İnkılabı'ndan Sonra İlim Havzasının Genişlemesi

Resim

HZ. MÂSUME

Hz. Mâsume'nin Soylu Babası
Hz. Mâsume'nin Annesi
Hz. Fatıma Mâsume'nin Doğum Günü
Küçük Bir Araştırma
Kutlu Doğum
Hz. Mâsume'nin Ölüm Tarihi
Hz. Mâsume Niçin Evlenmemiştir?
Hz. Mâsume'nin Hicaz'dan İran'a Hicreti
Diğer Bir Rivayete Göre Hz. Mâsume'nin Kum'a Gelişi
Hicran Acısı
Hz. Mâsume'nin Toprağa Verilmesi
11 Asır Sonra Çürümeyen Bedenler


Resim

HZ. MÂSUME'NİN FAZİLETİ

1- Hz. Peygamber'in (s.a.a) Öz ve Manevî Evladı
2- Hz. Mâsume'nin Paklığı
3- İmam Sadık'ın (a.s) Hz. Mâsume Hakkında Sözleri
4- Baban Sana Feda Olsun!
5- İmamların (a.s) Sağlam Delili
6- Hz. Mâsume'nin Haremi Hz. Zehra'nın (s.a) Mezarının Tecelligâhıdır
7- Özel Ziyaretnâme
8- Mesaj İçerikli Lakapları
9- Hz. Mâsume'nin Şefaati
10- Hz. Mâsume'nin Mezarını Ziyaret Etmenin Sevabı
İlham Verici İki Nükte


HZ MASUME'NİN DERGÂHINDAN BAZI KERAMETLER


1. Yolunu Kaybeden Bir Grup
2. İmam Mehdi (a.f) Haremin Kenarında
3. Çaresiz Hastaya Şifa
4. Şiddetli Sel Tehlikesi
5. Nakkare Sesleri
6. Molla Sadrâ'nın Hz. Mâsume'ye Tevessülü
7. Hakkın Gazâbı

8. Ayetullah Necefî’nin Dileği
Yeni Kerametler
9. Felçli Kızın Şifa Bulması
10. Bir Sinir Hastasına Esen Rahmet Rüzgârı
11. Felçli Kızın Şifa Bulması
12. Şifa Kadehi

13. Nahçivanlı Bir Öğrenci
Ayetullah Erakî'nin Dilinden
14. Elimin İyileşmesi
15. Felçli Bir Seyidin Şifa Bulması
16. İmam Rıza'nın Hz. Mâsume'yi Tavsiye Etmesi
17. Hz. Mâsume'nin (s.a) Kendi Meddahına Lütfü

18. Hz. Ebulfazl'ın İnayeti
19.Yeni Bir Keramet Daha
20. Hz. Mâsume'nin (s.a) Şehitlere Hizmet Eden Kimseye İnayeti

Hz. Mâsume'nin (s.a) Türbesinin Tarihçesi


Safevîler Dönemi
Kacarlar Dönemi
Harem-i Şerif'te Yazılı Olan BazıHadis ve Şiirler
Harem-i Şerif'teki Bazı Ayet ve Rivayetlerden Yazıtlar
Harem-i Şerif'teki Diğer Yazıtlar

Kubbenin Altınla Kaplanması

Türbenin İlk Zerihinin Hazırlanması
Zerihin Yenilenmesi Neden Gerekli?
Zerihi Değiştirme Girişimleri
Yeni Zerihteki Değişiklikler
Yeni Zerihin Montajı
Hz. Mâsume Hakkında Bir Şiir
Türbenin Tozunun Alınması Geleneği
Hz. Mehdi (a.f) Hükümetinin Önemli Merkezlerinden Biri Kum'dur

Cemkeran Mescidi

Hz. Ali'nin Cemkeran Hakkında Gaybî Haberi
Ayetullah Necefî Mer'aşî'nin Cemkeran Mescidi Hakkındaki Görüşleri
Cemkeran Mescidi'nde İmam Mehdi ile Mülâkat
Ayetullah Bafikî'nin İmam Mehdi ile Görüşmesi
Necefli Alime İmam Mehdi'nin (a.f) Yol Göstermesi

Başka Bir Görüşme ve Kum'da İmam Hasan Camii'nin Kurulması Olayı
Yedullah Recebiyân'ın İlginç Öyküsü
Cemkeran Mescidi'nin Bugünkü Durumu
Cemkeran Mescidi’ne Has Ameller


KUM ŞEHRİ'NDE TÜRBELERİ OLAN MEŞHUR İMAMZADELER

Hz. Mâsume'nin Haremi Şerif'inde Defnedilen İmamzâdeler
Musa Muberka
Çehel Ahterân
Şah Hamza
Şehzade Ahmed
İmamzâde Zeyd
İmamzâde Ahmed
İmamzâde Sultan Muhammed Şerif
İmamzâde Ali b. Cafer
Yeşil Kubbe Bağı'ndaki Üç Mezar
İmamzâde İbrahim ve Muhammed
İmamzâde Cafer ve Seyit Mâsum’un Türbesi
İmamzâde Seyit Ali
İmamzâde Ahmed

Hak Fereç'teki İmamzâdeler
İmamzâde Safure ve Amcası
İmamzâde Nâsir
Şehzade Ahmed Kâsım
İmamzâdeleri Ziyaret Etme Şekli
Kum’da Defnedilen diğer Önemli Şahsiyetler
Kum’da Mezarı Olan Padişahlar

Kum’daki Meşhur Mescitler

1- Mescid-i İmam
2- Mescid-i Cami
3- Mescid-i Aşkali
4- Mescid-i Bâlaser
5- Mescid-i Sîni
6- Mescid-i Âzam
7- Musalla-i Kudüs


Kum Halk Kütüphaneleri

Kum’un en meşhur halk kütüphaneleri şunlardır:

1- Ayetullah Uzma Mer'aşî Necefî’nin Kütüphanesi: Eski adıyla İrem, yeni adıyla Ayetullah Mer'aşî Caddesi'ndedir.
2- İslamî Tebligat Bürosu Kütüphanesi: Fatımî Caddesi'ndedir.
3- Mescid-i Âzam Kütüphanesi.
4- Hz. Mâsume Harem-i Şerif'i Kütüphanesi: Yeni Avlu’nun yanındadır.
Bunların hepsi, Hz. Mâsume'nin mukaddes vücutlarının bir bereketidir.


- İNDEX SONU -

---------------------------------------------------------------------------
KUM KENTİ :

Horasan'la birlikte anılan diğer bir Alevi okulu da İran'ın Kum kentinde gelişmiştir.
Kum kenti İmam Ali Rıza'nın kız kardeşi Hz. Masume'nin yattığı makamdır. Kent bu yüzden Aleviler tarafından tıpkı Meşhed gibi kutsal kabul edilmiştir.

Kum kenti bugün de Şia'nın temel okullarının bulunduğu bir merkezdir. İran İslam Devrimi'ni gerçekleştiren ideoloji de bu kentte oluşturulmuş, sonra ülkeye yayılmıştır.
Kûfe şiilerinin Kum’a hicreti ve Kum halkının şii oluşu
Peygamberimizin (s.a.a) vefatından sonraki yıllarda Şia, daima yaşadığı dönemin zalim yöneticilerinin yoğun baskılarına maruz kaldı. Ama aydın görüşlü insanların hakikati görmelerine ve kabul etmelerine bu baskılar engel olamadı.

Önemli bir nokta şudur ki: İmam Bâkır’ın (a.s) döneminde, yani Hicrî I. yüzyılın sonları ve II. yüzyılın başlarında Emevî hükümeti karışıklıklar yaşarken Şiîler farklı şehirlerden gelerek İmam Bâkır’ın (a.s) etrafında toplandı ve dini eğitim almaya başladı.

Hicrî I. yüzyılın sonlarına doğru Kûfe’den birkaç Şiî, Kum’a gelerek Şia inançlarını yaymaya başlamıştı. Halk da beğendiği bu Ehl-i Beyt mektebine bir yöneliş gösterdi. Günümüzde halkının büyük çoğunluğunu Şiîlerin oluşturduğu İran, önemli bir gerçeği gözler önüne sermektedir. O da şudur ki; İran, ikinci halifenin taraftarları tarafından fethedilmesine rağmen kısa bir zamanda İran halkı, cereyan eden olayın tersine, Caferî mezhebini kabul etti. Görüldüğü üzere, Kum halkının Caferî mezhebini kabul etmesi için birkaç kişi yeterli olmuştur.

Evet, tarihten de anlaşıldığı üzere Kum, yaklaşık olarak iki asır (çok geniş bir alana yayılmış kalabalık bir şehir idi. Ama bu topraklardaki değişik akımlar, doğal olarak Kum’un defalarca yıkılıp yeniden inşasına sebep olmuştur.


Ali (a.s) Evlatlarının Kum’a Gelişi

Tüm hatıralarıyla birlikte Hicrî I. ve II. yüzyıllarda gerçekleşen olayları müteakiben Şia inancının tohumları, I. yüzyılın sonlarında bu topraklarda serpildi ve çok geçmeden tamamen bir Şiî şehri hâline geldi. Nihayet Kum, Hz. Ali (a.s) evlatlarını kabul etmeye hazırdı. Peygamber (s.a.a) evlatları artık bu topraklara gelebilir, tam bir saygınlık içerisinde yaşayabilirlerdi.

Başta Şiîlerin 8. imamı Musa b. Cafer’in (a.s) yüce ve muhterem kızı Hz. Mâsume olmak üzere Kum'a gelen seyit, âlim ve İmamzâdelerin sayısı hızla arttı. Bu hâtunun gelişiyle Kum, İslam tarihinde yeni bir sayfa açmış oluyordu.

Bu değerli hatunun Kum’a gelişini Şia’nın mâsum önderleri daha önce yakın dostlarına haber vermiş, onun gelişinin, Kum’u güneş gibi aydınlatacağını söylemişlerdi.

Kum, Miladî 1221 yılına kadar kısmen sakin bir şehir idi. Bu döneme kadar önemli bir olay gerçekleşmemişti. Ama aynı yılda Moğolların saldırısına maruz kalarak büyük yıkımlara sahne oldu. Bu olaydan yarım asır geçmeden Timurleng,Kum’a saldırdı. Uzun ve zorlu bir direnişten sonra şehri ele geçirdi. Karşılaştığı bu zorlu ve cesurca savunmadan dolayı halkın çoğunu kılıçtan geçirdi. Şehrin büyük bir bölümünü yerle bir etti.


Kum Şiilerin Merkezi

Allame Kadı Nurullah Şuşterî Mecalisu’l-Müminin adlı eserinde şöyle der: “Kum, büyük ve bereket dolu bir şehirdir. Her zaman için “Müminlerin evi” olmuştur. Şia’nın önde gelen isimleri, değerli şahsiyetleri ve müçtehitleri burada yetişmiştir.

Böyle bir yere mensup olmak, insanın inancının doğruluğuna en güçlü delillerden biridir. Şöyle ki, kim “Ben Kumluyum” derse bu, onun Şiî olduğunu gösterir. Nitekim, Şiî muhalifleri, “Kim 'Ben Kumluyum' derse bu, onun Şia ve Rafızî olduğunu gösterir; bu yüzden de ona Kumlu Rafızî denir” demişlerdir.

Kum halkı, İslam'dan önce diğer İran halkı gibi Mecusî idi. Kum’un meşhur ateş tapınağı bunun kanıtıdır.
Saad b. Malik Eş'arî’nin çocukları Kûfe’den Kum’a gelince gitgide Şia inancı burada yayılmaya başladı ve zamanla bütün Kum halkı Şiî oldu.
İran’da Şia inancına yönelen ilk şehir Kum’dur. O dönemlerde halkı henüz Ehl-i Sünnet olan İsfahan ile şehir olarak İsfahan'a bağlı olan Kum arasında ayrılık tohumları atılmıştı.

Ehl-i Sünnet'in Kum’a hakim olduğu dönemlerde taassuplu bir Ehl-i Sünnet mensubu, Kum yönetimine atandı. Bu kişi, Kum halkının ilk üç halifeye sıcak bakmadıklarını ve halk içerisinde bu halifelerin ismini taşıyan kimsenin olmadığını işitince emir gönderip Kum halkını huzuruna çağırdı. Şehrin önde gelenlerine hitap ederek

“Sizin ilk üç halifeye sıcak bakmadığınızı duydum. Onların adını çocuklarınıza bırakmıyormuşsunuz. Allah’a yemin ederim ki eğer aranızda Ebu Bekir, Ömer veya Osman adında birini bulup getirmezseniz sizi cezalandıracağım" dedi.

Bunun üzerine halk, hakimden üç gün izin istedi. Üç gün boyunca şehri didik didik aradılar. Sonunda adı Ebubekir olan üstü başı dökük, çirkin, yalın ayaklı ve dilenci kılıklı birini buldular. Babası aslen Kumlu değildi. Kum’un civar köylerinde yaşayan bir yabancıydı. Onu alıp hakimin yanına getirdiler.

Hakim bu adamı görünce öfkelendi. Halka küfrederek “Üç gündür bula bula bunu mu buldunuz?” diye çıkıştı. Orada bulunan kurnaz ve hazır cevap Kumlulardan biri ortaya atılarak “Ey Emir! Ne istersen yap. Ama şunu bil ki, Kum’un bu havasında ve suyunda Ebubekir ismi bundan daha iyi yetişmez!” deyince emir gülmeye başladı ve onu bağışladı.

Kum halkının Peygamber hânedanına bu içten bağlılığı İslam'ın birinci asrından günümüze dek devam etmiştir. İslamiyet'in yayılmasının ardından her dönemde Kum halkının Şia ve Ehl-i Beyt mezhebine bağlılıkları meşhurdur.


İmam Rıza'nın (A.S) Kum'a Gelişi

Ali Asgar Fakihî kitabında, İmam Rıza’nın (a.s) Kum’a geldiğine dair dört delil sunmuştur.
Fakihî’nin ileri sürdüğü delilerden biri de, nakledilen bir rivayettir ki burada, İmam Rıza’nın (a.s) gusledip abdest aldığı bir sudan da bahsedilmektedir.

Bugün, Kum'da "Şah-ı Horasan" adlı, Azer Caddesi'nin ortalarında yer alan Razaviye İslamî İlimler Medresesi'nin de içinde bulunduğu antik bir mahalle vardır. Bu isimlerden de İmam Rıza’nın (a.s) buraya geldiği anlaşılmaktadır.

Her halükârda, İmam Rıza’nın (a.s) Kum’a verdiği önem ve bu şehre gelmesi, bu toprakların birçok açıdan değerini gözler önüne sermektedir.
İmam Rıza (a.s) ile Görüşen Bir Grup Kumlu
Ebu Salt el-Harevî der ki: Horasan’da İmam Rıza’nın (a.s) huzurunda olduğum bir sırada bir grup Kumlu, İmam'ın yanına gelerek selam verdi.

İmam da (a.s) onların selamını aldı. Sıcak bir ortam oluştu ve İmam (a.s) onları yanına çağırarak şöyle buyurdu: “Ne mutlu size! Siz, gerçekten de bizim Şialarımızsınız. Yakında sizler Tus’ta kabrimi ziyarete gelirsiniz. Bilin ki; siz Şialarımdan kim gusül alarak beni ziyaret ederse, annesinden yeni doğmuş mâsum bir bebek gibi günahlarından arınır.”


Kum Halkının Ali (a.s) Evlatlarına Bağlılığı


Kum halkının Nübüvvet hanedanına olan bağlılığı ve sevgisi o kadar fazlaydı ki Memun, İmam Rıza’yı (a.s) veliaht ilan ettiğinde İmam'a hitaben şöyle dedi: “Bu işte bana yardım edecek birini bulamıyorum. Kum halkını açık ve gizli işlerimde yardımcılarım etmeye karar verdim.”

Kum halkı, İslam ile buluştuğundan bu yana Peygamberin pak Ehl-i Beyt’inin (a.s) sarsılmaz gerçek taraftarları olmuştur. O dönemde inançlarına karşı bağlılıklarıyla da meşhur idiler. İmamların (a.s) döneminde ellerinde olan imkânlarını, hatta bazıları kendi oturdukları evleri bile imamların (a.s) hizmetine sunmuşlar ya da onlara vakfetmişlerdir. Her yıl humuslarını imamlara (a.s) göndermekten geri kalmıyorlardı. Bu yüzden olacak ki, Kum’a gelen imamzade sayısı diğer yerlerden fazladır.

Kum halkının İmam Sadık, İmam Kâzım, İmam Rıza, İmam Cevad, İmam Hâdi ve İmam Hasan Askerî ile (a.s) olan irtibatları II. ve III. yüzyılın tarih sayfalarında büyük bir iftihar olarak parlamaktadır. Burada bunlardan birkaç örnek sunuyoruz:

Kum Halkının İmam Hâdi (a.s) ile İrtibatı

Kum halkı, baskının doruğa ulaştığı İmam Hâdi (a.s) döneminde,devamlı Samirra’ya giderler, beraberlerinde götürdükleri malları İmam'a takdim ederek onunla olan bağlarını devam ettirirlerdi.

Bu konu 10. Abbasî halifesi Mütevekkil’e iletildiğinde Mütevekkil, veziri Feth b. Hakan’la olayı değerlendirerek olayı gizlice izlemek ve gerçeği öğrenmek üzere Ebu Musa’yı görevlendirdiler.
Ebu Musa, kendisini İmam Hâdi’nin (a.s) taraftarı gibi göstermeye çalışıyor, sürekli İmam'ın yanına gidip geliyordu. Bir gün İmam (a.s) ona şöyle dedi: “Ey Ebu Musa, bu akşam getirecekler!”

Ebu Musa o akşam İmam’ın (a.s) evinde kaldı. Gece yarısı İmam (a.s) Ebu Musa’ya buyurdu ki: “O Kumlu malı getirdi ama, tâguta hizmet eden şahıs, onun bana ulaşmasına mani oldu...”


İmam Humeynî Siyaset Meydanında

İslam İnkılabı'ndan Sonra İlim Havzasının Genişlemesi

Kum İlim Havzası, İslam inkılabından sonra kültürel, siyasî vb. alanlarda gelişerek güçlendi. Havza'da klasik derslerin yanı sıra uzmanlık dalları da konuldu. Talebeler, sözlü ve yazılı olarak sınavlara tâbi tutuldu. Bu doğrultuda bir çok medrese, yeni ve düzenli programlarıyla iş başı yaptı.

Bu medreselerden biri de Mâsumiye Medresesi'dir. Mâsumiye Medresesi, Hz. Mâsume'nin Harem-i Şerif'inden elde edilen gelirle 15.000 m2 alan üzerine 2800 m2'lik bir bina olarak kurulmuş ve faaliyete geçmiştir.
Bu medresenin 406 odası, 60 kişilik 12 sınıfı, 1200 kişilik bir talebe yurdu, 1 adet Konferans salonu ve 1 adet de mescidi bulunmaktadır.


Hz. Mâsume'nin Soylu Babası

hz. Fatıma Mâsume'nin babası, Şiîlerin VII. imamı Musa b. Cafer'dir (a.s).
Şeyh Müfid İmam'ın eşlerinden erkek-kız otuz yedi çocuğu olduğunu yazmıştır ki bunlardan biriside Hz. Masumedir.
İmam Musa (a.s), Mensur'un hilafeti döneminde, Hicrî 148'de imamet görevini üstlendi. Abbasî halifelerinden Mehdi ve Hâdi dönemlerinde de hayattaydı. Harun Reşit'in hilafetinin on beşinci yılında, Bağdat Cezaevi'nde şehit edildi.


Hz. Mâsume'nin Annesi

Bazı rivayetlerden anlaşıldığına göre, Hz. Mâsume'nin annesi, aynı zamanda İmam Rıza'nın da annesidir. İmam Rıza'nın (a.s) annesi, tarihte çeşitli isimlerle anılmıştır. Hazran, Ümmü'l-Benin, Necme ve Tahire, bu yüce hatunun isimlerindendir.

Hz. Fatıma Mâsume'nin Doğum Günü

"İmam Musa Kâzım'ın (a.s) kızı Hz. Masume, Hicrî 183 yılında Medine'de dünyaya gelmiş ve Hicrî 201 yılında,Kum'da vefat etmiştir."

Hz. Mâsume Niçin Evlenmemiştir?

Bu soruya cevap olarak iki konu gösterilir:

1- İmam Musa Kâzım'ın (a.s) kızları, özellikle Hz. Mâsume (s.a), çok yüce bir kemale sahip oldukları için kendilerine uygun bir eş bulamamış ve bu yüzden evlenmemişlerdir. İmam Kâzım (a.s) onlara, kardeşleri İmam Rıza'nın (a.s) görüşünü alarak evlenmelerini tavsiye etmişti.Bu tavsiye ve diğer alametlerden anlaşılan şudur ki, Ehl-i Beyt hânedanına mensup böylesi yüce hanımefendilere uygun eşler bulunması gerekirdi.

2- Harun Reşid'in yoğun baskısı ve şiddet uygulamaları neticesinde kimse İmam Musa Kâzım'ın (a.s) kızlarıyla evlenmeye ve o hazrete damat olmaya cüret edemiyordu. Zira İmam'a damat olmak, o kimse için hayatî bir tehlike sayılırdı. Bu nedenle gerek Hz. Mâsume, gerekse bazı kız kardeşleri evlenmekten kaçınmışlardı.


Hz. Mâsume'nin Kum'a Gelişi

İmam Musa Kazım (a.s) hapse atıldığında oğlu İmam Rıza'ya (a.s) kızlarının bakıcılığını üzerine almasını, kızlarına da daima kardeşleri İmam Rıza'ya (a.s) itaat etmelerini vasiyet etti.

Hz. Mâsume, babası şehit edildiğinde (H. 183) henüz on yaşındaydı. Çocukluğunun büyük bir bölümünü (hapiste olan) babasının ayrılık acısıyla geçirdi.

Babası hapiste olduğu için ağabeyi İmam Rıza'nın (a.s) terbiyesi altında büyüdü. Tek dayanağı olan kardeşi zorunlu olarak Horasan'a gittiğinde, Medine'de bir yıl kardeşinden uzak yaşadı. Ama onun bu hicranına dayanamıyordu. Sonunda, Horasan'a gitmeye karar verdi. Bir kısım yakınlarıyla Medine'den ayrılarak Horasan'a doğru hareket etti. Ancak Sâve'ye vardığında hastalandı...

Bir rivayete göre; Hz. Mâsume'nin yemeğine zehir döktüler.O yüce hâtun bu yemekle zehirlenerek hastalandı. Çok geçmeden Kum'da şehit oldu.


Hz. Mâsume'nin Toprağa Verilmesi

Saad ailesi, Hz. Mâsume'nin pak bedenini toprağa vermek üzere bu alanda bir kuyu kazdı. Gusül ve kefen işlemlerinden sonra nâşı buraya getirildi. Ancak, cenazeyi kimin kuyuya yerleştireceği konusunda Saad ailesi arasında görüş ayrılığı çıktı. Sonunda yaşlı, takvalı ve salih biri olan Kadir adlı bir seyidin bu iş için uygun olacağı kararlaştırıldı.

Bir müddet sonra İmam Cevad'ın (a.s) torunu Ümmü Muhammed vefat ettiğinde cenazesi Hz. Mâsume'nin mezarının kenarına defnedildi. Bir süre sonra da Ümmü Muhammed'in kız kardeşi Meymûne vefat etti. Onun da cenazesi Hz. Mâsume'nin mezarının yanında toprağa verildi.

Bu iki hâtunun mezarlarının üzerine ayrı bir kubbe yapıldı. Daha sonraları İmam Cevad'ın (a.s) oğlu Musa'nın kızı Bureyhiye de vefat ettiğinde onu da aynı yerde toprağa verdiler.

Buna göre imamzâdelerden altı kişi, Hz. Mâsume'nin mezarının yanı başında defnedilmişlerdir.

Hz. Mâsume'yi ziyaret edenler, onları da yâd etmek isterlerse kısaca şu cümlelerle ziyaret edebilirler:

"Selam olsun size ey Peygamber kızları! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi sizlere olsun."


İmam Sadık'ın (a.s) Hz. Mâsume hakkında Sözleri

Hz. Mâsume'nin özel bir makama sahip olduğunu gösteren bariz delillerden biri de, henüz o doğmadan, hatta babası dahi dünyaya gelmeden İmam Cafer Sadık'ın (a.s) onun hakkında buyurduğu sözlerdir.
Bu sözler, peygamber ailesinden gelen bu hatunun özel ve yüce değerlere sahip olduğunu ve ilahî kişiliği bulunduğunu açıkça göstermektedir.

Örnek olarak, şöyle sıralamak mümkündür:

1- Şiîlerden biri İmam Cafer Sadık'ın (a.s) huzuruna çıktı. İmam'ın (a.s) beşikte bir bebekle konuştuğunu gördü. Oldukça şaşırmıştı. İmam'a (a.s) dönerek, "Yeni doğan bir bebekle mi konuşuyorsunuz?" diye sordu. İmam Sadık (a.s), "Eğer istiyorsan gel, sen de konuş" dedi.

2- Yine İmam Cafer Sadık (a.s), Hz. Mâsume henüz dünyaya gelmeden onun hakkında şöyle buyurmuştur: "Pek yakında Kum'da benim evlatlarımdan Fatıma isminde bir hâtun defnedilecek. Kim onu ziyaret ederse cennet ona vacip olur.

İmam Musa Kâzım'ın (a.s) Hicrî 128'de dünyaya geldiğini, Hz. Mâsume'nin de 173 yılında doğduğunu göz önünde bulundurursak, İmam Sadık'ın, (a.s) bu sözü Hz. Mâsume'nin doğumundan 45 yıl önce söylemiş olduğu sonucuna varırız.

İmam Sadık (a.s) bir başka rivayette de şöyle buyurmuştur: "Benim kızlarımdan bir hâtun, Kum'da vefat edecek ve onun şefaatiyle tüm Şiîlerim cennete girecektir."


Hz. Mâsume'nin Şefaati

Daha önce, İmam Cafer Sadık’tan, Hz. Mâsume'nin doğumu ve Kum şehrinde vefat edeceğine dair nakledilen rivayetin devamında şöyle gelmiştir:
"Adı, Musa (a.s) kızı Fatıma’dır. Onun şefaatiyle tüm Şiîlerimiz cennete girecektir."

Hz. Mehdi (a.f) Hükümetinin Önemli Merkezlerinden Biri Kum'dur
İmam Sadık (a.s) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: "Bilin ki benim ve benden sonra evlatlarımın haremi Kum'dur."

Bu hadisten alınan sonuca göre, İmam Sadık'tan (a.s) İmam Mehdi'ye (a.f) kadar yedi imamın hareminin Kum olduğu anlaşılmaktadır. Antik eserlerden de anlaşıldığı üzere Kum, eskiden olduğu gibi şimdi de mezhebî ve siyasî açıdan çok önemi konuma sahip bir şehirdir. Hz Mehdi'nin (a.f) zuhuru için zemine hazırlamaya gayret gösterenler, asla Caferî fıkhının merkezi olan bu şehri unutmamalı, her gün buraya yönelik katkılarını biraz daha artırmalıdırlar.

Hz. Mehdi'nin (a.f) dünyaya hakim olacak hükümetinin merkezinin Kum olduğunu gösteren birçok rivayetler vardır. İmam Mehdi'nin (a.f) emriyle tesis edilen Cemkeran Mescidi de bunun kanıtlarındandır.

Cemkeran Mescidi (İmam-ı Zaman Camii) hakkındaki rivayetlerden bazılarını okuyucularımızın mütalaasına sunuyoruz:

1- İmam Sadık (a.s): "Kum ehli bizim yârenlerimizdir."
2- İmam Kâzım (a.s): "Kum'dan bir kişi kıyam edecek ve halkı hakka davet edecek. Bir grup, ona katılacak. Demir gibi dayanıklıdırlar. Olayların şiddetli tufanı onları sarsmaz. Savaştan yorulmaz ve korkmazlar. Allah'a tevekkül ederler. Artık çekinenlerindir mutlu son.
İmam'ın zuhurunun ardından Kum yine kıyam ve kan şehri olacak, İmam, Mekke ve Kûfe'den sonra burayı dünya hükümetinin önemli merkezlerinden biri yapacaktır.


Cemkeran Mescidi'nin Bugünkü Durumu

Ayetullah Uzma Necefî Mer’aşî'nin de anlattığı üzere bu mescit, İmam Mehdi'nin (a.f) emriyle inşa edilmiş, sonraları Şeyh Saduk (r.a) tarafından tamir edilmiştir. Safevîler döneminde birkaç kez daha onarılan Cemkeran Mescidi, son olarak Ayetullah Hâirî döneminde de birçok kez bakımdan geçmiştir.

Kum şehrinin güneydoğusunda yer alan Cemkeran, şehir merkezine 5 km. uzaklıkta bulunan Kum’un en eski köylerinden biridir. Sahib-i Zaman Mescidi ise, köyün yaklaşık 500 m. ötesinde, güneydoğusunda yer alır."
Bugün, bünyesinde bulunan birkaç mescit, Hüseyniye, yatakhane, avlu ve dev bir kütüphanesiyle geniş bir alana yayılan büyük bir ibadethâne ve sosyal bir tesis hâline gelmiştir.

Yurt içinden ve yurt dışından gelen ziyaretçilerin akınıyla Çarşamba geceleri (Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan geceler) Cemkeran, adeta hac döneminde Arafat ve Mina çölünde toplanan kalabalığı anımsatır. On binlerce İmam Mehdi (a.f) aşığı, bu günlerde bu kutsal yere gelerek münacat ve duayla meşgul olurlar.

Kum şehrinin gelişmesi, şehrin neredeyse Cemkeran'a kadar büyümesine sebep olmuştur. Şimdilerde trafiğe açılan "Harem'den Harem'e Caddesi" ( Hz. Mâsume'nin hareminden Cemkeran Mescidi’ne) bu gelişmenin en güzel örneklerindendir.


KUM ŞEHRİ'NDE TÜRBELERİ OLAN MEŞHUR İMAMZADELER

İmam Rıza (a.s), Hicrî 200 yılında Memun’un zorunlu davetiyle Medine’den Horasan’a geldi. Memun da siyaset gereği hükümetin veliahtlığını İmam'a bıraktı. Bu yüzden birçok imamzâde ve seyit, İmam Rıza (a.s) ile görüşmek arzusuyla Hicaz'dan İran’a geldi. Ne var ki burada Ehl-i Beyt düşmanlarıyla karşılaştılar. Birçoğu şehit oldu. Kurtulanlar ise, o dönemde Şia'nın ve Ehl-i Beyt dostlarının merkezi olan Kum şehrine yerleşip hayatlarının sonuna kadar orada yaşadılar. Meşhur görüşe göre, Kum'a yerleşen imamzâde sayısı 444'ü bulmuştur.

İmamzâdeleri ziyaret etme Şekli

Mâsum İmamların (a.s) evlatlarından çoğunun kabri İran'dadır. Bunların büyük bir bölümü ise Kum ve Kâşan civarlarındadır. Şiîlerin ve Peygamber (s.a.a) evlatlarına sevgi ve saygı besleyenlerin bu bereket dolu türbelere gitmeleri ve ziyaret etmeleri uygun bir davranış olacaktır.

Bazı İmamzâdelerin ve Peygamber (s.a.a) evlatlarının ziyaretnâmeleri tıpkı Hz. Mâsume'nin ziyaretnâmesi gibi mâsum imamlardan nakledilmiştir. Haklarında ziyaretnâme yazılmayan İmamzâdeler ise, onlara lâyık olan şekliyle ziyaret edilmeli, onlar için Kurân ayetleri okunmalı ve kabir sahibinin ruhuna hediye edilmelidir.


Kum’daki Meşhur Mescitler

İlim ve irfan yuvası Kum’da birçok tarihî mescit bulunmaktadır. Tarihî önem taşıyan bazı mescitler şunlardır:

1- Mescid-i İmam
Bu büyük mescit, Harem yakınlarında, Harem-Bâzar yolu üzerinde, Hazretî Caddesi’ndedir. İmam Hasan Askerî’nin (a.s) emriyle, Ahmed b. İshak Eş’arî (r.a) tarafından yapılmıştır.

2- Mescid-i Cami
Eski binalardandır. Yapımına ne zaman başlandığına dair net bir bilgi yoktur. Büyük Eyvan’ın üzerindeki yazıtların, Hicrî 529 yıllarına ait olduğu kesin olarak bilinse de bu, binanın gerçek tarihini göstermez. Mescidin yapılış tarzından, büyüklüğü ve görkemli yapısından tarihî bir mescit olduğu anlaşılmaktadır.

3- Mescid-i Aşkali
Safevî şahları döneminde inşa edilen tarihî bir yapıdır. Çahar Merdan Caddesi'nin hemen başlarında yer alır. Aşkali isminin verilmesinin sebebi mescidi yaptıranın adının Aşkali olduğundandır.

4- Mescid-i Bâlaser
Hz. Mâsume'nin Harem-i Şerifi’nin hemen yanındadır. Bugünkü şekliyle güzel ve görkemli bir görünümü vardır.

5- Mescid-i Sîni
Pence-i Ali mahallesindedir. Mescitteki mihrabın üzerinde bulunan beş parmak izinin Hz. Ali’ye (a.s) ait olduğu sanılmaktadır.

6- Mescid-i Âzam
Kum şehrinin en büyük ve görkemli mescitlerinden biridir. Hz. Mâsume'nin Harem-i Şerifi’nin hemen bitişiğindedir. Gerek binası, gerekse önemi açısından eşsizdir. Bu mescit, Ayetullah Uzma Burucerdî’nin emriyle yapılmıştır.

7- Musalla-i Kudüs
Halkın Cuma namazı kıldığı çok büyük bir camidir. İslam İnkılabı’ndan sonra kurulmuştur. Şüheda (eski adıyla Sefaiye) Caddesi'nin sonunda, on bin metrekarelik bir alanı kaplar. Kadınlara ayrılan balkonu, dört bin metrekaredir. Görmeye değer kubbesi çeliktendir. Elli bin kişilik bir kapasiteye sahiptir.


Kum Halk Kütüphaneleri

Kum’un en meşhur halk kütüphaneleri şunlardır:
1- Ayetullah Uzma Mer'aşî Necefî’nin Kütüphanesi: Eski adıyla İrem, yeni adıyla Ayetullah Mer'aşî Caddesi'ndedir.
2- İslamî Tebligat Bürosu Kütüphanesi: Fatımî Caddesi'ndedir.
3- Mescid-i Âzam Kütüphanesi.
4- Hz. Mâsume Harem-i Şerif'i Kütüphanesi: Yeni Avlu’nun yanındadır.



İkinci Fâtıma
Hz. Mâsume

Muhammed Muhammedî İştihardî
Çeviri:
Rahmi Onurşan
Ehet Solhan
Tashih-Tatbik:
Metin Atam
Alu'l-Beyt Yayınları: 02
Kitabın Orijinal Adı:
Hz. Mâsume Fatıma-i Dovvom
Dizgi ve Mizanpaj
Alu'l-Beyt
Kapak:
Alu'l-Beyt
İsteme Adresi:
Güneşli Evren Mah. Sabiha Cad.
Zafer Sok. No: 17
İmam Zeynelabidin (a.s) Camii Altı
Bağcılar / İstanbul
Tel: (+90) 212 656 26 79
Fax: (+90) 212 656 79 46
Web: www.al-shia.com
E-mail: aalulbayt.tr@aalulbayt.org
HZ. MÂSUME'Yİ ANMA KONFERANSI[/color]
Allahım bana adaletinle değil, merhametinle davran. İMAM ALİ (A.S)
Cevapla

“Kutsal Mekanlar ve Ziyaret Yerleri” sayfasına dön