İmam Rıza (a.s)'ın Hayatı, Fazileti...

Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

10- Kendileri İle Alay Edenler

İmam Rıza (a.s) alaydan sayılan şeyler hususunda şöyle buyurmuştur:
“Yedi şey, yedi şey olmaksızın alaydandır:
1- Kim diliyle mağfiret diler de kalbiyle pişman olmazsa, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
2- Kim Allah’tan tevfik diler de çaba sarfetmezse, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
3- Kim ihtiyat etmek ister de ihtiyat etmezse, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
4- Kim Allah’tan cenneti diler de zorluklara tahammül etmezse, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
5- Kim cehennem ateşinden Allah’a sığınır da dünya şehvetlerini terk etmezse, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
6- Kim Allah’ı anar da O’nunla mülakat etmeye koşmazsa, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
(Yedinci şey, Bihar’da zikrolunmamıştır.)

(Bihar, c. 78, s. 356)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

11- İmam Rıza (a.s) Ve Bozuk İtikada Karşı Mücadele

Bir adam İmam Rıza (a.s)’ın yanına gelerek: “Allah’ın sıfatlarını bize beyan et” dedi.
İmam (a.s), Allah’ın celal ve cemal sıfatlarından bazılarını beyan etti.
O adam şöyle dedi: “Annem ve babam size feda olsun! Bizim yanımızda, sizi sevdiğini iddia eden ve bu sıfatların Hz. Ali’de olduğunu ve O’nun alemlerin rabbi olan Allah olduğunu söyleyen bir şahıs vardır.”
İmam (a.s) bu sözü duyunca titredi ve terledi. Sonra şöyle buyurdu:
“Allah, bu zalim ve kafirlerin dedikleri sözlerden çok daha yüce ve münezzehtir. Hz. Ali (a.s) da yemek yiyenler gibi yemek yemiyor muydu? Su içenler gibi su içmiyor muydu? Evlenenler gibi evlenmiyor muydu? Konuşanlar arasında konuşmuyor muydu? Bunlarla birlikte namaz kılıyordu, tevazuda bulunuyordu, Allah’ın karşısında zelil idi, O’na yalvarıp yakarıyordu. Acaba bu sıfatlara sahip olan birisi Allah olabilir mi? Eğer bu Allah olursa, sizin hepiniz bu sıfatlarda onunla ortak olup Allah olursunuz!”

(Bihar, c. 25, s. 275)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

12- Dinlerin En Üstününe Hidayet

Abdullah b. Muğayre şöyle diyor: Ben Vâkıfî[1] idim, hacca gittim, Mekke’ye vardığımda bir şey kafama takıldı. Kabe ile Hacer’ül-Esved arasında Mültezim denilen yere yapışıp Allah’a sığınarak arzettim ki:
“Allah’ım! Sen benim murat ve maksadımı biliyorsun. Beni mezhepler ve dinlerden en üstün olanına hidayet et.”
Bu arada kalbime Hz. Rıza (a.s)’ın hizmetine gitmek fikri ilham oldu. Medine’ye giderek O hazretin kapısını çaldım. Hizmetçiye dedim ki: “Efendine, Irak ehlinden bir kişinin kapıda beklediğini söyle.”
Bu esnada İmam (a.s)’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Ey Abdullah b. Muğayre! İçeri gel.”
İçeri girdiğimde beni görünce buyurdular:
“Allah-u Teala duanı kabul buyurdu ve seni kendi dinine hidayet etti.”
Arzettim ki: “Şehadet ediyorum ki, sen Allah’ın yaratıklarına olan hüccet ve eminisin.”[2]
_________________
[1] - Vakıfî: Yedi imama inanıp, İmam Musa b. Cafer’de kalan ve imametin O’nda bittiğini ve O’nun Kâim (Mehdi) olduğunu kabul eden fırkaya denir.
[2] - İsbat’ul-Hudat c. 6, s. 34
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

13- Fazl'ın Katledilme Haberi

Ali b. İbrahim, Yasir’den şöyle naklediyor:
“Bir gece İmam Rıza (a.s) bize şöyle buyurdu: “Bu gece nazil olacak şeyin şerrinden Allah’a sığınıyoruz, deyin.”
Biz de sabaha kadar bu sözü tekrar ettik. O hazret sabah namazını kıldıktan sonra buyurdular: “Damın üzerine çık, bak gör bir ses duyuyor musun?”
Dama çıktığımda ağlama ve feryat sesleri duydum. Bu arada Me’mun, kendi evi ile İmam (a.s)’ın evi arasında bulunan kapıdan İmam (a.s)’ın yanına gelerek şöyle dedi: “Benim serverim! Allah Fazl’ın musibetinde size mükafat versin. O dünyadan göçtü. Hamama girdiği sırada bir grup kılıçlarla üzerine saldırarak onu öldürdüler. Onlardan üç kişi yakalandı; onlardan biri de halasının oğlu Fazl-ı Zü’l-Kalemeyn idi.”
Ordu, komutanlar ve Fazl’ın akrabaları Me’mun’un kapısında toplanarak; “O (Me’mun) Fazl’ı gafil avlayarak öldürdü ve biz onun kanını talep ediyoruz” diyorlardı.
Ateş getirip kapıyı yakmak istediklerinde Me’mun İmam’a şöyle dedi: “Serverim! Uygun görüyorsanız, dışarı çıkarak halkı dağıtın.”
İmam (a.s) ata bindi, bana da aynısını emrettiler. Birlikte dışarı çıktığımızda halkın toplandığını gördük. İmam (a.s) eliyle dağılın, dağılın, diye işaret etti. Allah’a andolsun ki, halk öğle dağıldı ki, birbirlerini çiğniyorlardı. İmam (a.s) kime işaret ediyorduysa, koşa koşa orayı terk ediyordu.

(Usul-u Kafi, c. 1, s. 490)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

14- İmam Rıza'yı Ziyaret Etmenin Sevabı

Hasan b. Ali b. Fezail şöyle diyor:
Horasan ehlinden bir kişi İmam Rıza (a.s)’a, Peygamber-i Erkem (s.a.a)’i rüyada gördüğünü ve Hazretin şöyle buyurduğunu söyledi:
“Benim bedenimin bir parçasını sizin toprağınızda defnedip, onu size emanet ettiklerinde ve yıldızım sizin toprağınızda gurup ettiğinde ne halde olacaksınız?”
İmam Rıza (a.s) buyurdu:
“Sizin toprağınızda gömülecek, Peygamber’in bedeninin bir parçası ve O’nun emanet ve yıldızı olan benim. Bilin ki, kim beni ziyaret eder ve Allah’ın farz kıldığı üzere benim hak ve itaatimi tanırsa, kıyamet günü ben ve atalarım onun şefaatçisi oluruz.”

(Men la Yehzuruh’ul-Fakih, c. 2, s. 365, h. 3191)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

15- Tus, Cennet Bahçelerinden Bir Bahçedir

Fezail şöyle diyor:
Hz. Rıza (a.s) şöyle buyurdular:
“Horasan’da bir parça yer var. Bir gün gelecek ki, meleklerin gidiş ve geliş yeri olacak. Kıyamete kadar onlardan bir grup gökten inecek, diğer bir grup ise göğe yükselecekler.”
Arzettiler ki: “Ey Allah Resulünün oğlu! Burası yerin hangi parçasıdır?”
Buyurdular: “Tus (Meşhed) yeridir. Allah’a andolsun ki, burası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Kim beni bu yerde ziyaret ederse, Peygamber (s.a.a)’i ziyaret eden kimse gibi olur. Allah-u Tebarek ve Teala, ona bin tane kabul görmüş hac ve umre sevabı yazar; ben ve atalarım kıyamet günü onun şefaatçisi oluruz.”

(Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 2, s. 366, h. 2193)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

16- Ölenin Dirilmesi, Ağlayanın İse Ölmesi

Muhammed b. Davud şöyle naklediyor:
Kardeşimle birlikte İmam Rıza (a.s)’ın hizmetindeydik. Biri gelip Muhammed b. Cafer’in çenesini bağladıklarını (artık ölmek üzere olduğunu) söyledi. Biz İmam (a.s) ile onun yanına gittik. İshak ve diğer oğullarının ve bütün Ebu Talip Oğullarının ağladıklarını gördük. Hazret onun baş ucunda oturarak yüzüne bakıp tebessüm etti. Meclistekiler bu tavrı İmam’a yakıştırmadılar. Bazıları “İmam kendi amcasına alaycasına gülüyordu” dediler.
Hazret kalkıp namaz için mescide gittiğinde, arzettim ki: “Kurbanın olayım! Siz tebessüm ettiğinizde, meclistekilerden, sizin hakkınızda hoş olmayan sözler duydum.”
İmam (a.s) buyurdu ki: “Ben İshak’ın ağlamasına şaşırdım; çünkü o, Muhammed’den daha önce ölecek ve o ona ağlayacaktır.”
Bir müddet geçtikten sonra Muhammed’in iyileştiğini İshak’ın ise öldüğünü gördüm.

(İsbat’ul-Hudat, c. 6, s. 62)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

17- Reyyan B. Salt

Muammer b. Hallad diyor:
Reyyan b. Salt -ki Fazl b. Sehl onu Horasan’ın bazı ilçelerine göndermişti- bana şöyle dedi:
“İmam Rıza (a.s)’dan, hizmetine varıp selam vermem için bana izin almanızı istiyorum ve elbiselerinden birini bana giydirmesini ve kendi adına bastırılan paralardan da bana bağışta bulunmasını arzu ediyorum.”
Ben İmam (a.s)’ın yanına vardığımda, ben bir şey söylemeden Hazret şöyle buyurdular: “Reyyan b. Salt, yanımıza gelerek bizden elbise ve para almak istiyor, ona izin ver gelsin.”
Ben de izin verdim. Reyyan içeri girip selam verdi. İmam (a.s) da iki elbise ile kendi paralarından otuz dirhem ona bağışta bulundular.

(İsbat’ul-Hudat, c. 6, s. 64)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

18- Me’mun’un Neticesiz Komplosu

Hersemet b. A’yan şöyle diyor:
Me’mun’un evinde, İmam Rıza (a.s)’ın öldüğüne dair gerçek dışı bir şayia çıkarıldı. Ben, Me’mun’un kapısını çalıp, O hazretin hizmetine varmak için izin istedim. -İmam’ın yanına varmak için Me’mun’un evinden geçmek gerekiyordu.- Me’mun’un Subeyh isimli hizmetçisi (aynı zamanda İmam’ın dostlarındandı) dışarı çıkarak dedi ki: “Ey Herseme! Me’mun dün akşam, gecenin ilk yarısında hizmetçilerinden otuz kişiyi topladı. Girdiğimizde mumların çokluğundan ortalık gündüz gibi olmuştu. Zehirle bilenmiş keskin kılıçlar önündeydi ve bizden başka kimse de orada yoktu. Sonra bizleri tek tek çağırıp her birimizden ahit ve söz alarak dedi ki: “Bu ahdinize vefalı kalmalısınız; bu ahit gereği verdiğim emri uygulamalısınız ve onda kusur yapmamalısınız.”
Biz de onun emrinden çıkmayacağımıza dair yemin ettik. Daha sonra şöyle dedi: “Her biriniz şu kılıçlardan birini alın, İmam Rıza’nın odasına girin, hangi halde olursa olsun (ister ayakta, ister oturmuş, ister yatmış olsun) O’nunla konuşmadan kılıçları üzerine indirin ve onu parça parça edin. Yerdeki sergi ile bedenini sarıp kılıçlarınızı da onunla temizleyin ve gelin. Yaptığınız bu amel ve koruyacağınız bu sır karşılığında, her birinize o bin dirhemlik olan on kese ve verimi iyi olan on tarla vereceğim ve yaşadığım sürece benden yararlanacaksınız.”
Biz de kılıçları alıp odaya girdik. O hazret uzanmıştı, el ve gözünü hareket ettirerek bir şeyler söylüyordu, ama biz anlayamıyorduk. Köleler kılıçlarla ona hamle ettiler, ben de kılıcı bırakıp O hazrete bakıyordum. Sanki onların hamle edeceğini bildiğinden elbisesinin altından kılıcın işlemeyeceği bir şey giymişti. O Hazretin bedenini bir sergiye bırakıp onu dürdükten sonra Me’mun’un yanına gittiler.
Me’mun; “Ne yaptınız?” diye sordu.
Cevabında; “Emrettiğini uyguladık” dediler.
Me’mun; “Artık (bu olay hakkında) bir şey söylemeyin” dedi.
Sabah ortalık aydınlanınca Me’mun, güya İmam’ın vefatından haberdar olup üzülmüş bir görüntü içerisinde başı ve yakası açık bir şekilde evden dışarı çıktı. Daha sonra kalkıp, olayın nasıl olduğunu görmek için ayak yalın gitti. Ben de onun önünde gidiyordum. Odasının önüne yetiştiğinde ağır bir ses duydu. Korkarak şöyle dedi: “Odada kim var?”
“Ey müminlerin emiri, bilmiyoruz” dedik.
Me’mun: “Zikir sesi geliyor” dedi.
Ben; “Bir kişi Hz. Rıza’nın mihrabında oturup namaz kılıyor, zikir ediyor” dedim.
Me’mun titreyerek şöyle dedi: “Beni aldattınız! Allah size lanet etsin.”
Daha sonra bana dönerek dedi ki: “Subeyh! Sen O’nu tanıyorsun, bak gör namaz kılan kimdir?”
Ben odaya doğru giderken Me’mun geri döndü. Kapıya vardığımda İmam (a.s) “Subeyh!” diye seslendi. Ben de “Lebbeyk ey mevlam!” dedim ve yere kapandım.
Buyurdular: “Kalk! Allah sana merhamet etsin. Bu zalimler Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar; ama Allah, kafirler istemese de nurunu tamamlayacaktır.”
Sonra Me’mun’un yanına döndüğümde, yüzünün simsiyah olduğunu gördüm.
Me’mun; “Subeyh! Ne haber?” diye sordu.
Cevabında; “Ey müminlerin emiri! Allah’a andolsun ki, (İmam Rıza) kendi odasında oturmuştu; beni çağırdı ve şöyle böyle dedi” dedim.
Me’mun elbisesinin düğmelerini bağladı, kapıları kapatmalarını emretti ve şöyle dedi: “Deyin ki, O bayılmıştı, ama şimdi kendine geldi.”
Herseme diyor: “Allah’a çok şükrettim, sonra İmam (a.s)’ın huzuruna vardım. Beni görünce şöyle buyurdular: “Ey Herseme! Subeyh’in sana söylediklerini, Allah’ın, kalplerini bizim velayetimiz ve dostluğumuzla imtihan ettiği kimseler hariç başkalarına söyleme.”
Ben de; “Gözüm üstüne” dedim.
Sonra şöyle buyurdular: “Ey Herseme! Allah’a andolsun ki, bunların hileleri, Allah’ın emrinin zamanı gelmedikçe bize bir zarar vermez.

(Uyun-u Ahbar’ir-Rıza, c. 2, s. 224)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

19- Kum Şiaları Ve İmam Rıza (a.s)’ın Ziyareti

Ebu Selt-i Herevî şöyle diyor:
İmam Rıza (a.s)’ın hizmetinde olduğum bir sırada, Kum ehlinden bir grup gelerek İmama selam verdiler. İmam (a.s) cevap verdikten sonra onları yanında oturttu ve hal hatır sorduktan sonra şöyle buyurdu:
“Sizler gerçekten bizim şiilerimizsiniz. Bir zaman gelecek ki, Tus (Meşhed) şehrinde benim kabrimi ziyaret edeceksiniz. Kim gusledip de beni ziyaret ederse, annesinden doğduğu gün gibi günahlardan arınmış olur.”

(İsbat’ul-Hudat, c. 6, s. 98)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Cevapla

“Oniki İmamlar'ın Hayatı” sayfasına dön