İ. Zeyn'ul-Abidin'in Hayatı, Fazileti...

Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

30- İmam Ve Müneccim

İmam Zeyn’el-Abidin (a.s) yaranlarıyla birlikte olduğu bir vakit, bir şahıs O hazretin yanına geldi. İmam (a.s) ona; “Sen kimsin?” diye sordu.
O adam: “Müneccim ve yıldız bilimcisiyim.”
İmam (a.s) ona bakarak: “Acaba seni, içeri girdiğin andan şimdiye kadar (yani birkaç dakikalık süre içinde) on dört bin alemi gezmiş olan birisine hidayet edeyim mi?”
Müneccim: “O kimdir?”
İmam (a.s): “Eğer istiyorsan, bugün yediğin ve zahire olarak evde sakladığın şeyi sana haber vereyim?”
Müneccim: “İstiyorum.”
Hazret: “Bugün soğuktan ölmüş olan çekirgeleri yedin ve evinde, üç dinarı evde yapılmış olan yirmi dinar vardır.”
Müneccim (İmam’ın bu sözünü duyunca): “Şahadet ediyorum ki, sen Allah’ın yeryüzündeki büyük hücceti ve kelimesisin.”
İmam (a.s) da şöyle buyurdu: “Sen de bir dostsun ki, Allah iman etmen için kalbini denedi ve sen de iman ettin.”

(İsbat’ul-Vasiyye, Mes’udi, s. 324)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

31- İmam Mehdi (a.s)’dan Haber

Said b. Cubeyr diyor:
İmam Zeyn’ul-Abidin (a.s)’dan şöyle buyurduğunu duydum:
“Bizim Kâim’imizde (Hz. Mehdi’de) peygamberlerin sünnetlerinden birkaç sünnet vardır. Adem’den, Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan, İsa’dan, Eyyup’tan ve Muhammed (s.a.a)’den. Adem ve Nuh’tan olan sünnet, uzun ömürdür; İbrahim’den olan sünnet, gizli doğmasıdır; Musa’dan olan sünnet, korku ve gaybettir; İsa’dan olan sünnet, kendisinden sonra halkın görüş ihtilafları içinde olmasıdır; Eyyup’tan olan sünnet, imtihandan sonra ferec ve genişliktir; Muhammed (s.a.a)’den olan sünnet ise, kılıç ile kıyamdır.”[42]

(Kemalud-Din, c.1, s.322, h.3)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

İMAM ZEYN'UL-ABİDİN'DEN MÜNACATLAR

1- Tevbe Edenlerin Münacaatı

Bismillahirrahmanirrahim
Ey Rabb'im! Hata ve günahlar bana zillet elbisesini giydirdi ve sen-den uzak oluşum üzerime acizlik perdesini örttü ve suçumun ağırlığı kal-bimi öldürdü.
Ey umudum ve arzum ve ey isteğim ve gayem! Nasip edeceğin bir tövbeyle şu ölü kalbimi yeniden dirilt! İzzetine andolsun ki, senden başka günahlarımı bağışlayacak ve yaramı saracak birini göremiyorum. Sana dönerek teslim oldum ve zillet içinde sana boyun eğdim. Eğer kapından kovarsan kime sığınayım? Eğer beni nezdinden uzaklaştırırsan kime yö-neleyim? Utancımdan ve ayıplarımdan dolayı eyvahlar olsun bana. Kötü hareketlerim ve kazancımdan dolayı yazıklar olsun bana!
Ey büyük günahları bağışlayan ve ey kırılmış kemiği iyileştiren, karşı gelmelerimi görmezlikten gel, gizli olan ayıplarımı ört, kıyamet sahrasın-da beni bağışından ayırma ve beni affından ve güzel örtünden mahrum eyleme.
Ey Rabb'im! Günahlarımı rahmet bulutunun gölgesinde gizli tut, ku-surlarıma ve kötü amellerime lütuf ve muhabbet yağmurunu yağdır.
Ey Rabb'im! (Efendisinden) kaçmış köle efendisinden gayri kime dö-nebilir? Ve efendisinin gazabından kim onu sakındırabilir?
Ey Rabb'im! Eğer günahlarından pişman olmak, (senin katında) töv-be etmekse, izzetine andolsun ki artık ben de pişman olanlardanım ve eğer istiğfar edip af dilemek hata ve günahların affedilmesine sebep olu-yorsa ben de artık istiğfar edenlerdenim, razı oluncaya kadar beni muha-faza etmeye (kınamana) hakkın var senin.
Ey Rabb'im! Benim üzerimde olan kudretin hatırına tövbemi kabul et ve günahlarım karşısındaki sabrın hürmetine beni affet ve benim hak-kımdaki ilmin hakkına bana muhabbet gözüyle bak!
Ey Rabb'im! Kullarına bağışlamak için onların yüzüne tövbe ismin-de bir kapı açan ve onlara “Allah'ın katına yönelerek gerçekten tövbe edin" diyen sensin; öyleyse (günahlarım için) açtığın bu kapıdan girmek-ten gafil olanların özrü nedir?!
Ey Rabb'im! Kulunun günah işlemesi çirkinse, senin (günahkâr kulu-nu) affetmen güzeldir.
Ey Rabb'im! Ben, sana yönelip de kendisini affettiğin, kendisine ih-sanda bulunduğun sana yönelen ilk günahkâr değilim.
Ey darlığa düşenin imdadına koşan, ey belayı bertaraf eden, ey bü-yük bağış sahibi, ey gizlileri bilen, ey günahları en güzel örten! Rahmet ver keremini aracı kılarak ve merhametini vasıta ederek kapına geldim; artık duamı kabul et ve senin lütfüne olan ümidimi boşa çıkarma; bağış ve merhametin hürmetine hatalarımı örtüver ve tövbemi kabul et; ey merhametlilerin en merhametlisi!
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

2- Şikayet Edenlerin Münacatı

Bismillahirrahmanirrahim
Ey Rabb'im! Var gücüyle kötülüğü emreden, hızla günaha koşan, (senin) emrinden çıkmaya düşkün olan, gazabına kendini hedef kılan şu nefsi sana şikayet ediyorum. O beni helak olma yollarına sürükleyerek senin indinde en aşağılık halde helak olanlardan kılmaktadır. Hastalıkları çok, arzuları uzundur. Şerle karşılaştığında sabırsızlaşır, hayra ulaştığın-da (onu diğerlerinden) esirger. Oyun ve eğlenceye düşkündür. Gaflet ve yanılma ondan ayrılmaz. Günahı görünce durmaz. Tövbe etmek istedi-ğimde beni oyalar.
Ey Rabb'im! Beni saptıran düşmanı ve beni aldatan şeytanı sana şi-kayet ediyorum. O, kalbimi vesveseyle dolduruyor, gönlümü kuruntularıy-la kuşatıyor, bana karşı heva ve hevese destekçi oluyor, dünya sevgisini gözümde cilvelendiriyor ve sana yakınlaşmama engel oluyor.
Ey Rabb'im! Vesveselerle altüst olan, kir ve pas tutan şu katı kalbi ve senin korkundan ağlamayan, görüp hoşlandığı her şeye tamah eden şu (aç ve kuruyan) gözü sana şikayet ediyorum.
Ey Rabb'im! Benim bir güç ve kuvvetim varsa, ancak senin kudretin-ledir; senin koruman olmasa benim için dünya zorluklarından kurtuluş yoktur. O halde üstün hikmetin ve geçerli meşiyyetin hürmetine, beni kendi bağış ve kereminden başkasına yöneltme ve fitnelere hedef kılma; şefkat ve merhametin hürmetine düşmanlara karşı bana yardımcı ol, kusur ve ayıplarımı ört, beni belalardan koru, günahlardan sakındır; ey merhametlilerin en merhametlisi!
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

3- Korkanların Münacatı

Bismillahirrahmanirrahim
Ey Rabbim! Sana iman ettikten sonra beni azaplandıracak mısın?! Yoksa sana olan sevgimden sonra beni uzaklaştıracak mısın?! Yoksa merhamet ve affını ümit ediyorken beni mahrum edecek misin?! Yoksa affına sığınıyorken beni (ateşe) mi teslim mi edeceksin?! Haşa ki, ümidimi boşa çıkarasın, senin kerim veçhinden uzaktır bu. Keşke bilseydim, annem beni bedbahtlık için mi doğurdu, yoksa güçlükler için mi büyüttü?! Eğer öyleyse, keşke hiç doğurup büyütmeseydi! Keşke, beni saadet eh-linden mi kıldığını ve kendi kurbuna (yakınlığına) ve civarına (komşulu-ğuna) mı mahsus ettiğini bilseydim? Keşke bilseydim de bununla gözüm aydınlansaydı, kalbim huzur bulsaydı.
Ey Rabb'im! Azametin karşısında secdeye kapanan yüzleri siyah mı edeceksin?! Azamet ve yüceliğini öven dilleri lal mı edeceksin?! Muhab-bet ve aşkınla dolan kalpleri mühürleyecek misin?! Zikrini (anılmanı) duymaktan zevk alan kulakları sağır mı edeceksin?! Merhametini ümit ederek arzularla sana doğru yükselen ellere zincir mi vuracaksın?! Sana itaat olan şeylerle uğraşıp, bu yolda zayıflayan bedenleri cezalandıracak mı-sın?! Sana ibadet etmek yolunda yürüyen ayakları azaplandıracak mısın?!
Ey Rabb'im! Rahmet kapılarını muvahhidlerinin (vahdaniyetine, birli-ğine inananların) yüzüne kapama; aşıklarının, senin cemalini müşahede etmelerine mani olma!
Ey Rabb'im! Tevhid inancıyla aziz kıldığın bir nefsi nasıl hicranının sıkıntılarıyla zelil ve perişan edersin?! Sana sevgi besleyen bir kalbi nasıl cehennem ateşinde yakarsın?!
Ey Rabb'im! Elemli ve büyük gazabından beni koru.
Ey Hannan (şefkati çok olan), ey Mennan (pek çok ihsan eden), ey Rahim (bağışlayan), ey Rahman (esirgeyen), ey Cebbar (kırıkları ona-ran), ey Kahhar (üstün güç ve iktidar sahibi), ey Gaffar (affı çok olan), ey Settar (kusurları örten) kendi merhametin hürmetine, iyilerin kötülerden ayrıldığı, hallerin değiştiği, korkuların her tarafı sardığı, iyilerin (kurb ve civarına) yaklaştığı, günahkârların (rahmet ve lütfünden) uzaklaştığı, hiç bir zulme uğramaksızın herkesin kazandığı tam olarak kendisine verile-ceği günde beni kendi rahmetinle cehennem ateşinden ve utanç rezale-tinden kurtar!
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

4- Ümit Edenlerin Münacatı

Bismillahirrahmanirrahim
Ey istekte bulunduğu zaman kuluna bağışta bulunan ve kendisinden bir şey umanı ümidine kavuşturan, kendisine yöneleni kendine yakınlaştı-ran, açıkça günah işleyenin günahını örtüp gizleyen, kendisine tevekkül edene yeten ve kâfi gelen (Allah).
Ey Rabbim, sana gelerek ağırlamanı istediği halde ağırlamadığın kimse kimdir? Senin bağışını ümit ederek kapına geldiği halde kendisi-ne bağışta bulunmadığın kimse kimdir? Senin, kapından mahrum bir şekilde geri dönmem yakışır mı? Oysaki ben, senden başka lütuf ve bağışıyla tanınan bir mevla tanımıyorum.
Bütün hayırlar senin elinde olduğu halde, senden başkasına nasıl ümit bağlayayım?! Yaratmak ve hüküm sana mahsus olduğu halde, senden başkasını nasıl arzu edeyim?!
İstemediğim şeyi, fazl ve kereminden bana ihsan ettiğin halde sen-den umudumu mu keseyim?! Yoksa ipine sarıldığım halde beni, kendim gibi birisine mi muhtaç edeceksin?!
Ey kendisine yönelenlerin, rahmeti sayesinde saadete kavuştuğu ve mağfiret dileyenlerin, intikam ve cezasına maruz kalmayıp bedbaht ol-madığı zat! Her an beni andığın halde nasıl seni unutabilirim?! Sürekli beni gözetlediğin halde nasıl senden gafil olabilirim?!
Allah'ım, ben kerem ve lütfüne elimi açtım ve bağışlarına kavuşmak ümidini kalbime yerleştirdim. O halde halis tevhidinle beni (zâhirî ve bâtınî şirkten) temizle ve seçilmiş kullarından kıl beni.
Ey her kaçanın, kendisine sığındığı ve her arayanın kendisine ümit bağladığı (Allah)
Ey en iyi ümit edilen, ey kendisine el açılanların en kerim ve cömer-di, ey kendisinden (bir şey) isteyeni reddetmeyen ve ümit edenin ümidini boşa çıkarmayan; ey kapısı kendisini çağıran için açık olan ve kendisine ümit edenlerden hicabını kaldırmış olan (yüce Allah), keremin hürmetine senden istiyorum ki, gözümü aydınlatacak bağışınla, gönlüme huzur ve-recek ümidinle, dünya musibetlerini (tahammül etmeyi) kolaylaştıracak yakinle bana minnet et (lütufta bulun) ve basiretimden körlük perdesini al. Kendi rahmetin hürmetine, ey merhametlilerin en merhametlisi.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

5- Yönelenlerin Münacatı

Bismillahirrahmanirrahim
Ey Rabb'im! Sana doğru gelişimde azığım az da olsa ancak sana te-vekkül etmekle iyimserim. Eğer suçum senin cezandan beni korkutuyor-sa umudum, senin cezana karşı güvence veriyor. Eğer günahım beni se-nin ateşine sunuyorsa, güzel güvenim sevabına yönlendiriyor. Eğer gaf-let beni, likana hazırlanmaktan alı koyuyorsa senin kerem (lütuf) ve gizli nimetlerine olan marifet ve inancım beni uyandırıyor. Eğer günah ve az-gınlığın aşırılığı beni senden uzaklaştırıyorsa mağfiret ve rızvan (hoşnut-luk) müjdesi beni sana ısındırıyor. Cemalinin ve kudsiyetinin nurların hürmetine senden istiyorum; rahmet gölgeleri ve ihsanının incelikleri hürmetine sana yalvarıp yakarıyorum ki sana yakınlaşmada, indine var-mada cemaline nazar etmekle büyük ikramına ve güzel nimetlerine olan zannımı gerçekleştir.
Şimdi şefkat ve rahmet esintilerine kendimi hedef kılıyor, senin rah-met ve bağış yağmurunu arıyorum. Senin gazabından rızana, senden sana kaçıyorum. Ümidim, senin indinde en iyi olan şeye kavuşmaktır. Bağışına güvenim var. Senin korumana muhtacım.
Ey Rabb'im! İlk olarak fazl ve kereminle beni andın; öyleyse bu nime-tini tamamla, kereminden bana yaptığın bağışı geri alma; kendi sabrınla günahlarımın üzerini örttün; bu perdeyi yırtma. Benden bildiğin çirkin amellerimi bağışla.
Ey Rabb'im! Senden sana şefaat talep ediyorum (kendin hakkına beni bağışlamanı istiyorum.) Senden sana sığınıyorum. İhsanına göz di-kerek, nimetlerine meylederek, rahmet yağmurunla kanmayı ve fazilet bulutunda yağmuru yağdırmanı dileyerek, hoşnutluğunu talep ederek, cenabınıza yönelerek, bağış nehirlerinin kıyısına gelerek, indinde olan en yüce hayırları dileyerek, yüce cemaline gelerek, vechini (müşahede et-meyi) isteyerek, kapını çalarak ve azamet ve celalinin karşısında eğilerek sana geldim. Bağış ve rahmetin hatırına benim hakkımda kendin layık olduğun şeyi yap, kendi rahmetin hatırına benim layık olduğum azap ve in-tikama beni müptela etme; ey merhametlilerin en merhametlisi!
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

6- Şükredenerin Münacatı

Bismillahirrahmanirrahim
Ey Rabb'im; bağışının peş-peşe aralıksız olması sana şükretmeyi unutturmuş ve kendime dalmışım, ihsanının sürekli bana yağması sena-larını sayıp bitirmekten beni aciz bırakmıştır, nimetlerinin birbirini takip etmesi övgülerini anmaktan beni alıkoymuştur, kerem ve iyiliklerinin ard-arda oluşu bunları açıp söylemekten beni aciz etmiştir. Ben, Senin bol nimetlerine karşılık kusurlu olduğunu itiraf eden, o nimetlerde ihmalkârlık yapmasından ve onları zayi etmesinden dolayı kendisi aleyhine tanıklık eden kimsenin halindeyim.
Allah'ım; sen Rauf (şefkatli), Rahim, İhsan sahibi ve Kerim'sin; öyle ki sana yönelenleri ye'se düşürmez ve keremine ümidi olanları nezdinden kovmazsın. Ümit edenlerin yükü senin dergahına indirilir, yardım dileyen-lerin arzuları senin kapında durur; öyleyse arzularımızı mahrumiyet ve ümitsizlikle karşılaştırma ve ümitsizlik elbisesini bize giydirme.
İlahi, senin büyük nimetlerin karşısında benim şükrüm küçük kalır, ik-ramın karşısında benim hamd-u senam naçiz görünür. İman nurundan olan nimetlerin beni süslemiş, izzetinden olan zarif ihsanların beni kap-lamıştır, minnetlerin açılmayacak gerdanlıklar ve kırılmayacak tasmalar boynuma takmıştır. Nimetlerinin çokluğundan onları sayıp bitirmekten di-lim aciz kalmış ve onları kuşatmak bir yana, idrak etmekten bile fikrim ye-tersiz olmuştur. O halde nasıl şükrederim? Oysaki sana şükretmek için de bir şükür gerekir, ne zaman sana hamd etsem hamdım için de tekrar sana hamd etmem gerekir.
İlahi; lütfünle rızıklandırdığın ve ihsanınla eğittiğin gibi bize bol nimet-lerini tamamla, azabın çetinlik ve belalarını bizden uzaklaştır, her iki ci-hanın en yüce ve en büyük payından bu dünyada ve ahirette bize nasip eyle.
Güzel imtihanlarına ve bol nimetlerine karşılık, rızama uygun, bol bağış ve ihsanına sebep olacak bir şekilde sana hamdediyorum; ey azamet ve kerem sahibi, rahmetin hürmetine -duamı kabul eyle- ey mer-hametlilerin en merhametlisi.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

7- İtaat Edenlerin Münacatı

Bismillahirrahmanirrahim
Allah'ım; itaatini bize ilham eyle. Sana karşı günah işlemekten bizi uzaklaştır. Temennimiz olan rızvanına ulaşmayı bize kolaylaştır. Bizi cennetlerin ortasına al. Şüphe bulutlarını gözlerimizin önünden dağıt. Kalplerimizden şek hicap ve perdelerini kaldır. Gönlümüzden batılı yok et. Batınımızda hakkı sabit kıl; zira şek ve zanlar, fitneleri aşılarlar, iyilik ve ihsanın halisliğini bulandırırlar.
Allah'ım; bizi kurtuluş gemilerinde taşı. Tatlı münacatınla faydalandır. Sevginin havuzlarına sok. Sevgi ve kurbunun (yakınlığının) tadını bize tattır. Cihadımızı kendi yolunda, gayretimizi kendi itaatinde kıl ve seninle muamelede niyetlerimizi halis eyle. Şüphesiz biz Sendeniz ve Senin içi-niz, Senden başka Sana bir vesilemiz yoktur.
Allah'ım; bizi seçkinlerden, iyilerden kıl. Bizi salih ve iyi kimselerden ve bağışlara doğru gidenlerden, hayırlara doğru koşanlardan, bakiyat-i salihat için amel edenlerden ve yüce derecelere doğru çaba harcayan-lardan kıl. Şüphesiz Sen her şeye kadir ve icabet etmeye layıksın. Kendi rahmetin hürmetine ey merhametlilerin en merhametlisi.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

8- Müridlerin Münacatı

Bismillahirrahmanirrahim
Ey Rabb'im; sen münezzehsin. Senin kılavuz olmadığın kimselere yollar ne kadar da dardır. Hedefine hidayet ettiğin kimsenin yanında ise hak ne kadar da aşikardır.
Allah'ım; bizi sana varacak yollara hidayet eyle, bizi sana kavuştura-cak en yakın yolda hareket ettir. Uzağı bize yakınlaştır, zor ve çetini bize kolaylaştır, bizleri sana doğru koşan, gelip kapını çalan, gece-gündüz yalnız sana tapan ve azametinden korkan kullarından kıl. Kendileri için kaynakları arındırdığın, arzularına ulaştırdığın; maksatlarına kavuşturdu-ğun, kendi fazlından ihtiyaçlarını giderip kalplerini sevginle doldurduğun, saf içeceklerinden kendilerini doyurduğun -kullarından eyle- onlar ki se-ninle münacatın lezzetine ulaştılar; en uzak amaçlarını senden aldılar.
Ey kendisine yönelenlere yönelerek, onlara lütuf ve ihsan eden, zik-rinden gafil olanlara merhametli ve şefkatli olan, kendi dergahına cezbetmek için onlara muhabbetli davranan! Beni senden en fazla pay alan, senin katında en yüce olan, senin sevginden en çok hisse alan ve marifetinden en üstün nasibi olan kullarından kıl.
Doğrusu bütün çabam sana yönelmiştir. Gayem yalnız sensin. Sen-sin benim maksadım, başkası değil. Uyumam ve uyanmam yalnız senin içindir, senden başkası için değil. Beni ferahlatacak olan senin likana erişmektir. Gönlümün arzusu sana varmaktır. İştiyakım sana kavuşmak-tır. Şaşkınlığım senin muhabbetinden dolayıdır. Aşkım senin muhabbe-tindir. Rızan benim arzumdur. Hacetim seni görmektir. Talebim sana ya-kın olmaktır. Sana yakın olmak nihai isteğimdir. Seninle münacat etmek sevinç ve huzurumdur. Hastalığıma ilaç, susuzluğuma şifa, aşk ateşime söndürücü ve üzüntümü giderici (şey) senin yanındadır.
Öyleyse yalnızlığıma acıyıp beni bağışlayan, hatalarımı affeden, tövbemi kabul eden, duama icabet eden, temizliğimi koruyan ve ihtiyacı-mı gideren Sen ol.
Beni kendinden koparma, uzaklaştırma; ey benim nimet ve cenne-tim; ey benim dünya ve ahiretim (ve ey merhametlilerin en merhametlisi!)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Cevapla

“Oniki İmamlar'ın Hayatı” sayfasına dön