İmam Musa Kazım'ın Hayatı, Fazileti...

Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

12- ŞAHADETİNDEN HABER VERMESİ

Amr b. Vakıd şöyle diyor:
Harun, Musa b. Cafer (a.s)’ dan görülen faziletleri, Şiilerin O’nu İmam olarak kabul etmelerini ve gece gündüz gizlice O’nun yanına gidip gelmelerini duyunca gönlü daraldı, kendisini ve saltanatını tehlikede gördü. Bundan dolayı O Hazreti zehirlemeği düşündü. Sonuçta bir miktar hurma istedi ve ondan birkaç tane yedi. Yirmi tane de bir tabağa koyarak onlardan zehirli bir ip geçirip hepsini zehirledi. Sonra hizmetçisine şöyle dedi:
“Bu tabağı Musa b. Cafer’e götür ve de ki: Müminlerin emiri bu hurmalardan yedi, çok sevmesine rağmen sizi kendisine tercih edip bunları kendi eliyle seçerek size gönderdi ve sizi kendi hakkına yemin verdirip bunların hepsini meyletmenizi istedi.”
Harun şunu da sözüne ekledi: “Ondan bir şeyi bırakmasına veya bir başkasına ikram etmesine izin verme.”
Hizmetçi hurmaları İmam (a.s)’ın yanına götürerek Harun’un mesajını iletti. İmam (a.s) bir kürdan istedi ve sonra hurmaları alıp yemeğe başladı. Bu sırada Harun’un, altın ve mücevherlerle süslü ve çok sevdiği köpeği gelerek Hazretin karşısında durdu. Hazret zehirli bir hurmayı kürdanla götürüp köpeğin önüne attı. Köpek de hurmayı yer yemez yere düşüp havlamağa başladı. Zehrin şiddetiyle içi parçalandı. İmam (a.s) sonra hurmaların geri kalanını yedi ve hizmetçi tabağı Harun’a geri götürdü.
Harun “Hepsini yedi mi?” diye sorunca, hizmetçi; “Evet” dedi.
Harun: “O’nu ne halde gördün?” dedi.
Hizmetçi: “Onda anormal bir durum görmedim” dedi.
Harun, köpeğin bedeninin parçalandığı haberini alınca, çok mustarip oldu ve bu olayı çok büyük telakki ederek hizmetçiyi izhar etti. Sonra bir kılıçla deri bir sofranın da getirilmesini emretti. Hizmetçiye: “Ya zehirli hurma olayını söyle veya ölüme hazır ol” dedi.
Hizmetçi cevaben şöyle dedi: “Ey müminlerin emiri! Hurmayı Musa b. Cafer’in yanına götürdüm, selamınızı ilettim ve karşısında durdum. O bir kürdan istedi, ben de O’na verdim. O kürdanı hurmalara tek tek saplayarak yiyordu. O sırada köpek içeri girdi ve Musa b. Cafer (a.s) de kürdanı bir hurmaya saplayarak köpeğin önüne attı ve geri kalan hurmaları da kendisi yedi. İşte olay bundan ibarettir.”
Harun dedi: “Musa b. Cafer’den bir yarar görmediğimiz gibi, hurmaları, zehiri ve köpeğimizi de elden verdik. Ona hiçbir hile kar etmiyor.”
Bu olaydan sonra İmam Kazım (a.s), vefatına üç gün kala vekili Musayyib’i istedi ve buyurdu:
“Bu gece atam Resulullah (s.a.a)’in şehrine gideceğim. Babamdan bana geçen imametlik ahdini oğlum Ali Rıza’ya teslim etmeğe ve onu yerime geçirmeye ve gerekli şeyleri ona söylemeğe gidiyorum.”
Musayyib arzetti: “Kapıları nasıl açıp kapatmamı emrediyorsunuz, oysa zindanın kapılarını benimle birlikte bekçiler koruyor?”
İmam (a.s) buyurdu: “Ey Musayyib! Senin, Allah ve bizim hakkımızdaki inancın zayıflamış mı?”
“Hayır serverim!” diye cevap verince buyurdu: “Öyleyse sakin ol.”
Allah’ın beni güçlü kılması için duasını istedim; o da dua etti. Sonra buyurdu:
“Ben Asif’in okuduğu “İsm-i A’zam” duasını okuyacağım. O, nasıl o dua ile Belkıs’in tahtını bir anda Hz. Süleyman’ın yanında hazır ettiyse, Allah da beni Medine’de oğlum Ali (Rıza) ile bir araya getirecektir.”
Musayyib diyor: O Hazret kalkarak bir dua okudu, derken namaz yerinde olmadığını gördüm. Bir müddet sonra döndü ve zinciri kendi eliyle ayağına geçirdi. Ben de yakinimi artıran bu nimete karşı şükretmek için secdeye kapandım.
İmam (a.s) buyurdu: “Ey Musayyib! Kalk ve bil ki, ben üçüncü gün dünyadan ayrılacağım.”
Ben ağlayınca buyurdular: “Ağlama, benden sonra oğlum Ali (a.s) sizin İmamınızdır. Onun velayetine sarıl; onunla olduğun müddetçe asla sapmazsın.”
Ben de “Allah’a şükürler olsun” dedim. Üçüncü günün gecesi beni tekrar istedi ve buyurdu:
“Söylediğim gibi ben dünyadan ayrılacağım, bir şerbet isteyip içtiğimde, bedenimin şiştiğini, karnımın büyüdüğünü ve rengimin değiştiğini görür görmez, o tağuta (Harun’a) haber ver. Bende bu haleti gördüğünde, sakın kimseye bir şey söyleme, ama vefat ettikten sonra söyleyebilirsin.”
Musayyib diyor: Ben beklemeğe başladım. İmam şerbet istedi, sonra da beni çağırdı ve buyurdu:
“Ey Musayyib! Bu aşağılık adam (Sindi b. Şahik) bana gusül verip, kefenleyeceğini zannediyor, ama bu kesinlikle ameli olmayacak. Beni, Kureyş mezarlığına götürecekler. Beni toprağa verin; kabrin üzeri dört açık parmaktan yüksek olmasın ve kabrimin toprağından teberrük için almayın. Zira bizden her hangi birimizin kabrinin toprağını yemek, ceddim Hüseyin (a.s) hariç haramdır. Ama O’nun türbeti Şia ve dostlarımız için şifa kılınmıştır.”
Daha sonra İmam (a.s)’a çok benzer bir şahısın O hazretin yanında durduğunu gördüm. Ben İmam Rıza’yı çocukluğunda görmüştüm, O’ndan sormak istediğimde İmam: “Musayyib! Ben seni nehy etmedim mi?” diye seslendi.
O Hazret dünyadan göçünceye kadar sabrettim ve yanımdaki şahıs da kayboldu. O zaman Harun’a haber verdim. Sindi b. Şahik ile geldiler. Vallahi kendi gözlerimle gördüm ki onlar İmam’a gusül verdiklerini zannediyorlardı. Oysa elleri O Hazretin bedenine yetişmiyordu; O’na kafur sürdüklerini ve O’nu kefenlediklerini zannediyorlardı. Halbuki O’na bir iş yapmadıklarını görüyordum. O şahsı (İmam Rıza’yı) gördüm ki, O’na gusül veriyor, hanut (kafur dökme) ve kefenleme işlerini yerine getiriyor ve onlara yardım ediyor gibi görünüyordu, ama onlar onu tanımıyorlardı. Bu işten kurtulduktan sonra bana şöyle buyurdu:
“Ey Musayyib! Eğer O’nun hakkında şüphe ettiysen benim hakkımda şüphe etme. Ben babamdan sonra senin İmamın ve Allah’ın yeryüzündeki halifesi ve hüccetiyim. Ey Musayyib! Benim durumum Hz. Yusuf’un durumu gibidir ve bunlar da O hazretin kardeşleri gibidirler ki, onun karşısına geldiklerinde o hazret onları tanıdı ama onlar onu tanıyamadılar.”
Daha sonra İmam’ın cenazesini götürüp Kureyş kabristanlığında defnettiler ve kabri, buyurduğundan fazla yükseltmediler. Ama sonradan kabri yükseltip üzerinde kubbe yaptılar. (1)
_________________
1 - İsbat’ul-Hudat, c. 5, s. 514
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

13. HZ. MEHDİ (A.S)’DAN HABER

Yunis b. Abdurrahman şöyle diyor:
Hz. Musa b. Cafer (a.s)’dan; “Kâim siz misiniz?” diye sorduğumda şöyle buyurdular:
“Ben de hak üzere kıyam edenim, fakat yeryüzünü zulümle dolduktan sonra adalet ile dolduracak olan Kâim benim beşinci göbekten olan oğlumdur. Onun, canından korktuğundan dolayı uzun bir gaybeti olacak, bu dönemde bazı gruplar dinden çıkacaklar, bazıları da payidar kalacaklar.”
Daha sonra buyurdu:
“Ne mutlu bizim Şiilerimize. Onlar Kâim’in gaybeti döneminde bizim velayetimize sarılırlar, dostlukta ve düşmanlarımızdan yüz çevirmekte sabit kalırlar. Onlar bizdendirler ve biz de onlardanız. Onlar bizim imametimize razıdırlar ve biz de onların şiiliğine. O halde ne mutlu onlara. Allah’a andolsun ki, onlar kıyamet günü bizimle birlikte aynı derecede olacaklar.”(1)
_________________
1 - Kemal’ud-Din ve Temam’un-Nimet, c. 1, s. 361, h. 5
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Cevapla

“Oniki İmamlar'ın Hayatı” sayfasına dön