İmam Cafer Sadık'ın Hayatı, Fazileti...

Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

61- Niçin Ve Nasıl Şii Olduk?

Safvan b. Yahya diyor:
Cafer b. Muhammed b. Eş’as bana dedi: “Şia mezhebi hakkında hiç konuşmamamıza ve başkalarının bildiğini bizim bilmememize rağmen bizim nasıl Şii olmamızın ve Şia mezhebini nasıl tanımamızın sebebini biliyor musun?”
“Sebebi ne idi?” diye sorduğumda şöyle dedi: “Mensur Devaniki, babam Muhammed b. Eş’as’a şöyle dedi: “Ey Muhammed! Bir iş için görevlendirebileceğim akıllı bir adam bul.”
Babam; “Onu buldum; o, dayım oğlu Muhacir’dir” dedi. “Onu getir” dedi. Ben onu getirdiğimde şöyle dedi: “Ey Muhacir! Bu parayı al ve Medine’ye git. Orada Abdullah b. Hasan b. Hasan’ın ve bazı yakınlarının, örneğin İmam Sadık (a.s)’ın yanına git. Onlara de ki: “Ben Horasan ehlinden garip bir kimseyim ve bu parayı da sizin oradaki Şiileriniz gönderdiler.”
Şu şu şartlarla bir miktar para onlara ver. Paraları aldıklarında onlara de ki: “Ben bir aracıyım, bu paraların elinize geçtiğine dair kendi hattınızla yazılı bir belge verirseniz memnun olurum.”
Mensur’un memuru parayı alıp, Medine yolunu tuttu. Sonra Muhammed b. Eş’as’ın da yanında bulunduğu bir sırada Mensur’un yanına döndü. Mensur: “Ne haber?” diye sorunca şöyle dedi: “Cafer b. Muhammed (İmam Sadık) hariç onların hepsiyle görüşüp parayı verdim. Bu da onların parayı aldıklarına dair verdikleri makbuzlar. Cafer b. Muhammed’e gelince; Peygamber’in mescidinde O’nun yanına vardım. O namaz kılıyordu. Arkasında oturup namazını bitirmesini bekledim ve diğerlerine söylediklerimi ona da nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. İmam Sadık namazın selamını verir vermez şöyle buyurdu: “Be adam! Allah’tan kork, Peygamber ehlibeytini aldatma, onlar Mervan Oğullarının pençesinden yeni kurtulmuş ve hepsi muhtaç durumdadırlar.”
Dedim: “Allah liyakatini artırsın, ne olmuş?” Başını yaklaştırıp seninle aramızda geçen her şeyi, sanki yanımızdaki üçüncü kişiymiş gibi bana anlattı.
Mensur dedi: “Ey Muhacir’in oğlu! Her peygamber ailesinden bir muhaddes (meleklerin gaybi haberleri kendilerine ilettiği İmam niteliğinde) kimseler vardır. Bugün Cafer b. Muhammed de bizim içimizde yaşayan muhaddes’tir.”
İşte İmam (a.s)’ın bu şekil gaipten haber vermesi ve bu mucizesi, bizim Şii olmamıza neden oldu.

(Usul-u Kafi, c. 1, s. 475, h. 6, Hüccet kitabı)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

62- Cafer B. Abdullah Hemdani’nin Ölüm Haberi

Ebu Sabah Kenani diyor:
İmam Sadık (a.s)’a arzettim ki, bizim Cafer b. Abdullah adında Hemdanlı bir komşumuz var. Bazen sohbetlerimiz oluyor. Hz. Ali (a.s)’ı andığımızda O hazrete kötü sözler söylüyor. O’nu öldürmeme izin verir misiniz?”
Hazret buyurdular: “Ey Ebu Sabah! Böyle bir şey yapar mısın?”
Arzettim: “Evet, vallahi yaparım! Eğer izin verirseniz ona bir tuzak kurarım ve tuzağa düşünce de kılıçla hamle eder, canı çıkıncaya kadar vururum.”
Buyurdu: “Ey Ebu Sabah! Bu bir hiledir ve Allah Resulü (s.a.a) bundan menetmiştir. İslam bu harekete manidir. O’nu kendi haline bırak, çok yakında başka biri onu öldürecektir.”
Ebu Sabah diyor: “Kufe’ye döndüm ve henüz on sekiz günden fazla geçmemişti ki, sabah namazı için mescide gittim. Namazdan sonra takibat ile meşgul olduğum bir sırada birisi beni dürterek: “Ey Ebu Sabah! Müjdeler olsun” dedi.
“Hayrola, ne oldu?” dedim.
Dedi ki: “Dün gece Cafer b. Abdullah, Cebane mahallesindeki evinde uyuduğu sırada, onu sabah namazına çağırmak için gittiklerinde, onu bir tulum gibi şişmiş olduğu bir halde gördüler. Onu yerden kaldırmak istediklerinde, etinin kemikten ayrıldığını ve altında bir yılan olduğunu müşahede ettiler. Sonra onu bir deriye doldurarak götürüp defnettiler.”

(İsbat’ul-Hudat, c. 5, s. 305. İbn-i Şehraşub da az bir farklılıkla Menakıb’da (c. 4, s. 239) nakletmiştir.)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

63- İmam Sadık (a.s)’ın Katledilme Şayiası

Ali b. Meyser’e diyor:
Hz. Sadık (a.s) Mensur’un yanına gitmek istediğinde, Mensur kölelerinden birini çağırıp; “Cafer b. Muhammed içeri girdiğinde boynunu vur” diye emretti.
O Hazret içeri girdiğinde Mensur’a bakarak kendi kendine, kimsenin duymayacağı bir şekilde bir şeyler söyledi. Sonra sesli bir şekilde dedi: “Ey bütün mahlukuna kifayet eden ve hiç kimsenin kendisine kifayet etmediği (Allah’ım)! Şu Abdullah b. Ali’nin şerrine karşı bana yet (onun şerrini benden uzaklaştır).”
Bu sözden sonra Mensur kölesini görüyordu ama o onları göremiyordu. Sonra Mensur dedi: “Ey Cafer b. Muhammed! Bu sıcakta size zahmet verdik, lütfen dönünüz.”
Hazret dışarı çıkınca, Mensur kölesine; “Neden emrime itaat etmedin?” diye sordu.
Köle: “Vallahi onu göremedim! Bir şey gelip aramıza girerek O’nu görmeme mani oldu” dedi.
Mensur: Vallahi eğer bu olayı birisine söyleyecek olur isen, seni öldürürüm” dedi.

(İsbat’ul-Hudat, c. 5, s. 334)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

64- İmam Rıza (a.s)’ın Şahadet Haberi

Hüseyin b. Zübeyr şöyle diyor:

İmam Sadık (a.s)’ın şöyle dediğini duydum:
“Oğlum Musa’nın evlatlarından, Emir’ül-Müminin Ali (a.s) ile aynı ada sahip birisi, Horasan’ın Tus beldesine gidecek ve orada zehirleme yoluyla şehit edilecek ve o gurbet elde toprağa verilecektir. Kim O’nun hakkını tanıyarak ziyaret ederse, Allah, Mekke’nin fethinden önce İslam için infak eden ve savaşan kimsenin sevabını ona bağışlar.”

(Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 2, s. 364, h. 3183)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

65- Sıla-i Rahimin Önemi

Davut b. Kesir-i Rıkki şöyle diyor:
İmam Sadık (a.s)’ın hizmetinde oturduğum bir sırada birden şöyle buyurdular:
“Ey Davut! Senin Perşembe günündeki amellerin bana sunuldu. Amellerinin arasında filan amcan oğluna yapmış olduğun sıla-i rahim ve ihsanı gördüm. Bu amelin beni sevindirdi. Senin onunla görüşmen, onun ömrünün kısa ve ecelinin yakınlaşmasına neden olmuştur!”
Davut diyor: “Benim, Ehlibeyt düşmanı ve habis bir amcam oğlu vardı. Bana, onun ve ailesinin kötü bir durumda olduklarını söylediler. Mekke’ye gitmeden önce Medine’de İmam Sadık (a.s)’ın huzuruna vardığımda, Hazret bu konuyu bana haber verdi.”

(Müntehe’l-Amal, c. 2, s. 93)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

66- İmam Kazım (a.s)’ın Şahadet Haberi

Ebu İzar şöyle diyor:

İmam Cafer Sadık (a.s) buyurdu:

“Bu velayet ve imamet sahibini (İmam Musa Kazım -a.s-) iki defa Irak’a götürecekler. Birincisinde çabuk serbest bırakılacak ve ona iyi bir ödül verecekler. İkinci defasında uzun müddet zindana atacaklar ve sonra zorla (zehirletilerek öldürülmekle) onların pençesinden kurtulacak.”

(Ğaybet-i Şeyh Tusi, s. 38)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

67- Beni Ümeyye Hükümetinin Çöküşü

Rahmed b. Sadaka şöyle diyor:
“Beni Ümeyye taraftarlarından olan dinsiz ve münafık biri, İmam (a.s)’ın yanına gelerek şöyle dedi: Kur’ân’da “Elif-Lâm-Mîm-Sâd” ayetinin anlamı nedir? Ondaki helal ve haramlar nelerdir ve halk için ne gibi yararı vardır?”
Hazret sinirli bir şekilde şöyle buyurdular: “Yeter! Yazıklar olsun sana. “Elif” (ebcet hesabına göre) birdir; “lam”, otuz; “mim”, kırk; “sad” ise doksandır. Bunların toplamı ne olur?”
Soru soran şahıs: “Yüz altmış bir” dedi.
İmam (a.s) buyurdu: “Yüz altmış bir yıl geçtiğinde, erbaplarının (Emevilerin) devleti mahvolacaktır.”
Biz dikkat ettik, yüz altmış birinci yılın Aşurasında, siyah elbise giymiş kimseler, Kufe’ye girerek Emevi saltanatına son verdiler.

(Meani’l-Ahbar, s. 28, h. 5)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

68- Kalpteki Sırdan Haber?

Muhammed b. Harb (Medine hakimi) şöyle diyor:
Hz. Sadık (a.s)’a arzettim: “Ey Allah Resulünün oğlu! Kalbimde saklı bir konu hakkında sana bir sorum var!”
Buyurdular: “İstersen sen sormadan ben senin ne soracağından haber vereyim? Ama sormak istiyorsan sor.”
Dedim ki: “Ben sormadan, kalbimde gizli olanı nereden biliyorsun?”
Buyurdu: “İnce görüşlülük ve ferasetimle. Allah Teala’nın şu kelamını: “Lut kavminin helak olmasında ince düşünenler için alametler vardır”(1) ve Peygamber (s.a.a)’in buyurduğu şu sözü: “Müminin ferasetinden sakının. Zira o Allah’ın nuruyla görüyor” duymadın mı?”
Arzettim ki: “Ey Allah Resulünün oğlu! Siz soracağım sorudan haber verin.”
Buyurdular: “Sen, Ka’be putlarını damın üzerinden dökme hususunda Hz. Ali’nin, öylesine güçlü olmasına rağmen niçin Hz. Peygamber’i omzuna alamamasının sırrını benden sormak istiyorsun.”
Arzettim ki: “Vallahi bunu sormak istiyordum. Şimdi cevabını buyurunuz.”
Daha sonra O Hazretten ilginç cevaplar alıyor. Öyle ki kendisi diyor: “Sonra kalkıp mübarek başını öptüm ve dedim ki: “Allah risaletini nerede karar kılacağını daha iyi biliyor.” (2)
(Hadis uzun olduğundan dolayı İmam (a.s)’ın verdiği cevabı nakletmedik.)
_________________
1 - Hicr: 75. ayet
2 - Meani’l-Ahbar, s. 350
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

69- İmam’ı Allah Bilen Şahıs

Halid b. Necih diyor:

İmam Sadık (a.s)’ın yanına gittim. Başımı sarmış olduğum halde bir kenarda oturarak kendi kendime; “Siz insanlar ne kadar gafilsiniz! Kimin huzurunda konuştuğunuzun farkında mısınız? Alemlerin Rabbi huzurundasınız!” dedim. O anda Hazret bana seslenerek;
“Yazıklar olsun sana ey Halid! Allah’a andolsun ki, ben sadece bir kul ve mahluktan ibaretim” dedi.

(İsbat’ul-Hudat, c. 5, s. 380)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

70- Annene Karşı Sert Olma

Mehzem şöyle diyor:
Bir gece İmam Sadık (a.s)’ın hizmetinden ayrılarak Medine’de aldığım evime gittim. Annem de benimle birlikteydi. (Yol esnasında) benimle annem arasında bir tartışma oldu. Ben anneme karşı biraz sert konuştum. Ertesi gün sabah namazında İmam (a.s)’ın hizmetine vardım. Beni görür görmez şöyle buyurdu: “Ey Mehzem! Dün gece neden annen Halide’ye karşı sert konuştun? Onun karnının, bir müddet senin için menzil olduğunu, kucağının dinlendiğin bir beşik ve göğüslerinin de gıda aldığın bir kap olduğunu bilmiyor musun?”
Arzettim ki: “Evet, öyledir.”
Buyurdular ki: “O halde ona sert davranma.”

(İsbat’ul-Hudat, c. 5, s. 382)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Cevapla

“Oniki İmamlar'ın Hayatı” sayfasına dön