İmam M. Bakır'ın Hayatı, Fazileti...

Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

İmam M. Bakır'ın Hayatı, Fazileti...

Mesaj gönderen f_altan »

İMAM MUHAMMED BAKIR (A.S)'IN KISACA BİYOGRAFİSİ

Adı: Muhammed (a.s).
Lakapları: Bakır, Hadi, Emin ve Şakir.
Künyesi: Ebu Cafer
Baba ve Annesi: Ali (Zeyn’ul-Abidin -a.s-), Fatıma (İmam Hasan-ı Mücteba’nın kızı).
Doğumu: Hicretin 57. yılı, Recep ayının evvelinde veya Sefer ayının üçünde Cuma günü Medine'de dünyaya geldi.
Zamanının Halifeleri: Velid b. Abdulmelik (H.K.96), Süleyman b. Abdulmelik (H.K.101), Yezid b. Abdulmelik (H.K.105) ve Hişam b. Abdulmelik (H.K.125).
İmamet Süresi: On dokuz yıl, on ay, on iki gün (95-114)
Şahadeti: Hicretin 114. yılı, Zilhicce ayının yedisinde, Pazartesi günü 57 yaşında Hişam b. Abdulmelik’in emriyle Medine’de şahadete erişti.
Mezarı: Medine’de Bakî Mezarlığı'nda.
Yaşam Dönemi:
1) 3 yıl altı ay on gün ceddi İmam Hüseyin (a.s) dönemi ve 34 yıl on beş gün ise babası İmam Seccad (a.s) ile birlikte olduğu dönem.
2) 19 yıl 10 ay 12 gün süren imamet dönemi.
Bu dönemde Ümeyye Oğulları ile Abbas Oğulları savaş halinde olduklarından, İmam Bakır (a.s) en müsait ortama sahip idi ve bu ortamdan en güzel bir şekilde yararlanarak öğrenciler yetiştirmiş, Şia’nın temelini güçlendirmiş ve kültürel bir inkılap gerçekleştirmiştir.
Çocukları: Sadık (a.s), Abdullah, İbrahim, Ubeydullah, Ali, Zeynep ve Ümm-ü Seleme
En son f_altan tarafından 31 Tem 2007, 17:41 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

İMAM MUHAMMED BAKIR (A.S)'IN KISACA HAYATI

İmam Muhammed Bakır (a.s) Ehl-i Beyt İmamlarının beşincisidir. Bir rivayete göre İmam Muhammed Bakır (a.s) Medine'de Hicretin 57. yılı Recep ayının Cuma günü gözlerini dünyaya açmıştır.[1]
Ama şeyh Abbas Kummî, "Kurret'ul- Besire" risalesinde Hazretin doğumunu, Sefer ayının üçü olarak bilmektedir.
İmam Bakır (a.s)'ın değerli babasının ismi İmam Zeyn'ul-Abidin (a.s), değerli annesinin ismi ise İmam Hasan (a.s)'ın kızı Fatıma'dır.[2] Bu yüzden İmam İmam Bakır (a.s)'a, baba ve anne tarafından, hem Haşimi, hem de Alevi demişlerdir.[3]
İmam Sadık (a.s), İmam Bakır (a.s)'ın annesi Fatıma hakkında şöyle buyurmuştur: "O, Sıddika (doğru konuşan) biri idi. Âl-i Hasan (İmam Hasan -a.s-) evlatları arasında onun gibi bir kadın görülmemiştir."[4]
İmam Bakır (a.s)'ın mübarek ismi "Muhammed", künyesi "Ebu Cafer", lakapları ise "Şakir", "Hadi", "Emin" ve "Bakır"dır.[5] Hazretin en meşhur lakabı, Resulullah (s.a.a) tarafından kendisine verilen "Bakır" lakabıdır.[6] Cabir b. Cufi, İmam Bakır'a bu lakabın verilmesinin sebebini şöyle açıklamıştır: "İnnehu bekar'el- ilme bakren" yani İmam Bakır (a.s) ilmi tam manasıyla yarıp açıklamıştır.[7]
İmam Bakır (a.s), ömrünün üç yılını İmam Hüseyin (a.s)'ın imameti döneminde, otuz dört yılını da değerli babasının yanında geçirmiştir. Hicretin 95. yılında değerli babası İmam Seccad (a.s)'ın vefat etmesiyle Hazretin İmamet dönemi başlamıştır.
Bu verimli dönem, oğlu İmam Sadık (a.s)'ın tanıklığıyla 19 yıl iki ay sürmüştür.[8] Bu dönem Emevi halifelerinden olan Velid b. Abdulmelik (H.K.96), Süleyman b. Abdulmelik (H.K.101), Yezid b. Abdulmelik (H.K.105) ve Hişam b. Abdulmelik (H.K.125)'in hükümdarlıkları dönemine rastlamaktadır.[9]
İmam Bakır (a.s)'ın, kendi döneminin halifeleriyle genel olarak siyasi çatışmaya girişmesi bize bildirilmemiştir. Ama bununla birlikte İmam Bakır (a.s) uygun bir fırsat bulduğunda onların gasıp hükümetini reddetmiş ve halkı Ehl-i Beyt (a.s) imametine davet etmiştir. Nitekim şeyh Kuleyni şöyle rivayet etmiştir:
"İmam Bakır (a.s)'ı Şam'a gönderdiklerinde İmam (a.s), Hişam b. Abdulmelik'in meclisine girince eliyle meclistekilerin hepsine selam vererek oturdular. Hişam, İmam (a.s)'ın bu tür tavrından yani ona resmi selam vermediği ve izinsiz olarak oturduğundan dolayı öfkelenerek İmam'a karşı öfkelenip; "Siz neden halkı kendi imametinize davet ediyorsunuz" diyerek Hazreti kınadı.
Mecliste bulunanlar da, daha önce aldıkları karara göre İmam (a.s)'ı kınamaya başladılar.
İmam Bakır (a.s) onlara cevap olarak şöyle buyurdu:
"Ey millet! Nereye gidiyorsunuz?! Nereye yönelmişsiniz?! Allah Teala bizim vasıtamızla sizin geçmişlerinizi (atalarınızı) hidayet etti ve sizin nesillerinizi de bizimle hidayete erdirecektir. O halde eğer geçici saltanat sizin içinse, kalıcı saltanat da bizim içindir; bizim saltanatımızdan sonra (artık) bir saltanat yoktur. Çünkü biz akıbet ehliyiz (iyi bir sona sahibiz). Zira Allah Teala şöyle buyuruyor: "Sonuç muttakiler içindir."[10]
Hişam ilk önce İmam Bakır (a.s)'ı hapse attı; ama hapistekilerin O Hazrete yönelmesinden ve halkın halifeye karşı kıyamının teşekkül bulması korkusundan dolayı İmam (a.s)'ı serbest bırakarak Medine'ye geri döndürmek zorunda kaldı.[11]

* * *

İmam Bakır (a.s), "Medine" şehrinde, Emevilerin fikri ve ameli sapıklıklarına karşılık olarak asil diyaneti diriltme yolunda çok önemli çaba ve teşebbüslerde bulundu. O çabalardan bazıları, İslamî toplumda Ehl-i Beyt (a.s)'ın fikir ve görüşlerini savunup açıklayabilecek bazı fakih ve bilginler yetiştirmek olmuştur. Örneğin: Cabir b. Yezid-i Cufi, İmam Bakır (a.s)'dan yetmiş bin hadis öğrenmiştir.[12] Zurara b. A'yen, Ebu Besir-i Muradi, Muhammed b. Muslim ve Bureyd b. Muaviye, İmam Zeyn'ul- Abidin ve İmam Bakır (a.s)'dan pek çok hadis öğrenip onları halka öğretmişlerdir. İmam Bakır (a.s) onların hakkında şöyle buyurmuştur:
"Eğer bunlar olmasaydı, kimse hidayet yolunu bulamazdı. Bunlar dinin koruyucuları ve babamın, Allah'ın helal ve haramına olan eminleridir. Yine onlar dünya ve ahirette bize doğru yarışanlardır."[13]
Zikredilen şahıs ve diğer kimselerin İmam Bakır (a.s)'dan naklettikleri rivayetler, Şia fıkhının büyük bir bölümünü oluşturmaktadır.
İmam Bakır (a.s), bu siyasi teşebbüslere ilaveten Kur'ân ve İtreti (Hz. Peygamber'in Ehl-i Beyt'ini) savunmak ve onların varlığını korumak için, çeşitli din, mezhep ve fırkaların alimleriyle tartışıp münazaralar yapmıştır.
Örneğin: Şam Hıristiyanlarının rehberleri, Kîsaniyye büyükleri, Basra fakihi Katade, Kadı Ömer b. Zer, Hasan-i Basri, Tavus-u Yemani, Muhammed b. Münkedir, Ebu Hanife ve Havaricin savunucularından olan Abdullah b. Nafi b. Ezrak ile bir takım ihticaç ve münazaralar yapmıştır.[14]
İmam Bakır (a.s), Abdullah b. Nafi ile yaptığı münazarada ona şöyle sordu: Resulullah (s.a.a)'in buyurmuş olduğu şu Hayber Hadisi hakkında ne diyorsun:
"Yarın bayrağı öyle bir kimsenin eline vereceğim ki O, Allah ve resulünü seviyor; Allah ve resulü de O'nu seviyorlar."
Nafi cevaben şöyle dedi: "Bu hadis hakkında bir şüphe yoktur. Ama Ali ondan sonra "Sıffîn" vakıasında hakemeyni sağlamlaştırmada kafir oldu!"
İmam Bakır (a.s), onun bu sözüne karşılık şöyle buyurdular: "Söyle bakalım, acaba Allah Teala sevdiği Ali'nin ve Nehrevanlıları öldüreceğini biliyor muydu? Eğer bilmiyordu der isen kafir olursun."
İbn-i Nafi: "Biliyordu."
İmam Bakır (a.s): "Allah Teala onu, kendisine itaat edeceğinden dolayı mı seviyordu, yoksa isyan edeceğinden dolayı mı?"
İbn-i Nafi: "İtaat edeceğinden dolayı seviyordu."
İmam Bakır (a.s): "Mağlup oldun, kalk git."[15]
Zahit ve dünyayı terk edenlerden olan Muhammed b. Münkedir şöyle diyor:
"Ben Muhammed b. Ali'ye (İmam Bakır'a) öğüt vermek için O'nun yanına vararak bazı sözler dedim. Ben O'na öğüt vermek isterken O bana öğüt verdi."
Arkadaşları; "O sana nasıl öğüt verdi?" diye sorduklarında şöyle dedi: "Günün tam sıcak bir vaktinde Medine'den dışarı çıktım. Bu sırada, iki zenci kölesinin omzuna yaslanan ve kendisi de iri ve şişman bir kişi olan Muhammed b. Ali'yle (a.s) karşılaştım. Kendi kendime şöyle dedim: Subhanellah! Kureyş'in şeyhlerinden biri bu saatte ve bu haliyle dünya peşindedir! And olsun ki, O'na öğüt ve nasihat edeceğim. Daha sonra O'na selam verdim; O da soluklanarak ve ter döktüğü bir halde selamımın cevabını verdi.
Sonra dedim ki: Allah seni doğru yola iletsin, Kureyş şeyhlerinden biri olduğun halde, günün bu saatinde ve bu halin ile dünya peşinde misin?! Eğer bu esnada ve bu vaziyette ölümün yetişirse ne yaparsın?!
O Hazret şöyle buyurdu: "Eğer bu hal ve vaziyette ölümüm yetişirse, Allah'a itaat etme yolunda ölmüş olurum. Çünkü bu işimle kendimi ve ailemi, senden ve halktan müstağni kılmış oluyorum. Ama Allah'a karşı yapılan isyanların birinde olduğum halde ölümümün yetişmesinden korkuyorum."
Bu sırada şöyle dedim: "Doğru buyurdun, Allah sana merhamet etsin; sana öğüt vermek isterken sen bana öğüt verdin."[16]
İşte böylece İmam Bakır (a.s), diyanet esaslarını sağlamlaştırmak ve ilmi alanlarda muhalifleri mağlup ederek Teşeyyü (Şia) toplumunun gelişmesine sebep oldu; onu yayıp tebliğ etmeye çaba gösterenleri ise takdir ve teşvik ediyordu.
İmam Bakır (a.s), Kumeyl b. Zeyd-i Esedi ismindeki bir şahıs huzurlarına geldiklerinde şöyle buyurdular:
"Ey Kumeyl! Allah'a and olsun ki, eğer bizim yanımızda bir mal olursa, ondan sana da veririz; ama Resulullah (s.a.a)'in Hassan b. Sabit'e buyurduğu şu söz senin için de (geçerli) olsun:
"Ruh'ul- Kudus, bizi savunduğun sürece seninle birlikte olsun."[17]

* * *

Nihayet O mazlum İmam, Hişam b. Abdulmelik'in komplosuyla zehirlendi ve Hicretin 114. yılında Zilhicce ayının yedinci günü[18] 58 yaşında iken gözlerini dünyaya kapattı.[19] Mübarek naaşı ise, Baki mezarlığında, babası İmam Seccad (a.s) ve babasının amcası ve annesinin ceddi olan İmam Hasan (a.s)'ın kenarında toprağa verildi.[20]
İmam Sadık (a.s), babası İmam Bakır (a.s)'ın evinde bir lamba yakarak[21] şöyle buyurdu: "Babam buyurdu ki; "Ey Cafer! On yıl boyunca Hac mevsiminde Mina'da bana ağlamaları ve ağıt okumaları için, ağıt ve mersiye okuyanlara malımdan şu kadarını vakfet." [22]
Şeyh Mufid, İmam Bakır (a.s)'ın yedi çocuğu olduğunu zikretmiştir; onların isimleri şöyledir: Sadık (a.s), Abdullah, İbrahim, Ubeydullah, Ali, Zeynep ve Ümm-ü Seleme.[23] Bunların birincisi yani İmam Sadık (a.s) şiaların altıncı İmamıdır. Ali b. Bakır (a.s)'ın mezarı da Kaşan'ın "Erdehal" ilçesinde "Meşhed-i Sultan Ali" (a.s) ismiyle meşhurdur. Eski bir sünnete göre her yıl, Mihr ayının ikinci Cuma gününde O değerli seyyidi tazim ve teclil etmeleri (büyütmek ve yüceltmek) için "Halı Yıkayanlar" ismiyle bir merasim düzenlenmektedir.[24] Onun Ahmed b. Ali b. Bakır (a.s) ismindeki bir oğlunun kubbeli kabri ise İsfahan şehrindedir.[25]
_____________________
Kaynaklar:
[1] - Delail'ul-İmamet, s. 215.
[2] - Tarih-u Ehl'ul-Beyt (a.s), s. 122.
[3] - İrşad, c. 2, s. 158.
[4] - Kafi, c. 1, s. 469.
[5] - Delail'ul-İmamet, s. 216 ve 218.
[6] - Kifayet'ul-Eser, s. 298.
[7] - İlel'uş-Şerayi', c. 1, s. 233.
[8] - Kafi c. 1, s. 472.
[9] - Müntehe'l- A'mal, c. 3, s. 73-90.
[10] - A'raf/128.
[11] - Kafi, c. 1, s. 471.
[12] - İhtisas, s. 61.
[13] - a. g. e,
[14] - İhticac, c. 2, s. 165-193. Avalim'ul-Ulum, c. 19, s. 302-303, 427 ve 430. Bihar, c. 10, s. 149-163, c. 46, s. 347-359.
[15] - Kafi, c. 8, s. 349.
[16] - a. g. e, c. 5, s. 73-74.
[17] - a. g. e, c. 8, s. 102.
[18] - Bihar, c. 46, s. 217.
[19] - Kafi, c. 1, s. 472.
[20] - Delail'ul-İmamet, s. 216.
[21] - Kafi, c. 3, s. 251.
[22] - a. g. e, c. 5, s. 117.
[23] - İrşad, c. 2, s. 176.
[24] - Avalim'ul-Ulum, c. 21, s. 337-340.
[25] - Muntehe'l- A'mal, c. 2, s. 80.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

İMAM BAKIR (A.S)'IN FAZİLETİ VE SİRESİ

1- İmam Bakır (a.s)'ın Makamı

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
"And olsun ki, latif ve her şeyden haberdar olan Allah Teala bana şöyle haber verdi: "Hüseyin'in neslinden atası Ali ile aynı isimde olan bir evlat dünyaya gelecektir. Hüseyin dünyadan göçtüğünde O'nun oğlu olan Ali velayet sorumluluğunu üstlenecektir. O, Allah'ın hücceti ve İmamdır. Yine Allah Teala O'nun neslinden benimle aynı isimde olan, insanların hepsinden daha çok bana benzeyen, ilmi benim ilmim ve hükmü de benim hükmüm olan bir evlat dünyaya getirecektir. O, babasından sonra İmam ve hüccettir."(1)
İmam Zeyn'ul- Abidin (a.s) şöyle buyuruyor:
"İmamet O'nun (İmam Bakır'ın) evlatları arasında, Kâim'imiz (Hz. Mehdi) kıyam edip yeryüzünü adaletle dolduruncaya kadar devam edecektir. Şüphesiz O, İmamların babası, ilim madeni ve ilim kaynağı olan ve ilmi tam manasıyla açıklayan bir İmamdır. Allah'a and olsun ki O, herkesten daha çok Resulullah (s.a.a)'e benzemektedir.”(2)
Zeyd b. Ali şöyle diyor:
Babam Ali b. Hüseyin (a.s)'ın yanında idim. Bu sırada Cabir b. Abdullah-i Ensarî babamın yanına geldi. Hazret onunla konuştuğu sırada, kardeşim Muhammed (İmam Bakır –a.s-) odaların birisinden dışarı çıktı. Derken Cabir gözünü ona doğru dikti. Daha sonra O'na doğru hareket ederek şöyle dedi: "Ey genç, bana doğru gel."O Hazret de geldi. Daha sonra; "Geri dön"dedi. O da geri döndü. Sonra şöyle dedi: "Bu gencin siması aynen Resulullah (s.a.a)'in siması gibidir."
Cabir: "Ey genç, ismin nedir?"diye sordu.
İmam Bakır (a.s): "Muhammed."buyurdu.
Cabir: "Kimin oğlusun?"dedi.
İmam Bakır (a.s): "Ali b. Hüseyn b. Ali b. Ebi Talib'in oğluyum."dedi.
Cabir: "O halde sen Bakır'sın."dedi.
Zeyd diyor ki: "Bu sırada Cabir, kendisini İmam Bakır (a.s)'ın üzerine atarak, O'nun baş ve ellerini öptü."Sonra şöyle dedi: "Ey Muhammed! Resulullah (s.a.a), sana selamını ulaştırmamı istedi."
İmam Bakır (a.s) da şöyle dedi: "En üstün selam Resulullah'a olsun. Ey Cabir! O Hazretin selamını bana ulaştırdığından dolayı sana da selam olsun."
Cabir daha sonra namaz kıldığı yere döndü ve babamla konuşurken şöyle diyordu: Bir gün Resulullah (s.a.a) bana şöyle buyurdular:
"Ey Cabir! Evladım Bakır'ı gördüğünde, benden taraf ona selam söyle. Şüphesiz O, benimle aynı isimde ve insanların bana en çok benzeyenidir. O'nun ilmi benim ilmim, O'nun hükmü de benim hükmümdür. O'nun evlatlarından yedi tanesi, emin, masum, önder ve salih insanlardır. Onların yedincisi ise, Mehdi'dir. O, yeryüzünü zulüm ve adaletsizlik ile dolduğu gibi adalet ve özgürlükle dolduracaktır."
Resulullah (s.a.a) daha sonra şu ayeti tilavet etti: "Onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdir.”(3)
_________________
1- Kifayet'ul-Eser, s. 164
2- a. g. e, s. 237 ve 238
3- a. g. e, s. 298 ve 299 (Enbiya/73)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

2- İmam Bakır (a.s)'ın İlmi

Resulullah (s.a.a) Cabir'e şöyle buyurdular:
"Sen o kadar yaşayacaksan ki, Hüseyn'in neslinden olan Muhammed adlı evladımla karşılaşacaksın. O dini ilimleri yarıp açıklayacaktır. Onunla karşılaştığında selamımı ona ilet." (1)
Muhammed b. Muslim şöyle diyor:
"Aklıma gelen her şeyi, Ebu Cafer (İmam Bakır)'den sordum. Öyle ki otuz bin hadis hakkında O'na soru sordum.”(2)
Abdullah b. Mekki şöyle diyor:
Alimlerin, Ebu Cafer Muhammed b. Ali b. Hüseyin (İmam Bakır)'in yanında küçüldüğü kadar hiç kimsenin yanında küçüldüğünü görmedim. Allah'a and olsun ki, Hakem b. Uteybe'yi, -halk arasında yüce bir şahsiyete sahip olmasına rağmen- O Hazretin karşısında, öğretmeninin karşısında (susup) duran küçük bir çocuk gibi gördüm.”(3)
__________________
1- İrşad, c. 2, s. 159.
2- İhtiras, s. 201.
3- İrşad, c. 2, s. 160
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

3- İmam Bakır (a.s)'ın İbadeti

İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor:
"Babam (İmam Bakır -a.s-) çok zikrederdi. O'nunla yolda giderken, yemek yerken zikreder halde görürdüm. Halkla konuştuğunda, bu iş O'nu Allah'ın zikrinden alıkoymazdı. Sürekli olarak dua ettiğini ve şöyle dediğini: "La ilahe illellah"görüyordum. Bizi bir araya toplayıp güneş doğuncaya kadar zikirle meşgul olmamızı emrediyordu. Kur'ân okuyabilenlerin Kur'ân okumak, Kur'ân okuyamayanların ise zikir etmekle meşgul olmasını emrediyordu.”(1)
İmam Bakır (a.s)'ın hizmetçisi Eflah şöyle diyor:
Muhammed b. Ali (İmam Bakır –a.s-) ile haca gittik. Mescid'ul- Haram'a ulaştığımızda Ka'be'ye bakarak yüksek sesle ağladı. Ben Hazrete; "Anam babam sana feda olsun, sesinizi biraz kısınız; herkes sana bakıyor!"dedim. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurdular:
"Ey Eflah, vay senin haline! Neden ağlamayayım? Bu ağlamam Allah Teala'nın bana rahmet gözüyle bakmasına ve kıyamet günü kurtulmama sebep olabilir."
İmam Bakır (a.s) daha sonra Kâbe'yi tavaf ederek, İbrahim (a.s)'ın makamının kenarında namaz kıldı. Başını secdeden kaldırdığında, secde ettiği yer İmam (a.s)'ın göz yaşlarıyla ıslanmıştı.(2)
___________________
1- Kafi, c. 2, s. 499.
2- Bihar, c. 46, s. 290.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

İmam Muhammed Bakır (a.s)'ın Sevgisi

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
"Kim gözü aydın (mutlu) olduğu bir halde Allah'la görüşmek istiyorsa, Muhammed Bakır (a.s)'ı sevsin."(1)
_________________
1- Fezail-i Şazan, s. 166
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

3- İmam Muhammed Bakır (a.s)'ın İbadeti

İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor:
"Babam (İmam Bakır -a.s-) çok zikrederdi. O'nunla yolda giderken, yemek yerken zikreder halde görürdüm. Halkla konuştuğunda, bu iş O'nu Allah'ın zikrinden alıkoymazdı. Sürekli olarak dua ettiğini ve şöyle dediğini: "La ilahe illellah"görüyordum. Bizi bir araya toplayıp güneş doğuncaya kadar zikirle meşgul olmamızı emrediyordu. Kur'ân okuyabilenlerin Kur'ân okumak, Kur'ân okuyamayanların ise zikir etmekle meşgul olmasını emrediyordu.”(1)
İmam Bakır (a.s)'ın hizmetçisi Eflah şöyle diyor:
Muhammed b. Ali (İmam Bakır –a.s-) ile haca gittik. Mescid'ul- Haram'a ulaştığımızda Ka'be'ye bakarak yüksek sesle ağladı. Ben Hazrete; "Anam babam sana feda olsun, sesinizi biraz kısınız; herkes sana bakıyor!"dedim. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurdular:
"Ey Eflah, vay senin haline! Neden ağlamayayım? Bu ağlamam Allah Teala'nın bana rahmet gözüyle bakmasına ve kıyamet günü kurtulmama sebep olabilir."
İmam Bakır (a.s) daha sonra Kâbe'yi tavaf ederek, İbrahim (a.s)'ın makamının kenarında namaz kıldı. Başını secdeden kaldırdığında, secde ettiği yer İmam (a.s)'ın göz yaşlarıyla ıslanmıştı.(2)
________________
1 - Kafi, c. 2, s. 499.
2 - Bihar, c. 46, s. 290.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

4- İmam Muhammed Bakır (a.s)'ın Bağışı

İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor:
"Bir gün babamın yanına vardığımda, O'nun Medine halkının vekillerine sekiz bin dinar sadaka verdiğini gördüm.”(1)
İmam Bakır (a.s)'ın hizmetçisi Selma şöyle diyor:
İmam Bakır (a.s)'ın kardeşleri, O Hazretin huzuruna geldiklerinde, İmam (a.s) onlara güzel yemek yedirmedikçe, güzel elbiseler ve bir miktar para bağışlamadıkça, yanından ayrılmalarına izin vermiyordu. Ben bir gün İmam (a.s)'dan bu bağışları azaltmasını istedim. Hazret şöyle buyurdular:
"Ey Selma! Dünya güzelliği, kardeşlere iyilik etmekten başka bir şey değildir."(2)
_________________
1 - Bihar, c. 46, s. 302.
2 - a. g. e, c. 46, s. 290.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

5- İmam Muhammed Bakır (a.s)'ın Ziyareti

İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyuruyor:
"Kim İmam Cafer Sadık veya babası İmam Bakır'ı (aleyhum'us- selam) ziyaret ederse; gözleri ağrımaz, hastalığa yakalanmaz ve küfür ve nifaka düşerek de ölmez."(1)
_________________
1- Tehzib, c. 6, s. 78
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

6- Kalp Gözüyle Allah'ı Görmesi

Göçebe bir Arap İmam Bakır (a.s)'a: "Allah'a ibadet ettiğinde O'nu gördün mü?"diye sordu. İmam (a.s): "Görmediğim birisine (Allah'a) ibadet etmem"buyurdular.
Göçebe: "O'nu nasıl gördün?"sorduğunda ise İmam (a.s): "Gözler O'nu bakmakla göremez ama kalpler iman hakikatiyle O'nu görür"buyurdular.”(1)
_________________
1- İhkak'ul-Hak, c.12, s.168
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Cevapla

“Oniki İmamlar'ın Hayatı” sayfasına dön