İslâm'da "Nübüvvet" Peygamberlik İnâncı

Ne az, ne çok. Peygamberler, Allahın buyurduğunu olduğu gibi insanlığa ileten seçilmişlerdir.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
AlevîGenç
Mesajlar: 80
Kayıt: 15 Oca 2007, 15:15
Konum: alevigenc@yolunakurban.com

İslâm'da "Nübüvvet" Peygamberlik İnâncı

Mesaj gönderen AlevîGenç »

NÜBÜVVET:
İlâhî bir vazîfe ve rabbânî bir elçiliktir. Allâh, kullarına doğru yolu göstermek, dünyâda ve âhirette faydalarına olacak, mutluluklarını temin edecek hükümleri bildirmek, onları kötülüklerden, bozguncu gelenek ve göreneklerden arıtmak, hikmet ve marifet sahibi kılmak için içlerinden bâzılarını seçer ve görevlendirir. Bu görev, yalnızca elçilik, emir ve yasakları insanlara ulaştırmakla sınırlı olmayıp, Allâh adına yeryüzünde hilâfet ve imâmet görevini de üslenmek, her yönden beşer için güzel örnekler sergilemeye de şâmildir. Elbette bütün peygamberler günümüzdeki anlaşıldığı mânâda bir önderlik, devlet başkanlığı görevi îfâ etmemişlerdir. Ancak, dönemlerinin şartlarına en uygun bir tarzda, peygamberlik görev alanı içerisinde bulunan bölgelerde, topluma, kavimlerine en ideal örnek önderler, gelecek nesillere de birer numûne olmuşlardır.

Neslimizin ilk insanı ve ilk peygamberi Hz. Âdem (a.s) olup, son peygamberde Hz. Muhammed (s.a.a.)’dir. Kur’ân-ı Kerîm’de ve sahîh rivâyetlerde bildirilen bütün peygamberler haktır. Bu peygamberlerden kimisi, kimisinden derece bakımından üstün olmakla birlikte, en üstün olanı da şüphesiz Hâtemü’l Enbiyâ Hz. Muhammed (a.s)’dir. Peygamberler, kendi aralarında Nebî ve Resûl olarak iki ayrı makamda bilinmekle beraber, bir de bunlar arasında Ulu’l azm denilen peygamberler mevcuttur ki, bunlar; Hz. Nuh, Hz. İbrâhîm, Hz. Mûsâ, Hz. Îsâ ve Hz. Muhammed (Allâh’ın selâmı cümlesinin üzerine olsun.)’dir. Bu peygamberlerin her birisine ayrı ayrı birer şerîat verilerek, kitaplar gönderilmiş olması, onların “Ulu’l azm” peygamberlerden kabul edilmesine vesîle olmuştur.[12]

Yüce Allâh, peygamberlerini risâlet ve teblîğ ile görevlendirdiğinde bir kısım kimseler, onları reddetmiş ve amansız bir mücâdeleye girişmişlerdir. Allâh-u Teâlâ’da, elçisinin hak olup, kendisi tarafından seçilerek atandığının isbâtı için onlara bâzı mucizeler vermiştir. Bu mucizeler, genellikle peygamberlerin dönemlerindeki îmânsız insanları susturacak, iknâ edecek, o günün en gözde olan ilmî-edebî ve aklî gelişmelerinin üstünde tezâhür etmiştir. Kâinâtın efendisi olan Zât’a da (s.a.a.) yüzlerce mucize verilmiş olmakla beraber, kıyâmete kadar kalıcı olmak üzere Kur’ân-ı Kerîm gibi ebedî bir mucize de verilmiştir. Öyle bir mucize ki; üzerinden zaman geçmekle âdetâ daha da gençleşmekte, Peygamberimizi (a.s) ve teblîğ ettiği hakîkatleri ötelerin ötesinden her asırda tasdîk etmekte “MUHAMMEDÜN RESÛLULLÂH” nûrunu tüm dünyaya yaymaktadır.

Peygamberler mesûliyetlerinin ağırlığının gereği olarak, peygamberliklerini izhârdan önce de sonra da ma’sûm olup, zâhirî ve bâtınî her türlü ayıp, kusur, kir, günah ve çirkinliklerden uzaktırlar. Allâh’ın özel koruması altında tertemiz kılınmakla, insanlığa örnek olmuşlardır. Her birisi, insanların en akıllısı, en güzel ahlaklısı, en olgunu, en sabırlısı, en cesûru, en emîni, en takvâlısı, en cömerdi, en zâhidi ve soyca da en temiz olanıdır. Bu nûr öyle bir nurdur ki, puta tapan, zinâ eden bir soyda karar kılmaz.

Peygamberlerin bâzılarına suhuf, bâzılarına da Tevrat, Zebur, İncil olarak bildiğimiz ilâhî kitaplar verilmiştir. Bunlar, asıl olarak haktırlar, yalnız, günümüzdekiler aslına uygun olmayıp, tahrîf edilmiş haldedirler.

Kur’ân’da adı geçen her hangi bir peygamberi kabûl etmemek, ya da son peygamber Hz. Muhammed (a.s)’den sonra peygamber geldiğini veya geleceğini iddia etmek, son peygambere verilen ve ebedî mucize olan Kur’ân-ı Kerîm’in tahrîf edildiğini, aslı gibi olmadığını ileri sürmek kişiyi dinden-İslâm’dan çıkarıp kâfir yapar ki, böylesi bâtıl itikâd ve iddialardan Allâh’a sığınırız. Bu şekilde bir inanca sâhip olan kimselerin de ne İslâm ile ve ne de Alevîlik ile bir bağ ve iilişkileri yoktur.[13]

www.ehlibeytyolu.tr.cx
Muhammedî
Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü Ali güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar kahraman
Cevapla

“Peygamberlik (Nübüvvet) İnancı” sayfasına dön