Alevilerin Kutsal Ziyaret Yerleri

[biralevi]

alevİlerİn zİyaret yerlerİ

İsİm şehİr ülke

hac mekke suudİ arabİstan

hz. muhammed (sav) medİne suudİ arabİstan

mescİd-İ aksa kudüs fİlİstİn

İmam alİ (as) (necef) irak

İmam hasan(as) (medine) suudİ arabİstan

İmam huseyn (as) (kerbela) irak

İmam seccad (as) (medine) suudİ arabİstan

İmam bakir (as) (medine) suudİ arabİstan

İmam sadik (as) (medine) suudİ arabİstan

İmam kazim (as) (kazımeyn) irak

İmam riza (as) (meşhed) İran

İmam cevad (as) (kazımeyn) irak

İmam hadİ (as) (samirra) irak

İmam hasan askerİ (as) (samirra) irak

İmam mehdİ (as) halen yaşıyor

hz. ebulfazl (as) (kerbela) irak

hz. zeynep (as) (şam) surİye

hz. rugeyye (as) (şam) surİye

hz. ma'sume (as) (kum) İran


canlar gerçekten bu davada samimiyseniz,gerçekten 12 imamların yolunu öğrenmek ve hayatınıza bu şekilde yön vermek,yaşamınızı bu çizgiyle tanzim etmek istiyorsanız,onların doğup,yaşadıkları ve vefat ettikleri topraklara gidip onların çizgisini araştırın.
orada yaşayan alevilerle kendi düşünce ve yaşam pratiğinizi mukayese edin,emin olunki Allah'u teala yardımcı olacaktır,yeterkİ kalbİnİzİ o'na açin.......

[KARAPAPAK MURAT]

yine geçmişinden bağları kopmuş bir bilgi. birçok Alevi buraları bilmiyor,parası varken gitmiyor umursamıyor bunun yerine türbelere akın ediyor. ama şunuda demek istiyorum Ahmed yesevi türbesi( kazakistan) Hacı bektaş veli ( nevşehir), Abdal musa( antalya) Şah ismail ve dedeleri ( İran-erdebil), hallac-ı mansur,virani baba,kul himmet, yemini,karacaahmet,Hz.Hızır mekanı (hatay), şahkulu sultan( ist-kadıköy) ,hızır abdal,baba mansur,hacıkureyş,babadüzgün v.b kutsal mekanlarıda unutmayalım

[Musa Özateş]

yine geçmişinden bağları kopmuş bir bilgi. birçok Alevi buraları bilmiyor,parası varken gitmiyor umursamıyor bunun yerine türbelere akın ediyor. ama şunuda demek istiyorum Ahmed yesevi türbesi( kazakistan) Hacı bektaş veli ( nevşehir), Abdal musa( antalya) Şah ismail ve dedeleri ( İran-erdebil), hallac-ı mansur,virani baba,kul himmet, yemini,karacaahmet,Hz.Hızır mekanı (hatay), şahkulu sultan( ist-kadıköy) ,hızır abdal,baba mansur,hacıkureyş,babadüzgün v.b kutsal mekanlarıda unutmayalım

Bektaşilerin ,sebatayistlerin ve münafıkların ortak bir özellikleri vardır.
Bunlar hiçbir doğruya gerçeğe apaçık karşı çıkmazlar,apaçık inkar etmezler ,apaçık saldırmazlar bu işi SİNSİCE yaparlar,
gerçeğin yerine başka bir şey saptırıcı bir şey sunarlar,doğrunun yanına yalanlarıda katarlar,
doğrunun içini boşaltırlar,kamufle ederler,gerçeğin saptırılması için yalanlar uydururlar
Karapapakta bunlardan birisi belki her üçü ama en az birisi....

[ali muhsin]

zaten bu özürlü Sebatyist Bektasi önderleri Alevilerin Kutsal mekanlarini gizlemeleri icin ellerinden geleni yaptilar ,Imamlarimizin önüne Osmanli Evliylarini öne sürdüler ,Cogu Sebatayist Bektasiler Alevilerin kutsal Mekanlarini Perdeleyebilmek icin Hz.Ali (as) Mezarinin Türbesinin Tarih Boyunca belirsiz oldugunu Söyleyip, Münafiklik ve Yalancilikla Idia etmislerdir . ama simdi Bunun Yalan oldugunu anlayan Aleviler,uyanmislardir ,ve yine Bektasi önderleri yine Büyük Sinsilik ve Tilkilikle 12 Imamlarin ve kutsal mekanlarin yerine ,Sari saltuklari, mavi Sandiklari,Abdal musa, Balim Sultan ,Haci Bektas gibi Osmanli evliyalarini israrla öne sürüp Paniklere kapiliyorlar ..bugüne kadar Yalanlari, Dolanlari Hurafeleride ,Alevilerin Alevilesmesini engelemekle kalmamis, onlari Cahilligin cukuruna yitmislerdir , Simdi Bu Sinsi Bektasilerin usakligini yapan Özürlü kisiler utanmadan aralanmadan 12 Imamlari hice sayarak,14 Masumun önüne halen Osmanli ürünlerini israrla sinsilikle Alevilere yamamaya Calisiyorlar. bu özürlü kisilere aslinda fazla söze gerek yok ..yaptiklari ikiyüzlülük zaten ortadadir !!

[Yesevi]

Ben bir kaç defa İstanbulda H.Z.Ali`nin torunlarından bazı hanımların Bizans döneminde İstanbula esir olarak getirildikleri ve keramet göstereyek Bizanslıları etkiledikleri ve İstanbulda mezarlarının bilindiğini İslami olmayan bazı gazatelerin Ramazan sayfalarında okuduğumu hatırlıyorum.Böyle bir şeyin aslı varmı?

[alone_man]

Ben bir kaç defa İstanbulda H.Z.Ali`nin torunlarından bazı hanımların Bizans döneminde İstanbula esir olarak getirildikleri ve keramet göstereyek Bizanslıları etkiledikleri ve İstanbulda mezarlarının bilindiğini İslami olmayan bazı gazatelerin Ramazan sayfalarında okuduğumu hatırlıyorum.Böyle bir şeyin aslı varmı?

Sorunuzun cevabını bilmiyorum ama İmamı ZAman Hz.Mehdinin (as) annesinin İstanbula esir olarak geldiğini veya bir şekilde geldiğini sonra rüyasından hareketle esirlerin arasına girip gemiyle İmam HAsan Askeriyi bulmaya gittiğini duydum,Ama ne kadar doğru bilmiyorum.

[Yesevi]

Koca Mustafa Paşa`daki Sümbül Efendi Camii bahçesinde "Çifte Sultanlar" adıyla bilinen Hz. Hüseyinin Fatma ve Sekine adlı kızlarının türbesi olduğu iddia ediliyor-inanılıyor.Bu mezarlar Sümbül Efendinin keşfi sayesinde tespit edilmiş.Hatta Sümbül Efendi kendi mezarının Çifte Sultanların ayak uçlarına ve daha alçak bir seviyede defnedilmesini vasiyet etmiş.2.Mahmut bu türbeleri tamir ettirmiş ve bugünkü halini 2.Mahmut döneminde almış.Rivayete göre bu hanımlar İstanbula esir olarak getiriliyor.İslam büyüklerinin kızları oldukları anlaşılıyor.Bizans İmparatoruda bunu haber alınca onlarla özel olarak ilgilenilmesini emrediyor ve kızı Prenses Katerinayı onlarla arkadaşlık yapmasını ve Hristiyan olmalarını sağlamakla görevlendiriyor.Çünkü H.z. Muhammedin torunlarının Hristiyan olmaları durumunda çok büyük bir sansasyonel etki olacaktır.Ama tam tersi olur.Bizans İmparatorunun kızı Çifte Sultanlardan etkileneyek Müslüman olur.Ayrıca yine aynı yerde Prenses Katerinanında mezarı vardır.Ayrıca Sümbül Efendi Camisinin olduğu yerde o devirlerde bir Manastır olduğu bilinmektedir.
Aslında Ehli Sünnetin bakış açısına göre böyle bir şeyin olması imkansızdır.Çünkü Ehli Sünnet tarihçilere göre Kerbela Katliamı olduktan sonra Ehli Beyt kızları Medineye gönderilmişlerdir.Ama buna rağmen Sünni Müslümanların böyle bir şeye inanmaları çok ilginç.

[Mekzun]

Türbeler bile ziyaret edilirken belirli bir kuralı vardır.

TÜRBELER (Ziyaretler)
“Türbe” Arapça bir kelimedir. Genellikle devlet önde gelenleri ve ünlü kişiler için inşa edilen, İslam mimarlığına özgü mezar yapıları olarak tanımlanır. Türbe Ziyareti, adak adama, sevap kazanma, hayırlı bir işe girişme vb. nedenlerle belli zamanlarda (Cuma, Kandil ya da Bayram günleri vb.) dince ulu sayılan kişilerin türbesine yapılan ziyaret. (İstanbul’da Eyüp Sultan Türbesine yapılan ziyaretler bu geleneğin en canlı örneklerindendir.) (Büyük Larousse)
Hemen hemen her ilde, ilçede, kasaba ve köylerde kubbe veya değişik şekilde inşa edilen türbelere rastlanır ve insanların bu türbeleri ziyaret ettikleri görülür. Türbe olayı biz Alevilere has bir kültür değildir; ancak türbelere gösterdiğimiz alaka ve türbeleri inşa nedenlerimiz bize has bir kültür oluşturmuştur.
Yaşadığı süre içinde insanlar üzerinde en iyi şekilde iz bırakan, diniyle imanıyla övgüye mazhar olan, letafetiyle cömertliğiyle ün salan, ibadetiyle zühdüyle kul ve Allah katında yer alan, iyi yönde sayılabilir niteliklere sahip olan zatlar, dünya hayatında olduğu gibi öldükten sonra da kerametleriyle anılırlar. Bu şekilde mükemmel sıfatlara haiz olanların mezarlarını, o yöre insanları kubbe veya değişik şekilde inşa eder. İşte buna "TÜRBE" denir. Bizim anlayışımızdaki türbe tanımı budur.

TÜRBELER NASIL ZİYARET EDİLİR
Türbe ziyaretine gelen kardeşlerimizde öncelikle abdestli olma şartı esastır. Türbeye gelindiğinde yüce Allah adına orda medfunların ruhlarına fatiha ithaf edilir. Ziyaretçi biliyorsa ve isterse Kur’an-ı Kerim okur ve akabinde bir duayla Kur’an hatmi yapar. (Her Kur’an-ı Kerim’in sonunda bir hatim duası yazılıdır.) Bu arada mis, temiz kokan kokular bulundurulur. Kesintisiz ve devamlı bulunan, her yerde saklanabilen pohur çoğu zaman türbelerdeki tütsülerde tüter vaziyette bulunur. Ziyaretçi, huşu içinde şahadet kelimesiyle beraber Hz. Peygambere (s.a.a.v) ve Ehlibeyt imamlarına salavat getirir ve dua eder.

“Eşhedü enla ilahe illellah ve eşhedü enne Muhammeden rasülullah” “Allahumma bihakkı envar seyyidina ve mevlana Muhammedil Mustafa, ve Aliyyil Murtada ve Fatımati Ezzahra vel hasanil Mucteba, vel Hüseyin Eşşehid fiy Kerbela, ve Ali Zeynil Abidin, ve Muhammedil Bakır, ve Cafer Essadık, ve Musa El-Kazım, ve Aliyyir Rıda, ve Muhammedil Cevvad, Ve Aliyyil Hadi, Vel Hasanil Askeri, Vel İmam Muhammed İbnil Hasan El Hüccet salavatullahı te-ala ve selamuhu aleyhim ecme-in. ve kaddis verham ve şerrif ervah cemiyel müminin.”
veya
“Allahım! Bu mübarek mekanda ellerimi yalnız sana açıyorum. İşlerimin iyi gitmesi, çocuklarımın bağışlanması, günahlarımın affedilmesi, hastalığımın iyileşmesi vb. için ellerimi yalnız sana açarım. Allahım! Bütün hayırlı kullarına verdiğin dünya ve ahiret nimetlerini bize de vermen için yalnız sana yalvarıyorum.” gibi dualar yapılır. Hiçbir zaman medet Allah’tan başka birinden beklenmez. Medet yalnız Allah’tan beklenir. Her şeyi veren ve verecek olan Allah’tır. O türbede yatan kimse de Allah’ın kuludur. O hiçbir şey veremez. Hz. Peygamber (s.a.a.v), Ehlibeyt, Ehlibeyt imamları ve bu müminlerin hakkıyla yalnız Allah’a yöneliyoruz. Bu inanç ve itaatle, Allah’ın kulu olan veya ismi bu ziyaretgâha tahsis edilen kişinin ruhuna Fatiha okuyor ve Allah’tan rahmet dilenir.

Türbe ziyareti böyle iken, zaman seyri içinde genişletilen türbe alanları günümüze değişik amaçlı hayır işlerinde de kullanılmaya başlandı. Köylerde adak adamak için hazır yerlerin olmayışı bunun en büyük nedenlerindendir. Tabii ki bu olaylar, olayları seyredenlerde yanlış anlamalara yol açtı. Mezar (Türbe) adına kurbanlar kesiyoruz, onlardan medet bekliyoruz, diye söylentiler yapıldı. Bizim inancımızda, adaklar yalnız Allah’a adanır. Kurbanlar yalnız Allah adına kesilir. Medet yalnızca Allah’tan beklenir.